Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2022/386 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/452
KARAR NO : 2022/386
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2015
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememize açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, Taraflar arasında 01.09.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere “satış sözleşmesi laçık satış noktası sözleşmesi)” ve “kapalı ve açık nokta sözleşmeleri ek protokol” imzalandığını, sözleşmeye göre davacının iş yerinde davacının ürettiği bira, malt ve ürünlerinin müşteri taleplerine uygun biçimde satışını üstlendiğini, bu işi yaparken gerekli özeni göstermeyi, işyeri ve iş kolunu değiştirmemeyi, sözleşmeye göre davanın kusurundan davacının uğrayacağı bütün zararlarını karşılamayı, davalının sözleşmeye göre sözleşmenin feshine sebep olması halinde kendisine verilen teşvik ve iskonto tutarlarını verildiği tarihten itibaren işlemiş faizi ile birlikte ödemeyi ve ayrıca 47.000 ABD doları cezai şart ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının sözleşmeye uymadığını, sözleşmenin hükümlerini ihlal ettiğini, edimlerini yerine getirmediğini iş yerindeki faaliyetlerini sonlandığını beyanla fazlaya dair dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 47.000,00 ABD doları cezai şart ile 82.600,00 TL maddi yardım/katlı tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ olunmasına rağmen, davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında yapılan “satış sözleşmesi (açık satış noktası sözleşmesi)” ile “kapalı ve açık nokta sözleşmeleri ek protokol” hükümlerine davalı yanca aykırı davranılması sebebiyle davacının davalıdan cezai şart ve mali yardım/katkı tutarağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları ise; taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunup bulunmadığı, sözleşme olması halinde davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, davacının cezai şart ve katkı bedeli talebinin yerinde olup olmadığı, bunlardan kaynaklanan alacak var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememiz 2015-484 esası üzerinden yapılan yargılama neticesinde “Davanın kısmen kabulüne, Katkı bedelinden kaynaklanan 61.950,00 TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktarın 41.300,00 TL ‘sine 10/09/2012 tarihinden itibaren, bakiyesine 20/01/2013 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 47.000 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren devlet bankalarına ABD doları cinsinden açılmış bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiş, karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi üzerinde … K. Sayılı ilamı ile ” davalının ekonomik durumunun, ticari defterlerinin ve bilançosunun konusunda uzman bir bilirkişiye incelettirilerek, belirlenen cezai şartın davalının ekonomik anlamda mahvına neden olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için yerel mahkeme kararının kaldırılarak,” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, iş bu esasa kaydı yapılarak yargılamasına başlanmıştır.
Mahkememizce Mali Müşavir Bilirkişiden alına 15.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Taraflar arasında 01.09.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere akdedilen “satış sözleşmesi ile davalı yanın sözleşmenin feshine sebep olması halinde ödemeyi taahhüt ettiği 47.000 ABD doları cezai şartı ödemesinin; davalı yanın mali verilerinden faaliyette bulunduğu süre boyunca sürekli zarar ettiği hususu dikkate alındığında davalı yanın mahvına sebep olacağının düşünüldüğü yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkemece alınan ve hükme esas alınan 12/10/2016 tarihli raporunda özetle; davacı defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, defterlerde davalının borçlu veya alacaklı görünmediği, bunun sebebinin davacınn davalıya ürünlerin doğrudan değil distribütör Nejdet Alpado Gıda A.Ş. Aracılığı ile sattığı, davalının davaya konu yapılan katkı tutarlarını 10/09/2012 tarihli 1 nolu fatura ile KDV dahil 41.300,00 TL, 30/01/2013 tarih 4 nolu fatura ile KDV dahil 41.300,00 TL olarak tahsil ettiği, faturaların açıklama kısmında ” satış geliştirme faaliyetlerine destek payımız” açıklaması ile kesildiği, bu faturaların davalı tarafından davacının distribütörü dava dışı Nejdet Alpado Gıda A.Ş’ne kestiği, dosyaya sunulan belgelere göre davacı distribütör olan Nejdet Alpado Gıda A.Ş’ye bu desteğe karşılık 61.950,00 TL ödeme yapmış göründüğü, aradaki fark olan 20.650,00 TL’nin distribütör Nejdet Alpado Gıda A.Ş. üzerinde kalmış göründüğü, yani davacının davalıya tahahhüt ettiği 82.600,00 TL’lik ödemenin 61.950,00 TL’sinin kendisinden 20.650,00 TL’sinin distribütörden karşılandığı, davalının sözleşmeye göre 01/09/2012 tarihinden 01/09/2015 tarihine kadar davacının ürünlerini işletmesinde satmayı tahahhüt ettiği, bu süre içinde işletmesini devretmeyeceğini, kısmi ya da tamamen başkaları ile paylaşmayacağını, iş değişikliği yapmayacağını da tahahhüt ettiği, ancak vergi dairesinden gelen cevaba göre davalının vergi kaydını 09/07/2012 tarihinde açtırdığı, 02/04/2014 tarihinde kapattırdığı, Tepebaşı Belediye Başkanlığının yazısına göre işletmesini 05/12/2013 tarihinde Mazlum Hüseyin Ilgın’a devir yaptığı, devir için davacıdan izin almadığı, bu durumda davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacının sözleşmeye göre davalıya başlangıçta 82.600,00 TL katkı payı ödemeyi tahahhüt ettiği, bilirkişi incelemesi sonucu bu bedelin 61.950,00 TL’sini davacı, bakiyesini ise distribütör karşıladığının tespit edildiği, Davacının kendi ödediğini talep edebileceğinden katkı bedeline ilişkin talebin kısmen kabulüne, ödeme tarihlerinden itibaren de sözleşmedeki hüküm gereğince bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi oranında faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davalının Taraflar arasındaki sözleşmenin 16. Maddesine aykırı olarak sözleşme dönemi içinde iş yerini kapattığı, kapatmadan öncede iş yerini devrettiği, bu sebeple sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı, sözleşmenin fiilen feshedildiği, Sözleşmenin 16. Maddesine göre, davalı sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde şirketten ve/veya distribütörden aldığı katkıları verildiği tarihten itibaren işlemiş faizde dahil olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte şirket ve/veya bayi distribütöre nakten veya defaten itirazsız geri ödemeyi ve ayrıca şirkete 47.000 USD cezai şart ödemeyi kabul ve tahahhüt ettiği görülmüştür. Cezai şartın davalının ekonomik olarak yıkımına neden olacak miktarda olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği görülmekle BAM kaldırma ilamı doğrultusunda cezai şarttan indirim yapılarak 11.750,00 USD cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmiş, dava dilekçesinde bu talep ile ilgili faiz başlangıcı belirtilmediğinden dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 4/a maddesine göre faize hükmedilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Katkı bedelinden kaynaklanan 61.950,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktarın 41.300,00 TL’sine 10/09/2012 tarihinden itibaren, bakiyesine 20/01/2013 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-11.750,00 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren devlet bankalarına ABD doları cinsinden açılmış bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 4.231,80 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 3.652,47 TL’nin mahsubu ile noksan olan 579,33‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 8.853,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına (katkı bedelinden kaynaklanan) red miktarına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Davalı yararına cezai şarttan kaynaklanan red yönünden takdiri indirim yapılmasından dolayı vekalet ücreti takdirine yer oladığına,
7-Davacı tarafça yatırılan 3.652,47 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 1.948,40 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.947,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 563,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2022

Katip …
✎ e-imzalıdır

Hakim …
✎ e-imzalıdır

*