Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/434 E. 2022/118 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/434
KARAR NO : 2022/118
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … TC No:…
2- … TC No:…
3- … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememize açılan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacılar vekili, davacı müvekkillerin davalı Kooperatifin üyesi olduklarını, davalı Kooperatifin Ana Sözleşmesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda yürütülecek faaliyetlerin Ana Sözleşmede başlıklar halinde sayıldığını, yirmi yıldan uzun bir süredir bu amaçlar doğrultusunda örnek çalışmalar davacıların ve diğer üyelerin katkılarıyla yürütüldi ü, ancak davalı Kooperatifin faaliyet alanının özgünlüğü, kooperatif arazilerinde kamulaştırma yapılması gibi nedenlerden dolayı üyeler arasında kooperatifin yönetimi ve aldığı kararlar konusunda sorunlar yaşanmaya başlandığını, özellikle son dönem yönetim kurulu asit üyelerinin diğer üyelerin farklı görüş ve önerilerini dikkate almayarak, kooperatifin az sayıda üyesi olması nedeniyle kendi yönetici grubunun keyfi kararlarıyla kooperatifi yönetmeye çalıştıklarını, dava konusu 22.06.2021 tarihli Genel Kurulun yöneticilerin diğer üyelerin görüş ve önerilerini yok sayan tutumuyla gerçekleştiğini, dilekçe ekindeki Genel Kurul Tutanağı’ndan da görüleceği gibi faaliyet raporları ve bilançoların üyelere usule uygun şekilde gönderilmediğini, aynı şekilde genel kurul çağrısınını bütün üyelere usulüne uygun yapılmadığını, bir kısım üyeye genel kurul sırasında tebellüğ belgesi imzalatmaya çalışıldığını, Kooperatifler Kanunu’nun 6.maddesinde, “Genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.” hükmü bulunduğunu, bu nedenlerle öncelikle Kooperatifler Kanunu’na aykırı şekilde gerçekleştirilen 22.06.2021 tarihli Genel Kurul’un iptalini talep ettiklerini,
Genel Kurulun iptalini istedikleri kararlarına ilişkin İptak gerekçelerini şu şekilde sıralayabileceklerini: Genel Kurul gündeminde görüşülen 3, 4, 5 ve 6. maddelerde yönetim kurulu ve denetim raporları okunduğunu, bilanço ve gelir gider defterleri okunarak genel kurulun oyuna sunulduğunu, bu rapor ve defterlerin eksik olmasına ve davacılardan … ve …’in genel kurul tutanağında yer alan itirazlarına rağmen üç oyla ibra kararı alındığını, yıllık çalışma raporu, gelir ve gider hesapları Kooperatifler Kanununun öngördüğü “açık ve seçik bir biçimde görüşülme” şartına da aykırı olarak karara bağlandığını, 8. maddedeki tahmini bütçe kapsamında sunulan öneriler üzerinde mutabakat sağlanamadığını, 9. maddedeki seçilecek yönetim kuruluna arazi, arsa, tarla alımı, kiralanması veya satışı konusunda da görüşme açıldığını, kooperatif malvarlığına ve taşınmazlarına ilişkin hiçbir somut bilgi ve değer tespiti yapılmadan, kooperatifin geleceğini tehlikeye düşürecek nitelikte ve metrekare fiyatı olarak 1.00TL – 100,00TL aralığında şeklinde çok geniş aralık belirlenerek öy çokluğu ile karar alındığının belirtildiğini, ancak karar nispeti ve Oy sayılarının yazılmadığını, 10. maddede karar alınıp alınmadığının ve oy sayılarının belli olmadığını, 13.maddede daha önce ortaklar arasında yapılan protokoller ve bazı ortakların kamulaştırma bedellerinden kendi paylarını almış olmaları dikkate alınmadan haksız ve hukuka aykırı şekilde oy sayıları belirtilmeden karar alındığını, Genel Kurulun 14. maddesinde ise yeni üye alınması ve çıkartılması hususunda 175.000,00TL bedel tespit edildiğini, Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklığa girme şartları ve ortak sayısı” başlıklı 8.maddesinde hüküm bulunduğunu; kooperatiflerde açık kapı ilkesinin geçerli olduğunu, bu ilkenin istenildiği zaman ortaklıktan çıkılması ve yine istenildiği zaman ortaklığa girilmesi ilkesi olarak tanımlanabileceğini, davalı kooperatif yönetiminin kooperatife büyük emek ve katkı sunan Gülser İnci Gökmen’in üyelik başvurusunu ısrarla işleme almadığını, bu şekilde yüksek bedel belirlenmesinin de yeni üye alımını engellemek amaçlı olduğunu, Kooperatifler Kanunu’nun 53.maddesinde kimlerin gene! kurul karar iptali davası açabileceklerinin belirtildiğini, bu yasal çerçeve içinde haksız ve hukuka aykırı genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların iptali istemiyle dava açılması zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek davalı …Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi’nin usulüne uygun olmayan 22.06.2021 tarihli Genel Kurulu’nun öncelikle tamamının, tamamına ilişkin taleplerinin kabul edilmemesi halinde genel kurulda alınan 3., 4., 5., 6., 8., 9., 10., 13. ve 14. maddelerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, müvekkili Kooperatifin Ana Sözleşmesi’nin “Çağrının Şekli” başlıklı 28. Maddesine göre çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığında da yapılabileceğini, kooperatifin de bu düzenlemeye uygun şekilde kurulduğu tarihter bu yana genel kurul toplantılarına ilişkin duyuruyu/çağrıyı önceden bildirmek ve toplantının asıl gününde ortaklarına elden imzalatmak suretiyle gerçekleştirdiğini, ortaklar arasındaki sıkı irtibat ve güven ilişkisi bu zamana kadar çağrının bu şekilde yapılması hususunda bir sorun yaratmadığını, tam tersine çağrıdan önceden haberi olan ortakların toplantı gününde çağrı kağıdını elden imzalamasının bir teamül halini aldığını, dava konusu olan genel kurul kararına ilişkin çağrının da ana sözleşmeye ve teamüle uygun şekilde yapılmak istendiğini, buna göre ortaklar genel kurul toplantısının gerçekleşme tarihinden ana sözleşme m. 28’de belirtilen “en az 30 gün önce” süreye uyularak whatsapp üzerinden ve gazete ilanıyla haberdar edildiğini, dolayısıyla ortaklara bu süreç içerisinde şirket merkezine gelip faaliyet raporları ve bilançoları inceleme hakkı tanındığını, ortakların bunları toplantı tarihine kadar incelememiş olmasının kendi kusurlarına dayandığını, açılan davanın konusu olan 22.5.2021 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin çağrının yapıldığına ilişkin onay prosedürü yukarıda izah edildiği üzere toplantı gününde imzalatılmak suretiyle gerçekleştirilmek istendiğini, ancak ortak ve davacı …’in anılan çağrı kağıdını imzalamaktan kötü niyetli bir şekilde imtina ettiğini ve bu nedenle çağrının usulsüzlüğünün gündeme geldiğini, usulsüz çağrı sonucunda alınan genel kurul kararlarının müeyyidesinin Türk ve yabancı hukuk doktrin ve uygulamasında tartışıldığını, Yargitay’ın da bu bağlamda farklı kararları olduğunu, somut olaydaki kararın tescil talebinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından da kabul edilmediğini, dolayısıyla dava konusu olan genel kurul kararının zaten geçerlilik kazanmış bir karar olmadığından iptali kabil bir karar olmadığını, sayın Mahkemenin de re’sen değerlendireceği üzere anılan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunu, durum böyle olmakla birlikte davalı … kötü niyetli davranmamış ve çağrının üsülüne uygun yapılmasına imkan vermiş olsa idi dava konusu genel kurul kararının tamamının hukuka uygun bir karar haline geleceğini, davacıların dava dilekçesinde yer alan iddialarına sırasıyla cevap vermek gerekirse genel kurul gündeminde görüşülen 3., 4., 5. ve 6. maddeleri faaliyet dönemi bilançosunun onaylanması ve neticeten yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararlar olduğunu, bu kararlarda genel kurul tutanağında da görüldüğü üzere “raporların tamamı hakkında müzakere” açıldığını ve karar yeter sayısının sağlandığını, ortaklardan … ve/veya …’in ileri sürdüğü itirazların alınan kararın iptaline sebebiyet verebilecek nitelikte itirazlar olmadığını, TTK m. 424 uyarınca bilançonun onaylanması yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu doğurduğunu, anıları maddeye göre, bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onamanın ibra etkisini doğurmayacağını, somut olayda … ve …’in bilançonun onaylanmasına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, bir diğer ifade ile dava konusu genel kurul kararı yok hükmünde olmasa idi örtülü ibranın gerçekleşmiş olacağını, üyelerden aidat alınmasına ilişkin görüşülen 8. Madde hakkında mutabakat sağlanamadığından aidat hususunda karar alınamadığını, arazi, arsa, tarla alımı, kiralanması veya satışı hususunda yeni dönem için seçilecek yönetim kuruluna metre kare fiyatı 1,00 TL – 100,00 TL aralığında olmak üzere yetki verilmesine ilişkin 9. maddenin oy çokluğu ile kabul edildiğini, dolayısıyla karar yeter sayısı sağlandığını, davacılardan hiçbirinin konu hakkında itirazı bulunmadığının da ilgili maddenin lafzından anlaşıldığını, oy sayılarının yazılmamış olmasının bu hususu değiştirmediğini, 10. maddede bir karar değil müzakere söz konusu olduğunu, 11. maddede kooperatif arazilerinin kullanım koşulları hakkında karar alma yetkisinin oy birliği ile yönetim kuruluna verildiğini, dolayısıyla yönetim kurulunun izin vermediği bir projenin gerçekleştirilmesinin her halükarda mümkün olmadığını, 2015 senesinde müvekkil kooperatif arazisinin kamulaştırıldığını ve bunun üzerine 16.3.2016 tarihinde elde edilen kamulaştırma bedelini harcama yetkisine ilişkin artaklar arasında bir protokol yapıldığını, buna göre her ortağın 90.000 (doksan bin) TL’lik harcama yapma yetkisi bulunduğunu, ortaklardan biri bu bedeli almamış olduğundan 13. maddedeki kararın bu şahsa yönelik olarak alındığını ve ilgili ortağa ödemenin yapılmasının oy çokluğu ile kabul edildiğini, yeni üye alımına ilişkin sınırlandırma getiren 14. maddede giriş ödentisi ve çıkma tazminatının 175.000,00 TL şeklinde oy çokluğu ile kararlaştırıldığını, bu bedelin yıl sonu bilançosundaki öz varlıkların toplamının üye sayısına (9 kişi) bölünmesiyle hesaplandığını, açık kapı ilkesinin her isteyenin serbestçe kooperatife girebilmesi veya çıkabilmesi anlamını taşımadığını, kooperatifler kural olarak kâr amacı gütmeyen kuruluşlar olsalar dahi ticaret şirketi statüsünü taşıdıklarını (TTK m. 124) ve ekonomik menfaatlerinin söz konusu olduğunu, kooperatifi koruma ve üyeler arasında eşitlik ilkesi açık kapı ilkesinin istisna ve sınırını oluşturduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanun’un 8. Maddesine göre Koaperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteğinin, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşıdığını, buna göre Kooperatifin ortak olmak isteyen kişiye “ek ödeme” yükleme imkanı kanunen kooperatife verilmiş bir yetki olduğunu, müvekkili kooperatifin bu yetkisini eşitlik ilkesi ve dürüstlük kuralı çerçevesinde kullandığını, alınan genel kurul kararında belirlenen giriş ödentisi davacıların öznel görüşüne göre yüksek bir bedel olduğunu, ancak nesnel olarak bir değerlendirme yapıldığında belirlenen rakamın yukarıda ifade edildiği üzere eşitliğe aykırı olmadığının anlaşılacağını ileri sürerek hukuka aykırı ve kötü niyetle açılan 22.06.2021 tarihli genel kurul kararının iptali konulu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, kooperatifin 22/06/2021 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların iptali mümkün olmadığı takdirde butlanına yöneliktir.
Davacıların kooperatif üyesi oldukları, çekişme konusu olmayıp çekişme genel kurulda alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye, iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği, butlanının söz konusu olup olmadığı üzerinde toplanmakla tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya kooperatif uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek 10/01/2022 tarihli rapor alınmış, iş bu rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmış, raporda belirtilen hususlar tartışıldığından ve yeterli görülmekle ek rapor alınmamıştır.
1163 sayılı yasanın 53.maddesine göre genel kurulda alınan kararların kanuna ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olması durumunda toplantıya iştirak eden ortakların alınan kararlara muhalefet ederek muhalefet şerhini tutanağa yazdırmak şartıyla genel kurul tarihini takiben bir ay içerisinde iptal davası açabilirler ancak butlan iddiası için bu şartların hiçbirine gerek yoktur ve genel kurul toplantısına katılmayan ortaklar bile butlan iddiası ile dava açabilirler.
Davacı, genel kurulda alınan tüm kararların butlanının tamamına ilişkin taleplerinin kabul edilmemesi halinde genel kurulda 3,4,5,6,8,9,10,13 ve 14.maddelerinin iptalini istemektedir.
Davacılar genel kurula katılmış ve bazı kararlarda karşı oy kullanmış olmakla birlikte tek başına karşı oy kullanmış olmak iptal davası için yeterli olmayıp iptal davası açabilmek için karşı oy kullananların iptalini istedikleri kararlara itiraz etmeleri, muhalefet ettiklerini genel kurul tutanağına muhalefet şerhi olarak yazdırmaları gerekir. Tutanaklardan anlaşıldığı üzere bazı kararlara red oyu veren davacıların alınan bu kararlara itirazı olmamış ve tutanağa muhalefet şerhi yazdırmamışlardır. Bu nedenle yukarıda belirtildiği gibi davacının iptal davası açmaya hakkı yoktur.
22/06/2021 tarihli genel kurul toplantısı 1163 sayılı yasanın “Bütün pay sahiplerinin hazır bulunması hali” başlıklı 47.maddesine göre yapılmış bir toplantı olup, ana sözleşmenin 28.maddesine göre ortaklara taahhütlü mektupla çağrı yapılmamış, söz konusu maddede “Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve itirazı olmadığı takdirde genel kurul toplantısına dair olan tüm hükümler saklı kalmak şartıyla toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alabilirler. Bu gibi kararların ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gerekli” hükmü yer almakta olup, toplantı belirtilen şekilde tüm ortakların katılımı ile yapıldığına ve seçilen temsilciler tarafından imzalandığına dair herhangi bir tutanak sunulmadığından alınan kararların tümü geçersizdir.
Toplanan delillere göre davacı 22/06/2021 tarihli davalı kooperatifin genel kurulunda alınan bir kısım kararların iptalini, tüm kararların ise butlanını (geçersizliğini) talep etmişse de davacının iptal davası açabilmesi için toplantıya iştirak eden davacıların alınan kararlara muhalefet etmesi, muhalefet şerhini tutanağa yazdırmak şartıyla genel kurul tarihini takip eden bir ay içerisinde iptal davası açılması gerektiği fakat bu süre geçtiğinden davacının iptal talebinin yerinde olmadığı, iptali istenen genel kurulda alınan kararların bütün pay sahiplerinin hazır bulunması halini öngören 1163 sayılı yasanın 47.maddesine göre yapıldığı fakat toplantının yasada ve ana sözleşmede yazılan hükümlere aykırı olarak yapıldığı, bu nedenle alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu (geçersiz olduğu) kanaatine varılmakla davanın kabulü ile geçersizlik nedeniyle genel kurulda alınan tüm kararların iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KABÜLÜNE, 22/06/2021 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı için 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile noksan olan 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davacılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4.-Davacılar tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.543,50 TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.662,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5.-Davacılarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …