Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 E. 2022/341 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/77 Esas – 2022/341
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2022/341

HAKİM : …
KATİP ….

DAVACI ….
DAVALI :…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili….Dağıtım A.Ş’nin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, özelleştirme sürecinde davalı ile müvekkili şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) imzalandığını ve 28.06.2013 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiğini, dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü sırada dava dışı Hüseyin Korkut’un maliki olduğu … Parsel numaralı taşınmazlara …’ın kamulaştırmasız el atması nedeni ile müvekkili aleyhine Gerciş Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/70 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın kabul edildiğini ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 30.11.2015 tarih 2015/10553 Esas 2015/22555 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiğini, kesinleşen karar uyarınca Nusaybin İcra Müdürlüğü 2015/609 sayılı icra dosyasına 12.01.2016 tarihinde 8.079,19 TL ödeme yaptıklarını, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’ın sorumluluğunda olduğu iddia olunan fakat davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığı belirtilen 8.079,19 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Derdestlik, zaman aşımı ve kesin hüküm itirazları ile birlikte, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER :
Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/70 E.2014/353 K. sayılı dosyası uyaptan gönderilmiş, incelenmiştir.
Nusaybin İcra Müdürlüğü’nün 2015/609 sayılı takip dosyası uyaptan getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesap bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle,
Davacının kamulaştırmasız el atmadan doğan davayı ve de icra takibini davalıya ihbar etmediği, konuya ilişkin emsal Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına göre bu durumda asıl alacak, asıl alacağa dava tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faiz, vekalet ücreti, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olacağı hüküm tarihinden sonra oluşan icra takip giderlerinin rücu istemine konu edilemeyeceğinin belirtildiği, buna göre BAM kararında yer alan tespite dayalı olarak rücu edilebilir tutarın 6.805,13 TL olacağı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı şahıslar tarafından tarafından davacı aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davasının kabulüne ilişkin Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/70 esas ve 2014/353 karar sayılı kararının kesinlemesinden sonra İNusaybin İcra Müdürlüğü’nün 2015/609 sayılı dosyasında takip alacaklılarına ödenen, 8.079,19 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir sözleşmesi, ihale şartnamesi ve Hisse devir sözleşmesi hükümlerine göre kimin sorumlu olduğuna, sözleşmenin 7.2 Maddesindeki davalı …’a ihbar yükümlülüğü olduğu ve ihbar edildiğine dair belge sunulmadığı da gözetilerek, davacı şirketin ödediği bu bedeli davalı şirkete rücu edip edemeyeceğine, davalı şirkete rücu hakkı bulunduğu kabul edildiği taktirde rücuan alacak davasının zaman aşımına uğrayıp uğramadığına, davalı şirketin rücuen ödeme yükümlülüğü varsa, bu borcun ne zaman muaccel olduğu, faize hükmedilip edilemeyeceği edilecek ise türü ve faiz başlangıç tarihine ilişkin olduğuna ilişkindir.
Davalı yan zamanaşımı itirazında bulunmuş olup taraflar arasındaki hukuki ilişki sözleşmeye dayandığından bu sözleşme için zamanaşımı süresine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı TBK 146. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay … Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarih 2016/8129 E ve 2017/479 K sayılı ilamı)
Davalı … ile davacı arasında imzalanan işletme devir hakkı sözleşmesinin,
Tanımlar ve kısaltmalar başlıklı 2.1. Maddesinde bu sözleşmede geçen …’ın … şirketin ise davacı anonim şirketini ifade ettiği,
Üçüncü kişilerin hak iddiaları başlıklı 7. Maddesinin, 7.1 Bendinde “ İşletme hakkı … tarafından devreliden dağıtım tesisleri’nin mülkiyetine ilişkin olarak, sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğunun, …’a ait olduğu,
7.4 Maddesinde “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabının … olduğu..” olduğu,
7.5. Maddesinde “Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun şirkete ait ..” olduğu,
7.6. Maddesinde sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun …’a ait…” olduğu,
7.7 Maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun şirkete ait…” olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve hükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve …’ı ilzam edebilecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” düzenlemeleri mevcuttur.
Davacının, kendisine yönelik olarak açılmış olan ve kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan rücuan alacak davası nedeniyle açılan dava sonunda aleyhine kurulan ve kesinleşen hüküm gereği, icra marifetiyle ödemek zorunda kaldıkları, tazminat, mahkeme masrafları ve icra masraflarını işletme hakkı devir sözleşmesine dayanarak davalıdan istediği, kamulaştırmasız olarak el atılan taşınmazın tapu kaydının incelenmesine irtifak hakkı tesisinin … Adına kaydına karar verildiği, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.2. Maddesinin “Dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir” hükmü gereğince, sözleşmeden önce … tarafından yürütülen faaliyetler nedeniyle ileri sürülen hakkın ve tazminat isteminin kabulüne ilişkin, kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle yapılan ödemeden iç ilişkide nihai olarak … ın sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Yine sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince davalıya ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre davacı ödediği tutarın tamamını davalıya rücu edemez. Açılan dava ve yapılan takip davalı …’a ihbar edilmediğinden hüküm tarihinden sonra ortaya çıkan alacaktan ve icra giderlerinden davalı … sorumlu değildir. Kamulaştırmasız el atmada bulunan … davanın açılmasına sebebiyet verdiği için hükmedilen bedelden ve dava tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faizden ayrıca mahkeme vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinden davalı sorumludur. Bu nedenle davanın kısmen kabulü gerekmiş olup dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden kabul edilen alacağa ödeme gününden itibaren -taraflar tacir olmakla- avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile 6.805,13 TL’nin 12.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 464,86 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 137,98 TL’nin mahsubu ile noksan olan 326,88 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 1.274,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin kabul ve red oranına göe 1.111,84 TL’sinin davalıdan, 208,16 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 137,98 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 861,60 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 920,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 775,67 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip …
¸E-İmzalıdır

…123183
¸E-İmzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.