Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2022/775 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/523
KARAR NO : 2022/775
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1- … TC No:…
: 2- … TC No:…
: 3- … TC No:…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALILAR : 1- … TC No:…
2- … TC No:…
3- … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememize açılan Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, …Ticaret A.Ş.’nin 08.03.2019 tarihli olağanüstü Genel Kurul Toplantısında görev başına gelen ve bu güne kadar görev yapan Yönetim Kurulu Üyelerinin davalılar …, … ve … olduğunu, bu davalıların yaptıkları işlemlerle şirketin zarar uğratıldığını, Örneğin 21.06.2019 tarihinde ödendiği gösterilen 969.608,04 TL tutarlı vergi borcunun esasında bulunmadığını, buna rağmen böyle bir vergi borcu varmış gibi ödendi şeklinde gösterildiğini, (360) Ödenecek Vergi ve Fonlar hesabında böyle bir vergi borcu tahakkukunun olmadığını, bu kaydın 01.08.2019 tarihinde (689) Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar hesabına aktarılmak suretiyle kapatıldığını, ancak bu hesabın borç karakterli bir hesap olduğunu, alacaklı olarak çalışmadığını, banka varlığında ödendi olarak gösterilen fiktif vergi borcunun muhasebe kurallarına ve Kanunlara aykırı bir işlem olduğunu, ikinci olarak 12.12.2019 tarihinde Bankalar Hesabından 590.942,80 TL nin doğrudan (689) Olağan Dışı Gider ve Zararlara aktarılarak, banka mevcudunun bu miktar kadar düşürüldüğünü, böylece banka varlığındaki bu azalmanın gerçek mahiyetinin gizlenmeye çalışıldığını, söz konusu kayıtta banka varlığının önce 1.110.884,60 TL azaltıldığını, bunun karşılığında 509.941,80 TL tekrar bankaya yatırılmış gibi gösterildiğini, söz konusu hileli kaydın dava dışı …defterlerine 12.09.2019 tarihinde yapıldığını, burada bir muhasebe hilesi yapılarak şirketin zarara uğratıldığını, bu durumda hileli muhasebe kayıtları ile dava dışı Tubin’in banka varlığının (969.608,04 + 590.942,80 ) = 1.560.550,84 TL tutarında eksiltilerek, şirketin bu miktarda zarara uğratıldığını, bu zararın sorumlularının davalı Yönetim Kurulu Üyeleri olduğunu, bu tutarın dava dışı şirkete ödenmesi ve tazminat talepleri ile ilgili olarak arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak bu sürecin 30.06.2021 tarihinde anlaşmazlık ile sonuçlandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla dava dışı Tubin’e verilen 1.560.550,84 TL tutarlı zararın haksız flil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte Yönetim Kurulu üyeleri …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tazmin edilerek dava dışı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların tümüyle asılsız olduğunu, müvekkili davalıların hileli ve fiktif işlem yapmadıklarını, müvekkillerinin dava dışı şirketin Yönetim Kurulundaki görevlerine 16.05.2019 tarihinde başlayabildiklerini, davalılar ile davacılar arasında muftelif davaların mevcut olduğunu, müvekkili …’in şirketteki %61,8’e tekabül eden 3862,5 adet payına ilişkin mülkiyet ve temsil haklarını kullanmasının eski Yönetim Kurult Başkanı Dr. … ve eski Yönetim Kurulu Üyesi … tarafından haksız ve hukuksuz şekilde engellendiğini, sahip olduğu payların, müvekkili adına pay defterine kaydedilmediğini, bu konudaki çekişmenin giderilmesi amacıyla taraflarınca şirket tüzel kişiliği aleyhine dava açıldığını ve bu dava sonucunda … 6. ATM.nin 11.04.2018 tarihinde 3.862 adet …hissesinin müvekkili …’e aidiyetine ve adına pay defterine işlenmesine kaydedilmesine karar verdiğini, o tarihte (11.04.2018) davacılar Dr. … ve …’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyesi olduklarını ve bu kararın da adı geçenlere tebliğ edildiğini, anılan ilam incelendiğinde davanın nispi harca tabi olduğunun ve şirketin diğer yükümlülüklerine ilave olarak “Dava dosyasında peşin alınan harcın mahsubu ile kalan 791.476,16 TL harcın davalıdan (…A.Ş.) alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine “karar verildiğinin görüleceğini, ancak davacıların bu ilamda hüküm altına alınmış olan söz konusu bakiye ilam harcını, mahkeme kararının şirkete tebliğ edilmiş olmasına rağmen ilgili Vergi Dairesine ödemediklerini, bunun üzerine ilgili Mahkeme tarafından, bakiye ilam harcının tahsili amacıyla Veraset ve Harçlar Vergi Dairesine müzekkere yazıldığını, sonrasında ilgili Vergi Dairesince şirkete vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edildiğini ve bu borcun şirketin vergi borcu olarak kayıtlara işlendiğini, tüm bu aşamalarda davacılardan eski Yönetim Kurulu Başkanı Dr. … ve eski yönetim kurulu üyesi …’nın şirkette yetkili olduklarını, daha doğrusu aslında yetki süreleri dolmuş olmasına rağmen şirket yetkilisi olarak Bankalarda ve Vergi Dairelerinde işlem yapabildiklerini, adı geçenlerin aynı süreçteki …’nın o sırada muhasebeden sorumlu olduğunu, şirkete tebliğ edilen vergi ihbarnamesine Tağmen, anılan meblağın Vergi Dairesine ödenmediğini, üzerinden 1 yıl geçtikten sonra müvekkillerinin bu durumdan haberdar olduklarını, söz konusu tutarı, 791.476,16 ve yasal faizi 174.131,88 TL ile birlikte 965.608,04 TL olarak Vergi Dairesine ödediklerini, yine dava dilekçesi ekindeki YMM raporunda fiktif ve hileli olduğu iddia edilen ne olduğu ve ne olmadıkları tam anlaşılamamakla birlikte, söz konusu tutarların da büyük ölçüde … 6. ATM.n… … Ve 11.04.2018 tarihinde hüküm altına alınan diğer ödemeler olduğunu bu tutarların da tümüyle ve usulüne uygun olarak ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, yönetim kurulu üyeleri davalıların yaptıkları işlemlerle şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan sorumluluk davasıdır.
Davalıların belirtilen tarihlerde dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi oldukları çekişme konusu olmayıp, çekişme iddia edilen olaylar nedeniyle dava dışı şirketin davalı yöneticileri tarafından zarara uğratılıp uğratılmadığı, bu zararın davalılardan tahsili ile dava dışı şirkete ödenmesi gerekip gerekmediği üzerinde toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı 553.maddesinde;
” (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
(3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.”
Şirketin zararı başlıklı 555.maddesinde
“1) Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
(2) Pay sahibinin açtığı davayı hukuki ve maddi sebepler haklı gösterdiği takdirde, mahkeme, dava giderleriyle avukatlık ücretini, bu giderler davalıya yükletilemediği hâllerde, davacı pay sahibiyle şirket arasında, hakkaniyete göre paylaştırır.” hükümleri mevcut olup, davalı şirket yöneticilerinin görev yaptıkları sürede belirtilen yasa maddeleri gereğince şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları hususunun belirlenmesi yönünde taraflara ait delil ve belgeler toplandıktan sonra dosya işletmeci, yeminli mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek alınan 22/03/2022 tarihli raporda;
” Şirket hesaplarından ödendiği görülen 969.608,04 TL tutarli vergi borcu ile 59.942,80 TL’lik tutarların incelenmesi sonucunda;” 969.608,04 TL’lik tutarın “…A.Ş.” tarafından Veraset ve Harçlar Dairesine ödendiğinin anlaşıldığı, Muhasebe kayıtlarının yanlış olmasına rağmen önceden tahakkuk etmiş söz konusu Vergi ve Mahkeme Harcı borcunun ödenmiş olduğu,
İkinci zarar kalemi olarak belirtilen 590.42,80 TL’nin ise; Dava dışı “…A.Ş.” tarafından, …Yenişehir Şubesi vasıtasıyla … 6. İcra Müdürlüğünün 2019/11403 E, sayılı dosya ile ilgili olarak ödenen kapak borcuna karşılık 12.09.2019 tarihinde …’ya ödenmiş olduğu,
Davalıların kayıtlı paylarına dair belgelerin (Ek-4)’de sunulduğu,
Bu nedenlerle davalıların şirketi zarara uğratıp uğratılmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu,” yönünde görüş bildirilmiş, iş bu rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinden bu rapora karşı beyan ve itirazlar alındıktan sonra bu itirazların karşılanması amacıyla dosya aynı bilirkişi kuruluna tevdii edilerek alınan 05/10/2022 tarihli ek raporda ise;
“Davacı tarafından, davalıların şirketin banka hesaplarından çekmiş olduğunu belirttiği. 969.608,04 TLlik tutarın (883.000,+83.128,47)=966.128,47 TL’lik kısmının Veraset ve Harçlar Vergi Dairesine şirketin borçları için ödediği,
İkinci zarar kalemi olarak banka hesaplarından çekilmiş olduğu belirtilen 590,492,80 TLlik tutarın ise 603.451,62 TL olarak … 6. İcra Dairesinde şirketin kesinleşen ödeme emri için kullanıldığı, Davacı vekilinin icra takibini yapan taraf ile şirket adına takibe itiraz etmeyen, ödemeyi yapan taraf aynı kişi tarafından temsil edildiği ve bu nedenle danışıklı işlem söz konusu olduğu yönündeki iddiasının hukuki yorum ve takdirı Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Kök raporumuzda görüşümüzün değişmediği” yönünde görüş bildirmişlerdir.
Dava dışı şirketin pay sahipleri olan davacılar belirtilen dönemde yönetici olan davalıların bilirkişilerden alınan raporda belirtildiği gibi dava dışı şirketin banka hesabından 969.608,04 TL çektikleri, bu tutarın 966.128,47 TL’lik tutarını mahkemece hükmolunan harç olarak veraset ve harçlar vergi dairesine ödendiği, ikinci zarar kalemi olarak belirtilen ve banka hesaplarından çekilen 590.492,80 TL’lik tutarın ise 603.451,62 TL olarak yine … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/726 esas, 2018/243 karar nolu ilamına dayalı olarak … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11403 Esas sayılı dosyasına kapak borcu olarak belirlenen miktar olarak yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda da yukarıda belirtilen TTK’nun 553 ve 555.maddelerine dayalı olarak davalı yöneticilerin şirketi kötü yönetmelerinden dolayı zarara uğrattığı iddia olunamayacağından tüm dosya kapsamına göre davalı yöneticiler hakkında açılan sorumluluk davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 26.650,31 TL’den mahsubu ile arta kalan 26.569,61 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3.-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 172.844,07 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
4.-Arabulucu ücreti olarak hazineden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5.-Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avanstan artan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …