Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/61 E. 2022/484 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ….TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

…TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/61
KARAR NO : 2022/484
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
ASIL DAVA
DAVACI : … TC No:…

VEKİLLERİ…
DAVALILAR : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
….
2-… …
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Fesih ve Tasfiye
DAVA TARİHİ : 27/04/2009
Birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dosyası.
DAVACI : … TC No:…

Av. …
DAVA : Şirketten çıkarılma.
DAVA TARİHİ : 19/04/2010

Birleşen …Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas sayılı dosyası.
DAVACI :… LEHİNE ŞİRKET ORTAĞI YASAL DENETÇİ OLARAK …
VEKİLLERİ : Av. …-
Av. …
DAVALI : … TC No: …
VEKİLİ : Av. …-
DAVA : Şirket Müdürünün Azli, Kayyum Atanması.
DAVA TARİHİ : 28/06/2012
Birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 Esas sayılı dosyası.
DAVACI :… LEHİNE ŞİRKET ORTAĞI YASAL DENETÇİ OLARAK …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. …
DAVALI : 1-…- TC No:…
2-… TC No:…
VEKİLİ : Av. …-
DAVA : Şirketten çıkarılma.
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2019

ASIL DAVADA İDDİA
Davacı vekili, davalı şirketin 2004 yılında kurulduğunu, %50 hissesinin davacıya, %50 hissesinin ise davalı …’e ait olduğunu, ana sözleşme ile müdür seçilen …’ün şirket ortağı davalı …’ün kardeşi olduğunu, şirketin uzun süre sorunsuz olarak faaliyette bulunduğunu, son zamanlarda ise davalı … ile kardeşi şirket müdürünün ortaklar kurulu tarafından karar alınarak işlem yapılması gereken hususlarda karar alınmadan iş ve işlemler yapıldığını, şirketin aktifinden devamlı dava dışı firmalara nakit aktarımı yapıldığını, nakit paraların İMKB’de değerlendirildiğini, duyumlara göre de 50.000 TL zarar edildiğini, usulüne uygun ortaklar kurulunun toplantıya çağrılmadığını, ortaklar kurulu tarafından şirket müdürünün ibra edilmemesine rağmen hareketlerine devam ettiğini, şirket müdürünün hesap vermediğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı …, davacı iddialarının yerinde olmadığını, şirket sermayesinin tamamının ödendiğini, ancak davacının teminat yatırması gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının yapılan bütün iş ve işlemlerden haberi olduğunu, davacının iddia ettiği yeni bina kiralanması olayının doğru olduğunu, kiralanan binanın hastane kurmaya son derece elverişli bina olduğunu, kısa sürede de inşaat işine başlandığını, binanın iç duvarlarının tamamlanması ile yeni hastane binasına ruhsat alındığını, şirketin borsada değerlendirilen paralarla ilgili bankada hesap bulunduğunu, paraların en verimli şekilde kullanıldığını, patent başvurularında tescil edilen isimlerin şirket adına olduğunu beyan ederek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı vekili, … Sağlık Yatırımları Eğitim Bilişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin %50 ortağı olduğunu, ortak olmayan davalının ana sözleşme ile şirket müdürü seçildiğini, şirket müdürünün diğer ortağın kardeşi olduğunu, ortaklar kurulu kararı olmadan iş ve işlemler yapıldığını, ana sözleşme değişikliği yapılmadığını iddia ederek haklı nedene dayalı olarak davalı şirket müdürünün müdürlükten azli ile şirkete kayyum atanmasını istemiştir.
Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı şirketin 23/06/2004 tarihinde kuruluşunu tamamlayarak ticaret siciline kaydının yapıldığını, ortakların 01/06/2017 tarihli kararla şirket sermayesini arttırma kararı aldıklarını, ancak ortakların nakit olarak ödeyecekleri sermayenin 45.000 TL’lik bölümünü ödemediklerini, şirket ortağı …’ün yapılan çağrı üzerine süresinde arttırılan şirket sermayesini nedeniyle hissesine düşen miktarı ödediğini, fakat davalıya usulüne uygun ihtar yapılmasına rağmen sermaye arttışı ile ilgili ödeme yapmadığını belirterek davalının şirketten çıkarılmasını istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili daha önce açılan ve asıl dosya ile birleştirilen davalardaki iddia ve savunma yaptıklarını belirterek bu dosya ile ilgili de birleştirme kararı verilmesini istemiştir.
Birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı …, şirketin yasal denetçisi olarak vermiş olduğu dilekçe ile davacı şirketin iki ortaklı olduğunu, birinin kendisi, diğerinin ise dava dışı … olduğunu, ana sözleşme ile atanan şirket müdürü davalının diğer ortağın kardeşi olduğunu, şirketin feshi ve tasfiyesi için açılan davanın derdest bulunduğunu, şirket müdürünün azli konusunda … Ticaret Mahkemesinde açılan davanın, şirket ortaklığından çıkarılması konusunda kendisi aleyhine …. Ticaret Mahkemesinde açılan davanın, ….Ticaret Mahkemesindeki dava ile birleştirildiğini, şirket müdürü davalı ile dava dışı ortağın kaçak inşaat yaparak şirketin parasını kaçak inşaata harcayıp yıkım kararına maruz kalınması nedeniyle para cezası ödendiğini ve cezai yönden kamu davası açıldığını belirterek davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, iddiaların yerinde olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı vekili, şirketin feshi ve tasfiyesi yönünde … Ticaret Mahkemesine, şirket müdürünün azli ve kayyum tayini hakkında …. Ticaret Mahkemesine, şirket ortaklığından çıkarılma hususunda …. Ticaret Mahkemesine, şirketin feshi ve tasfiyesi yönünde …. Ticaret Mahkemesine, şirket müdürünün azli hususunda …Ticaret Mahkemesine açılan davaların ….Ticaret Mahkemesinin 2011/491 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, 818 sayılı Borçlar Kanununun 530 ve 531.maddesi, Yeni Türk Borçlar Kanununun 630 ve 631. maddeleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Yeni Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri gereğince şirkete ortak olması nedeniyle yasal denetçi ortak olarak iş bu davayı açma hakları bulunduğunu, kendisi ile davalı …’ün şirketin %50’şer ortağı olduklarını, …’ün ise şirket müdürü olduğunu, şirket ortağı tarafından yeni müdür seçiminin reddedildiğini, reddedilmesi nedeniyle şirketin müdürsüz kaldığını, sahte evraklarla kendisini sahte müdür, müdürler kurulu başkanı, eski müdür davalıyı sahte müdür seçtiğini, sahte evraklarla, sahte yolsuz tesçil işlemleri yaptığını, sahte yönetimlerine devam ettiğini, bu hususların da davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına haklı sebep olduğunu, şirketin davalılar tarafından zarara uğratıldığını belirterek davalı … …’ün haklı nedenle şirketten çıkarılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili, davacının iş bu davayı açamayacağını, tazminat istemine ilişkin olarak aynı gerekçelerle aynı kişilere karşı …. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/456 Esasında görülmekte olan davanın açıldığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İş bu davada sorumluluk davasına ilişkin bölüm tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış, çıkma ve çıkarılmaya yönelik dava iş bu dosyada görülerek sonuçlandırılmıştır.
HUKUKİ GEREKÇE
Asıl dava, ortak tarafından açılan haklı nedene dayalı şirketin fesih ve tasfiyesi, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dosyasında açılan dava şirket müdürünün azli ile kayyum atanmasına, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 esas sayılı dosyasında açılan dava şirketten haklı nedene dayalı ortağın çıkarılmasına, birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 esas sayılı dosyasında açılan dava şirket müdürünün azli, kayyum atanmasına, birleşen ve tefrik sonucu bu dosyada kalan …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 Esas sayılı dosyasında açılan dava şirketten haklı nedene dayalı çıkarılmaya yöneliktir.
Mahkememizce iddia, savunma, bilirkişi raporlarına ve toplanan tüm delillere göre; davalı şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirecek yeterli ve somut nedenlerin varlığının ispatlanamadığı, birleşen …. Ticaret Mahkemesinin 2010/252 esas sayılı dosyasında davalı … 23/06/2004 tarihinde ilk on yıl için ana sözleşme ile müdür seçilmiş olup, ana sözleşmede müdürün azli konusunda özel bir düzenleme olmayıp uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak 6762 sayılı TTK’nun 543.maddesinin yollama yaptığı TTK’nun 161 ve 162.maddelerine göre haklı sebeplerin varlığı halinde ortak olmayan müdürün mahkeme kararı ile azledilebileceği, bilirkişi raporunda belirtilen müdürün imar mevzuatına aykırı davranışları nedeniyle şirkete idari para cezasının tatbik edilmesi, davacının bilgi edinme taleplerinin cevapsız bırakması, şirketin iştigal konusu kapsamında olmayan borsa yatırımı yapması ve bundan dolayı şirketin zarara uğraması, şirket müdürünün şirket markasını kendi adına tescil ettirmek üzere başvuruda bulunması, müdürün kanunen görevli bulunmasına rağmen, ortaklar olağan genel kurulunu talebe rağmen toplantıya çağırmaması, şirket tasarruflarındaki değerlerin müdür tarafından kendi adına işletildiği ve müdürün ortaklara farklı davrandığı iddiaları haklı neden olup, birleşen bu dava yönünden müdürün azline karar vermek gerektiği, davacı şirkete kayyum atanmasını da talep etmiş ise de ortakların bir araya gelip müdür atamadıkları taktirde mahkemece ancak kayyum atanabileceğinden bu aşamada şirkete kayyum atanması talebinin yerinde olmadığı, birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas sayılı dosyasında şirketin denetçisi olarak … şirket müdürünün azli, hak ve yetkisinin kaldırılması ve kayyum tayini, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 Esas sayılı dosyasında da şirketin denetçisi sıfatı ile … tarafından tefrik olunmayan davada diğer ortağın şirketten çıkarılmasını talep etmiş ise de; davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 548/2.maddesi ve 531. Maddele hükümleri gözetildiğinde; davacı …’nın bu hükme göre ortak sıfatı ile bilgi alma hakkı ve ayrıca sorumluluk davası açma hakkı mevcut ise de; bu maddeye göre davacı ortağın denetçi sıfatı ile şirketin müdürünün azli ve ortağın şirketten çıkarılması davasını açamayacağı anlaşılmış olmakla birleşen bu davaların aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı dosyasında davalı ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinden şirketten çıkarılması talep edilmiş ise de 6762 Sayılı TTK’nun 536.maddesine göre ortaklar kurulu kararı alınmadan şirkete sermaye koyma borcu yerine getirilmediği iddiasıyla dava açılamayacağından açılan iş bu davanın da aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik asıl davada fesih ve tasfiye şartlarının oluşmaması nedeniyle, birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas, birleşen …Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 esas, birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esas sayılı dosyalarında müdürün azline ve kayyum atanmasına yönelik davalarda davacının aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle reddine, birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dosyada şirket müdürünün azline yönelik talebin kabulüne, kayyum atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine incelemeyi yapan …Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesi 09/12/2021 tarih, 2019/1603 esas, 2021/1504 karar sayılı ilamı ile;
“…Asıl dava, limited şirketin fesih ve tasfiyesi, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı davada, davalı şirket müdürünün müdürlükten azli ile şirkete kayyım tayini, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı davanın şirket ortaklığından çıkarılması, birleşen ….Ticaret Mahkemesinin 2012/335 Esas sayılı davanın davacı şirket adına yasal denetçi sıfatıyla açılan davalı şirket müdürünün müdürlükten azli, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 Esas sayılı davanın davacı şirket adına yasal temsilci sıfatıyla davalı şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemlerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemiyle açılan asıl davanın reddine, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dava dosyasında davalı şirket müdürünün azline, şirkete kayyım atanması talebinin reddine, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı şirket ortaklığından çıkarma davasının, birleşen …Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 esas ve birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esas sayılı dosyalarında ayrı ayrı aktif husumet yokluğu sebebiyle davaların reddine karar verilmiştir.
1) Asıl davada davacı ve davalı şirket vekilinin istinaf başvuruları değerlendirilecek olursa;
Asıl davada davalı birleşen davada davacı …Ltd. Şti.’nin davacı … ve davalı … %50 şer hisse sahibi olup şirket iki ortaklıdır. Davalı … … şirketin 21.06.2004 tarihli ana sözleşmesi ile ilk 10 yıl için münferiden davalı şirketi temsile yetkili olarak atanmış olup görev süresi 23.06.2014 tarihinde sona erecektir.
Davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemiyle açılan asıl davada, ilk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan 3 ayrı bilirkişi raporu özetlenmiş olup yargılama sonunda şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasa’nın 141/3. maddesi, “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de, hükmün kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, (c) bendine göre, mahkeme kararlarında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, ve delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler açıkça gösterilmesi gereklidir. O halde Mahkemece davacı vekilinin davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemi hakkında anılan Yasa hükmünde belirtilen hususları ve sonucu kapsayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken davacı tarafından şirketin feshi için haklı sebep oluşturduğu ileri sürülen iddialar, davalının savunması ile tarafların sunmuş oldukları deliller ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları karar yerinde tartışılmaksızın, yazılı şekilde salt limited şirketin feshi istemiyle açılan asıl davanın reddine karar verilmesi Anayasa’nın 141. ve HMK’nın 297.maddesi hükmüne aykırılık oluşturmaktadır. Bu şekilde gerekçesiz karara yönelik istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir. Açıklanan bu sebeplerle HMK’nın 355. Maddesindeki kamu düzenine aykırılık hususu yönünden yapılan inceleme sonunda asıl davada davacı ve davalı şirket vekilinin istinaf istemlerinin kabulü gerekmiştir.
2-Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı dava dosyasına yönelik davacı şirket ile davalı vekilinin istinaf başvurularının incelenmesine gelince;
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan hüküm kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilmesi gerekir.
Davacı şirket tarafından davalı şirket ortağı …’nın şirkete sermaye koyma borcunu yerine getirmediği iddiasıyla ortaklıktan çıkarılması istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince 6762 Sayılı TTK’nun 536.maddesine göre ortaklar kurulu kararı alınmadan şirkete sermaye koyma borcu yerine getirilmediği iddiasıyla dava açılamayacağından açılan iş bu davanın da aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği gerekçede kabul edildiği halde hükümde davanın aktif dava ehliyeti var olduğu kabul edilir şekilde davalının şirketten çıkarılma talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durum ise gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmasına sebep olup HMK’nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
3) Birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas sayılı dava dosyasında verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesinde;
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 543. Maddesi (6102 sayılı TTK’nın 630/2. Maddesi) yollamasıyla aynı Yasa’nın 162. Maddesi hükmü uyarınca iki ortaklı davalı limited şirketin ana sözleşmesiyle müdür olarak tayin edilen davalı ortağın müdürlükten azli, haklı sebebin varlığı halinde mahkemeden talep edilebilecektir. Nitekim davacı … tarafından dava dilekçesinde “ortak/temsilen/denetçi ” ibarelerine yer verilmek suretiyle davalı şirket müdürü Ogün Sefer Bulut’un limited şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi sadece talep sonuç kısmı ile değil bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Dava dilekçesinde davacının açıkça “ortak” sıfatıyla da işbu davayı açtığını bildirdiği, dolayısıyla işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme davacı ortağın denetçi sıfatı ile şirketin müdürünün azli davasını açamayacağı gerekçesiyle husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin asıl ve birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı dava dosyasında verilen kararlara karşı istinaf başvurularının HMK’nın 355. Maddesindeki kamu düzenine aykırılık hususu yönünden yapılan inceleme sonunda ayrı ayrı kabulüne, ayrıca, birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas sayılı dava dosyasında istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, kaldırma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin istinaf başvuru dilekçelerine konu asıl ve birleşen davalarda verilen kararlara ilişkin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, anılan asıl ve birleşen dava dosyalarının HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine” karar verilmek suretiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosyanın mahkememize gelmesi üzerine yeniden esasa kaydının yapılması sonrasında davalarla ilgili tensip yapılarak duruşma günü davetiye ile taraflara bildirilmiş, hem istinaf mahkemesi kararına karşı hem de tarafların taleplerine ilişkin beyanlar alınmıştır.
… vekili, davalıların müvekkili …’nın hissesine karşı teklif sunduklarını, tarafların henüz anlaşamadığını belirterek bir kısım belgeler sunmuş, davalı şirket vekili ise duruşmada taraflar arasında herhangi bir anlaşma söz konusu olmadığını, imzalanan belge olmadığını beyan ederek eksikliklerin ikmal edilmesini istemiştir.
Taraflar arasında anlaşma görüşmeleri sürmediğinden taraflara süre verilmesine gerek görülmemiştir.
…. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esasında görülmekte iken mahkememiz dosyası ile birleştirilen davada şirketin davalılar tarafından zarara uğratıldığını belirterek ortağın haklı nedenlerle şirketten çıkarılmasını ve ayrıca 5.000 TL uğranılan zararın şirkete ödenmesi yönünde talepte bulunulmuş, 08/05/2019 tarihli celsede tazminata ilişkin bölüm iş bu davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış, iş bu davadaki tefrik edilmeyen şirketten çıkarılmaya yönelik dava bu dosyada görülerek sonuçlandırılmıştır.
…. Ticaret Mahkemesindeki 2012/339 Esasında görülmekte iken asıl dava dosyası ile birleştirilen dava HMK’nun 167.maddesindeki şartların oluşması nedeniyle asıl davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmıştır.
Asıl dava ile birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak delil ve belgeler toplandıktan sonra dosya hukukçu, tıp doktoru ve yeminli mali müşavirden oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek 01/06/2010 tarihli alınan raporda söz konusu şirketin mevcut delil durumuna göre fesih ve infisahını gerektirecek muhik sebepler bulunmadığı, birleşen dava açısından da davacının ileri sürmüş olduğu hususların şirket müdürünün azli ve şirkete kayyum atanması için yeterli sebep teşkil etmediği bildirilmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişiler görüşlerini değiştirmemişlerdir. Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak aynı bilirkişiler düzenledikleri ek raporda ise davalı şirket ortağının dava tarihi itibariyle 45.000 TL sermaye taahhüt borcu bulunduğunu, davacı şirket tarafından davalıya TTK’nun 529/2. maddesinde belirtilen noter marifeti ile ve 15 günden aşağı olmamak üzere iki defa sermaye borcunun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ortağın şirketten çıkarılma şartlarının oluştuğunu belirtmişlerdir.
….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 Esas ve … Ticaret Mahkemesi’nin 2012/339 Esas sayılı dosyalarının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi ve ön inceleme duruşmalarının yapılmasından sonra tüm dosya yeniden oluşturulan hukukçu, tıp doktoru ve muhasebeci bilirkişiye dosya tevdii edilerek alınan 25/07/2013 tarihli raporun sonuç kısmında … ile …’ün %50 sermayesine sahip olduğu şirkette, şirket müdürünün ortaklardan Sefer’in kardeşi olması ve 10 yıllık süre ile atanmış bulunması zamanla müdür ile ortaklardan Sadık arasında meydana gelen ihtilafın derinleşmesi, müdürün hukuken himaye edilmeyecek çeşitli davranışlarda bulunması, bu davranışların bir bütün olarak değerlendirildiğinde müdürün azli için gerekli koşulların oluştuğunun kabul edilebileceği, şirketin feshinin mucip olacak nitelikte bir ihtilafın bulunmadığı, müdürün azledilmesinin mevcut sorunların çözümünde yeterli bir tedbir olabileceği, ortaklar arasındaki uyuşmazlıkların mahkemece şirketin feshini gerektiren haklı sebep oluşturduğu kanaatine varılacak olursa 6102 sayılı TTK’nun 636/3.maddesi çerçevesinde fesih yerine duruma uygun başka bir çözüme hükmedilmesinin isabetli olacağı, …’nın sermaye payı ödememesinin şirketten çıkarılma için yeterli olduğu, çıkarılma koşullarının oluştuğu belirtilmiş ise de; davalı …’tan şirketten olan 94.000 TL alacağından bu borcun mahsubu talep edildiğinden bu açıdan davalı ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik davanın hukuken himaye edilmeyeceği belirtilmiştir.
25/07/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu da hüküm kurmak için mahkemece yeterli görülmediğinden bir önceki raporu düzenleyen mali müşavir, yeni seçilen tıp doktoru ve hukukçu bilirkişi kurulundan alınan 20/06/2014 tarihli raporda, asıl davada fesih ve tasfiye talebinin yerinde olmadığı, …. Ticaret Mahkemesi’nin birleşen dosyasındaki müdürün tayin ve azli için ileri sürülen sebeplerin Medeni Kanununun 2.maddesine uygun olmadığı, …. Ticaret Mahkemesi’nin birleşen dosyasında …’nın sermaye koyma borcundan bakiye 45.000 TL ödediği ispatlanamamış ise de; ortaklar kurulunun çıkarma yönünde kararının olmadığından şirketten çıkarılma istenemeyeceği, ….Ticaret Mahkemesi’nin birleşen dosyasında ise denetçi sıfatı ile böyle bir talepte bulunamayacağı, …. Ticaret Mahkemesi’nin birleşen dosyasında ortaklık ilişkisinin çekilmez hale gelmesi nedeniyle şirketin feshine karar verilmesi talebinin haklı olabileceği, ihtilafa uygulanması gerekli 6102 sayılı kanununun tatbik edilmesine karar verilmesi halinde fesih yerine …’nın çıkmasına karar verilmesinin uygun bir çözüm olabileceği belirtilmiş, mevcut bilirkişilerin yanına makine mühendisi, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı, hastane malzemeleri değerleme uzmanı, marka uzmanı ilave edilerek çıkma payının belirlenmesi yönünde 21/07/2015 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu rapora da itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişi kurulundan 10/12/2015 tarihli ek rapor alınmış, en son olarak …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esas sayılı dosyası iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl davada, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olup, şirketin feshine karar verebilmek için haklı nedenlerin bulunması gerekli olup, bilirkişilerden alınan rapor ve ek raporlarda şirketin mevcut delil durumuna göre fesih ve infisahını gerektirecek muhip sebeplerin bulunmadığı anlaşıldığından fesih ve tasfiyeye yönelik davasının reddi gerekir.
Birleşen …. ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 esas sayılı dosyasında açılan dava ile şirket müdürü davalı …’ün müdürlük görevinden azline ve şirkete kayyum atanmasına, yine Birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 esas sayılı dosyasında şirket müdürü davalı …’ün müdürlük görevinden azline, şirkete kayyum atanmasına karar verilmesi talep edilmiş olup, davalının müdürlük görevinden azli için her dosya bakımından davanın açıldığı tarihteki şartlara göre haklı sebeplerin olduğunun ispat edilmesi halinde müdürün azli mümkün olup, bilirkişi kurulundan alınan 01/06/2010 tarihli raporda ileri sürülen hususların müdürün azli için yeterli sebep teşkil etmediği belirtilmiş ise de; bilirkişi kurulundan alınan 25/07/2013 tarihli raporda ise “… ile …’ün %50’şer hissedar olduğu şirkette, şirket müdürü olan …’ün ortaklardan Sefer’in kardeşi olması ve 10 yıllık süre ile atanmış bulunması, zamanla müdür ile ortaklardan …’nın arasında meydana gelen ihtilafın derinleşmesi, müdürün hukuken himaye edilmeyecek çeşitli davranışlarda bulunması, bu davranışların bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde müdürün azli için gerekli koşulların oluştuğunun kabul edilebileceğinin belirtilmekle mahkemece bilirkişilerin bu görüşlerine itibar edilerek ileri sürülen sebeplerin müdürün azli için haklı sebep oluşturduğu kanaatine varılarak hem …. Ticaret Mahkemesi yönünden hem de ….Ticaret Mahkemesi dosyası yönünden müdürün azli talebi yerindedir. Davacı her ne kadar şirkete kayyum atanması talebinde bulunmuş ise de; azil talebi ile şirket yönetimsiz kalmadığı gibi yeniden yönetici seçme imkanı mevcut olduğundan TMK’nun 426 ve 427.maddesindeki şartların oluşmaması nedeniyle davacının kayyum atanması talebi yerinde değildir.
Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 esas sayılı dosyasında; şirket tarafından şirket ortağı …’nın şirketten çıkarılması istemi ile dava açılmış olup, 01/06/2010 tarihli raporda, ortağın dava tarihi itibariyle 45.000 TL sermaye taahhüt borcu bulunduğu, davacı şirket tarafından davalıya sermaye borcunun ödenmesi için ihtarname gönderildiği, buna rağmen ödenmemesi nedeniyle şirketten çıkarılma şartlarının oluştuğu belirtilmiş ise de; 24/07/2013 tarihli raporda ise ortağın şirketten 94.000 TL alacağının olduğu, bu borcun mahsubu talep edildiğinden ortağın şirketten çıkarılmasının hukuken mümkün olmadığı belirtilmiş, 20/06/2014 tarihli yeni heyetten alınan raporda ise ortak …’nın sermaye koyma borcunun bakiye 45.000 TL’lik kısmı ödendiği ispatlanmamış ise de; ortaklar kurulu tarafından çıkarma yönünde karar olmadığından ortağın şirketten çıkarılamayacağı belirtilmiştir. 6762 sayılı yasanın 529/2.maddesi, TTK’nun 529/1.maddesi ve TTK’nun 536.maddesi ile çıkarılan ihtarnameler gözönünde bulundurulduğunda çıkarma talebi şirket temsilcisi müdür tarafından yapılmış olup, bakiye sermaye borcu ödenmemiş ise ödenmeyen ortağın şirketten çıkarılması için ortaklar kurulunun karar alması gerekir. Böyle bir karar alınmadığından …’nın ortaklıktan çıkarılması talebi yerinde değildir.
Birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esas sayılı dosyasında davacı şirket adına denetçi … iş bu davayı açmış olup, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 548/2.maddesine göre “ortakların sayısı 20 ve 20’den az olan limited şirketlerde idare hak ve vazifesi bütün ortaklara ait değil ise müdür sıfatına haiz olmayan ortaklar Borçlar Kanununun 531.maddesinde yazılı hükümden faydalanabilirler.” hükmü gereğince atıfta bulunulan Borçlar Kanununun 531.maddesinde ise “idare selaheyetine haiz olmasa bile her bir ortak şirket işlerinin nasıl gittiği hakkında şahsen malumat almaya ve şirket defterlerini ve evraklarını tetkike ve kendisine mahsus olmak üzere şirketin mali vaziyeti hakkında hülasa çıkarmaya hakkı vardır. Hilafına mukavele batıldır.” düzenlemesine göre …’nın ortak sıfatı ile bilgi alma ve ayrıca sorumluluk davası açma hakkı mevcut ise de; bu maddeye göre davacı ortağın denetçi sıfatı ile şirketin müdürünün azli ve ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik davayı açamaz. Birleşen bu davanın, davacının aktif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddi gerekir.
Toplanan tüm delillere göre; asıl davanın, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/261 esas sayılı dosyada açılan davanın esastan, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/376 esas sayılı dosyasında tefrik olunmayan talep olan ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik davanın husumetten, birleşen …. Ticaret Mahkemesi’nin 2010/252 esas sayılı dosyasında ve birleşen ….Ticaret Mahkemesi’nin 2012/335 esas sayılı dosyasında açılan davaların ise azil yönünden kabulüne, kayyum atanması yönündeki taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Asıl davanın reddine,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 15,60 TL’nin mahsubu ile noksan olan 65,10 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
c)Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
2.-Birleşen … 2.ATM’nin 2010/261 esas sayılı dosyada açılan davalının şirketten çıkarılması talebinin reddine,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 17,15 TL’nin mahsubu ile noksan olan 63,55 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

b)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c)Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
3.-Birleşen …6. ATM’nin 2012/335 esas sayılı dosyasında açılan davanın kısmen kabulü ile davalı …’ün müdürlük görevinden azline, kayyum atanması talebinin reddine,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 21,15 TL’nin mahsubu ile noksan olan 59,55 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d)Davacı tarafından bu dosya için yatırılan 21,15 TL peşin harç, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 43,28 TL istinaf posta harcı toplamı 226,53 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Birleşen …7. ATM’nin 2010/252 esasında açılan davanın kısmen kabulü ile davalı …’ün müdürlük görevinden azline, kayyum atanması talebinin reddine,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 17,15 TL’nin mahsubu ile noksan olan 63,55 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d)Davacı tarafından bu dosya için yatırılan 17,15 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Birleşen …5. ATM’nin 2015/376 esas sayılı dosyada tefrik olunmayan talep olan ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik talep ile ilgili davanın husumetten reddine,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 27,70 TL başvuru harcı ile 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı toplamı 108,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
c)Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …