Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/491 E. 2021/147 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/491 Esas
KARAR NO : 2021/147

Ufuktepe Mah. Gümüş Sok. No:6/6 Keçiören/ ANKARA
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
KARARYAZ.TRH.: 19/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekilinin 31/07/2017 tarihli dava dilekçesi ile “… 31.07.2017 vade tarihli ve 10.000.00-TL bedelli. 31.08.2017 vade tarihli ve 10.000.00-TL bedelli senetler yönünden tedbir talep edildiği, müvekkilinin bu senetler yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini, müvekkilinin hamili ve …’nın keşidecisi olduğu 31.07.2017, 31.08.2017, 30.09.2017 vadeli,… 30.09.2018 vadeli her biri 15.000,00-TL bedelli toplam 15 adet senet, arka yüzünde müvekkilinin ciro ve imzasını havi şekilde müvekkilinin senetleri muhafaza ettiği işyerindeki çekmeceden kaybolduğunu, Zayi olan senetlerden 31.07.2017 ve 31.08.2017 vadeli 10.000,00-TL bedelli iki adet senedin, … Bankası Ankara-… Organize Sanayi Şubesi’ne ibraz edildiğini, ilgili şubenin keşideci …’ya gönderdiği ihbarname ile öğrenildiğini, anılan şubelerle yapılan görüşmelerde, senetlerin davalı tarafından tahsil edilmek üzere kendilerine verildiğini, anılan bankaya tahsil için teslim edilmiş olan senedi tahsil için teslim eden davalı ile müvekkili ve hatta yetkilisi olduğu şirket olan … Mobilya Dekorasyon İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Lts Şti. arasında hiçbir alacak-borç ya da ticari. ilişkisi bulunmadığını, bu itibarla, müvekkilinin işyerinden arkalarında müvekkilinin cirosu olacak şekilde kaybolan hu senetlerin müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınması hakkaniyete aykırı olacağını, müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar da doğuracağını, öncelikle … Bankası Ankara-… Organize Sanayi Şubesi’nde bulunan iki adet senetle ilgili olarak öncelikle teminatsız olarak ödeme yasağı konulmasını, davalı tarafın davacı müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan iki senede ilişkin olarak hak edilmeyen bir meblağın tahsili yoluna gittiğini, davalı île müvekkili arasında dava konusu senetlerde yer alan alacağa ilişkin herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, senetlerin nasıl ve ne suretle davalı eline geçtiği taraflarınca bilinmediğini, davalı hakkında savcılık şikayeti de yapılacak olduğunu, soruşturma numarasının bilahare bildirileceğini, kaybolan 15 senetten, müvekkili keşideciye ihbarname gelmeyen diğer 13 adet senetle ilgili olarak da zayi nedeniyle iptal davası ikame edildiğini, davacı müvekkili, bankada tahsil için bulunan iki adet senet bakımından, olmayan bir borcu ödemek zorunda kalabileceğinden ötürü borçlu olmadığının tespiti açısından iş bu davayı açma zarureti doğduğunu,…. 31/07/2017 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli ve 31/08/2017 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli senetler açısından tedbir kararı verilerek ilgili bankaya müzekkere yazılmasını, davaya konu 31/07/2017 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli senetler yönünden davacı müvekkilinin davalıya borçlu ve borcu olmadığının tespit edilmesini, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine…,” karar verilmesini istediği , 06/11/2017 tarihli dilekçesi ile “…. Müvekkilin hamili ve …’nın keşidecisi olduğu 31.07.2017, 31.08.2017, 30.09.2017 vadeli, her biri 10.000,00 TL bedelli, 31.10.2017 vadeli 11.500,00 TL bedelli, 30.11.2017, 31.12.2017, 31.01.2018, 28.02.2018, 31.03.2018, 30.04.2018, 31.05.2018, 30.06.2018, 31.07.2018, 31.08.2018, 30.09.2018 vadeli her biri 15.000,00 TL bedelli toplam 15 adet senet, arka yüzünde müvekkilin ciro ve imzasını havi şekilde müvekkilin senetleri muhafaza ettiği işyerindeki çekmeceden kaybolduğunu, bu senederden 31.07.2017 ve 31.08.2017 vadeli 10.000,00 TL bedelli iki adet senedin, … Bankası Ankara-… Organize Sanayi Şubesi’ne ibraz edildiğini, ilgili şubenin keşideci …’ya gönderdiği ihbarname ile öğrenildiğini. Şube ile yapılan görüşmelerde, senetlerin davalı … tarafından tahsil edilmek üzere kendilerine verildiğinin görüldüğünü,… müvekkilin işyerinden arkalarında müvekkilin cirosu olacak şekilde kaybolan bu senetler için tedbir talebi ile birlikte menfi tespit davası Sayın Mahkemede ikame edilmiş olduğunu,… , dava konusu edilen iki senet ve yine aynı şekilde kaybolan 30.09.2017 vadeli senet hakkında, … isimli şahıs tarafından … Müdürlüğü’nün 2017/20524 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, 01.11.2017 tarihinde alacaklı vekilinin müvekkilin evine ve oğlunun işyerine ihtiyati haciz işlemi yapmaya gelmesiyle öğrenildiğini İcra takibine konu edilen senetlerin ön ve arka yüzünde yapılan incelemede, senetlerin kaybolduğu haliyle esasen senet metninde yer almayan düzenleme tarihinin ve keşideci adresinin sonradan eklendiği ve senederin arka yüzlerinin incelenmesinden de senetlerde müvekkil …’dan sonraki cirantaların sırasıyla … ve davalı … olduğunun görüldüğünü, senetler müvekkilin ofisinden alındıktan sonra, ki … müvekkilin ufak çaplı iş yaptığı ve müvekkilin işyerine girip-çıkan bir şahıs olduğunu, ciro edilerek …’a verilmiş ve … tarafından da tahsil için bankaya ibraz edildiğini. Senedin bankada olduğundan haberdar olunması üzerine de taraflarınca senedi bankaya ibraz eden … aleyhinde işbu dava ikame edilmiştir…. muhtemelen tarafların işbu davadan haberdar olması üzerine ve davayı konusuz bırakmak amacıyla kötüniyetli olarak senetlerin …’dan …’ye geri döndüğünü ve … tarafından icra takibine konu edilmiştir. Müvekkil, dava tarihi itibariyle sadece bu senetlerin … tarafından bankaya ibraz edildiğini bilebildiğinden dava …’a yöneltmiş iken, davadan 3 ay sonra senedin … elinde olduğunu icra takibi ile öğrendiğini…taraflarınca husumetin …’a yöneltilmesi hususu tümüyle bankanın yanlış yönlendirmesinden kaynaklı bir maddi hatadan kaynaklanmakta olduğunu ve bu hatanın dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil etmediğinin açık olup, davanın esasen dava tarihi itibariyle senedi elinde bulunduran kişiye açıldığı da ortadadır. HMK. nın Tarafta iradi değişiklik başlıklı 124. maddesinde, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile olanaklı olduğu bildirildikten sonra, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği isteminin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği istemini kabul edebileceği açıklandığını(YARGITAY 10.Hukuk Dairesi Esas: 2013/4916 Karar 2013/5672 Karar Tarihi: 25.03.2013) Dava konusu senederin sonradan cirantalar arasında el değiştirmiş olmasından müvekkil sorumlu tutulamayacağından, husumetin maddi hata nedeniyle …’a yöneltildiği ortada olduğundan ve taraf değişikliği istemi dürüstlük kuralına aykırı kabul edilemeyeceğinden, karşı tarafın muvafakati aranmaksızın HMK 124. maddesi gereğince iradi taraf değişikliği ile davanın senet hamili …’ye yöneltilmesini,… davaya konu 31.07.2017 vade tarihli 10.000.00 TL bedelli ve 31.08.2017 vade tarihli 10.000.00 TL bedelli senetler yönünden davacı müvekkilin. …’ye borçlu ve borcu olmadığının tespitine.” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle ” Davacının müvekkilli ile olan ticari ilişkisinin varlığını inkar etmediğini, ancak müvekkili tarafından icraya konulan senetlerin rızası hilafına elinden çıktığından bahisle müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığı iddia ettiğini, dava konusu yapılan senetler incelendiğinde 31.07.2017 vade tarihli senet ile 31.08.2017 vade tarihli senedin keşide tarihi 15.07.2016 tarihi olduğunu, davacının bahse konu senetlerin 05.07.2017 tarihinde çalındığından bahisle karakola müracaat ettiğini beyan ettiğini, davacının, ilk senedin vade tarihine yakın bir tarihte senetlerin çalındığı iddiasında bulunması senetleri vade tarihinde ödeyemeceğini anlaması üzerine alacaklı tarafça yapılacak olan takipleri sırf sürüncemede bırakmak amaçlı olarak böyle bir yola başvurduğu şüphesini ortaya koyduğunu, davacı bahse konu senetlerde lehdar konumunda olduğunu, lehdar konumunda olan davacının senetlerin elinden rızası dışında çıkmış olması karşısında Türk Ticaret Kanunu hükümleri dahilinde kıymetli evrağın zayii nedeniyle iptali davası açmaması da senetlerin aslında çalınmadığı gerçeğini gösterdiğini, dava konusu yapılan senetlerin incelendiğinde davacının lehdar olarak senetleri cirolayarak müvekkiline teslim ettiği açıkça ciro silsilesinden açıkça anlaşıldığını, davacı ciro üzerindeki imzaları da inkar etmediğini, ciro Kıymetli evraktan kaynaklanan hakkın diğer bir kişiye devrini sağladığını, bir kişinin başkasından aldığı senetleri cirolayıp çekmecesinde saklaması hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, davacının senetleri cirolayıp müvekkiline teslim etmesi senetlerden kaynaklanan hakkını da müvekkiline devrettiğini açıkça gösterdiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, soyut borç ilişkisi doğuracağını, HMK’nun 201. maddesi uyarınca davacı taraf borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ancak ve ancak yazılı delille ispatlayabileceğini, davacı tarafça takibe konu senetlerin ödendiğine dair herhangi bir belge de sunulmadığını, belirtilen nedenlerle davacı tarafın tanık deliline dayanmasına da muvafakati bulunmadığını, haksız ve kötüniyetli olarak açılan iş bu davanın reddini, davanın reddine, davacının asıl alacağının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’ın cevap dilekçesi ile; davacıyı tanımadığını, adı geçen şahısla hiçbir alışveriş veya ilişkisinin bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
DELİLLER: Davaya konu 31.07.2017 vade tarihli 10.000.00 TL bedelli ve 31.08.2017 vade tarihli 10.000.00 TL bedelli senetlerin tetkikinde keşidecisinin …, lehtarının … olduğu, bonoların arkasında davacı …’nın cirosunun,…nin Cirosunun ve …’ın cirosunun bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 06/11/2017 tarihli dilekçesi ile davanın …ya yöneltilmesini HMK 124. Maddesi uyarınca taraf değişikliğini talep etmesi üzerine mahkememizin 17/01/2018 tarihli 1 nolu ara kararı ile “…Davacı vekilinin 06.11.2017 tarama tarihli dilekçesi de dikkate alındığında dava dilekçesinin HMK 124/3 madde anlamında maddi hatayı içermesi ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması nedeniyle davalı tarafın rızasına gerek olmaksızın …’nin uyaptan davalı taraf olarak kaydının kalem tarafından yapılmasına, dilekçelerin kendisine tebliğ edilerek onun açısından dilekçeler teatisinin tamamlanmasının sağlanmasına” karar verildiği görülmüştür.
İlk dava dilekçesi olarak dosyada davalı olarak gösterilen … vekilinin 20/03/2019 tarihinde HMK 124 maddesi uyarınca davalı değişikliğinden sonra vekalet ibraz ettiği görülmüştür.
… Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası getirtilmiş,taki alacaklısınn …,takip borçlularının … ve …,takip konusunun 15/07/2016 tanzim tarihli, 31/07/2017 ve 31/08/2017 vadeli 10.000,00 TL lik ve 14/10/2016 tanzim tarihli, 30/09/2017 vadeli 10.000,00 TL meblağlı bonolar olduğu, harici tahsil nedeniyle icra takibinin kapatıldığı görülmüştür.
… Bankasına yazılan müzekkereye verilen 15/02/2018 tarihli ve 21/02/2020 tarihli cevaplardan bonoları bankaya ibraz edenin … olduğu görülmüştür.
….Ticaret mahkemesinin …K sayılı dosya sureti getirtilmiş,davacısının …,davalısının hasımsız olup davamıza konu olmayan 13 adet bononun ( … tarafından keşide edilen 30/09/2017 vadeli 10.000,00 TL 31/10/2017 vadeli, 11.500,00 TL, 30/11/2017, 31/12/2017/, 31/02/2018, 28/02/2018, 31/03/2018, 30/04/2018, 31/05/2018, 30/06/2018, 31/07/2018, 31/08/2018 ve 30/09/2018 vadeli 15.000,00’er TL bedelli toplam 13 adet bononun ) zayi nedeniyle iptaline karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 21/10/2020 tarihli oturumda verilen kesin mehil üzerine, müvekkilce bir kısım ödemede bulunulduğu, davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep ettiğini bildirdiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME: Davacı tarafça 31/07/2017 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli ve 31/08/2017 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli senetlerin davacının rızası dışında elinden çıkması nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti, ödenen bedelin istirdadı ,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi istenilmiş olup:
Davaya konu 15/07/2016 tanzim tarihli, 31/07/2017 ve 31/08/2017 vadeli 10.000,00 er TL lik bonoların keşidecisinin … ,lehtarının ise davacı … olduğu, davacı tarafça 15 bononun kaybolduğu iddiasına rağmen davaya konu 2 bono için davacı tarafça zayi nedeniyle iptalinin talep edilmediği ,diğer bonolar içir talepte bulunulduğu , davaya konu bonoların davalının cirosu ile elinden çıkıp davalı …’ye intikal ettiği, …’den de ciro yolu ile …’a intikal ettiği,… tarafından bankaya ibraz edildiği, takiben davalı … …. geri döndüğü ve onun tarafından icraya konulduğu, bonoların davacının rızası hilafına elinden çıktığının ispat edilemediği, rıza dışı çıkma halinde lehtarın bonoların arka kısmında cirosunun bulunmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğu , davacının cirosunu içerir bonolar ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacının davasının reddine, davalı …’ın 17/01/2018 tarihli 1 nolu ara kararı ile davalı konumundan çıkartılması,davanın …’ye yöneltilmiş bulunması , … tarafından bu tarihten sonra vekil atanması, bu aşamaya kadar ve sonrasında … tarafından yargılama gideri yapılmaması yargılama giderleri yönünden, davacının kötü niyetle dava açtığına dair yeterli delil bulunmaması tarafların kötüniyet tazminat talepleri yönünden gözetilerek aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacının davasının reddine,
Tarafların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
59,30 TL red harcının mahsubu ile fazladan alınan 282,25 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,Bakiye vansın yatırana iadesine,
Av.As.Üc.Ta. Uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
HMK 124/3 maddesi uyarınca 17/01/2018 tarihli 1 nolu ara kararı ile ( dilekçenin maddi hatayı içermesi ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması nedeniyle) davalı konumundan çıkartılması,davanın …’ye yöneltilmiş bulunması nedeniyle davalı olarak gösterilen … lehine vekalet ücreti,yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
Dair Taraf vekillerini yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.