Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/591 E. 2023/582 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/591
KARAR NO : 2023/582
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … …
DAVALILAR : 1- … TC No:… – …
2- … TC No:… – …
DAVALI : 3- … … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, … 5.Sulh Ceza Hakimliği’nin 26.10.2015 gün ve 2015/1404 D.İş sayılı kararıyla … …Holding AŞ ve bünyesindeki grup şirketlerin tamamına kayyım atanmasına karar verilmiş ve şirket yönetiminin kayyıma devredildiğini, … 4.Sulh Ceza Hakimliğinin 06.09.2016 gün ve 2016/4628 D.iş sayılı kararıyla kayyımların yetkilerinin TMSF ye devredildiğini, şirketlerin TMSF tarafından atanan kayyımlar tarafından yönetildiğini, FETÖ/PDY bağlantılı olan eski şirket yöneticilerinin 667 sayılı OHAL KHK sı ile kapatılan … …Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfı’nın kuruluşu için 250.000,00 TL fon vakfedilmesine karar verdiklerini, durumun 18.09.2018 gün ve 41-2 sayılı SPK denetim raporu ve 16.01.2017 gün ve 5/33-1 sayılı özel denetim raporu ile tespit edildiğini, müvekkil şirket yönetim kurulunun 07.03.2022 gün ve 2022/03 sayılı kararıyla eski yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılması için TMSF’ye başvurulmasına karar verildiğini, TMSF İştirakler Dairesi Başkanlığının 28.04.2022 gün ve 42881 sayılı yazısı ile TMSF kurulunun 28.04.2022 tarihli kararıyla şirketin uğradığı zararın eski yöneticilerden tazminine karar verildiğini, TTK 369 ve TTK553.Maddeleri gereği,şirketin uğradığı zarardan eski yöneticilerin sorumlu olması gerektiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000,00 TL zararın, zararın doğduğu tarihten başlamak üzere uygulanacak en yüksek avans faizi ile davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının yetkili kurul kararı olmadan dava açtığını, davacı talebinin zaman aşımına uğradığını, iddia edilen fonun aktarılma tarihinin 17.04.2009 olduğunu, davacı şirketin vakfın kurucusu olduğunu, vakfın kurulduğu tarihte FETÖ terör örgütünden bahsedilmesi mümkün olmadığını, vakfın hiçbir terör örgütü ile iltisakı ve irtibatı bulunmadığını, MASAK raporunda da yer aldığı üzere şirketle ilgili incelemelerde terörizmin finansmanında kullanılmasının söz konusu olmadığını, suçtan sağlanan gelirin aklanmasının söz konusu olmadığını, dava konusu olayda davacı şirketin bir zarara uğraması söz konusu olmadığından sorumluluk olması da mümkün olmadığını, müvekkillerinin tüm mal varlıkları için dondurma kararı verildiğini, müvekkili …’in 2016 yılından bu yana Sincan Cezaevinde tutuklu olduğu hiçbir geliri olmadığını, OHAL, KHK’nın anayasaya aykırı olduğunu, bu nedenle haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, eski yönetici olan davalıların dava dışı vakıfa yaptıkları yardımın usulsüz olması nedeniyle şirketin uğradığı zararın şirket yöneticileri olan davalılardan tahsiline yöneliktir.
Açılan davanın TTK’nın 553 ve devamı maddelerine göre şirket tarafından yöneticiler hakkında açılan sorumluluk davası olduğundan şirketin genel kurulunun veya yetkili kurulun sorumluluk davası açılması yönünde karar alması gerekirken 683 sayılı OHAL kapsamında bazı tedbirlerin alınması hakkında 23/01/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan KHK’nın şahsi sorumluluk davalarına ilişkin tedbir başlıklı 7.maddesindeki düzenlemeye göre kayyum tarafından şirket adına yöneticiler adına açılmış sorumluluk davasında genel kurulun veya yetkili kurulun kararı aranmayacağından genel kurul kararı alınmasına gerek görülmemiştir.
Davalılar davadaki talebin TTK’nın 560.maddesine göre zaman aşımına uğradığı yönünde itirazda bulunmuş iseler de; 2016 yılında çıkarılan 660 sayılı KHK ile fon vakfedilen vakıf kapatılmış olup akabinde yapılan inceleme sonucunda fonun haksız olarak vakfedildiği, daha sonra tespit edildiğinden davalıların zaman aşımı itirazıyla, belirtilen tarihte davalılar şirketin yöneticisi olduklarından şirketin 553 ve devamı maddelerine dayalı olarak haksız olarak vakfedilen fon tutarını talep edebileceğinden davalıların husumet itirazı yerinde görülmemiştir.

Davacı şirketin 17/04/2019 tarihinde yöneticisi olan davalıların …-…Eğitim ve Sağlık Vakfı’na kuruluş için 250.000,00 TL’lik fon vakfedildiği, davacı şirkete… 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26/10/2015 tarih ve 2015/4104 D.İş sayılı kararıyla yönetim organlarının yetkilerinin tümünün kayyum heyetine devredildiği, … 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06/09/2016 tarih ve 2016/4628 D.İş sayılı kararıyla da … Holding bünyesindeki şirketlerde görev yapan kayyumların yetkilerinin TMSF’ye devrine karar verildiği, davacı şirketin TMSF’nin atandığı yönetim kurulu üyeleri tarafından yönetildiği çekişme konusu değildir.
Çekişme davacı şirketin yöneticileri olan davalıların …-…Eğitim Sağlık Vakfı’na bağış dışı fon olarak vakfedilen 250.000,00 TL’nin sorumluluk davasıyla davalılardan talep edilip edilmeyeceği üzerinde toplanmakla tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 13/12/2022 tarihli raporda;
“a-Yürürlükte bulunan yasalarımıza göre tüzel kişiliklerin ve sermaye şirketlerinin vakıf kurucusu olmasını engelleyen bir yasal gerekçe mevcut değildir.
Davalıların yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğu…İnşaat ve Ticaret A.Ş,2009 yılında …-İpek Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfı’nın kurulması aşamasında 250.000,00 TL fon aktarımı ile vakfın kurucuları arasında yer almıştır.
Vakfın yurdun değişik yörelerinde öğrenci yurtları kurduğu, 03.03.2011 gün ve 27863 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan kararla da…’da …ÜNİVERSİTESİ’ni kurduğu,
15 Temmuz darbe girişimi sonunda vakfa bağlı tüm yurtların kapatıldığı, …’da bulunan …Üniversitesi’nin de 23.07.2016 tarihinde 667 sayılı OHAL kararnamesi kapatıldığı, kapatma gerekçesinin FETÖ/PDY ilişkisine dayandırıldığı,
Yurtlar, vakıf ve üniversitenin ismi geçen terör örgütü ile ilişkisi olmadığına dair dava dosyasına sunulan geçerli delil olmadığı,
Vakfın kapatılmış olması sebebiyle senette belirlenen amacına ulaşmadığı
b-Davalılar tarafından şirket hesabından vakfa aktarılan 250.000,00 TL nin vakfın kapatılması sebebiyle fon aktarma amacına ulaşmasının mümkün olamayacağı, bu nedenle davacı şirketin aktardığı tutarın şirket davacı zararına neden olacak bir aktarma olduğu,
c-Davacının işlemiş faiz alacağına karar verilmesi halinde davacının 301.625,00 TL alacağı oluşacağı,
d-Davalıların zaman aşımı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüş bildirmiştir. Bu rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmış, bu kez daha önce seçilen bilirkişinin yanına işletmeci bilirkişi seçilerek alınan 02/05/2023 tarihli raporda;
“a-Yürürlükte bulunan yasalarımıza göre tüzel kişiliklerin ve sermaye şirketlerinin vakıf kurucusu olmasını engelleyen bir yasal gerekçe mevcut değildir.
Davalıların yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğu…İnşaat ve Ticaret A.Ş. 2009 yılında …-…Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfi’nın kurulması aşamasında 250.000,00 TL fon aktarımı ile vakfın kurucuları arasında yer almıştır.
Vakfın yurdun değişik yörelerinde öğrenci yurtları kurduğu, 03.03.2011 tarih ve 27863 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kararla da…’da …ÜNİVERSİTESİ” ni kurduğu,
15 Temmuz darbe girişimi sonunda vakfa bağlı tüm yurtların kapatıldığı, …’da bulunan …Üniversitesi’nin de 23.07.2016 tarihinde 667 sayılı OHAL kararnamesi ile kapatıldığı, kapatma gerekçesinin FETÖ/PDY ilişkisine dayandırıldığı,
Yurtlar, vakıf ve üniversitenin ismi geçen terör örgütü ile ilişkisi olmadığına dair dava dosyasına sunulan geçerli delil olmadığı,
Vakfın kapatılmış olması sebebiyle senette belirlenen amacına ulaşmadığı,
b-Davalılar tarafından şirket hesabından vakfa aktarılan 250.000,00TL’nin vakfın kapatılması sebebiyle fon aktarma amacına ulaşmasının mümkün olamayacağı, bu nedenle davacı şirketin aktardığı tutarın şirketİdavacı zararına neden olacak bir aktarma olduğu…” yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bu rapora karşı da taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmış, rapor ve ek rapor hüküm kurmak için yeterli görüldüğünden mevcut raporlar ile yetinilerek yeni bir heyetten rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Davalılar vekili tarafından celse arasında adli yardım talebinde bulunulmuş, mahkemece bu talep yerine görülmemiş, itiraz üzerine… 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de yapılan itiraz reddedilmiştir.
Açılan iş bu dava ile davalıların yönetim kurulu başkanı ve üyesi olduğu davacı şirket tarafından 2009 yılında …-…Eğitim Sağlık Hizmet Vakfı’nın kurulması aşamasında yaptığı 250.000,00 TL fon aktarımı yaptırılan, vakfın yurdun değişik yerlerinde öğrenci yurtları kurduğu, 15 Temmuz darbe girişimi sonucunda vakfa bağlı tüm yurtların 667 sayılı OHAL kararnamesiyle kapatıldığı, kapatma gerekçesinin de FETÖ/PDY ilişkisine dayandırıldığı vakfın kapatılması sebebiyle davalının yaptığı fon aktarımının amacına ulaşmasının mümkün olmayacağı, bu nedenle de davacı şirketin aktardığı tutarın davacı şirketin zararına neden olacak bir aktarma olduğunun kabulü ile bu tutarın zarara sebebiyet veren davalılardan tahsili gerektiği anlaşılmıştır.
Toplanan delillere göre davacı şirketin 17/04/2009 tarihinde …-…Eğitim Sağlık Hizmet Vakfı’na 250.000,00 TL tutarında fon vakfedildiği, vakfın 667 sayılı OHAL KHK’sı ile FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olması nedeniyle kapatıldığı, davacı şirkete sulh ceza hakimliğince kayyum atandığı, daha sonra çıkan mevzuat gereği davacı şirketin kayyumlarının yetkilerinin TMSF’ye devredildiği, 683 sayılı KHK’ya göre de davacı şirketin sorumluluk davası açması için genel kurul kararı almasına gerek olmadığı, alınan bilirkişi raporu ve ek raporlarına göre de vakfedilen 250.000,00 TL’lik fon tutarının davalı yöneticilerden tahsili gerektiği, söz konusu fonun vakfedildiği tarihten itibaren avans faizi talep edilebileceği kanaatine varılmakla açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın kabulü ile
250.000,00 TL’nin 13/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL başvuru harcı ile 17.077,50 TL nispi karar ve ilam harcı toplamı 17.158,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 38.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.600,00 TL giderin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5.-Davacı tarafça yapılan 3.744,00 TL tebligat/posta/müzekkere/bilirkişi masrafının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …