Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/760 E. 2021/521 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/760 Esas
KARAR NO : 2021/521 Karar

DAVA : Ticari Şirket (Birleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARAR YZL. TRH. : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Birleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …’nin 25.05.2017 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında, şirket faaliyet alanına göre kısmi bölünme ile (Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı) … olarak bölünmesine karar verildiğini, bölünme işleminin tescili için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurulduğunu, tescil işleminin yapılmadığının haricen öğrenildiğini, … A.Ş. adına davalıya 01.06.2017 tarih ve … sayılı yazı gönderilerek, tescil işlemlerinin tamamlanmasının istendiğini, … adına gönderilen yazıya davalı Müdürlükçe cevap verilmediğini, Müdürlüğün … A.Ş.’ye hitaben yazdığı 02.06.2017 tarihli yazısı ile tescil talebinin reddedildiğini, red kararının 05.06.2017 tarihinde … A.Ş.’ye tebliğ edildiğini, red kararında şirketin ticaret sicil dosyasında …’nin alacaklılarından …Bankası … Şubesinin Ankara …Noterliği vasıtasıyla keşide edilen 23.05.2017 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ite “müvekkilden olan alacaklarının teminatlandırılmadığı sürece bölünme işleminin tescil edilmemesi” yönünde şerhin mevcut olduğunu, .. Bankasının şerhi nedeniyle Bölünme İşleminin tescil edilemeyeceğinin belirtildiğini, Türk Ticaret Kanununun 174.maddesine göre bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmediğinin ispatı hâlinde teminat altına alma yükümünün ortadan kalkacağını, bölünme işlemi ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmediğinin bağımsız denetçi SMMM tarafından yapılan incelemeler ve hazırlanan raporlar ile hiçbir tereddüde ver vermeyecek şekilde açıkça ortaya konulduğunu, kısmi bölünme işleminin faaliyet konusu (iş kolu) bazda olduğunu, maddi unsurlara ilişkin olmadığından tek başına ekonomik değeri olmayan şirkete ait uzmanlık belgelerini kapsadığını, alacaklıların alacak haklarını zarara uğratacak nitelikte olmadığını, kısmi bölünme nedeniyle iş bitirme belgeleri dışında …’ya ait ödenmiş sermayenin yalnızca 50.000,00-TL tutarındaki kısmının nakdi sermaye olarak …’ya aktarılacağını, bunun dışında ayni veya nakdi başkaca herhangi bir hakkın devrinin söz konusu olmadığını, bölünen şirketten ekonomik değer olarak asgari düzeyde aktarılan söz konusu tutarın alacaklıları mağdur edecek nitelikte olmadığının bağımsız denetçi SMMM raporları ile ispatlandığını, İş Bankasının bahse konu alacağının kesinleşmiş bir alacak olmadığını, reddedilen tescil talebinin gereğinin yapılması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … Sicil Müdürlüğü davaya cevap vermemiştir.
Feri Müdahil …Bankası vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili bankanın…. ile davacı ……A.Ş arasında bu şirkete kullandırılan kredilerden dolayı ayrıca davacı şirketin kefil olduğu dava dışı ….A.Ş’ye kullandırılan kredilerden dolayı müvekkili bankanın nakdi ve gayri nakdi alacağının bulunduğunu, hesapların kat edildiğini, ihtarlara rağmen ödemelerin yapılmadığını, borç ödenmediğinden davalı şirketin TTK 157 ve 175. maddelerine göre teminat göstermek zorunda olduğunu, davacı şirketin bölünmesine muvafakat etmediklerini bildirmiş, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Ticaret Sicil Müdürlüğünün bölünme işleminin tescil talebinin reddine dair kararına TTK 34. maddesi uyarınca itirazdır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen … İnşaat Tic. A.Ş.’ye ait bilgi ve belgeler Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından gönderilen … esas sayılı dosya örneği Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
TTK 34. maddesinde, ” (1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.(2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir. ” hükmü bulunmaktadır.
