Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/419 E. 2021/708 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/419 Esas
KARAR NO : 2021/708

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … – …
VEKİLİ : Av. …
….
DAVALI : … … – …
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizden verilen 13/02/2020 tarih ve 2019/577 esas 2020/98 karar sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/04/2021 tarih, 2020/6039 esas 2021/4206 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmış, yapılan yargılama sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin internet alanında bir çok hizmet sunduğu, ilk Elektronik imza Entegratör firması olduğu, özellikle Sektörel çözümler ve kurumlara özgü elektronik imza ve şifreleme ile ilgili kripto grafik temelli Ar-Ge- çalışmalarında uzmanlaştığı, ulusal projeler yanı sıra uluslararası firmalar ile de çalıştıklarını, kurulduğu 06.07.2005 tarihinden bu yana, … unvanını kullandığı, e-imza.com.tr internet alan adının 03.04.2006 tarihinden itibaren müvekkil firmanın adına tahsis edildiği, internet üzerindeki faaliyetlerini gün geçmeksizin kullanmaya davam ettiği, Davalı şirketin ise 21.11.2011 tarihinde Net Kep Kayıtlı E-Posta hizmetleri Anonim Şirketi olarak kurulup faaliyete başladığı, 21.09.2012 tarihine kadar ticari faaliyetlerini sürdürdüğü, 21.09.2012 tarihinde ticaret unvanının E-İmza Bilgi Güvenliği Hizmetleri Anonim Şirketi olarak değiştirdiği, bu şekilde ticaret unvanın müvekkil firmanın unvanı ile ile benzer hale geldiği, ayrıca Unvan değişikliğinden sonra e-imzatr.com adlı internet adresini kullanmaya başladığı, davalı şirketin ticaret unvanın yanı sıra internet adresini de aynı ya da benzer adlar alarak kullanmak suretiyle, haksız rekabet ettiği, ticaret unvanına tecavüzün TTK 52. Maddede düzenlendiğini, müşteriler tarafından her iki şirketin karıştırılmaya başlandığı, aralarında organik bağ olmadığını defalarca açıkladıkları, internet adresine eklenen iki harfin bu adreslerin karıştırılmasını engellemeyeceği, Haksız rekabet hallerinin sınırlı olmamak üzere 55. Maddede sayıldığı, bu hallerden birisinin de iktibas hali olduğu, davacının benzer Unvan ve internet adresi kullanarak iktibasa yol açtığı, bu şekilde haksız rekabet ettiği iddiasıyla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik davalı şirketin Ticaret Unvanın iptali ve terkinini, e-imzatr.com şeklindeki internet adresinin iptalini ve kullanımının engellenmesini, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin durdurulmasını ve önlenmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Alan adına ilişkin uyuşmazlığın marka ve mülkiyet hakkı ile ilgili olduğunu, Davada görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğunu, ticaret unvanı ve alan adlarının karışmayacağını, ticaret unvanın benzemesinin haksız rekabet için yeterli olmadığını, ayrıca bu unvanın ticari dürüstlüğe aykırı biçimde kullanmasının da gerektiğini, müvekkil firmanın marka ağırlıklı çalıştığını ticaret unvanının ön plana çıkarmadığını, e-imza iştigal konusu ürünü oluşturduğundan tek başına tescil edilmediğini, bu konudaki davacı başvurusunun … tarafından 10.10.2005 tarihi ve 2005/43456 sayılı karar ile red edildiğini, her iki şirketin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkil şirketin elektronik imza sertifika hizmeti ve buna bağlı olarak zaman damgası hizmeti verdiğini, müvekkil firmanın tüketicilere sunduğu ürünün USB çıkışı sayesinde bilgisayara bağlanan içindeki SİM kart üzerinde doğrulama sertifikası bulunan TKEN olarak tabir edilen ürün olduğunu, tüm Türkiye’de B.T.K. dan lisans alarak bu işi yürüten dört adet firma bulunduğunu, bunlardan birisinin de davalı firma olduğunu, Davacı şirketin iştigal alanının ise yazılım olduğunu, davacı firmanın elektronik imza alt yapısında yazılım entgrasyonu sağlayana ara yazılımlar ürettiğini, e-imza dalında sattığı bir ürün bulunmadığını, e-imzanın sadece davacının unvanında yer aldığını, unvan değişikliğinin kötü niyetle yapılmadığını, elektronik imza sektöründeki gelişmeler ve yasal düzenlemeler nedeniyle bu değişikliği yaptıklarını, intenet alan adı konusuna gelince, iki farklı firmanın internette yer alabildiğini, bunun haksız rekabet oluşturmayacağını, İnternet Alan Adları Yönetmeliğine göre alan adlarının benzer hatta aynı olabileceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, şöyle ki, davacı firmanın Pro e imza markasını tescil ettirdiğini, e-imza adresini tescil ettirme çabasının sonuçsuz kaldığını, tüm bu açıklamalara göre davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
DELİLLER :
1- Davalı E-İmza Bilgi Güvenliği Hizmetleri Anonim Şirketinin sunduğu, reklam amaçlı yaptırılmış, üzerinde e-imzatr logolu çakmaklar , tükenmez kalemler, zarflar, broşürler, kataloglar ve el ilanları, Whois kaydı, IP Who is kaydı incelenmiştir.
2- Davacı ve davalının ticaret sicil kayıtları getirtilmiştir.
3- Başbakanlık Halkla İlişkiler Müdürlüğünün, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bilgi İletişim Başkanlığının, internet alan adlarının verilmesi ve onaylanması ile ilgili Başbakanlık Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu Ya da başka bir kurumun görevinin bulunmadığını, tr ile biten adresler hakkında ikincil hukuki uygulama ve düzenlemeler konusunda B.T.İ.K. na yetki verildiğini, ancak internet ortamında yapılacak teknik sorgulamalarda (Whois sorgusu) elde edilecek veriler ışığında ilgili yazıda belirtilmiş olan alan adları konusunda yetkili organizasyonun ülke dışında bulunduğunun söylenebileceğini bildirdiği görülmüştür.
4- Türk Patent Enstitüsü Hukuk Müşavirliği, … adına 2012/80383 sayıyla tescilli markaya ilişkin tescil dosyasını ve davacı şirketin itiraz dilekçelerini de gösteren 2012/80389 kod numarasıyla kayıtlı başvuru dosyasının içeriğini teşkil eden belge ve içeriklerini göndermiştir.
5- Dosya kapsamı, bilirkişi incelemesine tabi tutulmuş olup raporda, davalı şirkete ait ticari defler kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, gerekçeleri yukarıda etraflıca izah edildiği üzere,
Davacı şirket ile davalı sirketin işletme konularının aynı “bilişim” sektörü vc özellikle de bu sektör içerisinde yer alan “…” vc “bilgi güvenliği hizmetleri” olduğu; bu faaliyet alanları yapılan işlerin birbirinin devamı veya eklentisi olduğu: davacının ticaret unvanında “e-imza” ibaresi bulunmakla, ileride ESHS faaliyetinde de bulunabileceği,
Davalı şirketin ticaret unvanında ver alan “e-imza ve bilgi güvenliği hizmetleri” ibarelerinin ticaret unvanının esas (çekirdek) unsurları olduğu ve bu ibarelerin esas unsur olarak davacının ticaret unvanında da yer aldığı; davacı şirketin 2005 yılında kurulduğu, dikkate alındığında davacının rüçhan hakkının bulunduğu, ticaret sicilinin herkese açık olması ve tacirin basiretli bir işadamı olarak hareket etmesi ilkeleri gereği ve ortûlnma tüketicilerin ticaret unvan!; bir bütün olarak algılayacağı, detaylara girmeyeceği, dalıa ziyade asıl unsurlar olarak ilk kelime dikkat edeceği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ilgili müşteri çevresinin tie unvanlarım karıştırabileceği ve dava İmin ticaret unvanında bulunan sö7 konusu ortak ibarelerin ” m. 55/1-a-l anlamında iltibasa ve dolayısıyla haksız rekabete yol açabileceği: davalının lie unvanında davacının ticarei unvanından ayırt ediciliği sağlamak vc iltibası önlemek amacıyla tie unvanına ’ek’ yapması gerektiği;
Davalının alan adında (e-imzatr.com) bulunan utr” ibaresinin, davacının alan adında “.tr” olarak Türkiye uzantısını işaret ettiği; her iki şirketin de alan adlarının şirketlerin işletme konularını işaret ettiği; ortalama tüketicilerin alan adlarını bir bütün olarak algılayacağı, ayrıntıya girmcyecekleri ve bu konuda gereken dikkat ve özeni sarfetmeycccklcri; “.tr” ibaresinin tek başına ayırt ediciliği sağlamayacağı, alan adlarının şirketlerin iştigal konuları bakımından ortak bir çağrıştırma yapacağı hususları göz önünde bulundurulduğunda, davalının alan adının davacının alan adı ile ile yaratabileceği ve bunun da TTK m. 55/l-a-l anlamında haksız rekabete yol açabileceği,
Ticaret unvanları ve alan adlan bakımından iltibas tehlikesi tespit edilmiş olmakla birlikte, Haksız rekabeti iddia edenin, bu iddiasını kanıtlaması gerektiği; somut olayda davacının önce tescilli ticaret unvanı (2005 yılı) vc kendisine tahsisli bir alan adı (2006 yılı) ile iltibas yaratabilecek davalıya ait bir ticaret unvanı (2012 yılı) ve davalıya tahsisli bir alan adı (2012/2013 yılı) söz konusu olmakla birlikte, dosya kapsamından, tüketicilerin yanıltıldığına dair davacı taralından dosyaya ibraz edilmiş herhangi bir delil (şikayet, vb.) bulunmadığından, somut olayda somur verilere dayanan ve iltibastan kaynaklanan bir haksız rekabetin olup olmadığının, yoksa ortada mücerret bir iddiamı- olduğunun hukukî takdirinin münhasıran Mahkemeye ait olduğu,
Davalı şirketin ticaret unvanı ve alan adı ile davacı şirketin ticaret unvanı ve alan adı arasısında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu kanaatine ulaşılmakla birlikte: davacı tarafça dosyaya davalının bu fiilleri TM.K. M.2 ve T.T.K.52/1 anlamında (ticari dürüstlük) açıkça kötü niyetle yaptığını gösterir herhangi bir delil sunulmadığından, salt iltibas tehlikesinin kötü niyeti açıkça kanıtladığı sonucuna varılamayacağı,
Jenerik bir isim olarak “e-imza” ibaresinin kullanılmasının kimsenin tekelinde olamayacağı, davacıya, “e-imza.com.tr” alan adının 2006 yılında tahsis edilirken, tahsisi yapan kurumun bu alan adına mevcut ve daha sonra tahsis ettirilecek alan adlarından ayırt ediciliği sağlamak amacıyla, ayırt edici tanıtma işaretini getirtmesi gerektiği, bu vaktiyle yapılmamış olduğuna göre, somut olayda davalının … ” alan adına, yukarıdaki somut alan ad örneklerinde olduğu gibi, ayırt edici bir alan işareti yani kelimesi koyması gerektiği; davacı şirketin, kendi ticaret unvanı veya alan adıyla benzer veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu ve bunun da iltibasa vc dolayısıyla haksız rekabete yol açtığını iddia ettiği davalının ticaret unvanına ve alan adına 2012 yılından dava tarihine kadar sessiz kalmasının kalmasının Mahkemece dikkate alınması gerekliği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen 03/12/2015 tarih ve 2014/1017 esas 2015/776 karar sayılı karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 17/10/2017 tarih, 2016/2958 esas 2017/5448 karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2019/577 esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce verilen 13/02/2020 tarih ve 2019/577 esas 2020/98 karar sayılı karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/04/2021 tarih, 2020/6039 esas 2021/4206 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2021/419 esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava , davacının ticaret ünvanına yönelik davalının haksız rekabet oluşturan eylemleri olduğu iddiasına dayalı iltibas nedeniyle davalının ticaret unvanı ve alan adının iptali ile haksız rekabetin tespit ve men’ine ilişkindir.
Davacı yan müvekkili şirketin internet alanında bir çok hizmeti olduğunu, 2005 yılından bu yana aynı ticaret unvanını kullandıklarını, “e-imza.com.tr” alan adının da 2006 yılında müvekkili firma adına tahsis edilmiş olduğunu, davalı şirketin kuruluşta başka bir ticari unvanıyla kurulduğunu, 2012 yılında ticaret unvanını değiştirerek, müvekkili şirket ile benzer bir ticaret unvanı aldığını ayrıca davalının “e-imzatr.com” alan adını kullandığını, alan adlarının da benzer olduğunu, bu durumun haksız rekabet olduğunu ileri sürerek davalıya ait ticaret ünvanı ile alan adının iptali ile haksız rekabetin tespitine karar verilmesini istemekte, davalı ise davada haksız rekabet şartlarının oluşmadığını, şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, mevzuat hükümlerine göre alan adlarının benzer olmasının hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmektedir.
Yargılama devam ederken davalı yanca “…. .” olan ticaret unvanı …. .” olarak değiştirilmiş, unvan değişikliğine dair ticaret sicil gazetesi dosyaya sunulmuş olup ticaret unvanının terkini talebi yönünden davanın konusu kalmadığından Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davanın konusuz kalması halinde yargılama gideri davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre tayin edilmelidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 52. maddesinde; ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü mevcuttur.
Ticaret Ünvanları Hakkında Tebliğ’in İltibas başlıklı 5. Maddesi ise ” (1) Bir ticaret unvanı, Türkiye’nin herhangi bir sicil müdürlüğüne daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olan ek yapılmadan tescil edilemez.
(2) Daha önceden tescil edilmiş bir ticaret unvanının, Türk Ticaret Kanununun 46 ncı maddesi kapsamındaki ek ve işletme konusunu gösteren ilk ibaresi aynı olan diğer bir ticaret unvanına ayırt edici bir ek yapılmadan tescil edilemez.” hükmünü içermekte olup hangi hallerde ek alınması gerektiği örnekleyici olarak devam eklerinde belirtilmiştir.
