Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/766 E. 2023/315 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/766 Esas – 2023/315
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/766
KARAR NO : 2023/315
BAŞKAN …
KATİP ….
….
DAVALI ….
VEKİLİ….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2023

Mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, davalılar… İnş. Taah. San. Ve Tic. A.Ş. ve … İnşaat Taahhüt Enerji Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. İle dava dışı…Grup Yapı Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında …ilinde “3.Bölge Şube Müdürlüğü Yerleşkesi Yapımı İşi” için 07.05.2018 tarihinde Yapım İşi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketlere teslim edilen teminat senedinin üst kısmının davalılar tarafından sözleşmeye aykırı olarak doldurulmak suretiyle, 20.10.2021 tarihinde …32. İcra Müdürlüğünün 2020/4395 E. Sayılı dosyası ile 312.000,00 TL bedel ile icraya konulduğunu, akip dosyasında yer alan ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21/1. Maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği, müvekkilin icra takibini 21.08.2020 tarihinde öğrendiğini, takibe dayanak senedin sözleşmenin 6. maddesine istinaden verilmiş teminat senedi olması sebebi ile kambiyo senedi vasfı taşımadığını, müvekkile ait konutun davalı şirketlerin talebi üzerine haksız olarak satışı nedeniyle icra kasasında bulunan paradan arta kalan 734.525,04 TL müvekkile iade edildiğini, bu şekilde 23.02.2022 tarihinde icra yolu ile satılan gayrımenkulün değerinin, yüksek enflasyon nedeni ile 2-3 katına çıktığını, davalılar tarafından başlatılan haksız icra takibi sonrasında; tüm bankalara ve ilgili kurumlara müzekkere gönderilerek müvekkile ait araçlara ve ikamet ettiği konuta haciz konulması neden ile ticari itibarı zedelendiğini, çok büyük maddi ve manevi kayıplara uğradığını, davacı müvekkilin ikamet ettiği konutun icra yolu ile satılması sonucunda, kendi evinde kiracı olarak oturmak zorunda kalması nedeniyle aile huzurunun bozulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ve faize ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak, miktar tespit edildiğinde harcı tamamlanmak üzere; şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, müvekkilin sahibi olduğu konutta şu anda kiracı sıfatı ile oturuyor olması nedeniyle aile huzurunun bozulması, ailesinin ve kendisinin yaşadığı derin üzüntü nedeniyle 500.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, yüksek enflasyon sonucu gayrımenkulün değerinin satış sonrası yaklaşık üç katına çıkması nedeniyle; fazlaya ve faize ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak, miktar tespit edildiğinde harcı tamamlanmak üzere; şimdilik 100.000,00 TL munzam zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı… İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekili, görev ve husumet itirazında bulunup esasa ilişkin olarak dava dışı şirket tarafından sözleşme şartları dahilinde icraya konularak kullanılmak üzere, dava dışı şirketin ortaklarından birinin şahsen kefil olacağı bir kıymetli evrak vermeyi taahhüt ettiğini, davacı ise bahsi geçen sözleşmeye dava dışı şirketi temsilen eşi tarafından verilen vekaletnameye istinaden imza atığını, e sözleşme gereği eşinin kefil olacağı kıymetli evrakı sözleşme şartları dahilinde kullanılmak üzere iş ortaklığına teslim etmesi gerekirken sözleşmeye uygun bir senet düzenlenerek verilmediğini, Bunun yerine davacı tarafça; 07.05.2018 düzenleme 07.01.2019 ödeme tarihli… İnş.A.Ş.-… İnş. Ltd.Şti İş. Ort. Lehine borçlusu…Grup Yapı Turz. San. Tic.Ltd.Şti. Olan 312.000,00 TL bedelli ve kefil olarak bizzat davacı …’ın yer aldığı bir senet davacı tarafından düzenlenerek iş ortaklığına teslim edildiğini, devam eden icra sürecinde davacının, satışa konu ev ile ilgili herhangi bir haczedilemezlik/ meskeniyet iddiasında bulunmadığını, davacının söz konusu yasal haklarını kullansa idi belkide bahse konu evin satışı gerçekleşmeyecek iken işbu dava ile aile konutu olarak kullandığı evin satıldığı ve zarara uğradığını öne sürerek iş ortaklığı üzerinden haksız kazanç sağlamaya çalışması son derece kötü niyetli olduğunu, evin satış bedeli olan 939.565,70 TL alıcı tarafından icra müdürlüğünün hesabına yatırılmış ancak söz konusu bedel hiçbir zaman müvekkil şirketin yahut diğer davalının hesabına geçmediğini, Söz konusu satış işlemi nedeni ile iş ortaklığının herhangi bir maddi kazancı bulunmadığı gibi satış bedelinin kendisine iade edilmesi sebebi ile davacınında herhangi bir maddi kaybı bulunmadığını, rtada haksız bir icra takibi bulunmadığından ve takibin sonunda davacıya ait satılan evin parası (davacının borçlu olduğu diğer kişi ve kurumlara yapılan ödemeler sonrası) davacıya icra müdürlüğünce iade edildiğinden davacının herhangi bir maddi zararı olmadığını, davacıya ait evin aile konutu olarak kullanıldığının müvekkil tarafından bilinebilmesine imkan olmadığını, öz konusu icra takibinin haksız olmaması, aksi düşüncede dahi davacının kendi avukatına ödediği vekalet ücreti doğrudan ve somut zarar kapsamında değerlendiremeyeceğinden iş ortaklığından talep edilmesi mümkün olmadığını, satışa konu evin parasının bir kısmı iş ortaklığının haczinden önce olan alacaklılara dağıtıldığını, dolayısıyla