Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2022/638 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/429 Esas – 2022/638
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/429 Esas
KARAR NO : 2022/638

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARARYAZ.TRH : 23/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… davalının müvekkili hakkında Ankara …İcra Müdürlüğü’nün eski … ve 2.803.450.646 TL’sı, yenilemeyle de … takip sayılı dosyasıyla 2.803,45 TL’lık alacak takibi yaptığını, takibin halen müvekkili aleyhine devam ettiğini, müvekkilinin davalı bankaya böyle bir borcu bulunmadığını, şu anda … Bankası diye bir banka ve şubelerinin ülke çapında olmadığını, takip konusu alacağın dayandığı bireysel kredi borçlanma ve rehin sözleşmesi altındaki imza ve sözleşmedeki yazılar müvekkile ait olmadığını, müvekkilinin bu hususlara itiraz ederken sehven icra hakimliğine başvurulduğunu, bu nedenle davasının reddedildiğini, davası ret olunan müvekkilinin bunun üzerine … soruşturma numaralı dosyasıyla imzanın kendisine ait olmadığı yönünde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmadığını, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında bulunduğundan ivedi bir şekilde ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu, davaya konu 2.558.692.356 TL lik kredi ve rehin sözleşmesi, 03.09.1998 yılında imza altına alındığını, asıl borçlu borcunu ödemediğini, kefil sıfatıyla müvekkiline takip yapıldığını, kefaletin on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile ,uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefilin ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edebileceğini, kefalet süresinin en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla azami on yıllık yeni bir dönem için uzatılabileceğini, kefil, kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi dışında herhangi bir borçtan sorumlu tutulamayacağını, Genel Kredi Sözleşmesinde doğmuş veya doğacak tüm borçların teminatı olarak ibaresinin bulunmasının bu sonuca etkili olmayacağını, müvekkilinin kefil olduğunun düşünülse bile tüketici mevzuatına göre sözleşmenin puntoları 12 punto olması gerekirken,sözleşme gerekenden oldukça küçük puntolarla yazıldığını, sözleşmenin genel faiz oranı %6,75 ve temerrüt faiz oranı %180 şeklinde çok yüksek olduğunu, icra dosyasında menkul rehni söz konusu olmasına ve kefiller rehinden arta kalan 1999 yılı için 203.450.646 TL’den sorumludur denilmesine rağmen yenileme tüm takip tutarı üzerinden yapıldığını, davasının kabulüne… ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle “…dava dışı asıl borçlu … Gıda Turz. Tur. Nak. Konf. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. Ve müşterek borçlu müteselsil kefileri … … ve davacı … ile müvekkili bankanın mülga Yenimahalle şubesi arasında 7.258.863.984-ETL, 3.132.549.732-ETL ve 2.558.692.356-ETL’lik üç adet taşıt kredisi sözleşmesi akdedildiğini, borcun zamanında ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek Yenimahalle 1. Noterliğinin 24/03/1999 tarih, 8171, 8172, 8175 yevmiye numaraları ile tüm borçlulara kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen ödenmeyen borç için borçlular aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas, …. esas sayılı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılmış olan takiplerde rehinli araçların cebri icra yolu ile satıldığını, her iki dosyadan da rehin açığı belgesi alındığını, yenilenmiş olan takiplerin halen derdest olduğunu, alacağın devam ettiğini, müvekkili bankanın 06/07/2001 tarihinde KHK ile bankacılık işlemleri yasaklanarak tasfiye sürecine girdiğini, o tarihten itibaren tüzel kişiliği haiz olarak alacak tahsil etme işlemlerine devam edildiğini, BDDK’dan Hazine Müsteşarlığından ve Meclis KİT Komisyonundan teyit edilebileceğini, davacı vekilinin böyle bir bankanın mevcut olmadığı yönündeki iddiasının asılsız olduğunu, kredi sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığı yönündeki iddiaların yersiz olduğunu, kredi çekilirken nüfus cüzdanı sureti, ikametgâh belgesini maaşında haciz olmadığına dair belgeler ile prosedür tamamlanarak kredi çekildiğini, kefil olarak sözleşmeye imza atacağını bilmemesi tüm bu iş ve işlemlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, ihtarnamenin keşide edildiğini, 1999 yılında icra tabine geçildiğini…, davacının diğer iddiaları olan zaman aşımını, sözleşme puntolarının 12 punto olması gerektiğine yönelik beyanlarının kabul etmediklerini, tanık dinletme taleplerine muvafakat etmediklerini, %20’den aşağı olmamak şartı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın reddini, davacının bankaya borçlu olduğnun tespitini, ihtiyati tedbir talebinin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğünün … (eski … esas) esas sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının … Bankası A.Ş. Takip borçlularının … Gıda, … … ve …, takip konusunun 2.803.450.646-TL toplam alacak olduğu, takibin 12/05/1999 tarihinde … Esastan başladığı 2015 tarihinde yenilenerek … esas numarasını alarak devam ettiği görülmüştür.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … (eski … esas) esas sayılı dosyasındaki Takibe konu kredi sözleşmesi getirtilmiş tetkikinde, davalı banka ile dava dışı … Gıda Tur. Nak… Ltd. Şti. Arasında imzalanan 2.558.692.356-TL’lik kredi sözleşmesi olduğu sözleşme de müşterek ve müteselsil kefil olarak davacımız … ile dava dışı …’ın imzalarının bulunduğu görülmüştür.
Davacının imza örnekleri alınmış ilgili kurumlardan imza örneklerinin bulunduğu evrak asılları getirtilmiş imza incelemesi yaptırılmış alınan 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda “… Dava konusu belgede bulunan imza ile mahkeme tarafından alınmış imza örnekleri de …’in samimi imzası kabul edilen imzaları arasında belge inceleme kriteri açısından birebir yapılan karşılaştırmalarda …’in kullanmakta olduğu imzanın tetkik konusu imza ile mukayese imzalar arasında genel şekilleri yönünden benzemez olduğu tersim tarzı, meyil ve istikamet, seyir, sürat ve işlekliği, baskısı, çekişler, başlangıç ve bitiş noktaları, dönüşler ve buklelerde genel anlamda büyük farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu belge de bulunan imzanın …’in eli ürünü olmadığına kanaatine varılmıştır.” denildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça icra takibine konu kredi sözleşmesinde ki imzanın kendisine ait olmadığı belirtilerek menfi tespit talebinde bulunulmuş davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Ankara …İcra Müdürlüğünün … (eski … esas) esas sayılı dosyasında takibe konu davalı banka ile dava dışı … Gıda Tur. Nak… Ltd. Şti. arasında düzenlenilen 2.558.692.356-TL’lik kredi sözleşmesindeki kefil sıfatı ile davacı adına atılan imzanın davacı el ürünü olmadığı , sözleşmenin davacı açısından geçerliliğinin ve davacının takip borcu olan (eski 2.803.450.646-TL) 2.803.45TL alacak yönünden sorumluluğunun bulunmadığı bilirkişi raporu, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla davacının menfi tespit talebinin kabulü ile aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının kabulüne,
Davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … (eski … esas) esas sayılı dosyasında takibe konu 2.558,69-TL (eski tutarı 2.558.692,356-TL) tutarlı, kredi borçlusu … Gıda… LTD.ŞTİ olan kredi sözleşmesi (takibe konu borç tutarı 2.803.45TL) nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Dava değeri üzerinden alınması gereken 191,50 TL harçtan peşin alınan 47,88 TL nin mahsubu ile bakiye143,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere gideri ,harç olarak yapılan 2.317,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye avansın hükmün kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Av.As.Üc.Ta. Uyarınca hesap edilen 2.803.45TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair Taraf vekillerini yüzüne karşı, kabul ve red edilen miktar itibariyle HMK 341 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022