Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/732 E. 2022/599 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/732 Esas – 2022/599
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/732 Esas
KARAR NO : 2022/599

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2022

Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, dava dışı … tarafından müvekkili şirket aleyhine … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/387 Esas sayılı dosyası ile tazminat talepli dava açtığını, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.12.2018 tarih 2016/387 Esas 2018/503 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, ilama dayanılarak girişilen … İcra Müdürlüğü 2019/796 sayılı takip dosyasına 150.630,00 TL ödeme yaptıklarını, davalı ile akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca dava dışı kişilere yapılan ödemeden davalı …’ın sorumlu olduğunu belirterek 150.630,00 TL’nin ödendiği tarih olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Borçlar Kanununun 73. maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı süresi 2 yıl olduğundan dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Dosyamız arasına alınan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/387 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; dava dışı Ayşe Akkaya, Elif Saraç, İbrahim Saraç, Yalçın Saraç tarafından 27.06.2016 tarihinde davalı … Genel Müdürlüğü aleyhine açılan el atmanın önlenmesi talepli davada “Davacının davasının kabulü ile, 94.185,83 TL’nin dava tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak, davacılara verilmesine, meni müdahale talebinin reddine…” karar verilmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/796 sayılı dosyası incelendiğinde; dava dışı … tarafından 23.01.2019 tarihinde davacı …Elektrik Dağıtım A.Ş. ile davalı … aleyhine 94.185,83 TL diğer asıl alacak, 1.943,00 TL diğer asıl alacak, 2.180,00 TL diğer asıl alacak, 21.830,47 TL faiz alacağı, 17,25 TL faiz alacağı, 19,35 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 120.175,90 TL değerinde ilamlı icra takibine girişildiği, Dosya borcuna istinaden davacı …Elektrik Dağıtım A.Ş. Tarafından 11.02.2019 tarihinde 3.300,00 TL ve 25.03.2019 tarihinde 147.330,00 TL olmak üzere toplam 150.630,00 TL ödeme yapılarak dosyanın infaz edildiği görülmüştür.
Dosya nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilmiş olup, 20.05.2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Mahkemece davacının rücu isteminin kabulü halinde davacının davalı adına ödediği 11.02.2019 tarihinde 3.300,00 TL ve 25.03.2019 tarihinde 147.330,00 TL olmak üzere toplam 150.630,00 TL tutarındaki ödemeyi işleyecek ticari faiz ile birlikte talep edebileceği görüşünde bulunmuştur.
Yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna gidilmiş olup Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 09.11.2021 tarih 2019/1415 Esas 2021/2371 Karar sayılı ilamında “Davalı UEDAŞ vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 355. Maddesi gereğince … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.12.2018 tarih, 2016/87E 2018/503K sayılı ilamının kaldırılmasına, Davacının davasının reddine(men’i müdehale talebi yönünden istinaf yokluğundan inceleme konusu yapılmamıştır)” şeklinde kesin olmak üzere karar verildiği ve ilamın bu şekilde kesinleştiği görülmüştür.
Yargılama sırasında İstinaf kararı üzerine davacı vekili tarafından … İcra Dairesinin 2019/796 E sayılı dosyası üzerinden icranın iadesi talebinde bulunulmuş, icranın iadesi süreci işletilerek ödenen paranın geri alındığı görülmüştür.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, Davacı tarafından 3. Kişilere yapılan ödemelerin İHDS kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkin rücu davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacının hükmen dava dışı üçüncü kişiye toplam 150.630,00 TL ödeyip ödemediği, bu ödemeyi aralarındaki İHD sözleşmesine göre davalıya rücu edip edemeyeceği, edecek ise hangi miktarlarda rücu edebileceği, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, davacı yararına faize hükmedilip edilemeyeceği edilecek ise türü ve miktarı hususlarına ilişkindir.
Dava konusu alacak taraflar arasındaki 24/07/2006 tarihli İHDS’ne dayandığından ve BK 146 maddesi gereğince on yıllık zaman aşımına tabii olduğundan ödeme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı … ile davacı …Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.4 maddesinde “Dağıtım Faaliyeti’nin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır.”, 7.5. maddesinde “Dağıtım Faaliyeti’nin Şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır.”, 7.6. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.” 7.7 maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir.”, 18.6. maddesinde ise “Şirket… bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümleri yer almaktadır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile dava dışı şirket arasında davacı şirketteki kamu hisselerinin devrine yönelik olarak akdedilen 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler … saklı kalmak kaydıyla, şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketlerin idareyi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin akdedildiğini, davaya konu talebin dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü sırada, …’ın yürütmüş olduğu elektrik dağıtım faaliyetlerinden kaynaklı olarak yapılan dava ve takip giderlerine ilişkin olduğu ancak dava açıldığı tarihte henüz kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı görülmüştür.

İşletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4. maddesinde yer alan “Dağıtım Faaliyeti’nin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır.” hükmü uyarınca dava konusu rücu talebine konu olayın 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önceki dönemde …’ın yürütmüş olduğu elektrik dağıtım faaliyetlerinden kaynaklı olarak yapılan dava ve takip giderlerine ilişkin olduğu, … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olacağı, bu talepleri konu alan icra takibi ve davaların … tarafından yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün … tarafından karşılanacağına ilişkin hükmünün yer aldığı ancak iş bu davanın açıldığı tarihte ilk derece mahkemesinin kararının henüz kesinleşmediği ve yargılama sırasından ilk derece mahkemesinin kabul kararının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 09.11.2021 tarih 2019/1415 Esas 2021/2371 Karar sayılı ilamında kaldırılarak davanın reddediliği ve davacı tarafından … İcra Dairesinin 2019/796 E sayılı dosyası üzerinden icranın iadesi talebinde bulunulup, icranın iadesi süreci işletilerek ödenen paranın geri alındığı görülmüş olmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. Davacının karar kesinleşmeden ve alacak tam anlamıyla doğmadan davayı açtığı ve nitekim bölge adliye mahkemesince de red kararı verildiği, davacının davayı açmakta haklı olmadığı görülmekle yargılama gideri, vekalet ücreti, harç ve masrafların davacı tarafa yükletilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
1.-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 2.572,39 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.491,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2022

Katip…
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.