Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/370 E. 2021/20 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/370
KARAR NO : 2021/20

ASIL DAVADA
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 06/02/2013
KARŞI DAVADA
İthalat İhracat Mümessillik Müşavirlik San. ve Tic. Ltd. Şti.
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2013
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/11/2011 tarihinde kalker kırma eleme tesis sözleşmesi adı altında anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca davacının sözleşmedeki şartlara uygun şekilde kalker kırma ve eleme tesisinin imalat ve montajını üstlendiğini, işin Ankara… … Köyünde yapılmasının karar altına alındığını, tesise ilişkin alt yapıyı davalının hazırlaması gerektiğini, iş bedeli olarak 1.000.000,00-TL + KDV’nin kararlaştırıldığını, alt yapı ve inşaat alanının hazır hale getirilmesinin davalı iş veren tarafından zamanında yerine getirilmediğini, bu nedenle montaja gecikmeli olarak başlandığını, gecikmenin davalıdan kaynaklanmış olmasına rağmen davalının 2012/13978 sayılı ihtarname ile montajın tamamlanmasını istediğini, karşı ihtarname ile söz konusu montajın yapılacağı yerdeki alt yapının hazır edilmediğini, bu nedenle montajın gerçekleştirilemediğinin davalı yana bildirildiğini, sonuç olarak iki adet besleyici dışında imalatın bitirilip çalışır vaziyette tesliminin yapıldığını, alt yapısının gerçekleşmemesi nedeniyle iki adet besleyicinin teslim edilemediğini, söz konusu bu besleyicilerin bedeli olan 12.850,00-TL’ninde davalıya fatura edilmediğini, söz konusu tesisin davalı tarafından 6 aydır kullanıldığını, ihtarnamedeki faturalara ilişkin davalı iddialarının yerinde olmadığını, işin teslim edildiğini, esas edimin bu olduğunu, davalının sonuçta 677.715,00-TL’lik borcunu ödemediğini belirterek, bu miktarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 13/12/2011 tarihli sözleşmeye göre işin zamanında teslim edilmediğini, işin tesliminin 01/03/2012 tarihi olup, mücbir sebepler dışında bu tarihin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca işin tam kapasite ile üretim yapar şekilde tesliminin gerektiğini, davacının bu şartlara uymadığını, yeterli kapasite de üretim yapan bir tesis kurulmadığını, halen eksik kapasite ile imalatın gerçekleştiğini, davacının çekmiş olduğu ihtarların davalıyı haklı gösterdiğini, bu ihtarlarda zamanında teslimin gerçekleşmediğinin kabul edildiğini, halen imalatta eksik parçalar bulunduğunu, davalının 122.884,26-TL harcayarak iş yerini ve makineyi tamamlamaya çalıştığını, ancak bu hususta başarı sağlanamadığını ve tam kapasite ile tesisi çalıştıramadığını, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiğini, davacının eksik kapasiteli tesis kurması nedeniyle zarar ettiğini, davacının eksik montaj yaptığını, eksik montaj nedeniyle davalının 122.844,26-TL miktarında harcama gerçekleştirdiğini, mevcut işinde geç teslim edildiğini belirterek şimdilik 20.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan tahsilini istemiştir.
GEREKÇE : Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili, karşı dava; cezai şart, eksik ve ayıp giderim bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı yaptığı işin karşılığını istemiş, karşı davada ise davalı karşı davacı; makinelerin zamanında montaj edilememesi nedeniyle gecikme cezası, ayrıca makinelerin eksik ve ayıplı imal edilmesi nedeniyle kendi yapmış olduğu masrafların, eksik kapasite ile çalışmasından kaynaklanan zararlarının tazminini talep etmiştir.
Taraflar arasında sözleşme, sözleşme bedeli, ödenen bedeller hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık makinenin eksik kurulup kurulmadığı, eksik kurulmuş ise sorumluluğun kime ait olduğu, eksik ve ayıp giderimi ile işin gecikip gecikmediği ve gecikmeye kimin sebebiyet verdiği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememiz tarafından mahallinde keşif yapılmış, keşif sonucu bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu, 28/04/2016 tarihinde; asıl davada, davanın kısmen kabulü ile; 664.865,00-TL’nin 19/12/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karşı davada davanın reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacı vekili temyizi sonucu Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2018 tarihlii 2016/6265 Esas ve 2018/973 Karar sayılı kararı ile mahkememizin kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma kararında özetle; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2011 yılında yapılan kalker kırma, eleme tesis sözleşmesi olarak yapılan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddeleridir. Davalı karşı davasında gecikme cezasının yanında eksik ve ayıpların giderim bedelini de talep etmiş ve eserin sözleşmede öngörülen kapasitede çalışmadığını bildirmiştir. Ne var ki mahkemece karşı davada istek kalemleri açıklattırılmadığı ve miktarları belirtilmediği gibi kapasite yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporu da yeterli değildir. Oysa eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici edimini sözleşmeye uygun şekilde ifa etmekle yükümlüdür. Davalı-karşı davacı teslim sırasında cezai şart alacağı isteme hakkını saklı tuttuğunu kanıtlamadığından gecikme cezasını isteyemez ise de eksik ve ayıp giderim bedelini talep edebilir. Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş konusunda uzman bilirkişi seçimi suretiyle mahallinde keşif yapılmak suretiyle bahse konu imalâtın kapasite hususunun incelenmesi, rapor alıp karşı davada istenen eksik ve ayıp giderim bedelini hesaplatıp taleple bağlı kalınarak hüküm kurmaktan ibaret iken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
Davalı karşı davacı vekili 03/12/2018 UYAP çıktı tarihli dilekçesinde talep ettiği tutarları açıklamış, 07/03/2019 tarihli duruşmada açıklama dilekçesinde yanlışlık yaptıklarını bildirmiş, 15/03/2019 UYAP çıktı tarihli dilekçesinde karşı davada eksik ve kusurlu yapılan işler nedeniyle müvekkili şirket tarafından yapılan malzeme ve işçilik bedeli ve eksik kapasite ile çalışma nedeniyle uğranılan zarar olmak üzere toplam 19.000,00 TL, gecikme cezası nedeniyle 1.000,00 TL talep ettiklerini bildirmiştir.
30/05/2019 tarihli duruşmada 13/09/2019 tarihinde mahallinde keşif yapılmasına, keşif giderinin davalı karşı tarafça karşılanmasına karar verilmiş, keşif giderleri yatırılmadığından keşif yapılamamıştır.
10/12/2019 tarihli duruşmada karşı davalı vekiline keşif giderlerinin toplam tutarı olan 2.546,40 TL yi iki hafta içerisinde yatırması için kesin süre verilmiş aksi takdirde keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağı, dosyadaki bilgi ve belgelere göre karar verileceğinin ihtarına, ihtarın duruşma zaptı ile birlikte meşruhatlı davetiye ile davalı karşı davacı vekiline tebliğine karar verilmiş, 20/10/2019 tarihinde tebligat yapılmasına rağmen davalı karşı davacı vekili tarafından giderler yatırılmadığından davalı karşı davacı keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 13/12/2011 tarihli kalker kırma eleme tesis sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin bedelinin 1.000.000,00-TL +KDV olduğu, bu iş çerçevesinde davacının KDV dahil düzenlediği, fatura bedelinin 1.164.837,00-TL miktarında olduğu, tarafların da kabul ettiği üzere söz konusu iş nedeniyle 487.121,00-TL miktarında davalı tarafından ödeme yapıldığı, yine tarafların kabulünde olduğu üzere iki adet besleyicinin yapılmadığı, bunun bedelinin de 12.850,00-TL miktarında bulunduğu, bu miktarlar göz önüne alınarak bilirkişiler tarafından 664.865,00-TL miktarında davacının alacağının bulunduğunun hesap edildiği, davacının bilirkişi raporunu kabul ettiği, davacı tarafından çekilen ihtarnamenin davalı tarafa 07/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, temerrütün 19/12/2012 tarihinde oluştuğu anlaşıldığından asıl davada davanın kısmen kabulüne, 664.865,00 TL nin 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının sözleşmede belirtilen tarihten 85 gün sonra işi davalı-karşı davacıya teslim ettiği, davalı-karşı davacı bu teslimi gerçekleştirirken cezai şarta ilişkin haklarını saklı tutarak tesisi teslim aldığına ilişkin herhangi bir itirazı kayıt sunmadığından cezai şart talebinin yerinde olmadığı, davalı-karşı davacı tarafça keşif avansı yatırılmadığından Yargıtay bozma kararından sonra bozma kararında belirtilen konuda mahallinde keşif yapılamadığı, dava konusu tesisin sözleşmede kararlaştırılan kapasitede imalat yapmaması, eksik kapasite ile çalışması nedeniyle zarara uğradığına ilişkin davalı-karşı davacı tarafça ileri sürülen iddiaların sunulan delillerle ispatlanamadığı, davalı karşı davacının davacı adına yaptığı yada yaptırdığını iddia ettiği işlere ilişkin iddialarını sunmuş olduğu delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından karşı davanın reddine dair aşağıda yazılı kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl davada davanın kısmen kabulüne,
1- 664.865,00 TL nin 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 45.416,92 TL harçtan peşin alınan 11.573,70 TL’den mahsubu ile kalan 33.843,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvuru harcı, 92,00 TL tebligat gideri, 4.250,00 TL bilirkişi ücreti, 170,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 4.537,10 TL yargılama masrafının kabul ve ret oranına göre 4.451,10 TL’sinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 11.573,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT uyarınca belirlenen 50.293,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

B-Karşı davada davanın reddine,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 342,00 TL den mahsubu ile kalan 282,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
2-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı karşı davalıya verilmesine,
4-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

İşbu mahkeme kararına karşı HMK geçici 3 ve HUMK 432. maddesi uyarınca taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusu yapma hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı iş ve duruşma yoğunluğu nedeniyle oy birliği ile verilen kararın hüküm özeti açıkça okunup anlatıldı.14/01/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza