Emsal Mahkeme Kararı Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/372 E. 2022/106 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/372 Esas
KARAR NO : 2022/106

DAVA ve KARŞI DAVA : İtirazın İptali, Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Tasfiye memuru …’un … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2011 tarih ve … esas … karar sayılı dosyası ile Tasfiye Halinde … Bilgisayar Destekli Mühendislik Müşavirlik Ve Ticaret Kollektif Şirketi S. … … ve H. … … ticari Unvanlı firmaya TASFİYE MEMURU olarak görevlendirildiğini, müvekkilinin firmanın ticari defterleri incelendiğinde 14/07/2007 tarihinde … firması tarafından 80.941 USD iş avansı ödendiği kayıtlara geçtiğini, ticari defterlerde bu durumun sabit olduğunu, bu tutarın icra dosyasına sunulan Genel Mizan kayıtlarında da görüldüğünü, söz konusu ödeme karşılığında avans ödemesi yapan firmaya herhangi bir hizmet ya da mal teslimi gerçekleştirilmediğinden söz konusu tutarın iadesi edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, bu sebeple şirketin ortağı … … … ve diğer ortağı … …’a iadeli taahhütlü olarak 27/03/2017 tarihli ihtar çekildiğini, ihtar üzerine kollektif şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen TTK ilgili maddeleri gereğince dava dışı ortak … … sorumluluğu dahilindeki 40.470.50 USD’yi şirkete iade ettiğini, ancak davalı taraf üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, iade etmesi gereken tutarı iade etmediği gibi başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, müvekkil firmanın vergi dairesine ödemesi gereken 3.700,00 TL tutarındaki amma alacağı ile 2017 şubat ayı dahil mali müşavirlik bedeli olan 1.000,00TL şirket kasasında nakit olmadığından aynı şekilde ortaklardan talep edildiğini, Ortaklardan dava dışı … … söz koşunu toplam bedelin yarısını ödediğini, davalı hissesine düşen yarı oranındaki tutarı ödemediğini, davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü … E sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takipteki borca açıkça itiraz ederek takibin durmasına ve tahsilatın engellenmesine sebebiyet verdiği gerekçesi ile davalının Ankara … Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile davalının kötü niyetli itirazları nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVA ve CEVAP
Davalı vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; Takibe ve huzurdaki davaya konu alacağın, 2007 yılında düzenlendiği ve hazırlandığı iddia edilen bir yazılım üretimi (eser üretimi) ilişkisine dayanmakta olduğundan bahsedildiğini, yazılımın bir eser olduğunu, Türk Borçlar Kanunu 478.Madde gereğince, eser sözleşmesinde geçerli zamanaşımı süresi gerek icra takibi ve gerekse de dava tarihi itibariyle geçmiş olduğunu, ayrıca … Ltd.Şti, firmasının da bu alacak için ayrı bir icra ya da davası ve harcandırılmış talebi olmadığından, huzurdaki davanın, bu eser sözleşmesi ve yazılım üretiminden kaynaklandığı iddia edilen bölümü için zamanaşımı yönünden reddini, davaya konu edilen Ankara …lcra Dairesi … Sayılı icra dosyasında, müvekkiline e gönderilen icra takibi incelendiğinde ve aynı şekilde huzurdaki davada alacaklı sıfatı anlaşılmadığını, dava konusu takipteki alacaklı kısmında hem bir şirket hem şirketin müvekkil de dahil ortakları, hem şirket adına tasfiye memurunun ismi yer aldığını, takip içeriğinden ise mali müşavirlik ve vergi alacağı gibi alacaklar ile 3. Kişi bir başka şirkete ait iddia edilen alacakların talep edildiği görüldüğünü, ortada 5 farklı tüzel ve gerçek kişiden oluşan alacaklılar söz konusu olduğunu, yasal olarak birden fazla kişinin farklı sebeplerden doğmuş iddia edilen alacaklarının tek bir takipte istenmesinin yasal olmadığını, Bu kapsamda açılan davanın da bu kapsamda tefriki gerektiğini, alacaklı eğer şirket ise, şirket mali müşavirinin iddia edilen şahsi alacakları için aynı takipte müvekkili aleyhine tasfiye memurunun icra takibi yapamayacağını, 3. Şahıs başka bir şirkete olan iddia edilen bir borç için icra takibi yapılıyorsa, alacak kendisine ait olmayan şirket için tasfiye memurunun takip başlatamayacağını, müvekkilinin ismi hem alacaklılar ve hem de borçlu arasında geçtiğini, bir takipte ve buna bağlı davada, alacaklı-borçlu sıfatı birleşemeyeceğini, Tasfiye memuru, her iki ortak adına davayı açtığını beyan etmekte, borçlu da davacı gösterilenlerden biri ise, burada davaya olası menfaat çatışması açısından bir dava kayyımı da atanması gerektiğini, takibin dayanağı olarak belirtilen iddia edilen vergi dairesi alacaklarının da tahsilini alacaklı görünenin hukuken talep edemeyeceğini, dava konusu takipte tüm bu iddia edilen alacak kalemlerinin alacaklılarının farklı olduğunu, ancak alacaklı gözüken şirket adına tasfiye memuru şirket alacakları ve ortakların onayı ile takip yapabileceğini ve dava açabileceğini tasfiye memurunun tüm bu iddia edilen borçlar için takip yapma, dava açma yetkisi olup olmadığının belli olmadığı , bu nedenle davacılar adına yetkili olarak hareket ettiği iddia eden tasfiye memurunun takip ve dava açma yetkisinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Asıl davanın, Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, takip temelinin tasfiye halinde davacı kollektif şirket ortaklarının sorumluluğu kapsamında alacak istemine ilişkin olduğu, karşı davanın tasfiye memurunun şirket ve davalıyı zarara uğrattığı iddiası ile tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Ankara …. Ağır Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından sicil kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
Taraf delilleri dosya arasına alınmıştır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup, 30/09/2021 tarihli raporunda özetle; Dosyadaki delil durumuna göre Tasfiye Halinde … Bilgisayar şirketinin 131 Ortaklardan Alacaklar hesabında bulunan 77.797,59 TL’nin hangi ortaktan alacak olduğunun defterlerde kayıtlı olmadığından, tespit edilemediği, 340.001Tektronic INC USD hesap bakiyesi olarak görünen 94.271,98 TL’nin iddia edilen 80.941,00 USD avans ödemesi olduğunun tespit edilemediği, birleşen dosya yönünden dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından ve ilgili yıllar defter ve belgeleri incelemeye sunulamadığından herhangi bir inceleme ve tespit yapılamayacağı yönündeki kanaatlerini belirtmişlerdir.
6100 sayılı Kanunun 14. maddesinde; “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. (2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükümleri yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; Asıl davanın, Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, takip temelinin tasfiye halinde davacı kollektif şirket ortaklarının sorumluluğu kapsamında alacak istemine ilişkin olduğu, karşı davanın tasfiye memurunun şirket ve davalıyı zarara uğrattığı iddiası ile tazminat istemine ilişkin olduğu, şirket merkezinin “…” olduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından, kesin yetki kuralı dava şartı olduğundan resen dikkate alınmış, HMK.114/ç ve 115.maddesi uyarınca Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan asıl ve karşı davanın usulden reddine dair aşağıda yazılı karar verilmiştir. dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl ve Karşı davada mahkememizin Yetkisiz olduğu anlaşılmakla dava şartı yokluğundan asıl ve karşı davanın usulden reddine,
2-Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve harç konusunun yetkili ve görevli Mahkemede dikkate alınmasına,
4-HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik ve Yetkisizlik kararı hakkında, taraflardan biri tarafından süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ve işbu karar kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili ve görevli mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı karşı davalı vekilinin ve davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince kararın tebliğinden itibaren Mahkememize Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere verilecek dilekçe ile iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/02/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı