Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/465 E. 2022/1035 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/465 Esas – 2022/1035
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/465 Esas
KARAR NO : 2022/1035

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARARYAZ.TRH: 02/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Davacılar vekili davacılar …, …, … … … ve … … …’un 27.04.2001 tarihinde vefat eden … …’nin mirasçıları olduklarını, vefat eden … …’nin … Anonim Ortaklığında (…) kurucu hisseler satın aldığını ve miras bırakan olduğunu, aynı şekilde … … … ve … … …’ın 18.08.1984 tarihinde vefat eden …’in mirasçıları olduklarını, …’nun kuruluşu esnasında …’e ait binayı kiraladığını bu süreçte …’in gerek kendi ismine gerekse de torunu … … … adına kurucu hisseler satın aldığını, davacılar vekilinin müvekkillerinin miras bırakanları … … ve …’in … hissedarı olduğunun ….numaralı tutnağı ile sabit olduğunu, müvekkillerinin tamamının …’nun ortağı olduğunu, miras bırakanların kuruluştan gelen ortaklık haklarının herhangi bir devir veya benzeri bir muameleye maruz kalmadığını, ortaklık haklarının devam ettiğini, davalı idarenin 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye dayanmakta ise de herhangi bir kamulaştırma veya benzeri el koyma kararı olmaksızın, bedel ödenmeksizin mülkiyet hakkının ortadan kaldırılamayacağını, müvekkillerinin mülkiyet hakkının sona ermesi için kendi hissesine özgü bedelinin ödenmesini ihtiva eden bir işlem olması gerektiğini, bu olmadıktan sonra Mülkiyet hakkının devam ettiğini, davacılar vekilinin davalı idareye başvuru yapıldığını ancak başvuruya olumsuz cevap verildiğinden dava konusu yapıldığını, ayrıca müvekkili davacı … … …’ın oğlu olan ve muris …’ yani dedesi tarafından kendisi adına … hisseleri satın alındığı için … hissedarı durumunda olan … … … tarafından da dava açıldığını, yargılamalar sonucunda ve alınan bilirkişi raporları sonucunda davacı … … …’ın 15.000,00 TL ödenmiş sermay ile 900,00015 paya sahip olduğu, 233 Sayılı KHK ile davalı …’nun KİT sayılması sonucunda davacı … … …’ın pay sahipliği sıfatının karşılığı ödenmeksizin sona erdirildiği, fakat Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …Sayılı kararında yasama işlemleri ile oluşturulan düzenlemelerin ancak başka bir yasama ile değiştirilebileceğini tespit ettiğini, bilirkişiler davanın mülkiyete dair olması ve tazminat talep edilmemiş olması nedeni ile tazminat hesabı yapamayacaklarını belirttiğini, taleple bağlılık ilkesi gereğince o zaman hesaplanmayan tazminatın şimdi hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiğini ve davaya esas değer olarak 105.000,00 TL talep ile davanın kabulüne…, ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “… davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, mülkiyet hakkına dayalı taleplerin haricinde alacak hakkına dayalı bir takım taleplerin ileri sürülmesinde 10 yıllık zamanaşımı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı vekilinin esasa ilişkin itirazlarında …’nun 233 Sayılı KHK ile İktisadi Devlet Teşekkülü olarak teşkilatlandırıldığını ve yasa gereği Hazine ile ilişkilendirildiğini, 24.01.2017 tarihli ve 2017/9756 Sayılı Kararnamenin Eki Bakanlar Kurulu Kararının 2.maddesi hükümlerine istinaden de … … Fonuna devredildiğini, KHK’lerin Anayasa’da öngörülmüş bir hukuk normu olduğunu, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmış olduklarını, bir yasama işlemi olduğunu, bu durumun kanun koyucunun iradesinin hiçe sayılması anlamına geleceğini, Anayasa’da ifadesini bulan hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil edeceğini, davalı vekili Devlet Denetleme Kurulu raporunda …’nun hissedarlık konusu ile ilgili bir araştırma ve denetleme yapılmadığını, kuruluşun eylem ve işlemlerinin incelendiğini, söz konusu raporda 233 Sayılı KHK’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte bir İDT olarak yapılandırılan …’da Devlet dışında bir hissedarın olmayacağının ifade edildiğini, davalı vekili … hisselerinin Hazine ile ilişkilendirilmesinin dayanağını 233 Sayılı KHK oluşturduğunu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinin çeşitli kısımlarında kullanılan el koyma ifadesinin gerçekle bağdaşmadığını, davalı vekili dava dilekçesinde yer alan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.10.2006 tarihli ….Sayılı kararında mülkiyet hakkının yasama işlemi niteliğinde olan 233 Sayılı KHK ile sona ermiş olduğunun hükme bağlandığını, tazminatın kapsamı tespit edilirken ödenmeyen kar paylarının bu kapsama dahil herhangi bir yöntem belirlenmediğini, davacı vekilinin mülkiyet hakkına dayanarak bazı taleplerde bulunmasında çelişkiler olduğunu, mahkemece inceleme esnasına re’sen gözetilecek sebeplerle öncelikle davanın usul hükümlerine aykırılık nedeniyle bunun kabul edilmemesi halinde esas yönünden reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya aidiyeti yönünde hüküm kurulmasını…,” talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Anonim Ortaklığı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Devlet Denetleme Raporunda hisse sahipliğinin tespiti noktasına bir bağlayıcılığı bulunmadığını, …’nun 233 Saylı KHK ile KİT haline getirildiğinden, …’nun statüsünde ve sermaye yapısında meydan gelen değişimin bir yasama işlemi olduğundan, …’nun hisseleri Hazine’de iken daha sonra … Fonu A.Ş.’ye devredildiğinden, KHK ve Ana Statü ile yeniden kurulurken sermayesinin tamamı Devlet’e ait olacak şekilde yapılandırıldığından husumet açısından reddedilmesi gerektiğini, davanın yasama işlemi yapıldığı tarihten itibaren 34 yıl geçtiğini Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesinin tazminat hakkı yönünde karar vermesinden dolayı zamanaşımı değerlendirmesinin tazminat talebine yönelik yapılması gerektiğini, bu davada tazminat talebi için gerekli şartlar oluşmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, kar payının şirket ortaklarına dağıtıldığını, davacı yanın davalı şirket üzerinde bir hissedarlığının bulunmadığını, kar payının … hisselerinin tamamına sahip olan … Fonu A.Ş. dışında başka bir kişiye dağıtılmasının mümkün olmadığını, davacının 1984 yılından günümüze kadar defalarca kez yapılan sermaye artışlarına katılmadığını, davacı tarafın 1984 yılından bu yana yapılan yatırımlara da katılmadığını, davalı … Anonim Ortaklığı vekili davacı yanın 1984 yılından beri …’nun ortağı olmadığı, sermaye artışlarına katılmadığı, yatırımlarda karar mekanizmasında yer almadığı dikkate alındığında dava tarihine kadar ödenmeyen kar payları üzerinden hak talebinde bulunmasının hukuka ve toplumun adalet anlayışına aykırı olduğundan davanın husumet yokluğundan, zamanaşımından, esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini …,” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Davacılar tarafından pay sahipleri … ve … … … ve … … eşi … … … veraset ilamlarının ibraz edildiği, Davada taraf olmayan … mirascıları Ayşe … Dikriker,…,…’in bulunduğu görülmüştür.
10.12.1954 tarihli ve 8875 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … Kuruluş Ana Sözleşmesinin 6. maddesinde … … kurucu sıfatıyla sermaye taahhüdünde bulunanlar arasında gösterildiği … 31.10.1983 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yetki belgesinde imza için yazılan ismin “… …” şeklinde geçtiği 31.10.1983 tarihli Genel Kurul Hazirun Cetveline göre … …’ nin %0,00075pay oranına sahip bulunmaktadır denildiği görülmüştür.
Ticaret sicilinden davacılar murisi … …’nin ticaret sicil kayıtları araştırılmış, davacılar vekilince … A.O . Tarafından murise hitaben yazılan muhtelif yazı suretleri, muris adına yapılan ödeme dekont suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….karar sayılı dosyası getirtilmiş, davacılarının … … … ve … … …, davalılarının … Anonim Ortaklığı ve Hazine Müşteşarlığı, dava konusu ortaklığın ve kâr payı miktarının tespiti ve tahsili olduğu, mahkemenin 13/12/2017 tarihli kararı ile davalı …’nun değiştirilmiş ana sözleşmesinin 22. Maddesinde Hazineye intikal eden hisse senetleri hakkında KHK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup KHK’nin tasfiye başlıklı 38/son fıkrası ile gerçek ve tüzel kişilerin TTK’dan doğan ortaklık hakları saklı tutulmuştur, davacının iş bu davada tazminat istemi bulunmayıp yasama işlemini ortadan kaldırıcı nitelikte ortaklığın tespiti istenmiştir, bu durumda belirtilen gerekçeler ile … Davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin …. sayılı ilamının tetkikinde davacılarının … … … ve … … …,davalısının, … olduğu,dava ile …’den miras kalan … hissesine tekabül eden payların kendilerine ait olduğunun tespiti, hak sahiplerine iadesi, kar paylarının Merkez Bankası tarafından belirlenen avans faiziyle birlikte ödenmesi ile yapılacak kar dağıtımında hisselerine düşen kar payının ödenmesi olduğu ilam ile ” 07.03.1954 tarihinde 6327 sayılı … Anonim Ortaklığı Kanunu ile kurulan … Anonim Ortaklığının ana sözleşmesi, “kurucular” başlıklı- ikinci maddesinde sayılan 10 kurucu üyesi tarafından tanzim ve ilzam edilerek 10.12.1954 tarihli ve 8875 sayılı resmi gazetede yayımlandığı, ana sözleşmenin “sermaye” başlıklı altıncı Maddesine göre … nun toplam sermayesi 150.000.000TL, davacının dedesinin de 960,0003333333 oranında hissedar ve kurucu ortağı olduğu, …’nun 18.06.1984 tarihine kadar özel hukuk hükümlerine tabi bir AŞ statüsünde faaliyette bulunduğu, 18.06.1984 tarihli ve 18435 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 233 Sayılı KHK den önce … nun hazine dışında diğer gerçek ve tüzel kişilerin hisseleri de bulunmakta iken 233 sayılı KHK nın resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle anılan KHK hükümleri uyarınca … anılan KHK nın eki cetvelinde yer alan İDT olarak teşkilatlandırılması sonucu hisselerinin tamamının hazine ile ilişkilendirildiği, 09.11.1984 tarihli ve 18570 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Ana Statü” ile … nun kuruluş anasözleşmesinin feshedildiği ve 09.11.1984 tarih ve 18750 sayılı Resmi Gazetede … Ana Statüsünün yayımlandığı anlaşılmaktadır. …Davacı tarafından 09.11.1984 gün ve 18750 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … Ana Statüsünün iptali istemiyle açılan dava sonucunda Dairemizin 24.05.2012 tarih ve E:2012/2609,K:2012/2488 sayılı kararıyla ve “09.11.1984 gününde Resmi Gazete’de yayımlanan statünün iptali istemiyle bu tarihi izleyen günden itibaren başlayan 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 20.07.2011 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı” gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Bu durumda, … nun hisselerinin tamamının hazineye ait olduğunun 233 sayılı KHK hükümleri ile gerçekleştirilmesi ve böylece İDT statüsüne alınarak 09.11.1984 tarih ve 18750 sayılı Resmi Gazete’de … Anonim Ortaklığı ana statüsünün yayınlanması karşısında, bu tarihten itibaren süresinde açılmayan davanın esasının incelenmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.” denildiği görülmüştür.
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesisin … K sayılı dosyasının tetkikinde davacısının … … …, davalısının …,dava konusunun , ortak olunduğunun tespiti ile hisselerinin güncel olarak pay defterine kaydı, kar payı ve oy kullanmak üzere tüm ortaklık haklarından faydalanabileceğinin hüküm altına alınması ile dava tarihine kadar ödenmeyen kar payı miktarının tespiti ile bunun ödenmesine karar verilmesi olduğu ilam ile “Davalı …’nun değiştirilmiş ana sözleşmesinin 22.maddesinde hazineye intikal eden hisse senetleri hakkında KHK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, KHK.’nun Tasfiye başlıklı 38.maddesinin son fıkrası ile gerçek ve tüzel kişilerin TTK.’dan doğan ortaklık hakları saklı tutulmuştur. Davacının önceki ana sözleşmeye dayalı ortaklığa bağlı olan hakları kendisine ancak tazminat talep hakkı verebilir. Eldeki davada tazminat istenmeyip yasama işlemini ortadan kaldırıcı nitelikte ortaklığın tespiti istenmiş olup, anılan gerekçelerle davanın reddine karar ” karar verildiği görülmüştür.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 22/10/2020 tarihli raporda “…İşbu dosya açısından emsal karar niteliğindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ..K. sayılı kararı uyarınca dosyada mevcut belgeler çerçevesinde yapılan incelemede Davacıların murisleri olan … …’ye ait %0,00075 oran.ında ve …’e ait %0,00015 oranında hisselerin mülkiyetinin 233 sayılı KHK ile 18.06.1984 tarihi itibariyle kamuya geçtiği anlaşılmaktadır….Söz konusu tutarlara, TCMB tarafından hazırlanan enflasyon değerlemesi uygulaması çerçevesinde güncelleme yapılacak olduğunda ise, Müteveffa … …’ye ait devir anındaki % 0,00075 oranı ve 123,85 TL tutarlı ortaklık payının dava tarihindeki değeri 4.964.742,00 TL, Müteveffa …’e ait devir anındaki % 0,00015 oranı ve 24,77 TL tutarlı ortaklık payının dava tarihindeki değeri 992.948,00 TL olarak hesaplanmaktadır.” denildiği, aynı heyetten alınan ek raporda “…. Müteveffa … …’ye ait %0,00075 oranındaki payın tazminat karşılığının 22.06.2018 dava tarih itibariyle Kanuni faiz oranından güncelleme yapılırsa, 40.027,82 TL (KırkbınyirmiyediTLsekseniki kuruş) olduğu, dolayısıyla, Müteveffa … …’nin mirasçıları Davacı …, …, … … … ve … … …’un her birinin 1/4 mira payları karşılığı hak ettikleri tazminatın kanuni faiz oranından güncelleme yapılırsa ayrı ayrı 10.006,96 TL (OnbinaltıTLdoksanaltıkuruş) olduğu, Enflasyon oranından güncelleme yapılırsa 49.647,42 TL (KırkdokuzbinaltıyüzkırkyediTLkırkiki kuruş) olduğu, dolayısıyla, Müteveffa … …’nin mirasçıları Davacı …, …, … … … ve … … …’un her birinin 1/4 mira payları karşılığı hak ettikleri tazminatın enflasyon oranından güncelleme yapılırsa ayrı ayrı 12.411,85 TL (OnikibindöryüzonbirTLseksenbeşkuruş) olduğu, Müteveffa …’e ait %0,00015 oranındaki payın tazminat karşılığının 22.06.2018 dava tarih itibariyle ,Kanuni faiz oranından güncelleme yapılırsa 80.055,63 TL (seksenbinellibeşTL altmışüçkuruş) olduğu, Müteveffa …’in mirasçıları … … … ve … …’ın kanuni faiz oranından güncelleme yapılırsa 80.055,63 TL’den (seksenbinellibeşTL altmışüçkuruş) miras payları oranında tazminat hak ettikleri Enflasyon oranından güncelleme yapılırsa 99.294,80 TL (DoksandokuzbinikiyüzdoksandörtTLseksenkuruş) olduğu, Müteveffa …’in mirasçıları … … … ve … … …’ın kanuni faiz oranından güncelleme yapılırsa 99.294,80 TL’den (DoksandokuzbinikiyüzdoksandörtTLseksenkuruş) miras payları oranında tazminat hak ettikleri” denildiği görülmüştür.

Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin …. K sayılı ilamının tetkikinde “… Dava, davalı anonim ortaklıkta pay sahibi olan davacının 233 sayılı KHK ile devletleştirilen payının güncel reel değerinin nemaları ile birlikte tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının hisselerine karşılık ancak uygun bir tazminata isteyebileceği, bunun da 233 sayılı KHK’nin yürürlüğe girdiği 1984 tarihinde davacının sahip olduğu payların değerinin yıllara göre ticari faiz işletilerek dava tarihindeki güncel değeri olabileceği gerekçesiyle dosya kapsamında bulunan 15.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporundaki hesap yöntemi benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de tarafların istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir. 233 sayılı KHK halen yürürlükte ve geçerlidir, ancak davacının anonim ortaklıkta bulunan hisselerinin mülkiyetine el atılması sonucu doğuran işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davacının tazminat talebiyle ortaya çıkması mümkün olmayıp 233 sayılı KHK’nın 38/5. maddesinde yer alan “Gerçek ve tüzel kişilerin Türk Ticaret Kanunundan doğan ortaklık hakları saklıdır.” hükmünün buna yol açacak mahiyette yorumlanması da mümkün değildir. Davacı tarafından daha önce açılan ortaklığın tespiti istemli açılan davada varılan sonuç ve kesin hüküm düşünüldüğünde de bu yorum tarzının benimsenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davacı, anonim ortaklıktaki payının güncel ve gerçek değerini talep etmiş, mahkemece de 1984 tarihindeki hisse değerine ticari faiz oranları uygulanmak suretiyle faiz işletilmesi ve her dönem başında faizin anaparaya eklenerek faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde güncelleme yapılmış ise de, 1984 tarihindeki hisse değerinin hesap için esas alınması doğru olmakla birlikte benimsenen hesap yöntemi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/3 maddesi uyarınca “Geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemez” hükmünün ihlali niteliğinde olduğundan, işbu hesap modelinin esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denildiği görülmüştür.
Dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 20/06/2020 tarihli raporda “…Dava konusu olayda dosya içeriğinde …’nun 10.12.1954 tarih ve 8875 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ana sözleşme ile kurulduğu, sözleşmede … …’nin kurucu olarak yer aldığı görülmüştür. … …’nin 27.04.2001 tarihinde vefat ettiği nüfus kayıt örneğinden tespit edilmiştir. … … ile ilgili …. 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği 01.08.2021 tarih, 2001/407 Esas ve 2011/477 Sayılı veraset ilamı ile ilgili kararda … … , … … … (…), … ve … (…) şeklinde görülmektedir. 09.02.2021 tarihinde elektronik ortamda Mernisten alınan nüfus kayıt örneğinde de bu kişilerin yer aldığı, … … nin eşi … … ‘nin (çocukları, … … … (…), … ve … (…)) 07.03.2019 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir.14.03.2019 tarihli mirasçılık belgesine göre de, … … Nevzi’nin 07.03.2019 tarihinde vefat ettiği, miras bırakılan 3 payın … … … (…), … ve … (…)’ ait olduğu tespiti yapılmıştır. … Anonim Ortaklığının 31.10.1983 tarihli Genel Kurul Hazirun Cetvelinde … … şeklinde ifade edildiği ve ortaklık pay oranının %0,00075 olduğu görülmüştür. Dosyada ki …’in 18.08.1984 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir. … Anonim Ortaklığının 31.10.1983 tarihli Genel Kurul Hazirun Cetvelinde …’in yer aldığı görülmüştür. İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Sayılı mirasçılık belgesi ile ilgili kararda miras meselesi 24 pay kabul edilerek 8 payın … … …’a, 8 payın … … …’a, 2 payın … ..e, 3 payın …’e, 3 payın …’e ait olduğuna karar verildiği anlaşılmıştır. Davada bu kişilerden … … … ve … … … yer almaktadır. …’in 31.10.1983 tarihli Genel Kurul Hazirun Cetvelinde pay oranının %0,00015 olduğu görülmüştür. Davalı şirketin 18.06.1984 tarihi itibari ile devlete geçtiği, Resmi Gazete’de yayımlanan 233 Sayılı KHK’ye göre ortaklık yapısının 10.000.000 adet hisseye ayrıldığı, sermayenin 10.000.000.000,00 YTL olduğu, o tarihten önceki en son sermaye artırımının 13.11.1980 tarihinde gerçekleştirildiği ve 121 Sayılı … Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı görülmüştür. Davacı … …’nin 75 adet hisse karşılığı 75.000,00 YTL toplam içindeki oranının 75.000,00/10.000.000.000,0050,0000075, …’in ise 15 adet hisse karşılığı 15.000,00 YTL toplam içindeki oranının 15.000,00/10.000.000.000,005=0,0000015 olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirket 18.06.1084 tarihi itibari ile devlete geçtiğinden dolayı bu tarihe en yakın 1983 bilançosu dikkate alındığında 1983 tarihli bilançoda özkaynaklar tutarının 129.075,52 TL olduğu anlaşılmaktadır. Belirlenen özkaynak tutarına göre … …’ye ait 129.075,52*0,0000075=0,9681 TL, …’in ise 129.075,52*0,0000015=0,1936 TL olarak hesaplanmaktadır. Belirlenen tutarlara 18.06.1984 tarihinden dava tarihi olan 22.06.2018 tarihine kadar avans faizi oranından hesaplama yapılarak tazminat tutarı tespit edilmiştir…. … …’nin mirasçılarına ait tazminat tutarı 238.772,4365 TL olarak hesaplanmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ….sayılı Kararında yer alan 818 Sayılı Borçlar Kanunun 104/3 maddesi uyarınca geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüd sebebi ile faiz yürütülemez maddesi dikkate alındığında … … Mirasçıları için 14,2390137 TL hesaplanmıştır. Denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapıldığında tutarın 71.708,59TL olduğu tespit edilmiştir. …’in mirasçılarına ait tazminat tutarı 47.749,23799 TL olarak hesaplanmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …. Sayılı Kararında yer alan 818 Sayılı Borçlar Kanunun 104/3 maddesi uyarınca geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüd sebebi ile faiz yürütülemez maddesi dikkate alındığında … Mirasçıları için 2,84750858 TL hesaplanmıştır. Denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapıldığında tutarın 14.340,24TL olduğu tespit edilmiştir … …’nin mirasçıları, davacılardan … … ..nin vefatı üzerine, çocukları … … … (…), … ve …(…) olup, 3 eşit paya sahip oldukları,Bu Durumda, DAVACILARDAN … … … (…), … ve … (…) yönünden Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmakla;Avans faizine göre talepte bulunabileceği kanaatine varılması durumunda, 238.772,4365 TL/3= 79.590,81TL,Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …. Sayılı Kararında yer alan 818 Sayılı Borçlar Kanunun 104/3 maddesi uyarınca geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüd sebebi ile faiz yürütülemez maddesi dikkate alındığında; 14,2390137 TL/3= 4,74TL Denkleştirici adalet ilkesine göre; 71.708,59TL/3=23.902,86TL …’in mirası 24 pay kabul edilerek 8 payın … … …’a, 8 payın … … …’a, 2 payın …’e, 3 payın …’e, 3 payın …’e ait olduğu anlaşılmakla, (bilirkişi raporunda sehven … … mirasçılarının hesabının kopyalanıp yapıştırıldığı anlaşılmakla resen hesaplama yapılarak) Avans faizine göre talepte bulunabileceği kanaatine varılması durumunda, (238.772,4365 TL/24 x 8= 79.590,81TL bil. tarafından yanlış kopyalanıp yapıştırılan) (DOĞRU OLAN ise) 47.749,23799 TL/24 x8= 15.916,41TL, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …Sayılı Kararında yer alan 818 Sayılı Borçlar Kanunun 104/3 maddesi uyarınca geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüd sebebi ile faiz yürütülemez maddesi dikkate alındığında; ( 14,2390137 TL/24 X8=4,74TL bil. tarafından yanlış kopyalanıp yapıştırılan) (DOĞRU OLAN ise) 2,84750858 TL/24×8=0,95TL, Denkleştirici adalet ilkesine göre; 71.708,59TL/24X8=23.902,86TL bil. tarafından yanlış kopyalanıp yapıştırılan) (DOĞRU OLAN ise) 14.340,24TL/24×8= 4.780,08TL olduğu ….” görülmüştür.
Davacılar vekilinin 13/12/2022 tarihli dilekçesi ile … … … için talebini 20.000,00 TL e, … … … için talebini 30.000,00 TL e, … … …, … ve … için ise 60.000,00 TL e yükselttiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça davacı murisleri … …’ ve …’in sahip oldukları … A.O.kurucu hisselerinin davalı idarenin 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle devletleştirilmesi nedeni ile hisselerin güncel değerinin ve kar paylarının tahsili, davalılar tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Davacılar … … …, … ve … murisi … … ve davacılar … … …, … … … murisi …’in … A.O. kurucu hissedarları oldukları, 31.10.1983 tarihli Genel Kurul Hazirun Cetvelinde … …’nin ortaklık pay oranının %0,00075, …’in pay oranının %0,00015 olduğu, kök muris hisselerinin 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle 1984 yılında devletleştirildiği, yetki yasası ve KHK nin halen yürürlükte bulunduğu, Devletleştirilen hisseler için davacılar tarafından takdir edilecek uygun tazminat talep edilebileceği, devletleştirme işleminin yapıldığı 1984 yılında … …’nin ortaklık pay oranının %0,00075, …’in pay oranının % 0,00015 olduğu, … …’ye ait pay değerinin 0,9681 TL, …’in ait pay oranın ise 0,1936 TL ı olduğu,döviz kurları,altın gümüş,faiz,enflasyon,menkul kıymetler endeksi, maaş artışları , denkleştirici adelet ilkesi dikkate alındığında dava tarihi itibariyle … …’nin pay değerinin 71/708,59 TLı, …’in pay değerinin 14.340,24TL olduğu, davacılar … … …, … ve …’un veraset ilamlarındaki hisseleri oranında 23.902,86-‘ar TL ,davacılar … … …, … … …’ın veraset ilamlarındaki hisseleri oranında 4.780,08-‘er TL talep edebilecekleri oluşa, yargıtay ilamına uygun hesap içermesi nedeniyle itibar edilen 20/06/2020 tarihli bilirkişi raporu, ticaret sicil cevapları ,veraset ilamları ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla devletleştirme sırasında hisse değerleri belirlenip hak sahibi adına yatırılmadığı hususu dikkate alındığında hak düşürücü süre ve zaman aşımının gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığı davalı zaman aşımı itirazları , davacı tarafça ıslahla birlikte faiz talebinde bulunulması, faiz başlangıcı yönünden gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacıların davalarının kısmen kabulüne,
Davacılar … … …, … … … için 4.780,08-‘erTL, davacılar … … …, … ve … için 23.902,86-‘şarTL’sinin ıslah tarihi olan 14/12/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, bakiye talebin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.457,35 TL harcın , dava açılışında alınan 1.793,14 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 4.525,00 TL ıslah harcın toplamından düşülmesi sureti ile fazla alındığı anlaşılan 860,79 TL harcın hükmün kesinleşmesi halinde davacılara iadesine,
Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu, tebligat ücreti, bilirkişi ücreti,müzekkere gideri toplamı 7.883,50 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.782,87 TL’si ile dava açılışında ve ıslah ile alınan harç toplamı 5.493,63 TL den oluşan 8.276,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Davacıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.780,08-‘erTL,vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılar … … … ve … … …’a, 9.200,00 ar TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılar … … …, … ve …’a verilmesine, red edilen kısımlar üzerinden hesaplanan 9.200,00 ar TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı alınarak alınarak davalılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair Taraf vekillerini yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.