Bölünmenin ticaret siciline tesciline itiraz eden … Bankası vekili,TTK 34/2 maddesi uyarınca duruşmada dinlenmiş, müvekkili bankanın nakdi ve gayri nakdi alacağının bulunduğundan davacı şirketin bölünmesine muvafakat etmediklerini dair dilekçelerini duruşmalarda tekrar etmiştir
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre; davacı tarafa taleplerinin reddedildiğine dair kararın 02/06/2017 tarihinde teslim edildiği, tebliğ tarihinin bu tarih olarak kabulü gerektiği, TTK 34. maddesi uyarınca davacı tarafın Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün kararına karşı 8 günlük süre geçtikten sonra itirazda bulunduğu anlaşıldığından yasal sürede yapılmayan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.H.D. …K. Sayılı kararı ile davanın süresinde açıldığının kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup, Bilirkişi 23/09/2019 tarihli raporunda özetle; şirketin bölünme işlemlerinin yasada belirlenen şekil ve şartlarda gerçekleştiğini, bağımsız denetçi tarafından verilen raporların mali kayıtlar ve prosedürlere uygun gerçekleştiğini, bu kapsamda bölünme ile alacaklıların alacaklarını almasının tehlikeye düşmesinin söz konusu olmadığını, sermayeye konu işlemin TTK 175/2 maddesi kapsamında teminatlandırma kapsamında bulunmadığını, sermayeye konu unsurun iş bitirme ve deneyim belgesi olması sebebiyle aktif değer bilançosunda mevcut haliyle aktif değeri bulunmadığından alacaklıların menfaatini etkileyecek bir unsurun bulunmadığını, parayla satılacak bir değer olmadığını, Ticaret Sicil Memurluğunca tescil işleminin red edilmesinin yapılan değerlendirmeler ve dosya içeriği bağımsız denetçi raporundaki tespitler nedeniyle haksız olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi heyetine hesap uzmanın eklenmek suretiyle alınan 08/01/2021 tarihli ek raporda özetle; şirketin bölünme işlemlerinin yasada belirlenen şekil ve şartlarda gerçekleştiğini, bağımsız denetçi tarafından verilen raporların mali kayıtlar ve prosedürlere uygun gerçekleştiğini, bu kapsamda bölünme ile alacaklıların alacaklarını almasının tehlikeye düşmesinin söz konusu olmadığını, sermayeye konu işlemin TTK 175/2 maddesi kapsamında teminatlandırma kapsamında bulunmadığını, sermayeye konu unsurun iş bitirme ve deneyim belgesi olması sebebiyle aktif değer bilançosunda mevcut haliyle aktif değeri bulunmadığından alacaklıların menfaatini etkileyecek bir unsurun bulunmadığını, hesap bilirkişinin sunduğu raporda özetle; bölünme sonucunda, … A.Ş.’nin devrettiği iş koluna ilişkin faaliyeti sona ererken payları ve hakları bölünen … A.Ş. Ortaklarına ait olacak … A.Ş. Nin devraldığı iş kolunda … A.Ş. İş bitirme belgeleri ile kamu ihalelerine katılarak gelir elde edeceği, … A.Ş’ nin alacaklarının bu şirketten ancak ikinci derecede ve belirlenen koşulların varlığı halinde alacaklarını talep edebilecekleri ve bunun uzun bir süreç gerektirdiği tespit edilmiş, bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşeceği, bu nedenle de teminat altına almak yükümlülüğünün ortadan kalkmadığı kanaatine varıldığı belirtmiştir.
Türk Ticaret Kanununun Alacakların teminat altına alınması başlıklı 175. Maddesinde; “Bölünmeye katılan şirketler, 174 üncü maddede öngörülen ilanların yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde, istemde bulunan alacaklıların alacaklarını teminat altına almak zorundadırlar.
Bölünme ile, alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşmediğinin, ispatı hâlinde, teminat altına almak yükümü ortadan kalkar.
Diğer alacaklıların zarara uğramayacaklarının anlaşılması hâlinde, şirket, teminat göstermek yerine borcu ödeyebilir. ” hükmü bulunmaktadır.
Türk Ticaret Kanununun Bölünmeye katılan şirketlerin ikinci derecede sorumluluğu başlıklı 176. Maddesinde;” Bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar.
İkinci derecede sorumlu olan şirketlerin takip edilebilmeleri için, alacağın teminat altına alınmamış ve birinci derecede sorumlu şirketin;
a) İflas etmiş,
b) Konkordato süresi almış,
c) Aleyhinde yapılan bir icra takibinde kesin aciz vesikası alınmasının şartları doğmuş,
d) Merkezi yurt dışına taşınmış ve artık Türkiye’de takip edilemez duruma gelmiş veya
e) Yurt dışındaki merkezinin yeri değiştirilmiş ve bu sebeple hukuken takibi önemli derecede güçleşmiş, olması gerekir.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …’nin 25.05.2017 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında, şirket faaliyet alanına göre kısmi bölünme ile … olarak bölünmesine karar verildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğünün bölünme işleminin tescil talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın, bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşüp düşmediği, teminat alma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı oluşturmaktadır.
Alacaklıların alacaklarını bölünen şirketten talep edebilmeleri için TTK 176.maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde mümkün olacağı, belirli koşulların varlığında ikinci dereceden sorumlu şirkete başvurulabileceği, … A.Ş’ nin alacaklarının bu şirketten ancak ikinci derecede ve belirlenen koşulların varlığı halinde alacaklarını talep edebilecekleri, bölünme ile alacaklıların alacaklarının tehlikeye düşeceği, bu nedenle de teminat altına almak yükümlülüğünün ortadan kalkmadığı kanaatine varılarak TTK 34. Maddesi kapsamında yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 34. Maddesi kapsamında yapılan itirazın reddine,
2-Masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Alınması gerekli 59,30-TL TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harçtan düşümü ile bakiye 27,90-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E İMZALIDIR.

Hakim …
E İMZALIDIR.