Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/826 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/90 Esas – 2022/826
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/90 Esas
KARAR NO : 2022/826

HAKİM :…
KATİP :….
DAVACI :….
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla … 13. İcra Müdürlüğü`nün 2020/9932 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip bedelinin % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair talebin dava konusu olduğu, Müvekkilinin arabuluculuk başvurusu yaptığını, arabuluculukta anlaşamadıklarını, Müvekkilinin elektrik hazır beton üretim ve satış alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında hazır beton satış ilişkisi olduğunu, davalıya yaptıkları satışlar karşılığı faturalar tahakkuk ettirildiğini, bu satış bedellerinin toplamı 367.889,79 TL olduğunu, ancak satışı yapılan hazır beton bedellerinden 18.923,79 TL’lik kısmının davalı tarafından ödenmediğini, Ödeme uyarılarından sonuç alınmayınca davalı- borçlu aleyhine … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9932 E. sayılı dosyası ile 18.923,79 TL bedelli asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalı – borçlunun icra takibine itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, söz konusu alacak likit olmasına rağmen, salt icra takibini sürüncemede bırakmak maksadıyla haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, davalı borçlunun hazır beton satışı karşılığında müvekkiline 18.923,79 TL bakiye borcu kaldığını, faturaların defterlere işlendiğini, Anlattıklarından; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız olan İtirazın iptaline, … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9932 E. sayılı takibin devamına, haksız itiraz eden davalı-borçlu aleyhine takip bedelinin % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra davasını ıslah etmiş 18.923,79 TL alacak istemine dönüştürmüştür.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı tarafından adi ortaklık aleyhine icra takibi başlatıldığını ve davanın doğrudan doğruya adi ortaklığa yöneltildiğini, tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık aleyhine dava açılamayacağından davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacının işbu davayı açmasının nedeninin tamamen haksız ve sebepsiz zenginleşmek istemesinden kaynaklandığını, davacının müvekkilinden hiçbir alacağı bulunmadığını, bakiye borcun tamamen davacının müvekkilini yanıltmasından ve alınan beton ile ilgili olarak birim fiyatları yüksek göstermesinden kaynaklandığını, müvekkilinin ilk olarak … isimli firma ile betonun metreküp birim fiyatı 129,00 TL + KDV olarak anlaştığını, bir süre sonra … firmasının ekonomik olarak darboğaza girmesi ve konkordato ilan etmesi nedeniyle müvekkilini davacıya yönlendirdiğini, sipariş formunda da açıkça görülebileceği gibi betonun markası kısmında davacı … HAZIR BETON’un isminin bulunduğunu, sundukları 28.12.2017 tarihli belge de görülebileceği gibi … firmasının … HAZIR BETON adına beton dökmeye yetkili olduğunu, bu durumda anlaşılan fiyatın her halükarda davacı şirket için de geçerli olduğunu, aralarında fiili ve organik bir bağ bulunduğunu, müvekkili tarafından anlaşılan fiyat üzerinden davacının tüm ödemelerinin yapıldığını, Ancak davacının faturalarda birim fiyatlarla oynadığını ve betonun gerçek değerinin üzerinde kayıtlara geçmesini sağladığını, ilk fatura olan 28.03.2019 tarihli faturada birim fiyat olarak 130,00 TL yazıldığını, sonraki faturalarda birim fiyatın sürekli değiştirilip daha yüksek bedeller yazıldığını, Müvekkilinin faturalara her seferinde itiraz ettiğini, ancak davacının işin sonunda bu durumdan kaynaklı fark çıkması halinde bunu hesaptan düşeceğini, herhangi bir borç kalmayacağını taahhüt ve kabul ettiğini, ancak iş bitikten sonra müvekkiline haber dahi verilmeden icra takibi başlatıldığını, Sundukları faturalar incelendiğinde, ilk faturadaki betonun birim fiyatının 130,00 TL olmasına karşın, sonraki kısa zaman tarihli faturalarda 135,00 TL, 140,00 TL, 145,00 TL gibi birim fiyatlardan faturalar kesildiği, ancak 130 TL’den hesaplama yapıldığında davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı kalmayacağı, aksine müvekkilinin fazladan ödemeler yaptığının anlaşılabileceğini, açıkladıkları sebeplerle; öncelikle adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle aleyhine doğrudan doğruya dava açılmayacağından davanın usulden reddine, aksi halde esasa dair itirazları dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme ve haksız menfaat teminine yönelik hukuki dayanağı bulunmayan mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
… 13. İcra Dairesinin 2020/9932 sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiştir.
Davalılar ve Davacı şirketin ilgili dönemlere ait BA, BS formları getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle,
Davacının davalıdan icra takip tarihi olan 22.09.2020 tarihinde 18.923,79 TL alacaklı olduğu, bu alacağın temerrüdde düşüp düşmediği hususunda dosyada bir delil bulunmadığı, davacının ıslah talebi sayın mahkemece uygun görülecekse davanın ıslah tarihi olan 27.10.2021 tarihinde davacının davalıdan 18.923,79 TL alacaklı olduğu, görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Islah edilen dava ticari satımdan kaynaklanan bakiye alacak istemlidir.
Davacı ve davalılardan oluşan adi ortaklık arasında hazır beton satışına ilişkin sözleşme bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık;taraflar arasında satış sözleşmesine uygun olarak davacının edimini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşme gereği fatura alacağına hak kazanıp kazanmadığı, davacının alacağının bulunması halinde miktarının ne olduğu, davacının faturalara hazır beton bedelini sözleşmeye aykırı olarak fazla yazıp yazmadığı hususlarına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Taraf defterlerinin incelenmesinde bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından defterler arasındaki çelişkinin giderilmesi sonucu davacının davalıya bir kısım mal satıp bedeli faturalandırdığı, davacının davalıdan 18.923,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu konuda taraf defterlerinin birbiri ile uyuştuğu görülmüştür. Davalı vekili betonun teslimini kabul etmiş fakat faturalardaki bedelin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak fazla yazıldığı iddiasına dayanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Usulünce tutulmuş her iki taraf defterlerinin incelenmesinde alacak sabit olduğundan, davalının teslimi kabul ile birlikte bedelin fazla olduğuna ilişkin iddiasını ispat edemediği görülerek davacının davaya konu alacağı sabit görüldüğünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile 18.923,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.292,63 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 323,18 TL harcın mahsubu ile noksan olan 969,45 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 323,18 TL peşin harç olmak üzere toplamı 382,48 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.076,00 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022
Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim ….
¸E-İmzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.