Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/859 E. 2022/534 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/859
KARAR NO : 2022/534

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 02/08/2010 tarihinde yapılan anlaşma uyarınca … Üniversitesine ait binalarda kalıp, demir, beton, prefabrik döşemelerin yerine yerleştirilmesi ve hasır çelikli bağlayıcı betonların atılması işinin yapımının davalı tarafından üstlenildiğini, davacının … idaresi ile anlaşmayı yapan asıl yüklenici olduğunu, iş programına göre 3,5 ay gecikmenin meydana geldiğini, … idaresi ile yapılan sözleşme gereği firmalarına günlük 100.000.-USD olarak yansıtılacağının, söz konusu gecikme nedeniyle firmalarının toplam şu an itibariyle 10.500.000.-USD zarara sokulduğunu, bu cezanın işveren idare tarafından taraflarına yansıtılacağını, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme uyarınca gecikilen iş karşılığında davalının davacıya ayrıca günlük 5.864,00USD cezai şart ödemesi de gerektiğini, bu kaleme karşılık gelen cezai şartın toplam tutarının 615.000,00 USD olduğunu, davalının sözleşme uyarınca vermesi gereken kesin teminatı vermediğini, davalı şirketin çalıştırdığı Türk işçilerin kaçak olduğunu, herhangi bir sigorta primi de yatırmadığını, kaçak işçi çalıştırarak davacıyı zor duruma düşürdüğünü, çalıştırılan işçilerin ücretinin davalı tarafından ödenmediğini, 101.695,00 USD davacının işçilere ödeme yaptığını, sözleşmenin 27/01/2011 tarihinde davacı tarafından ….sayılı ihtarnamesi ile fesih edildiğini, iş tamamlanmadan davalının şantiyeden ayrıldığını, davalı şirketin yükümlülüğü altında bulunan ve henüz yapımı devam etmekte olan kalan işlerin nam ve hesabına bir başka firmaya yaptırılmak üzere anlaşma yapıldığını, ikinci taşeronlarına davalı şirkete göre fazladan ödeyecekleri tutarın toplam. 410.000,00 USD olduğunu belirterek şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22/10/2010 tarihli sözleşmenin bulunduğunu, ancak davalının yüklendiği işlerin bir kısmını yerine getirebilmesi için davacının yükümlülüğündeki bir takım imalatların ve projelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini, elektrik ve mekanik projeler onaylanmadan davalının imalatı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle gecikmenin davacıdan kaynaklandığını, mekanik ve elektrik problemlerinin kısmen çözüldüğünü, bir kısım problemlerinin halen çözülmediğini, davacının hakkını kötüye kullandığını, davacının kolonların çelik elemanlarını temeldeki ankrajları zamanında temin edemediğini, akdin fesih edilmesinde davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığnı, davacının alacağının bulunmadığını aksine davalının alacaklı olduğunu, davalı tarafından yapılan 1 ve 2 nolu hak edişlere ilişkin fatura bedellerinin tam olarak ödenmediğini, sözleşmenin sona ermesine rağmen teminat kesintisinin iade edilmediğini, ilk 2 hak edişe girmeyen imalatların bulunduğunu, bunların ödenmediğini, davalı müvekkili tarafından sözleşme nedeni ile işçi ücret giderleri, noterlik masrafları, şantiye faliyet giderleri, amortisman, genel yönetim ve finansman gider payı harcaması yapıldığını, ayrıca sözleşmenin tamamlanama nedeni ile davacının bu sözleşmeden beklediği kârı da elde edemediğini belirterek tüm kalemlere ilişkin 25.000,00-TL’nin fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili ıslah dilekçesi ile; sözleşmenin haksız fesih edilmiş olması nedeni ile yoksun kalınan kâr yönünden 186.522,47-USD, hak ediş alacaklarından dolayı 275.111,80 USD ve damga vergisi yönünden ise 18.042,58-TL’nin davalıdan alınmasını istemiştir.
GEREKÇE :Asıl dava, sözleşmenin haklı feshi nedeni ile uğranılan zararın tazmini, karşı dava ise iş bedelinin tahsili, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile yapılan masraflar ve mahrum kalınan kârın tazmini istemine ilişkindir.
Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl dava davacı yüklenici tarafından, karşı dava davacı taşeron tarafından açılmıştır.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu 30/06/2016 tarihinde; asıl davada, davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne; hakedişlere ve fazla imalata ilişkin davada; 264.361,80-ABD Doları’nın davacı karşı davalı …’dan alınarak davalı karşı davacı ….Ltd. Şti’ye verilmesine, mahrum kalınan kar yönünden açılan davada; 130.565,72-ABD Dolarının davacı karşı davalı …’dan alınarak davalı karşı davacı ….Ltd.Şti’ye verilmesine dair verilen karar davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarih, 2017/150 Esas, 2018/1770 Karar Sayılı kararı ile bozulmuştur.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin bozma kararında özetle; somut olayda; sözleşmenin tarafların ortak kusuru ile feshedildiğinin kabulünün gerektiği, davalı-karşı davalı taşeronun mahrum kalınan kârını talep edebilmesi için fesihte kusursuz olduğunu kanıtlaması gerektiği, ortak kusur halinde mahrum kalınan kâr istenemeyeceği, mahkemece mahrum kalınan kârın reddedilmesi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca; BK’nın 83. maddesi uyarınca seçimlik haklarının kullanıldığı belirtilerek karşı dava tarihindeki Türk lirası cinsinden talepte bulunulduğu, davalı-karşı davacı taşeron, karşı davada yabancı para cinsinden olan alacağının fiili ödeme tarihindeki rayice göre TL karşılığını talep etme hakkı bulunmasına rağmen yabancı para alacağının karşı dava tarihi itibariyle Türk lirası olan karşılığını talep etmek suretiyle seçimlik hakkını karşı dava tarihindeki Türk parası üzerinden istemek şeklinde kullanmış olduğu, seçimlik hakkını bu şekilde kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında bundan dönülemeyeceğini, talep edilip hüküm altına alınan imalat bedelinden kaynaklanan ödenmeyen alacağın ve ıslah ile arttırılan kısmının karşı dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığı bulunarak bu miktarın karşı dava ve ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yerine Amerikan Doları üzerinden hüküm kurulmasının da doğru olmadığı bildirilmiştir.
Asıl dosyada davacı karşı davada davalı olan …’un 16/03/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından bozma kararı …’un mirasçılarına tebliğ edilmiş, … mirasçılarından bir kısmının mirası reddettikleri Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/29 tereke sayılı dosyasında … terekesine Av….’ın temsilci olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 05/11/2020 tarihli celse 1 nolu ara karar uyarınca … tereke temsilcisi Av….’a dava dilekçesi, karşı dava dilekçesi, Yargıtay Bozma Kararı eklenmek suretiyle ihtarlı davetiye tebliğ edilmiştir.
Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/09/2021 tarih 2019/29 tereke sayılı yazısında; mahkemelerinin 2019/29 tereke sayılı dosyasının halen derdest olduğu, resmi defter tutulma sürecinin halen devam ettiği, tereke temsilcisi olarak Av….’ın atanmış olduğu bildirildiğinden mahkememizin 20/01/2022 tarihli duruşmasında TMK.625.maddesi uyarınca Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/29 sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.
Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/04/2022 tarih 2019/29 tereke sayılı yazısında; … terekesine ait resmi defter tutulması işlemi sonuçlanmamış ise de, muris hakkında yürütülen davalılar ve tereke durumu dikkate alındığında davalara devam edilmesinin terekenin aktif ve pasif dengesini etkilemeyeceği kanaati getirildiğinden mahkememizde görülmekte olan davanın görülüp sonuçlandırılmasında dosyalar açısından bir engel kalmadığı bildirilmiştir.
