Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/653 E. 2021/510 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/653 Esas
KARAR NO : 2021/510

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARARYAZ.TRH. : 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile “… Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.08.2016 tarihinde çalışma müşavirliği ve avukatlık sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile idari para cezalarının iptali davaları ve işçilik alacaklarına ilişkin davalarda avukatlık ve danışmanlık hizmetinin yürütülmesi karşılığında aylık 3.500,00 TL + KDV ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme süresinin 12 ay olarak belirtildiğini, ancak hiçbir sebep gösterilmeksizin Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz 2017 ayları danışmanlık ücretlerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile … Müdürülüğü … sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalı yanın itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek ihtiyati haciz talepleri ile birlikte … Müdürülüğü … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına ve 5.000,00 TL disiplin cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle ” Görev ve yetki itirazı ile birlikte ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, davacı şirket yetkilisi …’ye; sözleşmenin feshedildiği, kendisinden hukuki yardım alınamadığı ve sözleşmede belirtilen hizmetlerin verilmemesinden ötürü çalışmak istenmediğinin hem müvekkili şirket yetkilisi hem de insan kaynakları müdürü tarafından ayrı ayrı ve birlikte ifade edildiğini, davacı şirket tarafından yalnızca her ay dijital bültenle güncel ve önemli yargıtay kararları, makale ve mevzuat gönderildiğini, bunun dışında ne yazılı ne sözlü şekilde yardım alınamadığını, tek bir dosyada dahi avukatlık yapılmadığını, davacı yanın sözleşme şartlarına aykırı davranması nedeni ile haklı fesih yapıldığını, fesih sonrası kendilerine gönderilen faturaya süresi içinde itiraz ettiklerini buna rağmen haksız ve kötü niyetli icra takibine girişildiğini belirterek davanın reddi ile birlikte haksız takip nedeni ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
” talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Ankara …İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasının tetkikinde takip alacaklısının davacımız, takip borçlusunun davalımız,takip konusunun faizi ile birlikte 16.639,15 TL nin tahsili olduğu, davalı itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen 09.08.2016 tarihli “Çalışma Müşavirliği ve Avukatlığı Sözleşmesi”nin tetkikinde çalışma müşaviri ve avukatlık hizmeti vermeyi üstlenenin davacımız, olduğu İş Sahibine 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde çalışma müşavirliği hizmeti ile 4857 sayılı İş Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunundan kaynaklı idari para cezalarının iptali davaları ile işçilik alacaklarında ilişkin davalarda avukatlık hizmetlerinin verilmesinin ( 4857 sayılı İş Kanunundan, 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunundan kaynaklı idari para cezalarının iptali için dava açmak, İşçilerin İş Sahibi/iş yeri aleyhine açabileceği işçilik alacaklarına ilişkin davalarını takip etmek, İş Sahibinin istemi doğrulusunda iş hukuku ve mevzuatı hakkında eğitim vermek, yönlendirici duyuru, form vs benzerliklerini hazırlamak, İş hukuku ve mevzuatı hakkında hukuksal mütalaa vermek, İşyeri merkezinde veya ocaklarda iş hukuku alanında uygulamaları teftiş etmek, İşyeri merkezi ve ocaklarının İş ve SGK müfettişleri tarafından denetimlerinde refakat etmek ) üstlenildiği, sözleşmenin 4.maddesi ile “Çalışma Müşaviri/Avukatın Sorumlulukları” başlıklı maddesi ile ; Çalışma Müşaviri/Avukat ihtiyaç halinde veya belirli periyotlarda yerinde incelemeler yapmak, denetim sonuçlarını rapor olarak iletmek, Denetim ve danışmanlık çalışmalarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emekli İş Başmüfettişi ve/veya aynı nitelikteki kişiler tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak, İş Sahibi tarafından iletilen ve hukuki mütalaa istenilen konularda yazılı bilgi vermek, Her ay göndereceği dijital bültenle güncel ve önemli yargı kararlarını, makaleleri, değişen mevzuatı göndermek Telefon, e-posta ve diğer iletişim kanalları ile kendisine iletilen konular hakkında doğru ve geçerli bilgilerini paylaşmak, Üstlendiği davaları özen ve hakkaniyet kurallarına uygun işlem yaparak sonuçlandırmak”,
Yükümlülüklerinin üstlenildiği, davalı tarafça da sözleşmenin ücret ve ödeme başlıklı 5. Madde ile ” yukarıda belirtilen hizmetlerin yürütümü karşılığında İş Sahibi, Çalışma Müşaviri/Avukata aylık 3.500,00 TL + KDV ödeyeceği” kararlaştırıldığı sözleşmenin Çalışma Müşaviri Avukat … tarafından imzalandığı görülmüştür.
Davacı şirketin Sicil Kaydı getirtilmiş; davacı şirketin 16/07/2015 tarihinde … tarafından tek ortaklı olarak , tek yetkilisinin … olduğu, …’nin tüm hissesini …’e 24/08/2015 tarihinde devrettiği, şirket temsil Yetkisinin …’e devredildiği, görülmüştür.
Davacı tarafça 16/09/2015 tarihli şirket adına işlem yapmak üzere …. verilen vekalet suretinin ibraz edildiği görülmüştür.
Ankara Baro Başkanlığına yazılan müzekkere cevabından …’nin 16/11/2016 tarihinde baro levhası aldığının, 28/12/2016 tarihi itibariyle ruhsat alarak Avukatlık mesleğine başladığının belirtildiği görülmüştür.
Tarafların Ba,Bs kayıtları getirtilmiş, davalı tanıklarının dinlenildiği görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan raporda “… Davalının ticari defter kayıtlarına göre davacımn takibe konu ettiği faturanın kayıtlı olmadığı, 2017 yılı ile ilgili ocak-şubat-mart- aylarına ait sözleşme bedellerinin ödemelerinin yapıldığı davacı tarafça sadece mart 2017 dönemine ait faturanın davalı kayıtlannda yer alamamasından ötürü takip tarihi itibari ile davacının davalıya 4.000,00TL ödemeden ötürü davalıdan alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu,- Davacının takibe konu ettiği 11.08.2017 tarihli 036913 nolu 14.000TL+KDV tutarlı faturanın davacı tarafından Ağustos 2017 dönemi BS formunda bildirilmediği, Davacının takibe konu ettiği 11.08.2017 tarihli 036913 nolu 14.000TL+KDV tutarlı faturanın davalı tarafından 2017 yılında BA formunda bildirilmediği, Davalının savunmasında sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği davacı yanca ise sözleşmenin haksız nedenle fesih edildiği iddiaları yer almakta olup sözleşmenin haklı ya da haksız fesih edildiğinin değerlendirmesi hukuki değerlendirme gerektirdiğinden bu konuda tarafımızca herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, Sayın mahkemenizce davalının sözleşmeyi haksız fesih ettiği kanaatine varılacak olunur ise taraflar arasındaki sözleşmenin b maddesi ‘Sözleşme bitim tarihinden önce haklı bir neden olmaksızın sözleşme iş sahibi tarafından feshedilmesi durumunda bakiye sözleşme tutan defaten ödenir’ göre davacımn Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz 2017 dönemi ile ilgili talebinin yerinde olacağı, haklı fesih olduğu kanaatine varılacak olunursa ise davacının bir alacağından bahsedilmeyeceği, Davacı yanın alacaklı olacağı kanaatine varılacak olursa takip tarihi itibari ile 16.520,00TL asıl alacak 20,37TL işlemiş faiz olmak üzere davacımn toplam 16.540,37TL alacaklı olacağı, …” belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan raporda “….Davacı yan hiçbir sebep gösterilmeksizin Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz 2017 ayları danışmanlık ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş davalı ise bu dönemlere ilişkin ücretlerin ödendiğine dair bir beyanına yer vermediği gibi sözleşmenin feshedildiği iddiası ile bu dönemlere ait ücretlerin ödenmemesi gerektiğini savunmuştur.Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; akdedilen sözleşme kapsamında davalı yanca davacıya ödenmesi gereken tutar;[4 x (3.500,00 TL + KDV)] = [4 x (3.500,00 + 630,00)] = 16.520,00 TL olmaktadır.Davacı tarafından alacağı tahsil amacı ile … Müdürlüğü … sayılı takip dosyası üzerinden 16.520,00 TL asıl alacak, 119,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.639,15 TL değerinde icra takibine girişilmiştir. Davacı yanca faturadan doğan alacak için 119,15 TL faiz talebinde bulunmuş ise de asıl alacak için davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir ihtar veyahut yerine geçen bir belgeye rastlanılmamıştır..Davacı tarafından davalı aleyhine … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden başlatılan 16.639,15 TL tutarındaki icra takibine yönelik davalının itirazının 16.520,00 TL’lik kısmı bakımından itirazının haksız olduğu bu kısım bakımından iptali gerekeceğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu,…” belirtildiği görülmüştür.
Ön inceleme duruşmasında ara kararı ile “Taraflar arasında düzenlenen 09.08.2016 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde yetkili yerin Ankara olduğu belirtilmekle HMK 17 madde gereği kesin yetki kuralı gereği yerinde olmayan ilk itirazın reddine” karar verildiği görülmüştür.
Yalnız avukatların yapabileceği işler başlıklı Avukatlık kanunun 35.maddesinin “(1) (Değişik: 26/2/1970 – 1238/1 md.) Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. (2)Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler. (3)(Değişik üçüncü fıkra: 23/1/2008-5728/329 md.) Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … K sayılı ilamında “…Davacı vekili, davalının internet adresinde ve bastırdığı broşürlerde ceza ,ticaret, iş ve vergi hukukunda uyuşmazlıkları çözme amacıyla rapor hazırladıklarını, mevzuat aykırılık konusunda inceleme yaptıklarını, iddia ve savunma konusunda görüş verdiklerini, kuruluşların müphem ve niza konusu olan vergi kayıp ve kaçakları ile sahte veya muhteviyat itibarıyla yanıltıcı belge SSK mevzuatına aykırılık konusunda inceleme raporları hazırladıklarını beyan ettiğini, davalının bu faaliyetlerinin Avukatlık Kanununun 35. Maddesi’ne aykırı olduğunu, hukuki hizmet verme yetkisinin sadece avukatlara tanındığını, ancak davalının Türkiye Mahkemelerinde ve resmi kurumlardaki her türlü dava ve işleri takip etmede kedilerini yetkili göstererek üçüncü kişileri yanılttıklarını, bu şekilde haksız rekabet suçunu işlediklerini ileri sürerek davalı şirketin faaliyetinin haksız olduğunun tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, TTK’ nın 61 .maddesi uyarınca hüküm özetinin ulusal bir gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin, firmaların, tüzel kişilerin ve kuruluşların istek ve talepleri halinde teknik bağlamda özel denetim yapmak üzere San. ve Tic. Bakanlığından izinli özel inceleme ve denetim yaptıklarını, sadece firmaların teknik bağlamdaki uygunluk ve denetimini yaptıklarını, amaç ve faailiyetleri arasında hukuki dava takip etme, adliyelerde iş takip etme veya adli mercilere rapor tanzim etmek gibi herhangi bir faaliyetlerinin olmadığını, tamamen teknik bağlamda hesap teknik komisyonu veya bilirkişi raporu gibi özel raporlar düzenlediklerini, bu raporların yargı ve avukatlık mesleği ile ilişkisinin bulunmadığını şirket yetkilileri hakkında açılan davanın beraatle sonuçlandığını, şirket ortakları arasında çeşitli meslek mensuplarının bulunduğunu, bu kişilerin yetkili ve sorumlu sıfatı ile kendi mesleki görüş ve düşüncesini tanzim edilen raporda belirttiklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı uyarınca aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalinin haksız rekabet teşkil ettiği, Avukatlık Kanununun 35.maddesine göre, kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütala vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek işlemleri yalnız Baro’ya kayıtlı avukatların yapabileceği, davalı evraklarında ”ceza davaları, ticaret hukuk ve icra davaları, iş mevzuat davaları ve vergi davaları belirtilmek sureti ile bu konularda dava açmadan önce veya dava halinde derdest safhasında, iddia veya savunma için talep halinde” ibarelerinin kullanıldığı, aynı şekilde davalı broşürlerinde ”savcılıklar ve mahkemelerde … nın tarafsız bir gözle aydınlatılması ve bilgilendirilmesini sağlayan uzman bir denetim grubudur …. niza ve dava konusu olayı gerçek ve tarafsız mesleki ahlak ve kurallara uygun olarak rapor vermekteyiz” şeklinde ifadelerin yeraldığı davalı faaliyetlerinin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkemece, karar gerekçesinde davalı şirketin hangi faaliyetlerinin davacı aleyhine haksız rekabet teşkil ettiği açıklanmış olmakla birlikte hüküm fıkrasında bu hususlar tek tek gösterilmeksizin davalı şirketin haksız rekabet olarak kabul edilen fiileri dışındaki tüm ticari faaliyetlerinin mahkum edilmesine ve önlenmesine yol açacak biçimde karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafça taraflar arasındaki danışmanlık ve avukatlık sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup;
Taraflar arasında 09.08.2016 tarihli “Çalışma Müşavirliği ve Avukatlığı Sözleşmesi”nin düzenlendiği, sözleşmenin Çalışma Müşaviri Avukat’ın sorumlulukları başlıklı 4. Maddesi ile ( ” Çalışma Müşaviri/Avukat ihtiyaç halinde veya belirli periyotlarda yerinde incelemeler yapmak, denetim sonuçlarını rapor olarak iletmek, Denetim ve danışmanlık çalışmalarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emekli İş Başmüfettişi ve/veya aynı nitelikteki kişiler tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak, İş Sahibi tarafından iletilen ve hukuki mütalaa istenilen konularda yazılı bilgi vermek, Her ay göndereceği dijital bültenle güncel ve önemli yargı kararlarını, makaleleri, değişen mevzuatı göndermek Telefon, e-posta ve diğer iletişim kanalları ile kendisine iletilen konular hakkında doğru ve geçerli bilgilerini paylaşmak, Üstlendiği davaları özen ve hakkaniyet kurallarına uygun işlem yaparak sonuçlandırmak”) edimlerinin yükümlülüğünün bizzat … tarafından üstlenildiği, yine sözleşmenin ücret ve ödeme başlıklı 5. Maddesi ile )”… hizmetlerin yürütümü karşılığında İş Sahibi, Çalışma Müşaviri/Avukata aylık 3.500,00 TL + KDV ödeyeceği”) ücretin davacı şirkete değil müşavir/avukata ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin davacı şirket adına değil … adına imzalandığı, danışmanlık hizmeti ve avukatlık görevinin bizzat … tarafından sözleşme ile üstlenilmesine rağmen …Tiryakinin sözleşme tarihinde Avukatlık ruhsatını almadığı, Avukatlık meslek başlangıç tarihinin 28/12/2016 tarihi olduğu, Avukatlık Kanunun 35. Maddesindeki emredici düzenleme gereği davacı tüzel kişi şirketin ve sözleşme gereği sözleşme tarihinde avukat olmayan …Tiryakinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmelerinin mümkün olmadığı gibi eylemlerinin Avukatlık Mesleği ile haksız rekabet niteliğinde olduğu, sözleşmenin geçerliliğinin bulunmadığı bu kapsamda davacının ücrete hak kazanamayacağı , taraflar arasındaki sözleşme ve Yargıtay ilamı ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakla davacının davasının reddi ile tarafların kötü niyetli olmadıkları gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Tarafların şartları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,
Peşin alınan harçtan 59,30 TL red harcının mahsubu ile bakiye 23,90 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,Hükmün kesinleşmesi halinde bakiye avansın yatırana iadesine,
Av.As.Üc. Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.