Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/691 E. 2022/952 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/691
KARAR NO : 2022/952
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI …
DAVALI :…

DAVA : İtirazın İptali.
DAVA TARİHİ : 29/05/2013
Birleşen 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 Esas, 2013/256 Karar sayılı dosyası.
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Alacak.
DAVA TARİHİ : 11/10/2013
Birleşen 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/999 Esas,2019/1 Karar sayılı dosyası.
DAVACI :…
DAVALI …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022

Mahkememize açılan itirazın iptali davası ile mahkememiz dosyası ile birleşen Alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda;
ASIL DAVADA İDDİA
Davacı vekili, taraflar arasında 13/09/2010 tarihinde “… Su Fabrikası Kaba İnşaat Yapım İşine ilişkin Eser Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşmenin konusu olan kaba inşaatın tamamlanmasını takiben bu kez 17/01/2011 tarihli “ikmal inşaat işine” ilişkin başka bir eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmelere ilişkin davacının davalıdan alacaklı olduğunu, 13/09/2010 tarihli sözleşmeye konu kaba inşaat işinin tamamlandığını, 17/01/2011 tarihli ikmal inşaat işinin de yaklaşık %95 seviyesine geldiğini, işin tamamlanması için iş sahibinin yapması gereken işlemlerin mevcut olduğunu, davacının 07/02/2013 tarihli kesin hesap raporuna göre ve raporda eklenemeyen kar kapsamına girmeyen maliyetin ilavesi ile alacağın 10.564.778,98 TL olduğunu, davalı şirketin 06/01/2011-23/09/2011 tarihleri arasında 9 ayrı zamanda yaptığı 5.606.944,42 TL ödemenin mahsubundan sonra davalı tarafından ödenmeyen davacının 4.957.834,56 TL hak ediş alacağı bulunduğunu, davalı iş sahibi tarafından 25/10/2011 tarih ve 33209 yevmiye numaralı noter işlemi ile davacıya işin tamamlanması için 10 günlük süre verildiğini ve 22/11/2011 tarih ve 35409 yevmiye sayılı ihtarla da işin süresinde bitirilmemiş olduğundan bahisle her iki sözleşmenin haksız ve yersiz olarak feshedildiğini, davacının ilk sözleşmeye konu kaba inşaatı tamamladığını, ikinci sözleşmeye konu ek işleri %95 oranında yaptığını, bu sebeple feshin haksız olduğunu, ikmal inşaatına konu işler bakımından iş süresinin uzatılmasını gerektiren sebepler bulunduğunu, ayrıca kalan işlerin de davalıdan kaynaklanan sebeplerle yapılamadığını, sözleşme konusu işlere ek işler yapılması nedeniyle sürenin uzadığını, ek işler sebebiyle proje, tadilat ve ruhsatın yenilenmesi ve arsaların tevhidi gerektiği halde iş sahibi tarafından bu işlerin yapılmadığını, yine iş sahibi tarafından yapılması gereken onayların yapılmadığını, imalat bedellerine ilişkin hak ediş ödemelerinin yapılmadığını, Borçlar Kanununa göre karşılıklı edimler içeren eser sözleşmelerinde kendi edimini ifa etmeyen tarafın diğer taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceğini, bu durumda hak ediş ödemelerinin yapılmamış olması halinde işin süresi, gecikme süresi kadar uzayacağından davalı iş sahibinin herhangi bir şekilde zarar ya da cezai şart takas defi’nin hukuken kabul edilemeyeceğini, davalıya … 18. Noterliği’nin 27/12/2011 tarih, 44763 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davacının haksız fesih sebebiyle oluşmuş en az 800.000 TL kar mahrumiyeti, hakedişe bağlanmış ve ek işler sebebiyle hakedişe bağlanmamış 4.700.000 TL bakiye imalat bedeli, henüz nakde çevrilmemiş teminat mektuplarının iadesi, 64.464,03 TL cari hesap borcunun ödenmesi için 3 günlük süre verildiğini, ihtarnamenin 29/12/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 3 gün sonunda temerrüte düştüğünü, 02/01/2012 tarihi ile 28/03/2013 tarihleri arası icra takibinde istenilen avans faizinin haklı olduğunu, davalının bu kaleme yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, davacının davalı adına her iki sözleşmenin ifası amacı ile üçüncü kişilere yaptırdığı harcamalardan dolayı 306.637,71 TL fatura alacağı bulunduğunu, her iki sözleşmenin 6. Maddesine göre maliyet değerleri üzerine %15 kar eklenmesi ve ödenmesi gerektiği halde ödemede bulunulmadığını, 214.367,71 TL kar kapsamına girmeyen fatura alacağının istenmesinde davacının haklı olduğunu, davacının kaba yapım inşaat işinin tamamını, ek işin ise %95’ini tamamlamasına rağmen davalının sözleşmeleri feshetmesinin haksız olduğunu, MK 2. Maddesi gereğince davacının sözleşmenin tamamını ifa etseydi hak kazanacağı karın ödenmesi gerektiğini, icra takibindeki bu taleplerinin haklı olduğunu, davalı tarafından 49.000 TL bedelli 16/02/2011 tarihli ve 54.805,00 TL bedelli 24/08/2011 tarihli İş Bankası Kızılay Şubesine ait teminat mektuplarının iş tamamlanmadığından bahisle nakde çevrilmesinin haksız olduğunu, bu sebeple davacının 103.805,00 TL teminat mektuplarının bedelini isteme ve mektupların 13/02/2011 tahsil tarihinden 28/03/2013 takip tarihine kadar 21.810,56 TL işlemiş avans faizi isteminde de haklı olduğunu, açıklanan bu alacak kalemlerinin tahsili için davacının davalı aleyhine yaptığı … 25. İcra Müdürlüğünün 2013/5662 esas sayılı icra dosyasında davalının ödeme emrine itirazının yerinde olmadığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ASIL DAVADA SAVUNMA
Davalı vekili, davalı şirketin hakim ortağının Polis Bakım ve Yardım Sandığı Tüzüğü Hükümleri çerçevesinde kurulan ve faaliyet gösteren Polis Bakım ve Yardım Sandığı “…” nın davacı şirketin hakim ortağı olan M.Şerafettin Mendi ile yaptığı 19/07/2010 tarihli hisse alım ve ortaklık sözleşmesi ile davalı …şirketinin hisselerinin toplam %75’ni M. Şerafettin Mendi’den satın alarak …şirketinin ortağı olduğunu, M.Şerafettin Mendi’nin 20/07/2010-07/09/2010 tarihleri arası …şirketinin Genel Müdürü, 19/07/2010 tarihinden bugüne kadar da yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, M. Şerafettin Mendi’nin davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin bilgisi ve onayı olmaksızın kendi insiyatifi ile hakim ortağı olduğu davacı şirket ile genel müdürü olarak görev yaptığı davalı …arasında 13/10/2010 tarihli kaba inşaat yapım işi sözleşmesi ve 17/01/2011 tarihli ikmal inşaat yapım işi sözleşmesini yaptığını, davacının hakim ortağı M. Şerafettin Mendi’nin davalı şirketteki görevinden, davacı şirkete karışı davalı şirketin sözleşmelerdeki menfaatinin gözetilmesi ve korunmasındaki aksaklıklar nedeniyle 07/09/2010 tarihinde ayrıldığını, buna rağmen kendisinden defalarca istenmesine rağmen davalı şirkete ait defter kayıt ve belgelerini, şirket demirbaşlarını davalı şirkete iade etmediğini, kendisine ihtarname gönderildikten sonra bunların iadesinin mümkün olduğunu, yüklenici davacının süresinde ve gereği gibi sözleşmedeki işlerini yerine getirmediğini, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/19 D. İş sayılı dosyası ile işlerin %81,70 oranında, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/39 D. İş sayılı dosyası ile işlerin %85,90 oranında tamamlandığının tespit edildiğini, davalı şirketin 22/11/2011 tarihli ihtarname ile sözleşmeleri feshettiğini, sözleşmenin feshedilmesini takip eden dönem içinde davalı …şirketinin bir çok kere davacıdan sözleşmeye konu işlerle ilgili proje ve kesin hesabın yapılması için gerekli olan belgeleri talep ettiğini, bu belgelerin temin edilemediğini, bu sebeple söz konusu hesabın yapılabilmesi için üçüncü kişi ve kurumlara inceleme yaptırıldığını, inceleme sonrası yapılan işlere ilişkin hesaplama ve tarafların karşılıklı hak ve alacakları hususunda taraflar arasında uzlaşmanın mümkün olmadığını ve uyuşmazlıkların doğduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini, sözleşmelere konu inşaat işlerini süresinde ve gereği gibi eksiksiz yerine getirmediğini, davacı tarafın davalıyı M. Şerafettin Mendi’nin görevde olduğu sürede ve ayrıldıktan sonra alınması gereken izinler ve verilmesi gereken onaylar ve benzeri davalı tarafından harekete geçilmesi gerekli hususlarda sözleşmelerde yer alan düzenlemeler çerçevesinde bilgilendirme yapılmadığını, bu bakımdan davacının kendi kusur ve ağır ihmalinden kaynaklanan sonuçları davacıya yüklemeye çalıştığını, davacının sözleşmelerin feshedildiği tarih itibariyle işleri önemli ölçüde tamamlamadığı için davalının zarara uğradığını, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/39 değişik iş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre davacının sözleşmelere konu olmayan makina ve teçhizatın montaj ve işletmeye alınması işlerinin kendi çalışmasıymış gibi rapora dahil ettirildiğinin görüldüğünü, sözleşmeler çerçevesinde “maliyet + kar” hesaplamasının yapılması için gerekli teklif onay formlarının davalı onayına hiçbir zaman sunulmadığını, davacının iddiasının aksine Zafer Keskin Mühendislik Ltd. Şti. veya başka bir kişi kurum tarafından yapılan hesaplamalar üzerinde mutabık kalınmadığını, bu sebeplerle davanın reddini, davanın kısmen veya kabulü halinde davacının kusuru ve ihmali nedeniyle davalının maruz kaldığı toplam 3.377.445,00 TL tutarındaki zararın takas ve mahsup yolu ile davacıya ödenecek tutardan indirilmesini ve davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı vekili, taraflar arasında 13/10/2010 tarihinde kaba inşaat yapım işi sözleşmesi imzalandığını, 17/01/2011 tarihinde ise taraflar arasında “…fabrikası ikmal inşaatı yapım işi yapım sözleşmesi” imzalandığını, yüklenici olan davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine eksik ve geçikmelerin tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/19 ve … Asliye Hukuk mahkemesinin 2011/39 D.İş sayılı dosyaları ile tespit yaptırıldığını, yapılan ihtarnamelere rağmen sözleşme gereği yerine getirilmediğinden sözleşmenin fesih edildiğini, davalıya noter ihtarı ile bildirildiğini, eksik kalan işlerin davacı tarafından … inşaat adlı başka firmaya tamamlattırıldığını, eksik, hatalı ve sözleşmeye aykırı olarak yarım kalan inşaat nedeniyle davacının zarara uğradığını, inşaatın süresinde tamamlanmaması nedeniyle kar mahrumiyeti yaşadığını, genel inşaat giderlerinin ve finansman giderlerinin arttığını, davacının uğramış olduğu zarar miktarının tam olarak belirlenebilir olmadığını belirterek davacının uğramış olduğu zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 700.000,00 TL sözleşmeden kaynaklı alacak ve mahrum kaldıkları kârın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince kaba işin tamamının, ek işlerin ise %95’inin tamamlandığını, asıl davadaki dava dilekçesinde açıkladıkları sebeplere göre davacının kendisinin sebep olduğu gecikmelerden dolayı zarara uğradığı iddiasının belgesiz ve dayanaksız olduğunu, davacının kusurunu M. Şerafettin Mendi’nin genel müdür olduğu döneme hasrederek sorumluluğunu gizlemeye çalıştığını, bu savunma biçiminin aynı zamanda kendi kusur sorumluluğunun itirafı olduğunu, davalı şirkete yapılan ödemelerin yönetim kurulu kararı ile yapıldığını, davacı …’in büyük ortağı M. Şerafettin Mendi tarafından tek başına gerçekleştirilen işlemler olmadığını, M. Şerafettin Mendi’nin genel müdür olduğu döneme ilişkin tüm belgelerin teslim edildiğini, bu sebeple zarara uğratıldıkları iddiasının asılsız olduğunu, bu davanın açılmasında davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/999 Esas sayılı dosyasında;
İDDİA
Davacı vekili, davalı sıfatıyla …Su ve Su Ürünleri Gıda Turizm San ve Tic. A.Ş. aleyhine açtığı davada, davacı şirket ile davalı arasında “… Su Fabrikası Kaba İnşaat Yapım İşi ne ilişkin bir eser sözleşmesi aktedildiği, bu sözleşmenin konusu olan kaba inşaatın tamamlanmasını takiben ikmal işi için başka bir eser sözleşmesi yapıldığı, davalının tek taraflı olarak eser sözleşmesini fesh etmesini takiben … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/510 esasına kayıtlı itirazın iptali davası açıldığı, bu dosyada adı geçen Mahkemenin 23.03.2016 tarihinde müvekkil şirketin davalıdan 4.957.834,56 TL alacaklı olduğuna karar verildiği, kararın Yargıtay … Dairesince Hak ediş alacağının mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp sözleşme hükmüne uygun olarak %15 kar ve KDV eklemesiyle bulunacak bedele hükmedilmesi gerektiğine değinilerek bozulduğu, bozma sonrasında alınan bilirkişi raporuyla Davacının 5.785.346,79 TL alacağının bulunduğunun belirlendiği, bilirkişi raporuna karşı itiraz eden tarafın gider avansını yatırmadığından bilirkişi raporuna dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/510 esasına kayıtlı dosyada belirlenen alacaklarından dava etmedikleri 827.512,23 TL alacaklarının tahsili için bu davayı açmak zorunda kaldıkları, öncelikle … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/510 esasına kayıtlı dava dosyasında görülen davanın bekletici mesele olarak ela alınmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 827.512,23 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek Ticari Avans Faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, asıl dosyada verilen bilirkişi raporuna dayandırıldığını, bu dosya için yeni deliller toplanıp yargılama yapılması gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin iddiaların yerinde olmadığını savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ GEREKÇE
Asıl ve birleşen … 3.Ticaret Mahkemesinin 2018/999 esas sayılı dosyasında dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili, birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasında ise dava, eksik, hatalı ve sözleşmeye aykırı olarak yarım kalan inşaat nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmektedir.
Mahkemece 23/03/2016 tarihli karara göre asıl davanın kısmen kabulü ile toplam 6.657.210,77 TL’ye davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, 5.651.241,38 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istem ile şartları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2013/303 esasında açılan davanın reddine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Dairesi’nin 2016/3948 Esas, 2017/2140 Karar sayılı kararı ile “…
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin tüm, davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 13.10.2010 tarihli Doğataş Su Fabrikası Kaba İnşaat Sözleşmesi ile 17.01.2011 tarihli İkmal İnşaatı Sözleşmesi imzalanmıştır. Her iki sözleşmenin 6. maddelerinde sözleşmenin türü ve bedeli, 12. maddelerinde ise fiyat belirleme yöntemi düzenlenmiştir. Sözleşmelerin 6. maddesine göre; sözleşmeler anahtar teslimi maliyet artı kâr bedelli sözleşmedir ve uygulama projeleri ile bunlara ilişkin mahal listelerinde belirtilen ve projesinde olmayıp yapımı daha sonra taraflarca kararlaştırılacak gerekli imalâtlar için, iş bu sözleşmenin ilgili maddelerinde düzenlenen şartlar dahilinde belirlenecek maliyet değeri üzerine artı %15 (yüzde on beş) kâr bedeli eklenmesi esasına göre düzenlenip akdedilmiştir. Akdedilen bu bedele katma değer vergisi ilave edilecektir. Teşvik kapsamına giren imalât ve malzemeye katma değer vergisi ödenmeyecektir. Maliyet bedelinin hesaplanması ise sözleşmelerin 12. maddesinde belirtildiği şekilde yapılacaktır. Sözleşmelerin 12. maddesinde ise; ihtiyaç duyulacak projeye uygun imalât, mal, hizmet veya genel gider kalemleri yüklenici ve idare tarafından birlikte belirlenecektir. Yüklenici tarafından işverene sunulan teklif değerlendirme formunda ihtiyaçla ilgili; metraj, miktar, tutar ve teklif veren firmaların fiyatı ve ihtiyacın detay bilgileri yer alacaktır. Teklif değerlendirme formunda gösterilen ihtiyaç kalemi ile ilgili firmaların verdiği teklif fiyatları veya işverence de belirlenebilecek firma teklifleri içerisinden işverence tespit edilen optimum bedel, o ihtiyaç kaleminin maliyet fiyatını belirleyecektir. Ayrıca aynı maddenin 12.2 maddesi uyarınca maliyet artı kâr kapsamına girmeyecek olan harcamalar da açıkça belirtilmiştir. Yine sözleşmelerin 7. maddesi uyarınca Yapım İşleri Genel Şartnamesi de sözleşmenin eki olarak kabul edilmiştir. O halde davacı yüklenici alacağının belirlenmesi ve ödenmesinin kural ve ilkeleri bu şartnameye göre belirlenecektir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi kuralları ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği ara hakedişlerde yapılan ödemeler avans niteliğinde olup, taraflar açısından kazanılmış hak oluşturmaz. Kesin hesap çıkarılırken ara hakedişlerle bağlı olunmaksızın yüklenicinin hak ettiği iş bedelinden gereken kesintilerin yapılması mümkündür.
Bu bilgiler çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince;
Her iki sözleşmenin 12. maddesi uyarınca yapılan işlerin bedellerinin belirlenmesi için yüklenici tarafından düzenlenecek teklif değerlendirme formunun davalı iş sahibine sunulması ve fiyatın kesinleşmesi için de davalı iş sahibince formların onaylanması gerekmektedir. Dosya kapsamından yüklenici tarafından teklif değerlendirme formlarının düzenlenmediği ve davalı iş sahibinin onayına sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 39.1. maddesine göre iş sahibi yönünden iş kapsamında yapılan ödemeler avans ödemesi niteliğinde olup hakedişin iş sahibince itirazsız onaylanması iş sahibi aleyhine sonuç doğurmayacaktır. Açıklanan nedenlerle; yapılan imalâtların bedelleri sözleşme hükümlerine uygun olarak belirlenmediğinden maliyetin işin yapıldığı tarihler itibari ile piyasa rayiçleri ile belirlenip belirlenen bedele %15 kârın ve sözleşmede kararlaştırıldığından KDV’nin eklenmesi ve yine sözleşmenin 12.2. maddesi uyarınca; kâr kapsamından kalmayan işler ile ilgili olarak da bu işlerin bedellerinin yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp sözleşme hükmüne uygun olarak %15 kâr ve KDV eklenmemesi ile bulunacak bedele hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yukarıda açıklanan şekilde yapılmayan hesaplamaya göre karar verilmesi hatalıdır.
Feshin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 356. maddesi delaletiyle 325. maddesi hükmünce kâr kaybının kesinti yöntemine göre belirlenmesi gerekir. Kesinti yöntemine göre davacı yüklenicinin yapılmayan sözleşme konusu işlerden ötürü mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için; yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın kâr kaybı olduğunun kabulüyle davalı yüklenici şirketten tahsiline karar vermek gerekir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kâr kaybı hesabı yapmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru da olmamıştır.
Davalı birleşen dosya davacısı iş sahibi; birleşen davada yüklenicinin kusuru nedeni ile inşaatın yapıldığı yer belediyesi olan Çamlıca Belediyesi’ne ceza ödediğini, yine yüklenicinin çalıştırdığı işçiler nedeni ile müteselsil sorumluluk çerçevesinde SGK’ya ödeme yaptığını belirterek bu ödemelere ilişkin dekontları sunmuştur. Mahkemece ilgili belediye ve SGK tarafından kesilip davalı birleşen dosya davacısı tarafından ödendiği belirtilen ceza ve SGK ödemelerinin dayanağı olan tutanak, kayıt ve belgeler ilgili belediye ve SGK’dan getirtilip incelenmemiştir. Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ile birleşen davanın tümden reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu durumda mahkemece; öncelikle birleşen davada iş sahibinin inşaat cezası ve SGK primleri ile ilgili belediye ve SGK’dan tüm belge ve kayıtlar getirtilerek yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan davalı birleşen dosya davacısının birleşen dava da talep ettiği alacak kalemlerinden inşaat cezası ve yüklenici adına SGK ödemesi ile ilgili taleplerinin incelettirilip bu ödemelerden davacı birleşen dosya davalısının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarının belirlenmesi ile asıl davada; yüklenicinin talep ettiği imalât bedelinin yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre ve buna ilaveten %15 kâr ve KDV eklenerek, kâr eklenmemesine karar verilen imalâtların ise yapıldıkları yıl piyasa rayiçlerine göre bedellerinin belirlenmesi, kâr kaybı ile ilgili BK’nın 325. maddesindeki kesinti yöntemine göre kâr kaybı alacağının hesaplattırılması ve hesaplamaların sonucuna göre de asıl ve birleşen davada talep edilen diğer alacak kalemleri ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan nedenlerle hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yargılama devam ederken … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/899 esas sayılı davacısı Menpet, davalısı …olan eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik açılan davanın iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, bozma ilamında belirtilen eksikliklerin tamamlanması için … Belediye Başkanlığına, … SGK Müdürlüğüne, Çamlıca Belediye Başkanlığına, Çamlıca SGK Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkereler yazılmasından ve cevaplar geldikten sonra bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılması için dosya hukukçu, makine mühendisi, elektrik mühendisi ve inşaat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdii edilerek alınan raporda sonuç olarak talebe bağlı kalınarak davacının hakediş alacağının 4.957.834,56 TL, hakediş alacağının temerrüde uğrayan bölümünün icra takip tarihine kadar işleyecek avans faizinin 963.924,31 TL, davalı adına yapılan faturalı harcama tutarının 81.073,14 TL, talebi bağlı kalınarak kar kapsamına girmeyen fatura tutarının 214.367,71 TL, haksız fesih nedeniyle uğranılan kar kaybının 33.160,85 TL, irad kaydedilen teminat mektubu tutarının 103.805,00 TL, talebe bağlı kalınarak tahsil edilen tazminatın faiz tutarının 21.810,56 TL olmak üzere toplam davacının istemesi gereken tutarın 6.275.976,13 TL olduğu belirtilmiş, taraf vekillerinin iş bu rapora karşı beyanları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişi heyetine tevdii edilerek alınan ek raporda ise toplam tutarın sehven eksik yazıldığı, bunun 6.375.976,13 TL olması gerektiği belirtilmiş, mahkemece de zamanaşımı itirazının yerinde olduğu değerlendirilerek, toplanan delillere göre asıl davanın kısmen kabulü ile … 25. İcra Müdürlüğünün 2013/5662 esas sayılı dosyasında 6.375.796,13 TL’ye yapılan itirazın iptaline, asıl alacak tutarı olan 5.290.241,26 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istem ile inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 esas sayılı dosyada açılan davanın reddine, birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/899 esas sayılı dosyada açılan davanın ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Dairesi’nin 24/09/2020 tarih, 2020/11 Esas, 2020/2552 karar sayılı ilamı ile;
“…
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına ve özellikle asıl davada sözleşmenin hakız fesih sebebi ile kısmi dava açılarak alacak isteminde bulunulup, sözleşmenin feshi halinde 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147/6. maddesi hükmünde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin feshin yükleniciye bildirileceği tarihten başlayacağı, kısmı davanın sadece dava edilen bölüm yönünden zamanaşımını keseceği, saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımını kesici etkisi olmadığı, Ekim-Kasım 2011 tarihinden birleşen 2018/999 Esas sayılı davanın açıldığı 28.12.2018 tarihine kadar beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinin anlaşılmasına göre taraf vekillerinin asıl ve birleşen 2018/999 Esas sayılı davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu davalarda verilen kararların onanması gerekmiştir.
Davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibinin birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/3030 Esas sayılı dosyasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
2-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı-birleşen dosyanın davacısı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Dairemizin uyulan 18.05.2017 gün, 2016/3948 Esas, 2017/2140 Karar sayılı bozma ilamında, iş sahibinin açtığı birleşen davaya yönelik olarak inşaatın yapıldığı yer belediyesi olan Çamlıca Belediyesi’ne ödenen ceza ve yüklenicinin çalıştırdığı işçiler nedeni ile müteselsil sorumluluk neticesinde SGK’ya yaptığı ödemelere yönelik dekontlar sunduğu belirtilerek mahkemece bunların dayanağı olan tutanak, kayıt ve belgelerin ilgili belediye ve SGK’dan istenilip incelenmeksizin eksik inceleme ile birleşen davanın tümden reddine karar verilmesini usul ve yasaya aykırı kabul edilmiş ve söz konusu birleşen davada kurulan hüküm davacısı iş sahibi yararına bozulmuştur. Mahkemece, bu konuda ilgili belediye ve SGK’ya yazı yazılmış ise de; yazılan yazılar yetersiz olduğu gibi ödeme dekontları da yazılara eklenmemiştir.
Bu durumda mahkemece birleşen 2013/3030 Esas sayılı dosyada iş sahibinin yüklenicinin işçileri nedeni ile ödediği ve yine yüklenicinin eylemi nedeni ile ödemek zorunda kaldığı prim ve cezalar ile ilgili sunduğu, ceza ödeme dekont-makbuzları da eklenerek inşaatın yapıldığı yer belediyesi ya da kapatılmışsa devredildiği belediyeden, yine işçiler nedeni ile yaptığı ödeme dekont ve makbuzları eklenerek ilgili SGK müdürlüğünden ceza ve prim ödemelerinin dayanağı olan tutanak kayıt ve belgeler getirtilip incelendikten ve bu konularda uzman olan bilirkişiden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu birleşen 2013/1303 Esas sayılı dosyadaki davanın reddi doğru olmamış, bu davada verilen kararın bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesi ile 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların asıl ve birleşen 2018/999 Esas sayılı davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl ve birleşen 2018/999 esas sayılı davalarda verilen hükümlerin onanmasına, 2. bent uyarınca birleşen 16. asliye ticaret mahkemesi’nin 2013/3030 esas sayılı dosyasında verilen karara yönelik davacısı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca kabulü ile birleşen 2013/303 esas sayılı dosyasındaki hükmün davacısı iş sahibi yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama esnasında usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilip, belirtilen eksikliklerin tamamlanmasından sonra dosya muhasebeci bilirkişiye tevdii edilerek alınan 20/05/2022 tarihli raporda;
“…1) Görevlendirme kapsamında dosya üzerinde yaptığımız inceleme ve tespitlere göre, Yargıtay’ın bozma kararına gerekçe edilen hususlar olan, iş sahibinin yüklenicinin işçileri nedeniyle ödediği ve yüklenicinin eylemi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı prim ve cezalarla ilgili, prim ödeme ve ceza ödeme dekont-makbuzları dosya içeriğinde bulunmadığı, SGK … Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından dosyaya kazandırılan müfredat kartına göre, tahakkuk eden sigorta primlerinin süreleri içerisinde ödenmiş olduğu, sigorta prim ödemelerinin kimin tarafından yapıldığının müfredat kartında belirli olmadığı, dosya içeriğinde SGK’na yapılan ödemelere ait herhangi bir dekont makbuz vs. bulunmadığı, keza birleşen davada davacı vekilinin huzurda tutanağa geçmiş olan beyanına göre müvekkilinde bu ödemelere ait dekont ve makbuzun bulunmadığı beyanı ile birleştiğinde bu hususta yapılacak değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
2) Görevlendirme kapsamında dosya üzerinde yaptığımız inceleme ve tespitlere göre, Yargıtay’ın bozma kararına gerekçe edilen hususlar olan … (Çamlıca) Belediye Başkanlığına, birleşen davada davacı tarafından yapıldığı ifade edilen para cezası ödemelerine ilişkin olarak dosya içeriğinde herhangi bir ödeme evrakı (dekont-makbuz) bulunmadığı, Belediye Başkanlığı cevabi yazısına göre Belediye Başkanlığı kayıtlarında herhangi bir ceza-i işlem kaydı bulunmaması ve birleşen davada davacı vekilinin huzurda tutanağa geçmiş olan beyanına göre müvekkilinde bu ödemelere ait dekont ve makbuzun bulunmadığı beyanı ile birleştiğinde bu hususta yapılacak değerlendirmenin de Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde görüş bildirmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları alınmış, birleşen dosyanın davacısı vekilinin sunduğu belediyeye ait belgeler eklenerek söz konusu prim ve ceza makbuzları örnekleri ile iş bu prim ve cezalara konu dayanak tutanak ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için … Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılmış, cevabi yazılar geldikten sonra dosya aynı bilirkişiye tevdii edilmiş, alınan 04/09/2022 tarihli raporda;
“….
1) Kök raporumuzda da ortaya koymuş olduğumuz görüşümüzü aynen tekrar ederek SGK Primi ödemleri konusundaki görüş ve kanaatimiz, görevlendirme kapsamında dosya üzerinde yaptığımız inceleme ve tespitlere göre, Yargıtay’ın bozma kararına gerekçe edilen hususlar olan, iş sahibinin yüklenicinin işçileri nedeniyle ödediği ve yüklenicinin eylemi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı prim ve cezalarla ilgili, prim ödeme ve ceza ödeme dekont-makbuzları dosya içeriğinde bulunmadığı, SGK … Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından dosyaya kazandırılan müfredat kartına göre, tahakkuk eden sigorta primlerinin süreleri içerisinde ödenmiş olduğu, sigorta prim ödemelerinin kimin tarafından yapıldığının müfredat kartında belirli olmadığı, dosya içeriğinde SGK’na yapılan ödemelere ait herhangi bir dekont makbuz vs. bulunmadığı, keza birleşen davada davacı vekilinin huzurda tutanağa geçmiş olan beyanına göre müvekkilinde bu ödemelere ait dekont ve makbuzun bulunmadığı beyanı ile birleştiğinde ve dosyaya kazandırılmış yeni ilave belge ve bilgi bulunmadığından, kök raporumuzdaki tespit ve görüşlerimizi muhafaza etmek gerekmiş olduğu,
2) Görevlendirme kapsamında dosya üzerinde yaptığımız inceleme ve tespitlere göre, Yargıtay’ın bozma kararına gerekçe edilen hususlar olan … (Çamlıca) Belediye Başkanlığına, birleşen davada davacı tarafından yapıldığı ifade edilen para cezası ödemelerine ilişkin olarak, birleşen davada davacı vekilinin 07.06.2022 tarihli dilekçeleri ekinde dosyaya kazandırılan Yapı Tatil zaptı, Encümen Kararı ve Ödeme Evrakı (Dekont), Belediye Başkanlığı cevabi yazısında “İlgili tarih ve sayılı yazı ile istenilen, tahsilatlara ilişkin kayıtlarımızda herhangi bir belge bulunamamıştır.” şeklinde beyanda bulunulmuş olduğu,
3) …A.Ş. Mithatpaşa Şubesi tarafından düzenlenen 03.10.2011 tarihli DEKONT içeriğine göre; işlem yapılan hesap (IBAN) numarası … olup işlem miktarı
23.865,49 TL ve… parseldeki İnş. Ceza Bedeli notu düşülmüştür.
Dekont üzerinde, yapılan havalenin alıcısına ait isim ve hesap (IBAN) numarası bulunmamaktadır.
Yukarıya aldığımız EFT havale gönderme talimatında, gönderici tarafın IBAN numarası … olmasına rağmen, dosyaya sunulan dekontta gönderici tarafın IBAN numarası TRO9 0013 4000 0047 0499 7000 41 olduğu tespit edilmiştir.
4) Gerek Yapı Tatil Zaptı ve gerekse Encümen Kararında cezai işlemi gerektirecek fiil “yapımına devam eden fabrika binasının Yapı Ruhsatına aykırı olarak Yapı Ruhsatında belirtilen inşaat alanından 1037,63 m2 fazla yapı inşa..” edilmesi olarak belirlenmiştir. Yapı Ruhsatına aykırı olarak 1037,63 m2 daha fazla inşaat yapılması konusunda tarafların illiyeti ve bu hususun değerlendirilmesi Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Asıl davada eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak yüklenici olan davacının 5.290.241,26 TL asıl alacak olmak üzere takip tarihi itibariyle toplam 6.375.976,13 TL alacağı olduğu yönünde mahkemece 25/11/2019 tarihinde karar verilmiş, hem bu karar hem de aynı yüklenici tarafından açılan … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/899 esasında kayıtlı iken mahkememiz dosyası ile birleştirilen ve yargılama sonucunda da zamanaşımı nedeniyle red kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 24/09/2020 tarih, 2020/11 esas, 2020/2552 karar sayılı ilamı ile onanmakla bu davalar yönünden yeniden karar verilmesine gerek yoktur.
Davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibi … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 esasında görülmekte olan dava ile ilgili mahkememizce 13/11/2019 tarihinde verilen red kararı Yargıtay … Dairesi’nin 4/09/2020 tarih, 2020/11 esas, 2020/2552 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiğinden bozma ilamına uyulduktan sonra bozma ilamı doğrultusunda ilgili yerlere müzekkere yazılmış, müzekkere cevapları geldikten sonra alınan ve yukarıda belirtilen rapor ve ek raporlarda iş sahibinin açtığı davacının inşaatın yapıldığı yer belediyesi olan Çamlıca Belediyesine ödenen ceza ve yüklenicinin çalıştırdığı işçiler nedeniyle müteselsil sorumluluk neticesinde SGK’ya yapılan ödemeler belirlenemediği, son bozma ilamından önce alınan bilirkişi raporlarında da iş sahibi olan birleşen dosya davacısının iddia ettiği diğer alacakların da belirlenemediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 esas sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Asıl dava ve birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/99 Esas sayılı dava ile ilgili verilen karar Yargıtay’ca onanmakla bu davalar ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2.-Birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/303 esas sayılı davanın REDDİNE,
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 11.954,25 TL’den mahsubu ile arta kalan 11.873,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 95.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
3.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
✎ e-imzalıdır
Üye …
✎ e-imzalıdır
Üye …
✎ e-imzalıdır
Katip …
✎ e-imzalıdır