Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/64 E. 2021/41 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/64 Esas
KARAR NO : 2021/41

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA DEĞERİ : 77.000,00 TL
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememize açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin (…) başlatmış olduğu 330 konutluk toplam arsa alanı 62.000 metrekare olan … isimli konut edindirme projesine hissedar olduğunu, bu üyelik için davalı Dernek hesabına 24/02/2016 tarihinde peşinat adı altında 2.000,00 TL gönderdiğini, kalan 75.000,00 TL bedel için 25/02/2016 tarihinde toplam 37 adet senet düzenleyerek davalıya teslim ettiğini, peşinat ve vadesi gelen senetler sebebiyle toplamda 33.100,00 TL ödeme yaptığını, henüz vadesi gelmemiş senetlerin ise davalı tarafça usul ve yasaya aykırı olarak üçüncü kişilere ciro edildiğini, ayrıca söz konusu projenin, Dernek Yönetim Kurulunca kabul edilip yürürlüğe giren … Nizamnamesi’nde belirtilen süreler içinde tamamlanmadığını, konutların inşasının yapılacağı taşınmazların dahi tümüyle alınmadığını, ipoteksiz olduğu belirtilen taşınmazlar üzerinde projeyle alakası olmayan firmalar lehine rehinlerin mevcut olduğunu, verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle 27/04/2018 tarihinde Dernekten ve biriktirme sandığından istifa ederek ödediği 33.100,00 TL’nin iadesini istediğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, gönderdiği 30/04/2018 tarihli ihtardan da sonuç alamadığını ileri sürerek, belirtilen senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 2.000,00 TL peşinat ve ara ödeme dahil, vadesi gelen 24 adet bono gereğince ödemiş olduğu toplam 33.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bonoların dava sürecinde ödenmek zorunda kalınması durumunda ise ödenen bedellerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, Derneğin Yönetim Kurulunun, 10/06/2017 tarihinde yapılan mali genel kurulunda ibra edilmiş olduğunu, yapılan işlemlerin usulsüz olduğunun iddia edilmeyeceğini, davacının iş bu davadaki taleplerinin yasal dayanağının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı Dernek tarafından yapılan ve davacının da dahil olduğu … konut projesi nedeniyle, davacı tarafından açılan borçlu olmadığının tespiti, 2.000,00-TL peşinat ve ara ödeme dahil, vadesi gelen 24 adet bono gereğince ödenen toplam 33.100,00-TL’nin iadesi ile, bonoların ödenmek zorunda kalınması durumunda ise istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 14.11.2018 tarih ve 2018/512 esas 2018/904 karar sayılı “Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Tüketici Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,” dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2020 tarih ve …. esas … karar sayılı kararı ile “01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5. maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan işin, diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiş olup işin ticari nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davanın, davalı tarafından yapılan … konut projesi kapsamında verilen bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminden kaynaklandığı, davalının tacir olmadığı dikkate alındığında, olayda nispi ya da mutlak nitelikte bir ticari dava bulunmamaktadır. Bu nedenle, davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığına ilişkin mahkeme kararı isabetlidir. Mahkemece, davada görevli mahkemenin, “Tüketici Mahkemeleri” olduğu belirtilmiş olup, mahkeme kararının, bu yönüyle isabetli olup olmadığının incelenmesine gelince;
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın satıcı, sağlayıcı ya da müteşebbis olması, yapılan işlemin de tüketici işlemi niteliğinde bulunması gereklidir.
Somut olayda, davalı … (…), sağlık çalışanları tarafından üyelerinin sosyal ve temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş olup, esasen derneklerin, (Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesinde öngörülen, gayelerine ulaşmak için ticari işletme kurup işletmeleri haricinde) ticari kazanç elde etmek amacıyla kurulamayacağı dikkate alındığında, davalı Deneğin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un tanımladığı anlamda satıcı/sağlayıcı sıfatının bulunmadığı, Dernek üyesi olan davacının da, mesleği gereğince üyesi olduğu Dernek tarafından yapılan konut projesine dahil olması nedeniyle “tüketici” sıfatına haiz olmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olmadığına göre davaya bakmakla Tüketici mahkemesi görevli değildir. O halde davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, mahkeme kararı, “görevli mahkemenin tespiti” yönünden usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile mahkememiz kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında belirtildiği gibi iş bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2.-…nın 20.maddesi gereği kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın GÖREVLİ NÖBETÇİ ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3.-6100 Sayılı HMK’nın 331/2. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama ücretlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce ayrıca değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere 29/01/2021 tarihinde karar verildi.

Katip …

Hakim …

¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır