Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/597 E. 2022/828 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/597 Esas
KARAR NO : 2022/828

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … … – …

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememize açılan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2017 yılında sebepsiz ve haksız şekilde davalı kooperatif ortaklığından çıkarıldığını, müvekkilin kooperatif ortaklığından haksız şekilde çıkarılması sonucunda uğradığı mağduriyetin, kooperatif ortaklığından çıkarılması sonucu alma hakkı olan alacağının 4 yılı aşkın süredir verilmemesi ile daha da arttığını, kooperatifler kanunun 17. maddesi hükmü çerçevesinde müvekkilin ortaklıktan çıkarıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğini ve bu süre içinde müvekkilin alacağının muaccel hale geldiğini, bu alacağın ve faiz miktarının kooperatif yetkilisi hüseyin adak’tan mail ile sorulduğunu, davalı kooperatif yetkilisi tarafından kooperatif ortaklığından çıkarılan kişilere ödemelerinin nasıl yapılacağı hususunun 2019-2020 yılları olağan genel kurul gündemine alındığını, kooperatif amaçlarına engel olmaması için kooperatifler kanununun hükümleri uyarınca ödemelerin üç yıl sonra yapılması kararının verildiğini bildirdiğini, oysa kooperatifin müvekkile yapacağı ödemenin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürecek bir ödeme olmadığını, dava aşamasından önce zorunlu arabuluculuk süreci çerçevesinde 2021/96311 numaralı arabuluculuk dosyası nezdinde yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalı kooperatifin katılım sağlamadığını, müvekkilin kooperatif ortaklığından 2017 yılında çıkarıldığını, 2017 yılından dava tarihine kadar 3 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, davalı kooperatifin genel kurul kararı çerçevesinde ortaklıktan çıkarılma payını ödemesi gerektiğini, müvekkil alacağının muaccel olduğu tarihte davalı kooperatiften kaç kişinin ayrıldığı, ayrılan ortakların yerine yeni üye alınıp alınmadığı hususlarının davalı kooperatif defterlerinden incelenmesi gerektiğini, ileri sürmüş, davanın kabulü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının kooperatife ortak olduğu dönemde uzun süre aidat borcunu ödemediğini, bu süre içerisinde kendisine ulaşılamadığını, Kooperatifler Kanununun 14. maddesi (ana sözleşmenin 14 ncü maddesi olması gerekir) uyarınca kendisine Noter kanalıyla 1. ve 2. İhtarların gönderildiğini, söz konusu ihtarlara bir cevap alınamaması ve borcun ödeneceğine ilişkin geri dönüş yapılmaması üzerine genel kurulun yönetim kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak ve ilgili mevzuat çerçevesinde davacının ortaklıktan çıkarıldığını, davacının ortaklıktan çıkarılma işleminin yapılan ilk kooperatif genel kurul gündemine alınarak genel kurulda görüşüldüğünü, 23.06.2018 tarihli genel kurul toplantısında davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, ortaklıktan çıkarılan davacının kooperatiften alacağının emanet hesaba aktarıldığını, hesap numarası vermesi halinde alacağının kendisine ödeneceğinin bildirildiğini ancak bir cevap alınamadığını, Ortağın FETÖ terör örgütü mensubu olduğunun, hakkında açılan davalar sebebiyle yurt dışına kaçtığının ve vatandaşlıktan çıkarıldığının öğrenildiğini, daha sonra bir Afrika ülkesinden vekalet göndererek Türkiye’de bir yakınına payının ödenmesini talep ettiğini, bu vekaletin sahte olduğunun kooperatif avukatları tarafından söylendiğini, bunun üzerine kendisine Türkiye sınırları içerisinden bir noterden vekaletname göndermesi durumunda ödemenin yapılacağının bildirildiğini, değişik zamanlarda davacının yakınlarının kooperatif merkezine gelerek elle yazılmış yazılarla bu talepleri yinelediklerini, Kooperatif yönetim kurulu olarak yanlış bir işlem yapmamaya azami özen gösterdikleri için konunun kooperatif genel kuruluna intikal ettirildiğini, 2019-2020 yılları genel kurulu olan 28.06.2021 tarihli genel kurul toplantısında ihracına karar verilen davacıya yapılacak ödemenin genel kurul tarihinden itibaren üç yıl sonra yapılmasına karar verildiğini, Davacı adına Av. … tarafından kooperatife başvurularak vekaletname çerçevesinde ödeme yapılmasının talep edildiğini, yaşanan tereddüt üzerine bu vekaletnamenin Noterler Birliğine sorulduğunu, ancak açıklayıcı bir cevap alınamadığını, Kooperatif yönetimi olarak gereken hassasiyetin gösterilerek yasalar çerçevesinde hareket edildiğini ve kimsenin mağdur edilmediğini, Davacının vatandaşlıktan çıkarılmış olması nedeniyle hazine tarafından mal varlığına el konulup konulmadığının ve Mahkemeye sunulan vekaletnamenin geçerliliğinin araştırılması gerektiğini belirtmiş, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında uzman alınan bilirkişi raporunda özetle,
Davacının ortaklıktan çıkarıldığı 2018 yılı genel kurulunun 29.06.2019 tarihinde yapıldığı ve 2018 yılı bilançosunun kabul edilerek kesinleştiği, 29.07.2019 tarihinde alacağın muaccel hale geldiği, davacının ayrıldığı yıl bilançosuna göre mahsup edilecek gider payı bulunmadığı ve davacının 82.100,- TL aidat alacağının hesaplandığı, fakat kooperatif tarafından 6.950,- TL gider payı mahsup edilerek 75.150,- TL alacağının muhasebeye işlendiği, davacıya bu miktarın ödeneceğinin bildirilmesi amacıyla, yazılı ve şifahi olarak ulaşılmaya çalışıldığı, davacı tarafından kooperatife bir hesap numarasının bildirilmediği, adresinde bulunamaması ve FETÖ terör örgütü mensubu olması sebebiyle yurt dışına kaçması ve vatandaşlıktan çıkarılması nedenleriyle ödemenin yapılamadığı, bu zaman zarfında yurt dışında düzenlenmiş vekaletnamelerle kooperatife başvurularak ödemenin yapılmasının istendiği, bunun kooperatif yönetim kurulunda tereddütlere sebebiyet verdiği ve yapılan araştırmalardan bir sonuç alınamadığı için ödemenin yapılmadığı, 75.150,- TL’nin emanet hesaba alınmasının kararlaştırıldığı, daha sonra davacının çıkarılmasından yaklaşık 3 yıl sonra 25.06.2021 tarihli genel kurul toplantısında “kooperatifin amaçlarına zarar vermemek” gerekçesi ile ödemelerin 3 yıl ertelenmesinin kararlaştırıldığı, davacının yurt dışına kaçması/vatandaşlıktan çıkarılması ve ödemenin imkansızlığı, yurt dışından gönderilen vekaletnamelerin sıhhatinden duyulan şüpheler karşısında, gecikme faizi ödenmesi gerekip gerekmediğinin, gecikme faizi ödenecekse alacağın muaccel olduğu 29.07.2019 tarihinin mi yoksa davanın açıldığı 12.10.2021 tarihinin mi esas alınacağının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, görüşünü bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, kooperatiften çıkma üzerine çıkma payının ödenmesi talepli alacak davasıdır.
Taraflar arasında davacının davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan çıkma payı alacağının olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, alacağın muaccel olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davalı yan öncelikle davalının Türk vatandaşlığından çıkarıldığını avukata vekaletname vermesinin mümkün olmadığını vekillik ilişkisinin araştırılmasını taleple usulden itirazda bulunmuş ise de yapılan uyap kontrolünde davacının Türk vatandaşı olduğu vekaletnamesinin yöntemince düzenlenip mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce kooperatif kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup raporda; davacının ortaklıktan çıkarıldığı 2018 yılı genel kurulunun 29.06.2019 tarihinde yapıldığı ve 2018 yılı bilançosunun kabul edilerek kesinleştiği, 29.07.2019 tarihinde alacağın muaccel hale geldiği, davacının ayrıldığı yıl bilançosuna göre mahsup edilecek gider payı bulunmadığı ve davacının 82.100,- TL aidat alacağının hesaplandığı, fakat kooperatif tarafından 6.950,- TL gider payı mahsup edilerek 75.150,- TL alacağının muhasebeye işlendiği, davacıya bu miktarın ödeneceğinin bildirilmesi amacıyla, yazılı ve şifahi olarak ulaşılmaya çalışıldığı, davacı tarafından kooperatife bir hesap numarasının bildirilmediği, adresinde bulunamaması ve FETÖ terör örgütü mensubu olması sebebiyle yurt dışına kaçması ve vatandaşlıktan çıkarılması nedenleriyle ödemenin yapılamadığı, bu zaman zarfında yurt dışında düzenlenmiş vekaletnamelerle kooperatife başvurularak ödemenin yapılmasının istendiği, bunun kooperatif yönetim kurulunda tereddütlere sebebiyet verdiği ve yapılan araştırmalardan bir sonuç alınamadığı için ödemenin yapılmadığı, 75.150,- TL’nin emanet hesaba alınmasının kararlaştırıldığı, daha sonra davacının çıkarılmasından yaklaşık 3 yıl sonra 25.06.2021 tarihli genel kurul toplantısında “kooperatifin amaçlarına zarar vermemek” gerekçesi ile ödemelerin 3 yıl ertelenmesinin kararlaştırıldığının fakat kooperatifin amaçlarına zarar verecek bir durumun olmadığının tespit edildiği görülmüştür. Her ne kadar davalı yan davacıya yapılacak ödemeden gider payı mahsup etmiş ise de bu bedelin kooperatifin kuruluşundan beri yapılan ortak giderlerin kooperatif üyelerine bölünmesiyle belirlendiği anlaşılmıştır. Fakat ortaklıktan çıkarılan üyelerin çıktığı yılın bilançosuna göre o yılın masraflarından ortağa düşen payın ödediği aidatların faizsiz toplamından düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Kooperatifin ortağın ayrılldığı yıldaki bilançosunda karla kapattığı görülmekle bu giderin davacıya ödenecek çıkma payından düşülmesi mümkün görülmemiştir. Bu itibarla davacının 82.100,00 TL çıkma payı alacağının olduğunun kabulü gerekmiştir. Çıkma payı alacağının bilançonun kabulünden bir ay sonra Kooperatifler Kanunu 17/2 maddesine göre iade ve ödemelerin geciktirilmesine yönelik karar yoksa muaccel olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamında bu yönde bir karar olmadığından alacağın 29.07.2019 tarihinde muaccel olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile 82.100,00 TL’nin 29/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 5.608,25 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile noksan olan 3.900,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 13.136,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11.maddesi uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.103,50 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.162,80 TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11.maddesi uyarınca davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı kooperatif yetkililerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*