Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/833 Esas
KARAR NO : 2021/51
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
KARARYAZ.TRH.: 21/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Davalı tarafından müvekkili aleyhine … Müdürlüğünün … sayılı dosyasından 166.500,00-TL ana para ve 38.174,18-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 204.734,18-TL tutarında takip başlatıldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının her ne tadar siteler’de aliminyum doğrama işleri yapmakta ise de müvekkili ile bu işi kapsamında yapmış olduğu herhangi bir alışverişi bulunmadığını, ortada ne kesilmiş bir fatura ne de alınmış bir mal söz konusu olmadığını, 2011 yılı itibarıyla 166.500,00-TL satın alma gücü olan bir paranın borç olarak 5 yıllığına verilmesi ve vade tarihinden sonra 2 yıl hiçbir işlem yapılmaksızın beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalını aynı zamanda tefecilik işleri yaptığı ve sahte senet düzenlediğini tanıkları ile kanıtlayabileceklerini, davalı hakkında sahte senet düzenlemek suçundan ceza almış ve hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı verildiğini, davalını adli sicil arşiv kaydı celbedildiğinde bu durumun anlaşılacağını, senet incelendiğinde üzerinde tarihlerin sonradan doldurulduğu ve tanzim tarihi 23/11/2011 olan senedin zamanaşımına uğramaması için vade tarihinin 23/11/2016 olarak alacaklı tarafından değil ciranta tarafından sonradan eklendiğinin yapılacak kaligrafik inceleme sonucu anlaşılacağını, taraflar arasında gerçek bir alacak ilişkisi olması halinde 5 yıllık vadeden sonra alacağın tahsili için 2 sene icra takibi yapılmaksızın beklenmeyeceğini, müvekkili davalı hakkında Masak ve savcılık nezdinde 19/11/2018 tarihi itibarıyla şikayette bulunduğunu,… … Müdürlüğünün … sayılı dosyasından davalı tarafından yapılan 204.734,18-TL’sını borçlu olmadıklarının tespiti ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine…” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle ” davanın dava dilekçesinde asılsız ve gerçek dışı beyan yanında dayanaksız iddialarda bulunan davacı taraf, takip dayanağı senetteki imza kendisine ait olmasına rağmen davalı müvekkiline borcunun olmadığını, varsa dahi borcun zamanaşımına uğradığını, sırf borcun zamanaşımına uğramasının önüne geçilmesi için vade tarihinin sonraki bir tarih olarak atıldığını, dolayısıyla … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile talep edilen 204.734,18.71 yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, davacı … tarafından … lehine keşide edilen ve lehtar … tarafından da müvekkile ciro edilen 23/11/2016 vadeli ve 166.560,00.TL bedelli kambiyo senedinden dolayı davacı keşidecinin neden ve niçin müvekkiline borcunun bulunmadığını hukuki dayanakları ile birlikte açıklaması gerektiği gibi, senet üzerindeki imzayı kabul eden davacının keşideci sıfatıyla borçlu olduğunu müvekkilinin ciranta sıfatıyla alacaklı olduğu noktasında duraksama bulunmadığından, davacının müvekkilline herhangi bir alışverişi bulunmadığına dair iddiasının takdirini mahkemeye bıraktığını, alacak ya da hakkın zamanaşımına uğraması ile, herhangi bir kambiyo evrakının bu vasfını kaybetmesini birbirine karıştıran davacı tarafın, akıl ve mantık sınırlarını zorlamak suretiyle “alacak zamanaşımına uğramasın diye takip dayanağı kambiyo evrakına sonraki bir vade eklenmiştir” demesine ve müvekkilinin ciranta sıfatıyla alacaklı olduğunu gözden uzak tutmuş olmasınına diyecek bir söz bulamadıklarını, davayı 26/11/2018 tarihinde açan davacının davanın ikamesinden sonraki bir tarih olan 03/12/2018 tarihinde avukatı vasıtasıyla müvekkiline müracaatla borcu olduğunu, bu borcunu ödemekte geciktiğini beyanla borcun yapılandırılması suretiyle ödeyeceğini taahhüt etmiş ve yapılan müzakerelerin neticesinde ekteki “Sözleşmedir” başlıklı Protokol akdedilmiş olduğunu, protokol kapsamına göre dahi davacının eldeki davayı açmakta haksız olduğunu ve daviç dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığı noktasında duraksama bulunmadığını, davacının işbu davayı açan vekili Av. … tarafından imzalanan “Sözleşmedir” başlıklı metin içeriğinden de anlaşılacağını davacı, davalı müvekkiline olan borçlarını ödemediğini, ödemediği borcun içerisinde herhangi bir faiz olmadığını kabul ve beyan etmiş, toplam 220.000.TL olarak kararlaştırılan borcun 20.000.TL’sinin 01/02/2019 tarihinde, 50.000.TL’sinin 15/02/2019 tarihinde, 50.000.TL’si 15/03/2019 tarihinde, 50.000.TL’sinin 15/04/2019 tarihinde, 50.000.TL’sinin 15/05/2019 tarihinde müvekkiline ödeneceği hususunda taraflar arasında mutabakata varılmış ve davacı asilin, anılan Sözleşme hükümlerine uygun olarak 05/12/2018 tarihinde … Müdürlüğüne müracaatla borca bir itirazı olmadığını, takip dayanağı bono altındaki imzanın da kendisine ait olduğunu ifade ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu, dava dilekçesinde yazılı olanın aksine, davacının müvekkiline borcunun bulunduğu, toplam 220.000.TL olarak kesinleştirilen borcun ödeneceği hususunda 03/12/2018 tarihinde taraflar arasında mutabakata varıldığını, varılan mutabakata uygun olarak davacı yanca 05/12/2018 tarihinde icra müdürlüğüne müracaatla İcra Ödeme Taahhüdünde bulunulduğu hususları birlikte ve bir arada düşünüldüğünde, dava dilekçesinde yer alan ve hiçbir dayanağı bulunmayan iddialara itibar edilmeksizin ve herhangi bir yargılama işlemi yapmaya dahi gerek olmaksızın haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını… ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
… Müdürlüğünün… E sayılı dosyasının getirtildiği görülmüştür.
Davacı ve vekilinin 20/01/2021 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini ,aynı dilekçede davalı vekilinin de vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını belirttiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Feragat müessesi 6100 sayılı HMK’nın 309/1’de “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.” 309/2’de “Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. ” şeklinde tanımlanmıştır.
Yine aynı Kanun’un 310/1.maddesinde de; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı tarafça bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de, yargılama devam ederken davacı ve vekilinin 20/01/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşılmakla, aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davacının davasının reddine,
2- Peşin alınan harcın Alınması gereken 59,30 TL Red harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 3.437,05 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, yatırılan gider avansından bakiye miktarın yatırana iadesine,
4-Talep, feragat dikkate alınarak davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına,
Dair Tarafların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 20/01/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.