02/06/2022 ve 30/06/2022 tarihli duruşmalara katılan tereke temsilcisi … asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin bozma kararına göre; sözleşmenin feshinin asıl nedeninin işlerin gecikmesi, işçi sayısının azlığı veya yurt dışında vergi mükellefi olunmaması değil proje ve müşavir şirket onayının beklenmesi olduğu, bu durumda esas sorumluluğunu yerine getirmeyen davacı-karşı davalının fesihte haksız olduğu, davacının akdi fesih etmesinin haklı nedene dayanmadığı, davanın haksız olarak davacı tarafından fesih edilmesi nedeni ile de davacının cezai şarta ilişkin talepte bulunamayacağı anlaşılmakla asıl davanın reddine,
Davalı-karşı davacının mevzuata aykırı kaçak işçi çalıştırmak ve … vergi yasalarına göre gerekli işlemleri yapmamak sureti ile davacı-karşı davalı yükleniciyi sorumluluk riski altına sokması ve işçi ücretlerini ödememesi nedeni ile kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı yüklenicinin de işin gecikmesine sebep olması ve ödemelerde kısmi olarak gecikmesi nedeni ile kusuru bulunduğu, bu hali ile sözleşmenin tarafların ortak kusuru ile feshedildiğinin kabulünün gerektiği davalı-karşı davacının sözleşmenin feshinde davacı-karşı davacı yüklenici ile birlikte ortak kusuru bulunduğundan mahrum kalınan kâr talebinin yerinde olmadığı, Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83/III. maddesi hükmünce yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde vade veya fiili ödeme tarihindeki rayice göre Türk parası ile ödenmesi istenebilir. Bu hüküm uyarınca davalı-karşı davacı taşeron, karşı davada yabancı para cinsinden olan alacağının fiili ödeme tarihindeki rayice göre TL karşılığını talep etme hakkı bulunmasına rağmen yabancı para alacağının karşı dava tarihi itibariyle Türk lirası olan karşılığını talep etmek suretiyle seçimlik hakkını karşı dava tarihindeki Türk parası üzerinden istemek şeklinde kullandığı, seçimlik hakkını bu şekilde kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında bundan dönülemeyeceği, davalı karşı davacının imalat bedelinden kaynaklanan ödenmeyen alacak tutarının 264.361,80 USD olduğu, karşı dava tarihi olan 14.03.2011 tarihinde efektif satış karşılığının 418.458,29TL olduğu, karşı davacının bu tutarın ödenmesini talep edebileceği anlaşıldığından karşı davada davanın kısmen kabulüne dair aşağıda yazılı hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davanın REDDİNE,
a-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 148,50 TL’nin mahsubu ile kalan 67,80 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talebi halinde davacı tarafa iadesine,
b-AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından asıl davada yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜNE
418.458,29 TL nin 25.000,00 TL sinin karşı dava tarihi olan 14/03/2011 tarihinden itibaren kalan 393.458,29 TL sinin ıslah tarihi olan 11/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte karşı davalı … terekesinden alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
a-Alınması gerekli 28.584,88 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 24.129,64 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.455,24 TL harcın, ilk kararın harç tahsil müzekkeresi bozma nedeniyle iptal edildiğinden, davacı karşı davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir yazılmasına,
b- Karşı davacı tarafından yatırılan 24.129,64 TL peşin ve ıslah harcının karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
c-Karşı davada karşı davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvuru harcı, 9.000,00 TL bilirkişi ücreti, 103,00 TL önceki karardan önce yapılan tebligat ve posta gideri, 576,00 TL önceki karardan sonra yapılan tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 9.697,40 TL yargılama giderinin 5.553,40 TL’sinin davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
d-AAÜT uyarınca belirlenen 37.742,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren karşı davacıya verilmesine,
4-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

İşbu mahkeme kararına karşı HMK 341 ve 345. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yoluna başvuru yapma hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı oy birliği ile karar verildi.30/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza