Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
…
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/543
KARAR NO : 2022/953
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : 1- … TC No: …
: 2- … TC No: …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Ticari Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememize açılan Ticari Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, …nin 2008 Yılında … ve … tarafından kurulmuş olduğunu, müvekkillerinin 2014 yılında %50 hisselerini şirkete yeni giren ortak Ella Hasanova’ya devretmiş olduklarını, 16 Nisan 2018 yılında müvekkili … %3 ve … %3 olmak üzere hisselerini ve …%50 hissesini aynı tarihte …’ ya devretmiş olduklarını, hisse devri sözleşmesindeki edimlerin … tarafından yerine getirilmemiş olduğunu, bu hususla ilgili … Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı dosya ile hisse devir iptal davası iptal davası açılmış olduğunu,
… 3 (üç) Ortaklı Bir Anonim şirket olduğunu, usulsüz olarak yapılan sermaye artırımı sonrası şirket sermaye yapısının … (208.000 pay), … (11.000) ve … (11.000) şeklinde olduğunu, sermaye artışına karşı … . Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu, … 3 (üç) ortaklı bir anonim şirket olduğunu, usulsüz olarak yapılan sermaye artırımı sonrası şirket sermaye yapısının … (208.000 pay), … (11.000) ve … (11.000) şeklinde olduğunu, sermaye artışına karşı … …. Asliye Ticaret Mahkemesi.. Esas sayılı dosyası İle dava açılmış olduğunu,
TTK. m.437’de pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkı düzenlenmiş olduğu, bu kapsamda özel denetçi isteme hakkı da pay sahiplerine tanınan bu bilgi alma ve inceleme hakkının devamı olarak nitelendirileceğini, Müvekkillerinin şirkete ilişkin bilgi ve belgelerin kendilerine verilmemesi şirketin mevcut durumu yahut da yapılan işlemler için bilgilendirilmemeleri ve yönetim kurulu üyeleri tarafından usulsüz işlemlerle şirketin zarara uğratılıyor olmasından dolayı özel denetçi atanmasını talep etmek zorunda kalmış olduklarını, Müvekkiller ardı ardına ihtar göndermelerine rağmen halen şirkete ait olan ve pay sahipleri olarak kendilerinin de haberdar olmaya hak sahibi olduklarını bilgi ve belgelere ulaşamadıklarını,
TTK-m.438 maddesi gereği müvekkillerinin 26 Mayıs 2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında özel denetci atanmasını talep etmiş olduğunu. ancak bu talepleri 2019-2020-2021 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağının 4. Sayfasında yer alan “Şirket ortağı … söz aldı: YMM tarafından onaylanan Finansal tablolar (Bilanço ve gelir tablosu) gerçeği yansıtmaktadır, iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. İstenen özel denetçi talebinin hangi konuya ilişkin olduğu belirtilmediğinden ve bu istek şirketi çalışamaz hale getirme amacı taşıdığından iyi niyetli değildir dedi” ifadelerinden sonra yapılan oylama sonucu reddedilmiş olduğunu, bunun üzerine Müvekkillerinin TTK-m.439 kapsamında bu davayı ikame etmiş olduklarını, müvekkillerinin şirkete ait sermaye paylarının itibari değerinin, davanın açılabilmesi için gerekli olan 1/10 oranındaki kanuni şartı sağladığını,
Yönetim kurulu üyelerinin kanun ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi ve pay sahiplerini zarar uğrattıklarını, bu durumda TTK-m.439/2 kapsamında özel denetçi atanması gerektiğini,
Şirketin, TTK-m.409 kapsamında her yıl yapması gereken olağan genel kurul toplantılarının zamanımda yapılmamış olduğunu, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının 3 yıl sonra, 26.05.2022 tarihinde yapılabildiğini,
Bilançolar ve Gelir Tablolarının gerçeği yansıtmadığını, kasa hesabının yüksek bakiye vermesinin olağan olmadığını, bu durumun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu açısından vergi idaresini tereddüde düşürebileceğini, kayıtların ihticaca salih olmadığı gerekçesiyle V.U.K. 30’ncu maddesi gereği re’sen takdir sebebi olabileceğini, Kurumlar Vergisi Kanunun açısından örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilebileceğini, keza kasa hesabının yüksek bakiye vermesi 6102 sayılı TTK-m.20/2 uyarınca basiretli davranmak mecburiyeti karşısında, kasada bulunan yüksek miktardaki paranın mevduatlarda değerlendirilmesi gerektiğini,
Bu kapsamda, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait bilançolarda geçmiş yıl zararlarının mahsup işlemi yapılmadığını, bu üç yıla ait bilançoların hepsinde geçmiş yıl zararı kaleminin 4.958.203,54 TL olduğunu, …. E sayılı dosyada aldırılan bilirkişi raporunda, 2020 yılı kâr’ının geçmiş yıl zararları ile mahsup edilerek kurumlar vergisi beyannamesi verildiği tespiti yapılmış olmasına rağmen, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait bilançolarda geçmiş yıl zararlarının aynı kalmış olduğunu, bu durumun çelişkili olduğunu,
Gelir tablolarında tespit edilen yönetim giderlerinin tablo halinde dava dilekçesine gösterilmiş, bu kapsamda 30.09.2021 tarih itibariyle yönetim giderlerinin 1.765.472,91 TL, 31.12.2021 tarih itibariyle yönetim giderlerinin 3.699.210,18 TL olduğunu, 2021 yılı son üç ayında 1.933.737,27 TL artmış olduğunu, diğer gider kalemlerinde de incelenmesi gereken ani artışlar olduğunu, bilançonun maddi durun varlıklar kalemi içerisinde bulunan binanın … şirketine satılmış olduğunu, satış bedelinin bilançolara yansıtılmamış olduğunu,
Yönetim kurulu üyelerinin TTK hükümlerine aykırı davranarak rekabet yasağını ihlal etmiş olduklarını, yönetim kurulu başkanı … tarafından sonradan kurulan tek ortaklı….’ne genel kurul onayı olmaksızın ….’ye ait ilaçları Co-merketing olarak vermiş olduğunu,
Yönetim kurulu başkanı …,…’dan aldığı 96 S0 oranındaki hisse için ödemesini kendisi yapmamak için, …’nın eşine ait olan … İle imzaladığı 07.08.2018 tarihli … ‘ye ait ilaçlar fason olarak …de üretileceği ve davalı …*in vereceği hizmet karşılığı oluşan alacak bedeli Helba’dan tahsil edilmeyerek, onun yerine davalı …’nun şahsi borcundan düşüleceği, halbuki davalı şirket tarafından verilen hizmetin karşılığının davalı şirkete gelir olarak dönmesi beklenirken, sözleşmenin bu haliyle davalı şirket….’nin zararına sonuç doğurmuş olacaktır. İlaveten sözleşmeye göre – bileşik faiz yöntemi ile %5 + %15 iskonto uygulanamasının, piyasa koşullarının çok üzerinde bir indirim ile ….’yi ikinci bir şekil de de zarar uğratmış olduğu görülmektedir. Yönetim kurulu başkanı …, Clinoper Jel adlı ürünün pazarlaması ve satışı için Helba adlı şirket ile exclusive sözleşmesi yapmış olduğunu, bu sözleşme kapsamında alınan 200.000 Dolar tutarındaki teminat senedinin, şirket adına değil şahsi adına almış ve bu senedi Muharrem Ertekin isimli üçüncü bir şahsa ciro ederek şirketi zarara uğratmış olduğunu,
Şirketin 2019, 2020 ve 2021 yılı olağan genel kurulunda oy çokluğu ile seçilen yönetim kurulu üyelerinin görev alamayacaklarını, …, … … E sayılı dosyada alınmış karar ile sahip olduğu %6 oranındaki oy hakkını kullanarak toplantı karar nisabını sağlamış olduğunu, bu oylama işleminin geçersiz olduğunu, TTK-m.436/2 maddesi uyarınca genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin kararlarda, yönetim kurulu üyelerinin kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı düzenlenmiş olduğunu, toplantıda …’nun payları dikkate alınmaksızın karar alınması gerektiğini, …’ya ait paylar dışında kalan 22.000 pay yönetim kurulunun ibrası ve bilançoların onayına ret oyu vermiş olduğundan, yönetim kurulunun ibrası ve finansal tabloların onaylanması oy birliği ile reddedilmiş olduğunu,
Yönetim kurulu üyeleri Genel Kurula ait devredilemez yetkileri kullanmış olduklarını, bu kapsamda TTK-m.408/2-b hükmü uyarınca yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi genel kurulun yetkisinde olup, genel kurul toplantılarında kabul onayı bulunmadığını, buna rağmen yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı aldıklarını,
Genel Kurul onayı olmaksızın, TTK-m 408/2-f hükmüne aykırı olarak şirketin taşınmaz mülkünün, şirkete ait makine ve cihazların ve şirkete ait ilaç ruhsatlarının co-marketing olarak verildiğini, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının yapılmış olduğunu,
Yönetim kurulu üyeleri Genel Kurula ait devredilemez yetkileri kullanmış olduklarını, bu kapsamda TTK-m.408/2-b hükmü uyarınca yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi genel kurulun yetkisinde olup, genel kurul toplantılarında kabul onayı bulunmadığını, buna rağmen yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı aldıklarını,
Genel Kurul onayı olmaksızın, TTK-m 408/2-f hükmüne aykırı olarak şirketin taşınmaz mülkünün, şirkete ait makine ve cihazların ve şirkete ait ilaç ruhsatlarının co-marketing olarak verildiğini, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının yapılmış olduğunu,
Şirket 2019, 2020 ve 2021 yıllarında kâr ettiği halde 26.05.2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı çağrısında kâr payı dağıtımının gündeme alınmamış olduğunu, noter tebligatı ile kâr olmadığı için gündeme alınmadığı bildiriminde bulunulduğunu, halbuki şirket kârı bulunduğunu, şirket kârlarının, genel kurul onayı olmaksızın, TTK-m.408/2-d hükmüne aykırı olarak geçmiş yıllara ait zararlara mahsup edilmiş olduğunu,
Sermaye artırımına ilişkin Genel Kurul kararı tescil edilmeden Rüçhan Hakkı yayınlanmış, bunun hukuka aykırı olduğunu, bu konuda tesis edilen işlemin iptal edilmesi için hukuk davaları açılmış olduğunu, … …Esas numaralı dosyada yer alan bilirkişi raporunun bu iddialarına mesnet teşkil ettiğini beyanla davanın kabulü ile ….’ne özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, TTK-m.438/2 maddesi ile Genel Kurulun, pay sahibinin özet denetim isteğini onaylaması halinin düzenlenmiş olduğunu, müteakip maddelerde izlenecek yol düzenlenmiş olduğunu, 439. Maddedeki hakkın kullanılabilmesi için yine 438. Maddenin 1. Fıkrasında düzenlenen inceleme hakkının daha önce kullanılmış olması ve genel kuruldan özel denetçi atanması talebinin yerine getirilmesi gerektiğini, davacı tarafın genel kuruldan özel denetçi talebi olduğunu ve bunun gündeme alınmasını bildirmemiş olduğunu,
Genel kurul öncesi genel kurul evrakları ile şirkete ait mali veriler şirket merkezinde incelemeye hazır tutulmuş olduğunu, davacı tarafın incelemeye gelmemiş olduğunu, genel kuruldan 2 gün öncesinde talepte bulunması üzerine noter ihtarı ekinde mali tabloların gönderilmiş olduğunu, davacıların bilgi almak istemesi halinde TTK-m.429 uyarınca genel kurulun ertelenmesi talebinde bulunmadıklarını,
Dava dilekçesinde özel denetçi atanmasının gerekçesi olarak ileri sürülen konuların genel kurulun iptali için açtığı …. E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlar olduğunu, bu itirazların bu dava içerisinde değerlendirileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, davalı anonim şirkete özel denetçi atanmasına ilişkindir.
Taraflar arasında çekişme, davacıların özel denetçi atanmasını talep edip edemeyecekleri, özel denetçi atanması taleplerinin şartlarının varlığı halinde hangi hususta inceleme yapmak üzere özel denetçi atanması gerektiği üzerinde toplanmaktadır.
Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra TTK’nun 437, 438, 439 ve 449.maddelerinde yazılı özel denetçi atanmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı ve şartlar oluşmuş ise hangi hususta inceleme yapmak üzere özel denetçi atanması hususunda rapor aldırılmak üzere dosya konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilerek alınan 05/12/2022 tarihli raporda;
“…
1) TTK’nun Genel kurulun reddi başlıklı 439/2’nci Madde hükmü uyarınca; Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, bu konuda aranması gereken şart, kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olmasıdır. İhlâl anonim şirketler hukukunun yazısız kurallarına aykırılığı da kapsar. Bu ek şartın usul hukuku anlamında muteber delillerle ispatı şart koşulmamış, ikna edici olgularla veya inandırıcı bir şekilde ortaya konulması yeterli görülmüştür.
Bu kapsamda, Genel Kurul Toplantısında şirket finansal tablolarının tasdiki ve yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi müzakerelerinde, oylamaya katılan 22.000 adet payın tamamının RET oyu vermesine ve ikazına rağmen, finansal tablolar için “KABUL EDİLDİ”, yönetim kurulu üyelerinin ibrası için “İBRA EDİLDİ” şeklinde tutanak düzenlenmesi, dosya içeriğinde bulunan bilançolar ile kurumlar vergisi beyannamesi sonucu ortaya çıkan tablonun farklı olması, artırılan sermayenin itfasının genel kurul kararı ile belirlenen süre zarfında yerine getirilmemiş olması karşısında şirketin yoksun kaldığı mali varlıktan kaynaklı zararı ile, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 13’ncü maddesi kapsamında karşı karşıya kalabileceği ilave vergi ve cezalar nedeniyle sözleşme ve yasa ihlali söz konusu olabileceği,
Dosya içeriğinde yapılan inceleme, tespit ve değerler tahtında, emredici yasal düzenlemeler çerçevesinde Finansal Tabloların gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı, bu kapsamda yukarıya alınarak irdelenmeye çalışılan Kasa Hesabı, Ortaklara Borçlar Hesabı, Ödenmiş Sermaye ve Ödenmemiş Sermaye Hesabı, Genel Yönetim Giderleri, Araştırma ve Geliştirme Giderleri, … satışları ile Finansman Giderleri ile Faiz gelirleri hesaplarının gerek 6102 sayılı TTK, gerek 2013 sayılı Vergi Usul Kanunun ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve bu kanunlara istinaden yapılan tali mevzuat kapsamında yasaya ve gerçeğe uygunluğu, şirket tarafından dava dışı şirketlerle yapılan co-marketing (ortak pazarlama), fason üretim ve analiz sözleşmelerinin şirkete sağlamış olduğu katkı veya şirket aleyhine olup olmadığı, muhasebe uygulamalarının yasal düzenlemeler karşısındaki durumu ve muhtemel vergi ve ceza risklerinin araştırılması konularında özel denetim yapılabileceği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bilgi alma ve inceleme hakkı başlıklı 437/1.maddesinde;
“Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.”
Özel denetim isteme hakkı başlıklı 438.maddesinde;
“(1)- Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Genel kurulun reddi başlıklı 439.maddesinde;
“(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Atama başlıklı 440.maddesinde;
“(1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
(2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.” hükümleri mevcuttur.
Davalı şirketin 26 Mayıs 2022 tarihinde yapılan 2019-2020-2021 yıllarına ait olağan genel kurul toplantı tutanağının giriş kısmında “toplantıya ait, toplantı gün ve gündemini içeren ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, toplantı gün ve saatinin paydaşlara taahhütlü mektup ile tebliğ edildiği, hazır bulunan listesinin tetkikinde şirket paylarının 23.000.000,00 TL toplam itibari değerine tekabül eden 230.000 hisseden 219.000 adet payın asaleten 11.000 payın vekaleten toplamda temsil edildiği, böylece gerek kanun, gerekse esas sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun anlaşılması üzerine toplantı yönetim kurulu başkanı … tarafından açılarak gündemin görüşülmesine geçildiği, pay listesinin incelenmesinde ise toplantının yapıldığı tarih itibariyle davalı şirketin 3 ortaklı anonim şirket olduğu, yapılan sermaye arttırımı sonrası şirket sermaye yapısının 230.000 hissenin 208.000 payının …’ya, 11.000 payının …’e, 11.000 payının …’e ait olduğu, sermaye artışına ilişkin ….Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, davanın henüz karara bağlanmadığı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen TTK’nun 439.maddesine göre genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde davalı şirket halka açık şirket olmaması nedeniyle sermayenin en az 1/10’nu oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebileceği öngörülmüş olup, davacı her ne kadar 2019 yılına ilişkin olarak şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkı kullandırılmadığı iddiasıyla … … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2019 tarih, … karar sayılı ilamı ile bilgi alma ve inceleme hakkı kullandırılmasına karar verilmiş ise de; 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısı ise 26 Mayıs 2022 tarihinde yapılmıştır. Toplantı tutanağının içeriğine göre de şirket ortağı …’in TTK’nun özel denetçi atanması talebi genel kurulun onayına sunulmuş, yapılan oylama sonucunda …’nun red oyu, … ve …’in kabul oyu ile özel denetçi atanması talebi kabul edilmemiştir.
Belirtildiği gibi genel kurul tarafından özel denetim isteminin reddedilmesi halinde halka açık olmayan şirketlerde sermayenin en az 1/10’nu oluşturan pay sahipleri özel denetçi atanmasını mahkemeden isteyebilir. Davacılar %10 pay sahibi değillerdir. Her ne kadar davacılar sermaye arttırımına ilişkin karar sonucunda söz konusu payların oluştuğunu, bu sermaye arttırımına ilişkin karara karşı dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu iddia etmiş iseler de; genel kurulda alınan sermaye artırımına yönelik karara ilişkin herhangi bir tedbir kararı verilmediğinden ve ayrıca açılan dava sonucunda sermaye artırımına ilişkin kararın iptal edilmemesi nedeniyle mevcut pay durumuna göre davacılar %10 pay sahibi olmadıklarından iş bu davayı açma hakları yoktur. Diğer talepler incelenmeksizin bu nedenle davacıların özel denetçi atanması taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
✎ e-imzalıdır
Üye …
✎ e-imzalıdır
Üye …
✎ e-imzalıdır
Katip …
✎ e-imzalıdır