Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/699 Esas – 2022/595
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
…
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/699 Esas
KARAR NO : 2022/595
HAKİM : …
KATİP : ….
DAVACI…
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/09/2022
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı ile müvekkili arasında ticari satımdan kaynaklı cari hesap ekstresinde yer alan faturalardan doğan; 81.600,00 TL alacak bulunduğunu, bunun için … 19. İcra Müdürlüğünün 2021/14000 E. Sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalının itiraz ile takibin durduğunu, tarafların tacir olması sebebiyle arabuluculuğa gittiklerini ancak anlaşamadıklarını, TTK Madde 21/2’ye göre faturalara 8 gün içinde itiraz edilmediğini, davalının ödeme emrine itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının borca itirazının icra takibini ve alacağını sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, alacağın likit ve yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, anlattıklarından davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalının; haksız itiraz nedeniyle % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ödemeye mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davanın haksız olarak açıldığını, alacak davasına konu faturaya yasal süresi olan 8 gün içerisinde itiraz edilmediği iddia edilse de bu iddianın hukuk ve mahkemeniz önünde bir değer taşımasının mümkün olmadığını, çünkü bu itirazın faturanın varlığından haberdar olunması durumunda ileri sürülebileceğini, müvekkilinin faturadan icra takip tarihi itibariyle haberdar olduğu için itirazlarını ileri süremediğini, bu bağlamda takibe itiraz etmek suretiyle faturaya itiraz etmiş bulunduklarını, itirazlarının faturanın sadece bedeline ilişkin olmadığı, faturada belirtilen bedelin yansıması olan akdi ilişkinin kendisine de yönelik olduğunu, faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması; her türlü bilginin doğru olduğu, teslimatın gerçekleştiği yahut hizmetin verildiği, vadenin doğru olduğu anlamına gelmeyeceğini, yani kabul anlamına gelmemekle birlikte, itiraz edilmemiş faturanın, sadece o faturada yer alan miktarın kesinleştiği anlamına gelebileceğini, ancak o miktara dayanak teşkil eden hukuki ya da fiili durumun söz gelimi geçersiz olması durumunda alacağın hukuken varlığının son bulacağını, bu bağlamda davacının faturayı ibraz etmekle birlikte başlattığı takibe gelen itiraza karşı sunduğu yahut sunacağı argümanların ve delillerin içerik ile çerçevesini iddiaları kapsamında genişletmesi gerektiğini, davaya dayanak olarak sadece faturadan doğan alacağın belirtildiği, tanıkların da “teslime ilişkin” delil olarak gösterildiği ifade edilse de bu durumun niteliği itibariyle tanık ile ispat edilemeyecek bir durum olduğunu, ayrıca, ticari defter ve kayıtlar birlikte incelendiğinde hüküm ifade edebileceğini, dolayısıyla, işbu davanın ve takibin tek dayanağının fatura olduğunu, faturanın da bu sözleşmenin ifası ile ilgili olduğundan hareketle tarafların karşılıklı olarak birbirini tatmin edebilmesi, yani sözleşmenin amacına ulaşabilmesi için faturanın konu olduğu ifanın karşılığı olan edimin de ifa edilmesi gerektiğini, faturada belirtilen kalemlerden teslim edilmeyen malların mevcut olduğunu, davacı tarafın kendisinden beklenen yükümlülüklerini ifa etmediğini, davacının üzerinde müvekkilinin imza sirküleri bulunan yahut herhangi bir şekilde mevzuat kapsamında belirlenen şekli şartları taşıyan sevk irsaliyesini sunması gerektiğini, taraflarınca herhangi bir irsaliye alınmadığını ve bu durumun ayrıca kanıtlanabileceğini, faturanın tek başına akdi ilişkiye dair bir delil yahut emare oluşturmayacağı gerçeği ile icra takibi ve itirazın iptali davasının birbiriyle sıkı bir şekilde bağlı olmasından mütevellit, sevk irsaliyesinin icra takibinde dosya kapsamına eklenmemiş olmasının, faturanın muhteviyatında yer alan ürünlerin eksiksiz veya ayıpsız bir şekilde teslim edildiğinin çekişmeli bir vakıa haline geldiği gerçeğinin birlikte yorumlanmasının, iddialarının hukuki ve pratik dayanağını oluşturduğunu, yukarıda yapılan ve ayrıca dava kapsamında sunacakları açıklamalar, deliller ışığında, davanın reddine ve lehlerine kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 19. İcra Dairesinin 2021/14000 sayılı dosyası uyaptan getirtilmiş, incelenmiştir.
Davalı ve Davacı şirketin ilgili dönemlere ait BA, BS formları getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, her iki tarafın defter kaydına göre icra takip tarihi olan 25.10.2021 tarihinde davacı davalıdan 81.600,00 TL alacaklı göründüğünü, görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; 105. maddesi gereği eda ve İ.İ. K. 67/1 ve devamı maddeleri gereğince, cari hesaptan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takibe konu miktarda alacağının olup olmadığına, alacağı var ise muaccel olup olmadığına, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Davacı cari hesap ilişkisine dayanmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 89/2. maddesinde belirtildiği üzere taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi gerekir. Bu hüküm geçerlilik şartıdır. Somut olayda yanlar arasında yazılı şekilde akdolunmuş bir cari hesap sözleşmesinin dosyaya delil olarak sunulamadığı gözetildiğinde davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve davalı yanca itiraza uğrayan faturalar yönünden değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Taraf defterlerinin incelenmesinde davacının davalıya bir kısım mal satıp bedeli faturalandırdığı, davacının davalıdan 81.600,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu konuda taraf defterlerinin birbiri ile uyuştuğu görülmüştür. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde faturaların kaydının tek başına teslimi ispat etmeyeceği iddiasına dayanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Usulünce tutulmuş her iki taraf defterlerinin incelenmesinde alacak sabit olduğundan davacının davaya konu alacağı sabit görüldüğünden davanın kabulüne, itirazın iptaline ve alacak likit olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile … 19. İcra Dairesinin 2021/14000 sayılı dosyasına yapılan itirazın 81.600,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı olan 16.320,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 5.574,09 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 985,53 TL harcın mahsubu ile noksan olan 4.588,56 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 13.056,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 985,53 TL peşin harç olmak üzere toplamı 1.044,83 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.044,50 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2022
Katip…
¸E-İmzalıdır
Hakim …
¸E-İmzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.