Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/451 E. 2021/606 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/451 Esas
KARAR NO : 2021/606

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … … – …,
2- … … – …,
3- … … – …,
4- … … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememize açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’nin eşi, diğer davacıların babaları …’ nin 18.05.2018 tarihinde kalp krizi sonucu vefat ettiğini, müteveffanın …. Şubesi’ nden kredi kullandığını ve bu kredinin davalı şirket tarafından 22.09.2017 – 22.09.2020 tarihleri arasında 36 ay sigorta süresi ile Azalan Teminatlı Kredi Hayat Sigortası ile teminat altına alındığını, rizikonun gerçekleşmesi üzerine davacıların Çubuk …. Noterliği’ nin 13.07.2018 tarih ve 06805 yevmiye numaralı ihtarnamesi ve tüm gerekli evraklar ek yapılmak suretiyle davalı şirkete müracaat edildiğini, müteveffanın 22.09.2017 tarihinden önce kanser hastası olduğunun iddia edilerek kriteri belirsiz şekilde 6.200,00 TL ödeme yapılacağının belirtildiğini, müteveffanın ölüm sebebinin kalp krizi olduğunu, müteveffanın lenfoma kanseri olduğunu bilmediği ve bilebilecek durumda olmadığı gibi ölüm sebebinin veya kalp krizinin tetikleyicinin de bu hastalık olmadığını, lenfoma kanseri ile kalp krizi arasında illiyet bağının bulunmadığını, lenfoma kanseri hastalığının hafif seyrettiğinden müteveffanın bu durumu anlama ve öğrenme imkânı bulunmadığından tedavinin müteveffaya hissettirilmeden yürütüldüğü hususları ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’nin müteveffanın ölüm tarihi olan 18.05.2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı varislerin sigorta poliçelerinin lehdarı olmadıklarından dava açma haklarının bulunmadığını, sigortalı …’ nin sağlık kayıtları incelendiğinde sigorta başlangıç tarihi öncesinde “kanser” hastalığı bulunduğunun tespit edildiğini, vefat eden sigortalının 22.09.2017 tarihinde sigortalanmak üzere doldurmuş olduğu sağlık beyanında “kanser” hastalığının da yer aldığı hastalıkların tümüne hayır cevabını verdiğini, sigortalıya sağlık durumu ile ilgili hususlarda sorular yöneltildiğini ve gerçeğe aykırı beyanda bulunmanın neticelerinin bildirildiğini, buna rağmen sigortalının poliçe tarihinden evvel mevcut olan hastalığını davalı şirkete bildirmediğni ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, bu nedenle davalı şirket tarafından poliçelerin teminatında indirime gidildiği ve mevzuata aykırı bir uygulama yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava; Hayat Sigortasından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Mahkememiz 2019/287 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. H.D.’nin 2021/821E. 2021/940K. Sayılı 17.06.2021tarihli ilamı ile “Davanın dayanağı …sözleşmesi olup, uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. …sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, muris tüketici konumunda olup davacılar da miras ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. İş bu dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.)

Buna göre mahkemece, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra, 31.05.2019 tarihinde açılan davada, Tüketici Mahkemesi davaya bakmaya görevlidir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Buna göre ilk derece mahkemesince, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c, 115/(2). maddeleri uyarınca davanın mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davanın dayanağı …sözleşmesi olup, uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. …sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, muris tüketici konumunda olup davacılar da miras ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. İş bu dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.)
Buna göre mahkemece, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra, 31.05.2019 tarihinde açılan davada, Tüketici Mahkemesi davaya bakmaya görevlidir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir.
Buna göre mahkemece, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra, 31.05.2019 tarihinde açılan davada murisin tüketici konumunda olduğu, davacıların da miras ilişkisine dayanarak dava açtıkları, davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu görülmekle tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi,6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunduğu görülmüştür.
Neticede yukarıda açıklanan nedenlerle yapılan işlemin bir tüketici işlemi olduğu 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınabileceği görülmekle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
HMK.nın 20.maddesi gereği kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın GÖREVLİ NÖBETÇİ ANKARA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 331/2. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama ücretlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce ayrıca değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır