Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2022/151 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/641 Esas
KARAR NO : 2022/151

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, Davalı hakkında 7.080,00 TL fatura kaynaklı asıl alacak üzerinden Ankara… Müdürlüğü’nün 2019/16018 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, alacağını elde edemeyen davacının, davalı aleyhinde başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalının borca itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı ve davalı şirketler arasında iş ilişkisi olduğunu, tarafların aralarında yaptıkları şifahi sözleşme davacıya ait 1 adet eskavatör iş makinesinin 6.000,00 TL+KDV karşılığında kiralanması konusunda anlaşmaya varıldığını, bu işe ilişkin davacı tarafından fatura düzenlendiğini, davalı tarafça bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davacının yapılan şifahi sözleşme çerçevesinde üzerine düşen edimi yerine getirerek eskavatör iş makinesini davalıya teslim ettiğini, ancak davalının davacıyı sürekli oyaladığını ve ertelediğini, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamı yönünde karar verilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalının İcra İnkâr Tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi gelmemiştir.
MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; Taraflar arasında kurulan taşınır kiralama sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan zararın tazmini talebine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2018/5298 E. 2019/7246 K. Sayılı 30.09.2019 tarihli kararında ” Somut olayda, taraflar arasında iş makinasının kiralanması hususunda anlaşma yapılmakla sözleşmenin davalı tarafça feshi neticesinde ortaya çıkan uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 15/05/2015 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.” belirtildiği üzere taşınır kiralanması sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kira ilişkisi olduğu için sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2017/6402 E. 2019/2883 K. Sayılı 03.04.2019 tarihli kararında”Mahkemece hükme esas alınan sözleşmenin, şartlarını düzenleyen ilgili maddeleri göz önüne alındığında sözleşmenin şoförlü (operatörlü) araç kiralama hizmetine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, dava; hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. O halde Mahkemece, davanın taraflarının tacir olduğu gözetilerek uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle” Araçların şoför ile birlikte kiralanması halinde uyuşmazlığın hizmet alım sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda dosyaya dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların yer aldığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanından taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi olmadığı, sözlü olarak anlaşıldığı ve şoför hizmeti verilmediği, sadece aracın kiralandığı anlaşılmakla ; uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı, davaya bakmakta sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.

HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır

*