Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2022/892 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/518 Esas – 2022/892
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/518 Esas
KARAR NO : 2022/892

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI ….
DAVALI : ….
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/01/2023

Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, Dava dışı …’nin 27.12.2004 tarihinde … Müh. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nde çalışmakta iken iş kazası geçirdiğini, kaza sebebi ile SGK Başkanlığı tarafından işçiye 16.788,54 TL peşin değerli gelir bağlandığını, 6.279,13 TL geçici iş göremezlik ödeneği tediye edildiğini ve 43.538,70 TL hastane masrafı yapıldığını, Kurum zararı doğduğundan bahisle müvekkili şirket aleyhine …1. İş Mahkemesi 2012/291 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, kesinleşen karar uyarınca müvekkili şirket tarafından …3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2208 sayılı dosyasına 142.116,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticarei şirketi olduğunu, … ile müvekkil şirket arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve 31.08.2010 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla dava nedeni ile katlanmak zorunda kalınan 143,50 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı, 48,10 TL tehiri icra karar harcı, 853,11 TL temyiz karar harcı ile hak sahibine ödenen 142.116,00 TL karşılığı olmak üzere toplam 143.160,71 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, derdestlik, zaman aşımı ve kesin hüküm itirazları ile birlikte, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
…1. İş Mahkemesinin 2012/291 esas, …3. İcra Müdürlüğünün 2020/2208 esas sayılı dosyaları getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesap bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacının davalı adına ödediği 142.116,00 TL tutarındaki ödemeyi ödeme tarihi olan 17.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep edebileceğinin takdiri sayın mahkemeye ait olup ödendiği iddia olunan toplam 1.044,71 TL tutarında harca ilişkin ödeme belgesine dosya kapsamında rastlanılmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı SGK’nın açtığı dava sonucu icra dosyasına ödenen bedelin taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir sözleşmesi, ihale şartnamesi ve Hisse devir sözleşmesi hükümlerine göre rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır.
Davalı … ile davacı arasında imzalanan işletme devir hakkı sözleşmesinin,
Tanımlar ve kısaltmalar başlıklı 2.1. Maddesinde bu sözleşmede geçen …’ın … , şirketin ise davacı anonim şirketini ifade ettiği,
Üçüncü kişilerin hak iddiaları başlıklı 7. Maddesinin, 7.1 Bendinde “ İşletme hakkı … tarafından devreliden dağıtım tesisleri’nin mülkiyetine ilişkin olarak, sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğunun, …’a ait olduğu,
7.4 Maddesinde “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabının … olduğu..” olduğu,
7.5. Maddesinde “Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun şirkete ait ..” olduğu,
7.6. Maddesinde sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun …’a ait…” olduğu,
7.7 Maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun şirkete ait…” olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve hükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve …’ı ilzam edebilecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” düzenlemeleri mevcuttur.
Davacının, kendisine yönelik olarak açılmış olan ve davacının işletme hakkını devralmadan önce gerçekleşmiş olan iş kazası nedeniyle SGK tarafından ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ve sair ödemelerin için açılan rücuan alacak davası nedeniyle açılan dava sonunda aleyhine kurulan ve kesinleşen hüküm gereği, icra marifetiyle ödemek zorunda kaldıkları, tazminat, mahkeme masrafları ve icra masraflarını işletme hakkı devir sözleşmesine dayanarak davalıdan istediği, … tarafından işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki hakka dayanarak açılmış bir dava nedeniyle ödenen tazminat, mahkeme masrafları ve icra masraflarının, rücuan tahsili için dava açtığı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. Maddesinin “Dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir” hükmü gereğince, sözleşmeden önce … tarafından yürütülen faaliyetler nedeniyle ileri sürülen hakkın ve tazminat isteminin kabulüne ilişkin, kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle yapılan ödemeden davalı sıfatı bulunmadığına ilişkin hüküm kesinleşmiş olsa da, iç ilişkide nihai olarak … ın sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekili savunmasında hisse devir sözleşmesinin 9.4, 22. maddesinin d, f ve p bentlerine göre ödenenler ile ilgili sorumluluğun davacıya ait olduğu, devir işlemlerinin iki tarafın da kabul ettiği bilançoya göre düzenlendiği, bu bilançoda sözü edilen mahkeme kararının infazı nedeniyle oluşan durumunda yer aldığı ve davacı şirket tarafından sözleşme imzalanmakla bu durumun kabullenildiği, bu nedenle, bilançodan önceki döneme ait nedenlerle aleyhlerine dava açılamayacağı yönündeki savunmasına, Hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde, işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı tutulduğundan değer verilmemiştir.
Dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren -taraflar tacir olmakla- avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile 143.160,71 TL’nin 142.116,00 TL’sine 17/02/2020 tarihinden, 1.044,71 TL’sine 07/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 9.779,31 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.443,83 TL harcın mahsubu ile noksan olan 7.335,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 22.474,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
3-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.443,83 TL peşin harç ve 6.227,74 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama gideri olmak üzere toplam 8.730,87 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip ….
✎ e-imzalıdır

Hakim….
✎ e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.