Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/672 E. 2022/697 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/672 Esas – 2022/697
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/672 Esas
KARAR NO : 2022/697

DAVA : Alacak (Cari Hesap Ve Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2022

Mahkememize açılan Alacak (Cari Hesap Ve Hizmet Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı Vekili, Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 13.02.2017 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, davacı müvekkili şirketin hizmet verip, hizmet verdiği dönemlere ilişkin faturalar kestiğini, davalı tarafın önceleri daha düzenli ödeme yaparken sonraları fatura bedellerini ödemek konusunda oyalama yoluna gittiğini, aralıklarla davalı şirkete sözlü olarak talepte bulunulduğunu, sonuç alınamadığını ve nihayetinde; bakiye alacak için … Esas sayılı takip ile alacağın tahsili yoluna başvurulduğunu, ancak davalı tarafın kötü niyetli davranarak iş bu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafın ortada verilmiş bir hizmet ve kesilmiş faturalar mevcutken zaman kazanmak adına takibin tamamına itiraz ettiğini, sonrasında da sürekli süre istediğini, aradan geçen uzun süreçte de herhangi bir ödeme olmadığını, davalı tarafa, hizmet verildiği sürece düzenli faturaların kesildiğini, başlarda daha düzenli ödeme varken sonradan ödemelerin aksatıldığını ve bakiye alacak olarak 75.464,58.TL’nin hiç ödenmediğini, Bu sebeplerle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müvekkil şirketin verdiği güvenlik hizmeti karşılığında ödenmeyen bakiye alacak olan 75.464,58.TL ‘nin temerrüt tarihinden itibaren (sözleşmede kararlaştırılmış vade tarihleri itibariyle) işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı Vekili, Cevap Dilekçesinde Özetle;Davacının dava dilekçesinde alacağını, … E. Sayılı icra takibine dayandırdığını, söz konusu icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini öne sürdüğünü ancak yasal süresi içinde takibe itirazlarına yönelik bir itirazın iptali davası açmadığını, dolayısıyla Müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin ya da icra takibine dair taraflarınca yapılmış borca itirazın huzurda görülen alacak davası ile bir bağı – bağlantısı kalmadığını, aleyhe başlatılmış icra takibinin işbu davaya delil gösterilmesinde hukuki bir menfaat bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde alacağını, bir kısım faturalara dayandırdığını, ancak faturanın düzenlenmiş sözleşmenin imzalanmış olmasının, hizmetin müvekkiline sunulduğu anlamına gelmeyeceğini, davacının müvekkiline sunduğu hizmeti ispat etmek zorunda olduğunu, zira müvekkilinin, davacıdan hiçbir şekilde bir hizmet almadığını, davacının dava dilekçesinde alacağını cari hesaba dayandırdığını, ancak taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi ve/veya hesap mutabakatı mevcut olmadığını, faturaların müvekkiline tebliğinin tek başına alacağı muaccel hale getirmeyeceğini ayrıca temerrüt için ihtarname gönderilmesi gerektiğini, borcu hiçbir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava dilekçesinde davacının talep etmiş olduğu faiz oranının, avans faizi olduğunu bu oranın usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK m. 120′ de “sözleşmede faiz kararlaştırılmamışsa, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, borcun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.” hükmünün amir olduğunu, taraflar arasındaki davaya konu edilen sözleşmede herhangi bir faiz uygulanacağının belirtilmediğini, bu çerçevede borcu kabul etmemek kaydıyla davacı tarafından talep edilmesi gereken faiz oranının avans faizi olmayıp yasal temerrüt faizi olması gerektiğini, dolayısıyla davacının talep ettiği faiz oranının da hatalı olup, bu orana da itiraz ettiklerini, bu nedenle müvekkili aleyhine açılmış haksız davanın reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini” arz ve talep etmişlerdir.
DELİLLER :
… Esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiştir.
Davalı ve Davacı şirketin ilgili dönemlere ait BA, BS formları getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Ve Ön İnceleme Duruşmasında Belirlenen Uyuşmazlık Konuları Hakkında Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişiden Alınan 19.04.2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı yanın incelemeye sunulan 2018, 2019 ve 2020 yılına ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarında davalı yandan dava tarihi itibarıyla 73.537,27 TL 8 adet fatura alacağı ile 1.927,01 TL cari hesap alacağı olmak üzere 75.464,28 TL toplam alacaklı olduğu, Davacı yanın 2018/12. döneminde davalıya düzenlediği 1 adet toplam 11.520,00 TL (KDV Hariç) tutarlı faturanın; davalı yan tarafından ilgili dönem Ba bildirim formu ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla anılan faturanın davalı yanın kabulünde olduğunun anlaşıldığı, Davacı yan tarafından 2019 yılında tanzim edilen 8 adet toplam 72.237 TL (KDV Hariç) bedelli faturanın davalı yan tarafından ilgili dönem Ba bildirim formu ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla anılan faturaların davalı yanın kabulünde olduğunun anlaşıldığı, davalı yanın davacı yana borcu olmadığını iddia etmesi halinde ödeme belgelerini sunması gerektiği, Taraflar arasında akdedilen 10.02.2019 tarihli Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacı yanın fatura ödemelerini geciktiren davalı yana gecikme cezası uygulamasının yerinde olduğunun, Mahkemece kabulü halinde; davalı yan tarafından davacı yana bedeli ödenmeyen 8 adet toplam 73.537,57 TL bedelli faturaya istinaden toplam 114.834,54 TL gecikme cezası hesaplanacağı, görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Ve Ön İnceleme Duruşmasında Belirlenen Uyuşmazlık Konuları Hakkında Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişiden Alınan 13.08.2022 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; Kök raporda tespit edildiği üzere; davacı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarında davalı yandan dava tarihi itibarıyla 73.537,27 TL 8 adet fatura alacağı ile 1.927,31 TL cari hesap alacağı olmak üzere 75.464,28 TL toplam alacaklı olduğu, Davacı yanın ticari defter ve kayıtlarındaki davalı yan adına tanzim edilen 8 adet fatura bedeline fatura kesim tarihinden itibaren 5 iş günü sonundan dava tarihi olan 12.11.2021 tarihinde kadar ve 1.927,31 TL tutarındaki cari hesap alacağına ise son cariödeme tarihi olan 10.05.2019 ‘dan dava tarihi olan 12.11.2021 tarihinde kadar T.C. Merkez Bankası tarafından uygulanan avans işlemlerindeki güncel faiz oranı üzerinden faiz işletileceğinin kabulü halinde; toplam 29.276,61 TL avans faizi, Davalı yan vekilinin itirazları doğrultusunda faiz türünün yasal faiz olması gerektiğinin kabulü halinde ise; terditli olarak yapılan faiz hesaplamasında; toplam 17.131,24 TL yasal faiz hesaplanacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; Davacı ile davalı arasında akdedilen 13.02.2017 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedellerine ilişkin düzenlenmiş faturalara ve cari hesaba ilişkin Alacak Davasıdır.
Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık; Davacı ile davalı arasında akdedilen 13.02.2017 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan hizmetin davalıya verilip verilmediği, davacının dava konusu miktar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının temerrüdünün oluşup oluşmadığı, faiz türü ve miktarı davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususlarına ilişkindir.
Dava konusu 13.02.2017 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi davalı tarafa isticvap olunmuş davalı tarafın sözleşmeye bir itirazı olmamıştır.
Dosyamıza davalı vekilinin vekalet sunma tarihine kadar yapılan tebligatların icra dosyasında vekalet olduğundan bu vekile yapılması gerektiği yönündeki itirazların değerlendirilmesinde; icra dosyasının mevcut davadan bağımsız ayrı bir dava olduğundan mevcut dosyamıza vekalet sunulana kadar geçen sürede davalı asıla yapılan tebliğ işlemlerinde bir usulsüzlük görülmemiştir. İcra dosyasında hizmet sözleşmesine dayanılmadığından bu davada da dayanılamayacağı ve davanın süresinde açılmadığı yönündeki itirazların değerlendirilmesinde mevcut davanın alacak davası olup icra dosyasına bağlı olunmadığı, hizmet sözleşmesine dayanmasında bir engel olmadığı ve bu davanın açılması için zaman aşımı dışında özel bir süre öngörülmediği ve zaman aşımı ile hak düşürücü sürenin sözleşmeden kaynaklanan alacak sebebi ile 10 yıllık sürenin dolmadığı görülmekle bu yöndeki itirazlar kabul görmemiştir.
Davalı tarafa defter ve kayıtlarını sunmak ve inceleme esas bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde sunulmaz veya incelemeye esas bulunduğu yer bildirilmez ise defter sunmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve dosya kapsamı ile hüküm kurulacağının 7251 sayılı yasa ile değişik HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca kesin süre de taraflardan birinin ticari defter ve kayıtlarının ibraz etmeyerek bu kayıt ve defterlerin bulunduğu iletişim adres ve bilgilerini mahkemeye bildirmemesi durumunda diğer tarafın ticari defter ve kayıtları içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının ihtarının yapıldığı, davalı tarafın herhangi bir defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile HMK 222. Madde değiştirilmiş “Diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” cümlesi 3. Fıkraya eklenmiştir. Yasa koyucunun HMK 222. Madde de bahsedilen değişikliği yapmasındaki amacın defter ibrazından kaçınan tarafın aleyhine hüküm oluşturulabilmesi için artık defter ibraz edenin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmasının yeterli sayılması olduğu, usulüne uygun tutulan defter sahibinin ayrıca teslim belgesi ile mal veya hizmeti verdiğini ispatlamasının gerekli olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmasından kastın ise 213 sayılı vergi usul kanunu uyarınca uyarlanmış olan “Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği” ve 19/12/2012 tarih ve 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ticari defterlere ilişkin tebliğ” uygun olmasından ibaret olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve davalı tarafın ihtarlı tebliğe rağmen defter ve belge ibrazından kaçınmış olması nedeniyle mahkememizce davacının açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yapılmış usulüne uygun tutulmuş defterlerinde yapılan incelemede davalı yandan dava tarihi itibarıyla 73.537,27 TL 8 adet fatura alacağı ile 1.927,31 TL cari hesap alacağı olmak üzere 75.464,28 TL toplam alacaklı olduğu, Dosya arasına alınan BA/BS kayıtlarının Davacı yanın 2018/12. döneminde davalıya düzenlediği 1 adet toplam 11.520,00 TL (KDV Hariç) tutarlı faturanın ve Davacı yan tarafından 2019 yılında tanzim edilen 8 adet toplam 72.237 TL (KDV Hariç) bedelli faturanın davalı yan tarafından ilgili dönem Ba bildirim formu ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla bu faturaların davalı tarafın kabulünde olduğu, davalının ödemeye ve hizmetin verilmediğine ilişkin dosyaya delil sunmadığı, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde de yemin deliline dayanmadığı görülmekle davacı yanın davalı yandan 75.464,28 TL alacaklı olduğu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile de sabit olduğundan davanın bu miktar bakımından kısmen kabulüne, aradaki 20 krş kısmının reddine, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından 10.10.2019 olan takip tarihinden her iki taraf tacir olmakla avans faizine hükmedilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
75.464,28 TL’nin takip tarihi olan 10.10.2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
Fazlaya ilişkin talebin reddine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 5.154,96 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 1.288,75 TL TL’nin mahsubu ile noksan olan 3.866,21 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 12.074,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Reddedilen miktar yönünden, reddedilen miktarın ekonomik değeri dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabında nazara alınmamasına,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL Başvurma ve 1.288,75 TL Peşin harç toplamı 1.348,05 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, davacı için miktar itibariyle kesin davalı için kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 17/10/2022 tarihinde karar verildi.

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.