Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2022/487 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/79 Esas – 2022/487

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/79 Esas
KARAR NO : 2022/487

HAKİM :…
KATİP…

DAVACI :…
DAVALI…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili…Elektrik Dağıtım A.Ş’nin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, özelleştirme sürecinde davalı ile müvekkili şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) imzalandığını ve 28.06.2013 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiğini, dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü sırada dava dışı …’in maliki olduğu Diyarbakır İli, Silvan İlçesi, Boyunlu Köyü, 205 Parsel numaralı taşınmazlara …’ın kamulaştırmasız el atması nedeni ile müvekkili aleyhine Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/492 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın kabul edildiğini, miktar itibariyle kesinleşen karar uyarınca Batman 1. İcra Müdürlüğü 2018/3397 sayılı icra dosyasına 26.04.2018 tarihinde 8.097,49 TL ödeme yaptıklarını, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’ın sorumluluğunda olduğu iddia olunan fakat davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığı belirtilen 8.097,49 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; derdestlik, zaman aşımı ve kesin hüküm itirazları ile birlikte, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Silvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/492 Esas ve 2012/61 Esas sayılı dosyaları istenilerek, incelenmiştir.
Batman İcra Dairesinin 2018/3397 Esas sayılı dosyası istenilerek, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacının kamulaştırmasız el atmadan doğan davayı ve de icra takibini davalıya ihbar etmediğini, konuya ilişkin emsal Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına göre bu durumda asıl alacak, asıl alacağa dava tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faiz, vekalet ücreti, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olacağı hüküm tarihinden sonra oluşan icra takip giderlerinin rücu istemine konu edilemeyeceğinin belirtildiğini, buna göre BAM kararında yer alan tespite dayalı olarak rücu edilebilir tutar 6.874,25 TL olarak hesaplamakla hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı şahıslar tarafından davacı aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davasının kabulüne ilişkin Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/492 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın kabul edildiğini, miktar itibariyle kesinleşen karar uyarınca Batman 1. İcra Müdürlüğü 2018/3397 sayılı icra dosyasına 26.04.2018 tarihinde 8.097,49 TL ödeme yaptıklarını bu nedenle takip alacaklılarına ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir sözleşmesi, ihale şartnamesi ve Hisse devir sözleşmesi hükümlerine göre kimin sorumlu olduğuna, sözleşmenin 7.2 Maddesindeki davalı …’a ihbar yükümlülüğü olduğu ve ihbar edildiğine dair belge sunulmadığı da gözetilerek, davacı şirketin ödediği bu bedeli davalı şirkete rücu edip edemeyeceğine, davalı şirkete rücu hakkı bulunduğu kabul edildiği taktirde rücuan alacak davasının zaman aşımına uğrayıp uğramadığına, davalı şirketin rücuen ödeme yükümlülüğü varsa, bu borcun ne zaman muaccel olduğu, faize hükmedilip edilemeyeceği edilecek ise türü ve faiz başlangıç tarihine ilişkin olduğuna ilişkindir.
Davalı yan zamanaşımı itirazında bulunmuş olup taraflar arasındaki hukuki ilişki sözleşmeye dayandığından bu sözleşme için zamanaşımı süresine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı TBK 146. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarih 2016/8129 E ve 2017/479 K sayılı ilamı)
Davalı ile davacı arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.4 maddesinde “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabı …’dır.”, 7.5. maddesinde “Dağıtım Faaliyeti’nin Şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır.”, 7.6. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.”, 7.7 maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir.”, 18.6. maddesinde ise “Şirket… bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümleri yer almaktadır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile dava dışı şirket arasında davacı şirketteki kamu hisselerinin devrine yönelik olarak akdedilen 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler … saklı kalmak kaydıyla, şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketlerin idareyi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” denilmektedir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 12.04.2018 tarih 2018/208 Esas 2018/356 Karar sayılı ilamında “Taraflar arasında imzalanan İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca davacı şirketin hisselerinin tamamı …’a ait iken dağıtım tesisi işletilmesi sırasında ortaya çıkan bedeli kesinleşen mahkeme kararı uyarınca ödedikten sonra davalı …’tan isteme hakkı mevcut ise de , sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince davalıya ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre davacı ödediği tutarın tamamını davalıya rücu edemez. Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın ve yapılan takibin davalı …’a ihbar edilmediğinden hüküm tarihinden sonra ortaya çıkan alacaktan ve icra giderlerinden davalı … sorumlu değildir. Kamulaştırmasız el atmada bulunan … davanın açılmasına sebebiyet verdiği için hükmedilen bedelden ve dava tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faizden ayrıca mahkeme vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinden davalı sorumludur” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacının kamulaştırmasız el atmadan doğan davayı ve de icra takibini davalıya ihbar etmediğini, konuya ilişkin emsal Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına göre bu durumda asıl alacak, asıl alacağa dava tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faiz, vekalet ücreti, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olacağı hüküm tarihinden sonra oluşan icra takip giderlerinin rücu istemine konu edilemeyeceğinin belirtildiğini, buna göre BAM kararında yer alan tespite dayalı olarak rücu edilebilir tutar 6.874,25 TL olarak hesaplamakla mahkememize bildirilmiştir.
Bu nedenlerle tüm dosya kapsamından davacının davalıya rücu edebileceği bedelin 6.874,25 TL olduğu yönündeki hesap dosya kapsamına uygun görülmekle bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yine dayanak dava davalıya ihbar edilmediğinden fazlaya ilişkin taleplerin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile 6.874,25 TL’nin 26/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 469,58 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 138,29 TL’nin mahsubu ile noksan olan 331,29 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 1.223,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin kabul ve red oranına göe 1.120,55 TL’sinin davalıdan, 199,45 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 138,29 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 861,60 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 920,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 781,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2022

Katip …

Hakim …
e-imzalıdır.

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.