Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/697 E. 2021/680 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/697 Esas
KARAR NO : 2021/680

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … … – …,
2- … … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 3- … … – …,
4- … … – …

DAVA : İstirdat (Ödünç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2016
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizce verilen 30/05/2019 tarih 2016/217 esas 2019/487 karar sayılı karar Ankara BAM … Dairesinin 2019/2938 esas 2021/2805 karar sayılı kararı ile kaldırılmış ve açılan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle, davacıların araç alım satım ile iştigal ettiklerinden dolayı nakit ihtiyaçlarını karşılamak için … dan 15/11/2011 tarihinde aylık % 5 faiz ile birlikte 50.000,00 TL nakit para aldıklarını, aldıkları para karşılığında davalıya vade tarihi boş 60.000,00 TL bedelli senet verdiklerini, buna ilaveten de nakit paranın garantisi adına davacılar adına kayıtlı … Plakalı Mercedes marka araç ile … plakalı Honda marka aracı teminat olarak şart koşulduğunu ve davacılar tarafından devir işlemlerinin yapıldığını, nakit paranın alınmasını müteakip davacılarca aylık 3.000 TL geri ödemeye başlanması ve toplamda 9.000 TL ödeme yapılması nedeniyle davalı … dan adına tescil ettirdiği … plakalı aracın tescilinin geri verilmesini talep edilmiş ancak davalı tarafından kabul görmediğini, bunun üzerine davacılar tarafından 24.000,00 TL değerinde müşteri senetleri ile 5.000 USD değerinde müşteri çekini davalıya vermiş ancak yine de araç devri gerçekleşmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine takip başlatıldığını ve söz konusu araç üzerine bir çok haciz ve rehin konulduğunun öğrenildiğini, davacı tarafından söz konusu hacizlerin kaldırılmasını talep edilmişse de davalı tarafından davacıya araç üzerinde işlemler yapabilmesi adına vekalet verdiğini, davalının araç üzerindeki borçlarının ödenmesi halinde aracın satışını vereceğini ifade ettiğini belirtmiş davacılar ise araç üstündeki borçların kendilerine ait olmadığından dolayı ödemediklerini, bunlara ilaveten davalıya verdikleri boş vadeli senedin davalı tarafından 01/12/2011 vade tarihi yazılaraktan 19/04/2012 tarihinde Ankara … 2012/4585 sayılı dosyası ile 51.000,00 TL bedel üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacıların haciz baskısı altında davalı avukatı … nın ilk başta 20.000,00 TL ödenmesini ve kalan borç için de kendilerinin belirleyeceği toplam alacak üzerinden protokol hazırlayacaklarını ilettiklerini ve davacılar tarafından da kabul edildiğini, 07/05/2012 tarihli protokolde 22/04/2015 tarihli icra kapak hesabının 85.403,23 TL olan alacak miktarından 12.096,77 TL daha fazla alacak gösterildiğini, söz konusu protokolün cebri icra tehdidi altında zorunluluktan imzaladığını taraflarca imzalanan protokol çerçevesinde söz konusu borcun 07/05/2012 tarihinde 20.000,00 TL nakit 26/06/2012 tarihli 17500 bedelli senet 26/07/2012 tarihli 20.000 TL bedelli senet ve 26/08/2012 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senet ile ödeneceği kararlaştırılmış olup söz konusu senetler imzalanmak suretiyle davalılara verildiğini, davacılarca protokolden önce 04/05/2012 tarihinde 20.000,00 TL Protokol imzalanması ile birlikte 07/05/2012 tarihinde 20.000,00 TL 26/06/2012 tarihinde 17.500 TL 26/07/2012 tarihinde 20.000 TL 26/08/2012 tarihinde 20.000 TL nin 1.200 TL’Sİ olmak üzere toplamda 78.700 TL yi 9 ay gibi kısa sürede ödemlerine rağmen yapılan ödemelerin icra dairesine bildirilmediğini ve kalan 18.800 TL tutarındaki alacak için de Ankara … müd. 2013/3581 sayılı dosyası ile 26/02/2013 tarihinde kambiyo senetlerine özgü takibe konulduğunu, söz konusu dosyanın kesinleştiğini, yapılan tahsilatları icra müdürlüğüne bildirilmediğinden davacı … in taşınmazlarına haciz konulduğunu ve satışı gerçekleştirilen taşınmazlardan birinde sıra cetveline kaydını yaptırdığını, taşınmazın satımı sonrasında 256.000,00 TL Ankara … müdürlüğünün 2012/4585 sayılı dosyasına gönderildiğini gönderilen meblağların da sıra cetveli gereğince 2012/4585 sayılı 85.403,23 TL 2013/3581 sayılı 31.227,27 TL alacak miktarı gönderilmiş ve söz konusu bedeller davalıların hileli davranışları neticesinde mükerrer olarak tahsil edildiğini, mükerer ödemelerin tespit edilerek müvekkillerine ilk ödeme tarihi olan 14/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte istirdana karar verilmesini ayrıca Ankara … Müdürlüğü 2013/358sayılı takibin ipalini icra takibinin iptalini, tescili gerçekleşmeyen aracın davacı karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 12.10.2016 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş davalılardan 95.000,00 TL alacak talep ettiğini mahkememize bildirmiştir.
Davacılar vekili 24.05.2018 tarihli açıklama dilekçesinde davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluklarına gidilmesini talep ettiğini açıklamıştır.
CEVAP :
Davalılar …, …, …’nın vermiş olduğu ortak cevap dilekçesinde özetle, davanın belirsiz alacak mı yoksa kısmi dava şeklinde mi açıldığının anlaşılmadığını, dava dilekçesine göre kabul anlamına gelmemek üzere husumetin …, … ve… ile bağlantısı bulunmadığını, bu nedenle bu davalılar yönünden husumet itirazından bulunduklarını, istidat davasının zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava dilekçesi ve 07/05/2012 tarihli vekaletname, para makbuzları, çek örnekleri ve protokole ilişkin evrakların asıl olmadığı, bu sebeple HMK 216 maddesi uyarınca bu belgelerin asıllarının mahkemeye sunulmasını talep ettiklerini, istirdat davası açabilmek için geri verilmesi gereken paranın geçerli bir icra takibi sırasında ödenmiş olması gerektiğini, davacılardan tahsil edilen bedellerin takibe konu alacak nedeniyle tahsil edildiğini, 3. Alacaklı … 01/12/2011 vade tarihli 60.000 TL bedelli keşidecisi …, lehtarı … olan bonodaki alacağından bakiye kalan 51.000 TL alacağı nedeniyle davacılar aleyhine 19/04/2016 tarihinde Ankara … 2012/4585 E sayılı dosyası ile kambiyo takibi yaptıklarını, takibin kesinleştiğini ancak takip borçlusu davacıların borçlarını ödemediklerini Takip borçlusu davacıların takibe konu borç dışında Ülkü ve… ya başka da borçlarının bulunduğunu, bu nedenle taraflar 07/05/2012 tarihli protokol ile takip konusu alacak ve diğer alacaklarla ilgili “Protokol” başlıklı belgeyi imzalamışlardır. Davacıların yalnızca protokol imzalanırken 20.000 TL ödeme yapıldığını, Protokolün 2. Maddesi gereği icra takibine konu edilmeyen kıymetli evrakların iade edildiğini, davacıların protokole uymadığını, ödemeleri yerine getirmediğini, mükerrer ödeme söz konusu olmadığı gibi …nın mağdur olduğunu, daha sonra takip borçlusu …’in İcra dosyasında haczedilen taşınmazlarının başka bir icra dosyasından satılması sonucunda icra dosyası alacağının tahsil edilerek kapandığını, Alacaklı …ya takibe konu alacak ödenerek ibraname alındığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara … Dairesinin 2013/3581 Esas sayılı icra dosyasının tetkikinden Alacaklı … tarafından Borçlu …, … ve … aleyhine 18.800,00 TL asıl alacak 1.556,92 TL işlemiş faiz VE 56,40 TL Komisyon olmak üzere toplamda 20.413,32 TL Tutarı için 26/02/2013 tarihinde icra takibinde (örnek nol) bulunduğu, Borcun nedeni olarak, 07/05/2012 Tanzim Tarihli Keşidecisi …, Lehtan … olan 26/07/2012 vadeli 20.000,00 TL bedelli 2 Nolu Senet, 07/05/2012 Tanzim Tarihli Keşidecisi …, Lehtarı … olan 26/08/2012 vadeli 20.000,00 TL bedelli 3 Nolu Senet gösterildiği anlaşılmakla takibin kesinleştiği icra dosyasından anlaşılmıştır.
Ankara … Dairesinin 2012/4585 sayılı dosyasında takibin 60.000,00 TL bedelli senede dayalı 51.000,00 TL alacak talepli takip olduğu, alacaklı …’a 22/04/2015 tarihinde 79.593,88 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 11/04/2016 Tarihli Yazısında ; … TC kimlik numaralı …’nın potansiyel mükellef olduğu… ’mn ise TC kimlik numarası belirtilmediğinden mükellefiyet bilgilerine ulaşılmadığı belirtilmiştir.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 13/04/2016 Tarihli Yazısında ; …. Te nolu …’nın 15/07/2011 tarihinden itibaren Avukatlık Faaliyeti ile Gayrimenkul sermaye iradı faaliyetinden dolayı Gelir Vergisi mükellefi olduğu ve 2015 yılında verdiği gelir vergisi beyanında iş hasılatının 176.790,18 TL olduğundan dolayı VUK 177 maddesi gereği tacir olduğu belirtilmiştir.
Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğünün 14/04/2016 Tarihli Yazısında ; …. TC nolu ;…’ın avukatlık faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu ve işletme hesabına göre defter tuttuğu 2015 yılında gelirlerinin 18.443,47 TL giderlerinin de 16.149,61 TL olduğu belirtilmiştir.
Uyap Sisteminden 11/10/2016 Tarihli Sorguda ; …’nın 15/06/2009 – 31/10/2010 tarihleri arasında Antalyda da Çay ocağı faaliyetinde bulunduğu, …’nm ise Afyonda 01/06/1998 tarihinden bu yana potansiyel vergi mükellefi olduğu (Şirket Ortağı) belirtilmiş ve şahsın üzerinden dava konusu olan … plakalı aracında bulunduğu görülmüştür..
İl emniyet müdürlüğünün 07/04/2016 Tarihli Yazısında ; 06/12/2011 Tarihli 36893 Yevmiye Nolu Ankara …. Noterliğince Onaylanan … Plakalı Aracın Satış Sözleşmesi ; 2001 Model Mersecedes marka 11394130256071 Motor nolu aracın … ltd şti adına … tarafından 35.350,00 KDV dahil bedel üzerinden davalı … ya devir edildiği söz konusu araç satış sözleşmesinin içeriğinde ise aynen “satıcı yukarıda nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcya halihazır durumu ile satarak bedelini tamamen aldığını ve aracı teslim ettiğini alıcı bu aracı halihaızr durumu ile görüşüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığını” beyan ettikleri görülmüştür. Yine aynı aracın plaka değişikliği sonucunda … yeni plakası ile kayıtlarda yer aldığı anlaşılmak söz konusu plaka üzerinde de Ankara … dairesinin 20/02/2013 tarihli ve 04/09/2013 tarihli 2 adet olmak üzere 2012/4918 sayılı icra dosyası üzerinden haczinin bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca dava dosyasında … Plakalı aracın 02/12/2014 Tarihli 6552 sayılı yapılandırma işlemine konu 31/01/2015 tarihinde 10.818,57 TL borcu bulunduğu görülmüştür.
Muğla Valiliği’nin 08/04/2016 Tarihli 02944 Sayılı yazısında ; … plakalı aracın ilk olarak 23/12/2008 tarihinde davanın tarafları ile ilgisi bulunmayan … adına kayıtlı iken 23/11/2011 tarihinde … adına devir işleminin yapıldığı daha sonra 05/04/2012 tarihinde de … tarafından …’a devir işlemi yapıldığı anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 13/04/2016 Tarihli Yazısında ; …’in 217797 sayılı ticaret sicil numarası ile … / ANKARA adresinde 03/03/20016 tarihinden bu tarafa tacir olarak işlem gördüğü belirtilmiştir.
Dava dosyası Serbest mali müşavir muhasebeci bir bilirkişi …, icra takibi konusunda uzman bir hesap bilirkişisi Şükrüye Altunbaşak Kirkil ve sözleşme türleri ve sektör örf ve adetleri konusunda uzman bilirkişi Kumru Kılıçoğlu Yılmaz oluşturulacak kurula verilerek tarafların yasal olarak tutmak zorunda oldukları Ya da ihtiyari ile tuttukları defterlerin ve dayanak belgelerin, icra dosyalarının ve kasaya alınan belgelerin, iddia ve cevaplar, mahkemece belirlenen uyuşmazlık konuları doğrultusunda, sektördeki ticari teamüller gözetilmek suretiyle incelenerek, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi yada cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacılar ile davalılar arasında gerçekleşen ödünç para, satım, rehin, karz gibi işlem ve akitler gerçekleşen ödemeler ve ipatek gibi hukuki işlemler irdelenerek, dava tarihi itibariyle davacıların davalılara icra dosyalarında belirtilen miktarlarda borçları bulunup bulunmadığı, mevcut deliler doğrultusunda borçları var ise miktarı konularında rapor düzenlenmeleri istenmiş, vermiş oldukları raporda özetle,
Davacı tarafın talebinin davacılar ile davalılar arasındaki ilişkide davalıların davacılardan global olarak fazla tahsilat yaptıkları iddiasıyla fazla tahsil edilen bedellerin ve tescili yapılmayan aracın istirdadı ve Ankara … Md. 2013/3581 E. sayılı icra takibinin hileli davranışlarla başlatıldığı iddiasıyla bu icra takibinin iptali talebi olduğu, davacının istirdat talebini belirli icra müdürlüğü dosyalarına veya belirli kıymetli evraka hasretmediği, ilişkiye bütün olarak bakılması isteğiyle istirdat talebinde bulunduğu, davasını da dava dilekçesinde 1.000,00 TL üzerinden belirsiz alacak davası şeklinde harçlandirdiği, daha sonra dava değerini 13.10.2016 tarihinde ıslah ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 95.000,00 TL’ye yükselttiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın düğümlendiği temel noktanın;
Davacı ile davalı arasında 50.000,00 TL’lik karz akdi dışında başka bir alacak-borç doğurucu hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı,
Yanısıra 07.05.2012 tarihli protokolün akdedildiği tarih itibariyle protokole bağlanan 97.500,00 TL tutarındaki borç miktarının huzurdaki bu dava ile tartışılıp tartışılmayacağı, diğer bir deyişle protokolün cebri icra tehdidi altında akdedildiği iddiasına itibar edilip edilmeyeceği hususlarında toplandığı,
Heyetimizce yapılan inceleme, değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda
Davacılar … ve …’in Ankara … Md. 2012/4585 E. sayılı dosyasından 22.04.2015 tarihli ödeme ile dosya borcu bitmiş olduğu için borçlu olmadıkları ve dosyadaki 22.04.2015 tarihli 48.434,51 TL tutarındaki fazla ödemenin davalı …’dan istirdadını talep edebilecekleri,
Ayrıca “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereği (istirdat isteği menfi tespit ve bedelsizlik isteğini de kapsadığından) 07.05.2012 tarihli protokol kapsamında verdikleri 26.06.2012 vadeli 17.500,00 TL bedelli, 26.07.2012 vadeli 20.000,00 TL bedelli ve 26.08.2012 vadeli 20.000,00 TL bedelli bonolar yönünden borçlu olmadıklarının tespitini de talep edebilecekleri, dosyada bu bonolardan ilk ikisinin ödendiğini gösterir delil bulunmadığı için bonoların ödenmediği kabulüyle hesaplamaların yapıldığı, ancak bu bonoların davadan önce ödendiği ispatlandığı takdirde ödeme tarihine göre istirdadı gereken miktarın değişecek olması nedeniyle tekrar hesaplama yapmak gerekeceği,
Huzurdaki davanın açıldığı tarih itibariyle davacı tarafın davalı tarafa borcu kalmamış olduğu için protokolün 4.maddesi uyarınca … plakalı aracın 4.maddede sözü edilen Ankara … Md.lüğü dosyasından konulan haciz takyidatlarından arındırılmış şekilde davacı taraf adına tescilinin talep edilebileceği,
26.08.2012 vadeli bono 07.05.2012 protokol tarihi itibariyle bedelsiz olduğu için Ankara … Md. 2013/3581 E. sayılı icra takibine konu edildiği 26.02.2013 tarihi itibariyle de bedelsiz olduğu, bu nedenle bu takip dosyası nedeniyle yapılan tüm tahsilatların fazla ödeme niteliğinde olduğu ve davacılarca istirdadının talep edilebileceği, fakat huzurdaki bu davanın davalılarının 2013/3581 E. sayılı takibin alacaklıları olmamaları nedeniyle davacının 2013/3581 E. sayılı dosyaya yönelik istirdat talebini bu davanın davalılarına karşı ileri süremeyeceği,
Davalılar …, … ve…’nın pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı hususunda takdirinin mahkememize ait olduğunu bildirmişlerdir.
Tarafların itirazları üzerine aynı bilirkişi kurulundan ek rapor düzenlemeleri istenmiş, vermiş oldukları ek raporda özetle, kök raporda bir değişilik olmadığı kanaatlerini bildirmişlerdir.
Dava dosyası … plakalı aracın dava tarihindeki değerinin ne olduğu hususunda makine mühendisi bilirkişi Bülent Aras’a verilerek tüm dosya kapsamında rapor alınması istenmiş vermiş olduğu bilirkişi raporunda özetle,
Dava konusu araç 2001 model olup dava tarihinde 15 yaşındadır. Dava konusu aracın emsalinin dava tarihindeki kasko değeri 52.000,00 TL’dir. Bilindiği üzere kasko değerleri emsali araçların Türkiye ortalaması olup gerçek piyasa değeri aracın kullanma, km, daha önceden hasarlı olup olmadığı ve hakim durumuna göre bu miktarın biraz üstünde veya altoda olabilmektedir. Dava konusu aracın geçmişte hasara uğradığına ilişkin tarafların herhangi bir beyanları olmamıştır. Yukarıda tanımlanan tüm özellikleri göz önünde bulundurulmak suretiyle emsali aracın alım ve şatomu yapan Mercedes servisleri ile oto galerileri nezdinde yapılan piyasa araştırmaları neticesinde; emsali aracın dava tarihi olan 10/03/2016 tarihindeki ikinci el piyasa değerinin 49.000,00 TL-55.000,00 TL arasında değişmesiyle dava tarihindeki ikinci el piyasa değerinin 52.000,00 TL mertebesinde olacağı kanaatine vardığını bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 30/05/2019 tarih 2016/217 esas 2019/487 karar sayılı karar Ankara BAM …Hukuk Dairesinin 2019/2938 esas 2021/2805 karar sayılı kararı ile davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden kaldırılmış, mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmıştır.
MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, Ankara … Müdürlüğü’nün 2012/4585 Esas ve 2013/3581 Esas sayılı icra takiplerinde mükerrer tahsilat yapıldığı gerekçesiyle bu meblağın belirlenerek davalılardan tahsiline, hileli davranışlarla başlatılan Ankara … Müdürlüğü’nün 2013/3581 Esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Davacılar, davalı …’dan almış oldukları borç paranın tasfiyesi nedeniyle hazırlanan 07/05/2002 tarihli protokol kapsamında mükerrer tahsilat yapıldığını ileri sürerek istirdat talebinde bulunmuş olup, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davada görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsiz olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*