Somut olayda davacının ticaret ünvanı …, davalının dava tarihindeki ticaret ünvanı ise … ‘dir. Buna göre tüzel kişi olan tarafların ticaret ünvanlarının çekirdek kısımlarının benzer olmakla birlikte farklı olduğu, aldıkları ekteki “e-imza” ibaresinin aynı olduğu görülmüştür.
Öte yandan ticaret ünvanının korunması bakımından haksız rekabet oluşması için aynı alanda ticari faaliyet gösteren tacirlerin ünvanlarının dürüstlüğe aykırı şekilde kullanılması neticesinde karıştırılarak iltibas tehlikesinin oluşması gerekir.
İltibas tehlikesi, görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubun toplumsal düzeyi ve durumu, …, esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telafuz, anlam ve biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktıkları izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26/02/2016 tarih ve 2014/11-627 Esas 2016/180 Karar). Unvan terkini için, ibaredeki benzerlik yanında iştigal alanları da aynı veya benzer olması gerekir. (Aynı yönde Ankara BAM …. H.D. 28/12/2018 tarih, 2018/666 E ve 2018/1444 K sayılı kararı)
Somut olayda, davacılar vekili öncelikle müvekkillerinin ticaret ünvanındaki “E-imza” kelimesinin davalı şirketten önce ticaret siciline kaydedilerek kullanıldığını, sonradan kurulan davalı şirketin de ticaret ünvanında aynı ibareyi kullandığını belirterek davalı şirket ticaret unvanının TTK’nın 52. maddesi gereğince kanuna uygun şekilde silinmesini talep etmekte öte yandan kulllandığı alan adının iptali ve engellenmesini tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını TTK’nın 54, 55/l-a-4 maddeleri gereğince haksız rekabet niteliğinde olduğunun tespiti ve men’ine karar verilmesini talep etmektedir. İltibas tehlikesinin varlığı için ticari unvan olarak kullanılan ibarelerin benzerliğinin yanında faaliyet alanlarının da benzer olması gerekmektedir. Dosya içerisindeki bilgi, belge ve davacılar ve davalıların kayıtlarından davacının faaliyet alanının bilgi iletişim ve bilişim teknolojileri , bilişim güvenliği elektronik imza , elektronik sertifika sağlayıcılığı, medya pazarlama olduğu, davalının faaliyet alanının ise telekominikasyon, bilişim, bilgi güvenliği, internet teknolojileri olduğu görülmüştür. Bu halde davacı ve davalının faaliyet alınının aynı olduğu çok açıktır. Bu halde davalının ticaret ünvanındaki “e imza” şeklindeki ekin davacının ticaret unvanıyla iltibas teşkil ettiğinin kabulü gerekmiş olup davalının ticaret unvanında iltibasa neden olan “E-imza” ibaresinin Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda sicilden sicilden terkini talebinde haklı olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan davacı yan davalının kullanımındaki alan adının da iptali ve kullanımının menini istemektedir. Yukarıda anılan TTK 52. maddesine göre tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması da talep edilebileceğinden davalının e-imzatr.com ibareli alan adanının kullanımının haksız olduğunun tespiti ile iptaline, terkinine ve kullanımına son verilmesi talebi yönünden de davacı haklıdır. Davanın açıldığı tarih itibariyle dosya kapsamından davacı tarafın bu talepleri yönünden davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Davalının ünvan ve alan adını karar tarihine kadar kullanımı tescile dayalı olduğundan haksız rekabetinin tespiti ve menine ilişkin istemde ise haksızdır. Bu nedenle yargılama giderleri yönünden aşağıdaki şeklinde hüküm kurmak gerekmiş olup kabul ve red durumuna göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmiştir.

Bu nedenlerle tüm dosya kapsamından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcın, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile noksan olan 34,10 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 25,20 TL başvuru, 25,20 TL karar harcı, 0,60 TL dosya ve 4,10 TL ve 3,80 Tl vekalet harcı 7×9,00 TL =63,00 TL tebligat gideri, 1.000,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.121,90 TL yargılama giderinin kabul redde göre taktiren 900,00 TL bölümünün davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, taktiren 221,90 TL sinin ise davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından bozma sonrası yapılan 122,00 TL yargılama giderinin kabul redde göre taktiren 97,87 TL bölümünün davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, taktiren 24,13 TL sinin ise davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından ikinci bozma sonrası yapılan 60,60 TL tebligat-posta, 267,80 temyiz yoluna başvuru harcı yargılama giderinin kabul redde göre taktiren 263,00 TL bölümünün davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, bakiye kısmın davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 12. Maddesi gözetilerek hesap ve taktir edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, yine red hükmüne göre hesap ve taktir edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı şirketten alınarak kendini avukat ile temsil ettiren davalı şirkete verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021
Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*