davacının ticari hayatı iddia edildiği gibi mahvolmuş ise bu durum davacının çok sayıda kişi/kuruma borcu olması ve bu sebeple aleyhine çok sayıda icra takibi başlatılmasından kaynaklandığını, iş ortaklığının iddia edilen zarar kapsamında herhangi bir sorumluluğu olmadığını, müvekkilin eylemlerinin aksız fiil oluşturmadığı gibi manevi tazminatı gerektirecek unsurlarda somut olayda mevcut olmadığını, bu nedenle davacının manevi tazminat talebi fahiş miktarda olup açıkça zenginleşme amacı güttüğünü, munzam zararın söz konusu olabilmesi için borcun (para) ifasında temerrüde düşülmüş olması gerektiğini, lacaklının temerrüt faizinden fazla bir zararının olması gerektiğini, borçlunun kusurlu olması gerektiğini, alacaklının aşkın zararı ile borçlunun temerrüdü arasında illiyet bağı olması gerektiğini, davacının talebi TBK kapsamında maddi manevi tazminata ilişkin olup, ortada ticari bir uyuşmazlık bulunmadığından haksız avans faizi talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle davacının haksız talepler ihtiva eden davasının öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine , yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Taahhüt Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili husumet ve görev itirazında bulunup esasa ilişkin olarak da …Genel Müdürlüğü Araç Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı tarafından ihale edilen işin müvekkili şirket ile diğer davalı şirketin bir araya gelerek oluşturduğu iş ortaklığı tarafından üstlendiğini, iş kapsamındaki tüm kalıp-demir-beton imalatlarının yapılması işinin dava dışı…Grup Yapı Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından taahhüt edilip 07/05/2018 tarihli sözleşme imzalandığını, dava dışı şirketin kurucusu ve tek ortağının davacının eşi …olduğunu, sözleşmeye göre de yüklenicinin ortaklardan birinin şahsen kefil olduğu teminat senedinin işverene teslim edilmesi gerektiğini, bu sözleşmeye istinaden 07/05/2018 keşide tarihli 312.000,00 TL bedelli senedin borçlusu dava dışı şirket ile kefili olan davacı tarafından düzenlenerek iş ortaklığına verildiğini, taahhüt edilen işin belirlenen sürede yapılmadığını, yarım bırakılan işin 3. Kişiler aracılığıyla ve iş ortaklığının sigortalı işçilerine yaptırıldığını, dava dışı şirket işçilerinin işçi ücretlerinin iş ortaklığı tarafından ödendiğini, işçiler tarafından alacak davaları açıldığını, uğranılan zararları gidermek amacıyla da teminat senedinin takibe konulduğunu, davacının söz konusu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla 12. İcra Hukuk Mahkemesi’ne açtığı davanın reddedildiğini, davacı adına kayıtlı taşınmazın haciz sonucu ihale alıcısına ihale edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince takibe konu edilen senedin kambiyo vasfı bulunmadığından bu belge ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamayacağı gerekçesiyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiş, evin satış bedelini davacı tarafından icra dosyasına yatırılmış olduğunu, davacının iddia ettiği gibi davacının taleplerinin bu nedenlerle yerinde olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, teminat senedinin haksız olarak icraya konulması ve konutun icra yoluyla satışı nedeniyle maddi, manevi tazminat ile munzam zararın davalıdan tahsiline yöneliktir.
HMK’nın 114/c.maddesi gereğince mahkemenin görevli olup olmamasının dava şartı olarak belirlenmesi, aynı yasanın 115.maddesine göre de dava şartı olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı öngörüldüğünden taraf vekillerinden mahkemenin görevli olup olmadığı hususunda diyecekleri sorulmuş, davacı vekili mahkemenin davaya bakmaya görevli olduğu, davalılar vekilleri de işbu davaya bakmaya mahkemenin görevli olmadığı yönünde beyanda bulunmuşlardır.
6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, buna göre uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Davacı, dava konusu senedin eser sözleşmesinin teminatı olarak alındığını, haksız olarak icraya konulduğunu ve icra tehdidi altında ödeme yapıldığını fakat daha sonra yargı kararıyla takibin haksız olarak anlaşıldığını iddia edip maddi, manevi ve munzam zarar talep etmektedir. Davacı tacir olmayıp sözleşme gereği teminat senedinin kefilidir. Davacının alacağı TTK’da yazılan kambiyo senedine de dayanmamaktadır. O halde işbu davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Davacı her ne kadar sözleşmenin teminatı olarak alınan senedin haksız olarak takibe konulup tahsilat yapıldığını iddia edip maddi ve manevi zarar ile munzam zararın tahsili yönünde işbu davayı açmış ise de HMK’nın 114/c ve 115.maddelerine göre mahkemenin görevli olup olmadığının dava şartı olduğu, dava şartının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddedileceği, işbu davaya asliye hukuk mahkemesince bakılması gerektiğinden görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-HMK’nın 114/C, 115/2.maddelerine göre işbu davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, süresi içerisinde müracat halinde dosyanın görevli …Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2.-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli …Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3.-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…

Katip ….