Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/611 E. 2022/433 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/631 Esas
KARAR NO : 2022/404

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … -…
DAVALI : … … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine… 12. İcra Müdürlüğünün 2019/3128 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden takibe konu fatura alacaklarının tahsili için ilamsız takibe geçildiğini, bu takibe davalı borçlunun; borcunun olmadığını belirterek itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının takibe; alacağı ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ve beyan sunmadan söz konusu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durmasına neden olduğunu, davalının borca ve ferilerine itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaktan öte olmadığını, borçlunun uzun süreden bu yana müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini, anılan belge incelendiğinde takibe konu borcun borçluya ait olduğunun ve ödenmediğinin anlaşılacağını, takip dayanağının alacaklı müvekkili ile davalı arasındaki çeşitli tarihlerde davalı tarafa satılan mallardan kaynaklı olduğunu, davalı tarafın ticari ilişkiden doğan edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davalı tarafa satışını yapıp; teslimini gerçekleştirdiği malların ödeme vadesinin geçtiğini, davalı tarafın edimini yerine getirmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının… 12. İcra Müdürlüğünün 2019/3128 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının, davaya konu asıl alacağın 9620’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ olunmasına rağmen, davaya cevap vermemiştir.

DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura ve cari hesap alacağına dayanılarak yapılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan takibe konu miktarda alacağının olup olmadığına, alacağı var ise muaccel olup olmadığına, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan… 12. İcra Müdürlüğün’ün 2019/3128 Esas sayılı dosyasında özetle: Davacı Alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07.03.2019 tarihinde 4.940,00 TL asıl alacak 740,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.680,29 TL alacağa ilişkin ilamsız takibe başlandığı, Davalı yanın 27/09/2019 tarihli dilekçesi ile takibe, ödeme emrine, borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davalı tarafa defter ve kayıtlarını sunmak ve inceleme esas bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde sunulmaz veya incelemeye esas bulunduğu yer bildirilmez ise defter sunmakta vazgeçmiş sayılacaklarının ve dosya kapsamı ile hüküm kurulacağının 7251 sayılı yasa ile değişik HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca kesin süre de taraflardan birinin ticari defter ve kayıtlarının ibraz etmeyerek bu kayıt ve defterlerin bulunduğu iletişim adres ve bilgilerini mahkemeye bildirmemesi durumunda diğer tarafın ticari defter ve kayıtları içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının ihtarının yapıldığı, davalı tarafın herhangi bir defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
Görev yönünden değerlendirme yapılmak üzere Davalının tacir olup olmadığının tespiti için… Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında 14.01.2014 tarihinden itibaren “474201-BELİRLİ BİR MALA TAHSİS EDİLMİŞ MAĞAZALARDA TELEKOMİNİKASYON TEÇHİZATININ PERAKENDE TİCARETİ(TELEFON, CEP TELEFONU, FAKS B.)” faaliyeti ile uğraştığı,31.12.2017 tarihinde mükellefiyet kaydının terkin edildiği, en son verilen 01.12.2017 dönemine ait Yevmiye ve Envanter Defterleri tasdik ettirdiği ve yıllık gelir vergisi beyannamesinde gelirini bilanço esasına göre beyan ettiğinin bildirildiği görülmekle dava konusu uyuşmazlığa esas dönemde davalının tacir olduğu ve mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından ticari defterlerin yeri bildirilmiş, davacının ticari defterlerinin incelenmesi için alınan 15.04.2022 tarihli Mali Müşavir Bilirkişi Raporunda özetle: Davacı yanın incelemeye sunulan 2017 yılına ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yandan dava ve takip tarihi itibarıyla 8.755,00 TL alacaklı olduğu, işbu alacak bakiyesinin davacı yan tarafından tanzim edilen faturalardan davalı yan kısmi ödemelerinin düşülmesi sonucu kalan bakiye olduğu, Davacı yanın takip ve dava talebinin ise 4.940,00 TL olduğu, Davacı yan tarafından 2017 yılında tanzim edilen 13 adet toplam 64.691 TL (KDV Hariç) bedelli faturanın davalı yan tarafından ilgili dönem Ba bildirim formu ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla anılan faturaların davalı yanın kabulünde olduğunun anlaşıldığı, Davacı yan tarafından davalı yan adına tanzim edilen 4 adet toplam 8.540,00 TL (KDV Dahil) bedelli faturalar ise aylık Ba-Bs bildirim haddi olan 5.000,00 TL’nin altında kaldığı görüldüğünden işbu faturalar ile ilgili olarak tarafların Ba-Bs formları üzerinden tespit yapılamadığı, ancak davacı yanın incelenen ticari defterlerinde bu faturaların bedellerinin davalı yan tarafından ödendiğinin görüldüğü yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafa davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin delil sunması için kesin süre verilmiş, davacı vekili fatura tarihinden sonra kanunen temerrüdün oluştuğu, davalıya ayrıca ihtar çekilmediği ve bu hususa ilişkin yemin deliline dayanmayacaklarını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile HMK 222. Madde değiştirilmiş “Diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” cümlesi 3. Fıkraya eklenmiştir. Yasa koyucunun HMK 222. Madde de bahsedilen değişikliği yapmasındaki amacın defter ibrazından kaçınan tarafın aleyhine hüküm oluşturulabilmesi için artık defter ibraz edenin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmasının yeterli sayılması olduğu, usulüne uygun tutulan defter sahibinin ayrıca teslim belgesi ile mal veya hizmeti verdiğini ispatlamasının gerekli olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmasından kastın ise 213 sayılı vergi usul kanunu uyarınca uyarlanmış olan “Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği” ve 19/12/2012 tarih ve 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ticari defterlere ilişkin tebliğ” uygun olmasından ibaret olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve davalı tarafın ihtarlı tebliğe rağmen defter ve belge ibrazından kaçınmış olması nedeniyle mahkememizce davacının açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yapılmış usulüne uygun tutulmuş defterlerinde yapılan incelemde ve davalının BA-BS kayıtlarında tespit edilen tutar kadar alacaklı olduğu, davacı yanın davalı yandan faturalar ve cari hesap karşılığı dava konusu asıl alacak kadar alacaklı olduğu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile de sabit olduğu görülmekle davanın asıl alacak bakımından kısmen kabulüne, davalının temerrüde düştüğü ispatlanamadığından faize ilişkin kısmının reddi ile kabul edilen 4.940,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline ve alacak likit nitelikli olduğundan icra inkar tazminatı koşullarının da oluştuğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 12. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/3128 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 4.940,00 TL ana para için iptali ile takibin bu miktar bakımından kaldığı yerden devamına,
Kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı olan 988,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 337,45 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 68,61 TL’nin mahsubu ile noksan olan 268,84 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 4.940,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin kabul ve red oranına göe 1.147,87 TL’sinin davalıdan, 172,13 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 68,61 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.161,10 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.220,40 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.061,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar olarak kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2022
Katip …
✎ e-imzalıdır

Hakim …
✎ e-imzalıdır

*