Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2023/40 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/517 Esas – 2023/40
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/517 Esas
KARAR NO : 2023/40

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI :…
DAVALI :….
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/01/2023

Mahkememize açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davacı teşekkülün … İşletme Müdürlüğü’nün 15.06.2015 tarihinde özelleştirme kapsamına alındığını, bu kapsamda santralin faaliyetinin durdurulduğu, santralin işletme bakım ihalesinin hizmet alımı yoluyla 01.08.2015-31.07.2017 tarihleri arasında davalı şirkete verildiğini, davalı şirket işçilerinden … tarafından … İş Mahkemesi’nin 2017/545 Esas sayılı dosyası ile açılan dava sonunda verilen kararla hüküm altına alınan miktarların davacı teşekkül aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/1641 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı teşekkül tarafından 19.06.2019 tarihinde 88.112,44-TL ödendiğini, ayrıca vekalet ücretinin, yargılama gideri alacaklarının tahsiline yönelik olarak … İcra Müdürlüğü’nün 2019/881 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı genel müdürlük tarafından 29.03.2019 tarihinde icra dosyasına 3.289,03-1TL ödendiğini, davalı şirket ile yapılan sözleşmede, şirketlerin çalıştırdığı bütün işçilerin ücret ve her türlü alacaklarından kendilerinin sorumlu olduğu yönünde düzenlemeye yer verildiğini, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 91.411,47- TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, rücu davalarının 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabi bulunduğunu, dava tarihi itibarıyla 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, İş Mahkemesinde açılan davanın davalı şirkete ihtar edilmediği, idarenin kendi kusurundan kaynaklanan icra takip ve vekalet ücreti masratlarından davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, 63 genel giderler arasında kıdem tazminatına yer verilmediğini, bu miktarın kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarını karşılamaktan uzak olduğu, sözleşmenin bu hükmünün genel işlem koşulu niteliği taşıdığını, 6552 sayılı Kanunla 4857 sayılı Kanuna eklenen fıikra gereğince, kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödenmesi gerektiğini, 7166 sayılı kanun hükümleri uyarınca davacı teşekkülün davalı şirkete rücu hakkının bulunmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… İcra Dairesinin 2019/1641 ve 2019/881 sayılı dosyaları getirtilmiş, incelenmiştir.
… İş Mahkemesi’nin 2017/545 sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, Davacı Genel Müdürlük tarafından dava dışı işçi … için ödenen 91.411,47-TL’den davalı şirketin sorumlu olduğu miktarın 44.972,81-TL olarak hesaplandığı, dosyada dava açılmadan davalı şirketlerin temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgenin bulunmadığı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ GEREKÇE:
Dava HMK nın 105. maddesi gereğince eda davası olup davacının hükmen ödediği bedeli davalılara rücu isteminde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının hükmen dava dışı işçiye şçilik alacaklarını ödeyip ödemediği, bu ödemeyi aralarındaki hizmet alım sözleşmesine göre yüklenici olan davalı şirkete rücu edip edemeyeceği, edecek ise hangi miktarda rücu edebileceğine ilişkindir.
Davalı ile 18.06.2013 tarihinde imzalanan hizmet alımı sözleşmesinin, ; “yüklenicinin sözleşme konusu iİiş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları” başlıklı maddesinde 26. maddesinde “yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personelle ilişkin sorurmlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür”. sözleşmelerin, “Yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı bölühünde “Yüklenici bu sözleşme kapsamında çalıştırdığı tüm personelin işvereni olarak İş Kanunu, SGK kanunu .. çalışma Hhayatıyla ilgili diğer kanumn, tüzük ve yönetmeliklere göre personelinmn her türlü ücret, vergi, harç, SGK ve işsizlik sigortası primi vs. tüm yasal yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirecek” hükmüne, yer verildiği sözleşmenin anılan hükümlerine göre yüklenicilerin, işçi alacaklarından sorumlu olacağına dair sorumluluğa ilişkin düzenlemeler yer aldığından; işverenin ise işçi alacaklarından sorurnlu olacağına dair hükün bulunmnadığındarı davalının kendi dönemine düşen işçilik alacakları miktarları bilirkişi tarafından hesaplanmıştır. Bu halde davacı tarafından işçiye yapılan ödemenin davalılara kendi sorumlu olduğu miktarla sınırlı olarak rücu edilebileceğinin kabulü gerekmiştir. Bilirkişi raporu ile işçiye yapılan ödemenin 44.972,81-TL ‘sinin, davalının sorumluluğunda olduğu belirlenmiş rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmüştür.
Dava sözleşmeden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren talep doğrultusunda avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile 44.972,81 TL’nin 1.591,44 TL’sine 29/03/2019 tarihinden, 43.381,37 TL’sine 09/06/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 3.072,09 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 1.561,08 TL’nin mahsubu ile noksan olan 1.511,01‬‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin kabul ve red oranına göe 649,30 ‬ TL’sinin davalıdan, 670,7‬0 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.561,08 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.068,5‬0 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.127,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 554,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip …
✎ e-imzalıdır

Hakim…
✎ e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.