Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/878 E. 2021/760 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/878
KARAR NO : 2021/760

DAVA : Adi Ortaklık Kurulduğunun Tespiti, Alacak, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Adi Ortaklık Kurulduğunun Tespiti, Alacak, Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …O.O ile müvekkili şirket arasında T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (CFCU) tarafından ihalesi açılan IPA Çerçeve Sözleşmesi kapsamında gerçekleşen projenin danışmanlık hizmetlerinin verilebilmesi için ihalenin kazanılması sürecin yürütülmesi ve projenin yararlanıcısı olan AFAD’a sonuçların teslimi için kurulmuş bir konsorsiyum ilişkisi bulunduğunu, davalı tarafın oyalamaya yönelik tutumları sonucu yazılı bir sözleşme yapılmadığını, taraflar arasında %40 ….Ltd. Şti – % 60 Niras şeklinde paylaşım modeline göre % 9 oranındaki yönetim ücretinden müvekkili şirketin %3 oranında yönetim alacağı bulunduğunu, 21/12/2015 tarihinde konsorsiyumu temsilen davalı … ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (CFCU) arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, proje kapsamında müvekkiline toplam 256.000,00-Avro ödenmesinin gerektiğini, davalı tarafça müvekkiline proje kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığını, 07/03/2016 tarihinde davacı ve davalı temsilcilerini katılımı ile toplantının yapıldığını, projenin başladığını, sonradan davalı …’ın müvekkili şirketi konsorsiyumdan ayrılması teklifinde bulunduğunu, talebin müvekkili tarafından reddedildiğini, davalı tarafın söz konusu projeden elde edilecek gelirin tamamını kendi uhdesine geçirmek, zararları ise müvekkili ile paylaşmak niyeti ile hareket ettiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı hiç bir eylemi olmadığı halde konsorsiyum dışı bırakılmaya çalışıldığını, bu konuda baskı uygulandığını, projeye ilişkin gelişmeler konusunda müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, yazışmalara dahil edilmediğini, bu durumun ihale makamına iletildiğini, Türk Borçlar Kanunundaki adi ortaklık ilişkisine göre konsorsiyumun elde ettiği kazançları paylaşmak zorunda olduğunu belirterek müvekkili şirket ile davalı …o.o arasında kurulan bir konsorsiyum ilişkisi olduğunun tespiti ile 2.740.000,00-Avro tutarındaki toplam bütçeye göre hesaplanan yönetim ücretinin %3’üne karşılık gelen yönetim ücreti tutarı olan 82.200,00-Avro’nun temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalı …’ın taraflar arasındaki konsorsiyum ilişkisine, ihale kurallarına ve hukuka aykırı davranışları kapsamında müvekkilini uğramış olduğu manevi zarar tutarı olan 30.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, davalı …’ın Polonya’da yerleşik bir şirket olması, Türkiye’de şubesinin veya mevcut mal varlığının bulunmaması, proje ödemesinin yurt dışında kurulu bir banka hesabına yapılacak olması, dava konusu projenin sonlanması nedeniyle davalı tarafın Türkiye’den ayrılması söz konusu olduğundan müvekkilinin alacağının tahsilinin imkansız hale geleceği, geri dönülmez zararlara uğrayacağını belirterek T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (CFCU) tarafından konsorsiyum adına davalı …’a proje sözleşmesinden doğan bakiye alacakların ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını, taraflar arasında ikili anlaşmalar için müzakereler yürütüldüğünü, paylaşım oranlarının belirlendiğini, paylaşacakları orana hak kazanılması için projede etkin şekilde rol alınması ve projenin tamamlanmasına etkin bir şekilde katkı sağlanma şartı konulduğunu, davalının sebepsiz bir şekilde sözleşmeyi imzalamaktan çekindiğini, konsorsiyumun eylemli olarak kurulduğunu, ihaleye girildiğini, kazanıldığını ve ihale sözleşmesinin imzalandığını, taraflar arasında imza altına alınmayan ancak davacının bilgisi dahilinde olan mail yolu ile gönderilen sözleşmede yazılı olan hususlarda mutabık kalındığının açık olduğunu, buna göre davacının ücrete hak kazanabilmesi için projede etkin rol oynaması gerekliliğinin davacı tarafından da kabul edildiğini, davacının davalıya proje kapsamında yapmış olduğu 9 aylık çalışmaya ilişkin bilgi ve ücret tablosu gönderdiğini, davalı şirket onayına istinaden fatura düzenleneceğinin bildirildiğini, davalıya gönderilen ücret tablosunda yer alan 9 aylık yönetim ücretinin davalı tarafından daha önce 2016 yılının Eylül ayında gerçekleştirilen toplantıda belirtilen sebeplerle kabul edilmediğinin mail yolu ile bildirildiğini, bunun üzerine davacının 9 aylık yönetim ücretine ilişkin kısım hariç olmak üzere 6.113,60 Euro+KDV tutarında fatura düzenlediğini, başkaca fatura düzenlenmediğini ve ihtirazi kayıt konulmadığını, davacının projenin dışında tutulduğuna ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının projeye katkı vermemesinin nedeninin davalının tutumundan değil, projenin tamamlanması için gerekli koşulların davalının kontrolü dışında değişmesi ve davalının müdahale etme yetkisinin bulunmadığı proje gerekliliklerinden kaynaklandığını, projenin yapıldığı ülkenin yerel şirketin sahip olduğu uzmanlık ve tecrübeye projenin başlamasıyla ihtiyaç duyulmadığının anlaşıldığını ve bu nedenle davacının projeye katkı sağlamasına neden olacak bir desteğe ihtiyaç olmadığını, davalının ihalenin kazanılmasında önemli bir etkisi ve katkısı olmadığını, buna rağmen davacıya 40.000Euro tutarında bir teklif yönetildiğini ancak davacının kabul etmediğini, davacının hiçbir ödeme alamadığı iddiasının da gerçek olmadığını, davalının davacıya 7.214-Euro tutarında bir ödeme gerçekleştirdiğini, davalının projeyi tamamladığını, davacının herhangi bir masraf yapmadığı gibi zararının da olmadığını, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, taraflara arasında adi ortaklık kurulmuş olduğunun tespiti, ortaklık anlaşması kapsamında yönetim ücretinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili UYAP sisteminden sunmuş olduğu 12/10/2021 tarihli dilekçesinde, taraflarca anlaşma sağlanması nedeniyle davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekil UYAP sisteminden sunmuş olduğu 13/10/2021 tarihli dilekçesinde, davacı’nın feragat beyanı neticesinde huzurdaki davanın feragat nedeniyle reddine, tarafların ve taraf vekillerinin birbirlerinden vekalet ücreti, yargılama gideri, harç, avans, masraf ve sair nam altında herhangi bir talepleri bulunmadığından bu husus dikkate alınarak karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 8.975,52TL harçtan mahsubu ile kalan 8.916,22TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraf vekillerinin beyanına göre tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.14/10/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza