Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/135 E. 2021/119 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/135 Esas
KARAR NO : 2021/119

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
KARARYAZ.TRH. : 12/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… kazanın meydana gelmesinde müteveffa … (…) asli kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü … (…) ise tali kusurlu olduğunu, meydana gelen trafik kazası neticesinde her ne kadar müteveffanın aracın sürücüsü olduğu ve kazaya asli kusuru ile sebep olduğu göz önüne alınsa dahi davalı sürücünün bu kazanın meydana gelmesinde tali kusurunun bulunduğu ve davacının mirasçı sıfatında bulunmadığı, davacının destekten yoksun kalan sıfatıyla iş bu davayı açtığını, davalı, işletenin sorumluluğu nazarında tazminat bedelinden de sorumlu olduğunu, davalı … olan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) ‘sı bulunan … Sigorta A.Ş’nin maliki … (…) olan … plakalı aracın sigortacısı olduğu, malik …’ ın … poliçe numaralı sigorta poliçesinde 02.02.2006/2007 dönemlerini kapsadığını ve kazanın bu dönemleri kapsar süre olan 16.09.2006 tarihinde meydana geldiğini dolayısıyla kaza tarihi itibarı ile poliçe limitleri dahilinde sorumluluğuna varılacağını, bu kazanın meydana gelmesinde desteğinden yoksun kalan sıfatına haiz müvekkile herhangi bir kusur yükletilemeyeceğini, bu kusurun müvekkiline, atfedilemeyeceğini, bu açıdan müvekkili müteveffa eşi …’ın bu kazadan dolayı mağdur olduğunu, bu konuda dahi destekten yoksun kalan sıfatıyla tazminat isteminde bulunabileceğini, davalı … olan … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın poliçe numarası … poliçe dönemi 02.02.2006/2007 devrelerini kapsadığı sabit olup kaza tarihi itibari ile yürürlükte olduğunu, müvekkili davalı … şirketine 31.01.2018 tarihinde başvuruda bulunduğunu, davalı … yapılan başvuruya karşın herhangi bir cevap vermediğini, herhangi bir ödememe de bulunmadığını, davalının herhangi bir cevap vermemesinden kaynaklı davalının temerrüde düştüğünü, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek (31.01.2018 + 8 İŞ GÜNÜ)=12.02.2018 ticari avans faizi ile birlikte davanın kabulüne karar verilmesini…, destekten yoksun kalma maddi tazminat bedelinin davacıya, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini aktüer hesabı doğrultusunda arttırılmak üzere yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine… ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle: “davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, 2918 sayılı KTK md 109’da iki yıllık zamanaşımı düzenlendiğini, zamanaşımı süresi geçirilen konu talep zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 02.02.2006 – 2007 tarihli 112269206O numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle, müvekkili Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, mütevekkili şirketin, ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğunun nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.11.2013 tarih …K. Sayılı ilamının bu yönde olduğunu, öncelikle sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, hukuk mahkemesi ceza mahkemesi bilirkişi raporu ile bağlı olmayacağından, kusura ilişkin incelemenin yukarıda izah ettiğimiz hususlar da dikkate alınarak resen yapılmasını…, Yargıtayın …. Hukuk Dairesinin …. no lu kararında da bu yönde karar verildiğini, “Davacı vekili davacının inşaat ve kalıp ustası olduğunu ileri sürmüş, mahkemece hükme esas alınan 30.06.2011 tarihli bilirkişi hesap raporunda davacının kaça tarihi itibariyle 910,00-TL. aylık net geliri olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de dosya içinde davacının kaza tarihinde fiilen çalıştığı ve belirtilen miktarda gelir elde ettiğine dair bilgi ya da belge bulunmadığı gibi mahkemece yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına dair düzenlenen 22.01.2007 tarihli tutanakta davacının kaza geçirmeden önce inşaat ustası olarak haftalık 100,00 TL. civarında kazanç elde ettiği belirttiğini…, tarafların kusur oranı ile davacının ve müteveffanın müterafik kusurunun tespitine, müterafik kusur nedeniyle tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, faiz hesaplanırken temerrüt tarihinin esas alınmasına ve ticari faiz taleplerinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Davaya konu 02/02/2006 tarihli ZMSS policesinin ve hasar dosya suretinin getirtildiği,davacı tarafça ibraz edilen müracaat belgesinden davacının davalı … şirketine 31/01/2018 tarihinde müracaat ettiği , davacının ekonomik ve sosyal durumunun kolluk aracılığı ile tesbit edildiği görülmüştür.
… Ceza Mahkemesinin … E,… K sayılı dosya sureti getirtilmiş, Maktul’ün …, Sanığının … atılı suçun taksirle ölüme sebebiyet olduğu, 20/12/2006 tarihli karar ile sanığın kusurunun bulunmadığı belirtilerek Bereatine karar verildiği, 12/12/2006 tarihli raporda maktulün arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği tam kusurlu olduğunun, sanığın her hangi bir trafik kuralı hükmünü ihlal etmediği, kusurlu olmadığının ” belirtildiği görülmüştür.
Dosya üzerinde kusur bilirkişisinden rapor alınmış 31/01/2019 tarihli raporda “… sürücü …, yönetimindeki otomobil cinsi araç ile meskun mahal dışında seyir halinde iken, aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması, olay mahalli kavşağa yaklaştığında kavşak yaklaşım levhasını gördüğünde hızını azaltması, ön ilerisinde seyreden … plakalı kamyonu yeterli ve güvenli takip mesafesinden takip etmesi, kamyonun sol tarafa sinyal verip dönüş yaptığını gördüğünü, dönüşünü tamamlamasını ve seyir şeridinin boşalmasını beklemesi ve şeridi boşaldıktan sonra seyrine devam etmesi gerekirken, bu kurallara uymayarak,olayın oluş şeklinden anlaşıldığına göre seyir hızı ile kavşağa girerek kavşakta sol tarafa dönüş manevrasına başlayan kamyonun arka kısmına çarparak, olayın hazırlanması ve vukuuna neden olduğu arkadan çarpmanın 2918 sayılı KTK.nun 84/d maddesinde asli kusurlu hallerden sayıldığından, olayda asli ve tam kusurlu bulunmuştur. Sürücü …, yönetimindeki kamyon cinsi araç ile olay mahalli kavşağa geldiğinde, trafik kurallarına uygun olarak sol tarafa dönüş işareti vererek sol tarafa dönüş manevrası yaptığı sırada, arkadan gelerek kendi arcının sağ arka kısmından … plakalı araç tarafından çarpıldığı olayda kusursuz bulunmuştur….” denildiği görülmüştür.
Davacı tarafça … Ticaret Mahkemesinin … E,… K sayılı ilamı ibraz edilmiş, ilamın tetkikinde davacısının dosyamızın davacısı, davalısının ise … … araç sigorta şirketi … Genel Sigorta A.Ş olduğu ,ilam ile poliçe limiti dahilinde kalan 57.500,00 TL destek tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği ve ilam ekindeki mahkemece itibar edilen11/11/2017 tarihli kusurve aktüerya raporunda ” otomobilin kamyona çarptıktan sonra sol yanı eksen hattına 1 m mesafede olacak şekilde kalmış olması, yolun sağına daha yakın şekilde gelip dönüşe geçmek isterken bulunduğu sağ şeridin soluna yanaşmadığını, sola dönüş kuralını tam olarak uygulamamasının, kamyonun kasa arka sağı ile otomobilin ön solu arasındaki çarpmada illiyet bağı olduğu belirtilerek sürücü …’ın % 80 oranda kusurlu olduğu, sürücü …’ın %20 oranda kusurlu olduğu” belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan kusur raporu ile davacı tarafça ibraz edilen aynı olaya ilişkin kusur raporu arasındaki çelişki üzerine aldırılan 23/12/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda “… … Ceza Mahkemesince yapılan keşfe binaen …. tarafından düzenlenen 12.12.2006 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ın kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusurlu olmadığı belirtilmiştir. Dosyada mevcut … ve …. tarafından düzenlenen 11.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; otomobilin kamyona çarptıktan sonra sol yanı eksen hattına 1 m mesafede olacak şekilde kalmış olması, yolun sağına daha yakın şekilde gelip dönüşe geçmek isterken bulunduğu sağ şeridin soluna yanaşmadığını, sola dönüş kuralını tam olarak uygulamamasının, kamyonun kasa arka sağı ile otomobilin ön solu arasındaki çarpmada illiyet bağı olduğu belirtilerek sürücü …’ın % 80 oranda kusurlu olduğu, sürücü …’ın %20 oranda kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut ….tarafından düzenlenen 31.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …’ın % 100 oranda kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, olay yeri basit krokisi, görgü tespit tutanağı, bilirkişi raporları, gerekçeli kararlar incelendiğinde; kazanın yukarıda olay bölümünde açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup kazanın meydana geldiği yolun toplam genişliğinin 7 metre ve her iki istikamette 1 yön şeridi bulunduğu da dikkate alındığında, 11.10.2017 tarihli bilirkişi raporundaki kusur durumuna iştirak edilmeyerek aşağıdaki kanaate varılmış ve kusur gerekçeleri belirtilmiştir. Mevcut verilere göre; Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyon ile kendi şeridi içerisinde nizami seyri sonrası olay mahalline geldiğinde sola sinyalini vererek istikametine göre solunda kalan caddeye dönmekte olduğu sırada, geriden gelen otomobilin arkadan çarpması ile karıştığı kazada atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışı, hafif eğimli devlet yolu üzerinde seyir halinde iken kavşak noktasına yaklaştığında olay mahalli özelliklerini dikkate alarak hızını azaltması ve seyrini görüş alanına göre ayarlaması, yola dikkatini vermesi ve hareket alanını kontrol altında bulundurması, önünde seyir halinde olan araçla arasında gerekli-yeterli takip mesafesi bırakması ve bu aracın hareketlerine dikkat etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemesi neticesinde, olay mahallinde sola sinyal veren kamyonun dönüş yapmasını beklemeksizin bu araca karşı etkin fren tedbiri alamadan arkadan çarptığı olayda asli kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Sürücü …’ın kusursuz olduğu, Müteveffa sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” denildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça davalı … şirketine ZMSS sigortalı aracın davacının desteği idaresindeki araçla çarpışması , desteğin ölümüne dayalı destek tazminatı , davalı tarafça davanın reddi talep edilmiş olup;
16/09/2006 tarihinde, davacının desteği …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışı, hafif eğimli devlet yolu üzerinde seyir halinde iken kavşak noktasına yaklaştığında olay mahalli özelliklerini dikkate alarak hızını azaltması ve seyrini görüş alanına göre ayarlaması, yola dikkatini vermesi ve hareket alanını kontrol altında bulundurması, önünde seyir halinde olan araçla arasında gerekli-yeterli takip mesafesi bırakması ve bu aracın hareketlerine dikkat etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemesi neticesinde, olay mahallinde sola sinyal veren kamyonun dönüş yapmasını beklemeksizin bu araca karşı etkin fren tedbiri alamadan arkadan çarptığı olayda …’ın %100 (yüzde yüz) kusurlu bulunduğu, davalıya sigortalı … plakalı kamyon Sürücü …’ın ise kusursuz olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle davalı sigortanın destek tazminatından sorumluluğunun bulunmadığı, ceza dosyasındaki raporu doğrulayan mahkememizce alınan kusur raporu, kusura yönelik adli tıp raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla, davacı tarafça ibraz edilen … Ticaret Mahkemesinin … E,… K sayılı ilamı ve bilirkişi raporunun dosyalardaki davalı taraflarının farklı olması nedeniyle dosyamız tarafları için bağlayıcılık ve kesin hüküm içermeyeceği, taksirle ölüme sebebiyet suçu nedeniyle TCK 66 m gereği 15 yıllık uzamış zaman aşımı nedeniyle davanın zaman aşımına uğramadığı da gözetilerek davacının davasının reddi ile aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL red harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Bakiye avansın hükmün kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Av.As.Üc.Ta uyarınca hesap edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.