Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/40 E. 2022/611 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/40 Esas – 2022/611
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/40
KARAR NO : 2022/611
BAŞKAN :…
KATİP….

DAVACI…
DAVALILAR …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2022

Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, müvekkili T.C. …Bankası A.Ş.’nin Balgat … Girişimci Şubesi tarafından 16.01.2017, 09.05.2017, 24.08.2017 08.10.2018 ve 29.04.2020 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden … Yazılım Danışmanlık A.Ş.’ne ticari kredi kullandırıldığını, anılan kredi sözleşmelerinde … … ‘in müteselsil kefil olarak imzası bulunduğunu, kredi hesabının 04.09.2020 tarihinde kat edildiğini, borçlu firma ve kefillerine kredi alacağının ödenmesini teminen … 40. Noterliği’nin 04 09 2020 tarih 24409 yevmiye no’lu muacceliyet ihtarnamesinin keşide edildiğini, borçların ödenmemesi nedeniyle, bankanın borçlulardan olan alacağının tahsili amacıyla 14.09.2020 tarihinde … 14. İcra Müdürlüğünün E. 2010/8625 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlular aleyhine başkaca alacaklılar tarafından da icra takibi başlatıldığından, hak ve alacaklarına haciz konulması istemi ile … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/152 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, 14.09.2020 tarihinde borçluların hak ve alacaklarına haciz konulmasına karar verildiğini, 14.09.2020 tarihinde … 14. İcra Müdürlüğü’nün E. 2020/8625 sayılı dosyası ile kararın işleme konulduğunu, davalı tarafın, 17.09.2020 tarihinde davaya, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı borca itirazı, arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varılamaması sebebiyle davalının itirazının iptali istemi ile dava açma zorunluluğunda kalındığını beyanla davalılar tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün E. 2020/8625 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, icra takibinin takip talebindeki miktarlar üzerinden devamına, davalının, hükmolunan bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili, davanın haksız olup esasen ve görev, yetki, husumet ve zamanaşımı bakımından yerinde olmadığını,
Davalı …’in yerleşim yeri adresi UŞAK ili olduğundan HMK madde 6 gereğince davaya konu icra takibinin yetkisiz mahkeme olan … İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, … açısından yetki itirazında bulunulduğunu, müvekkili …’in evli olup, Türk Borçlar Kanunu’nun 584. Maddesi mucibince, kefaletine dair eşi tarafından davacıya sunulmuş bir yazılı rıza bulunmadığından takip dayanağı kefalet sözleşmesi onun açısından geçersiz olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun borca itirazın yerinde olduğu davalı …’in borçtan sorumluluğu bulunmadığını, kefalet sözleşmesinde, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun 583. Maddesinin amir hükmü olduğu, davalıların sorumlu olacağı azami miktar gösterilmediğinden kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davalıların, kefalet sözleşmesinde müteselsil kefil olduğuna dair kendi el yazısı ile bir kayıt düşmediği, kefilliği müteselsil kefillik olarak değerlendirilmediğinden ancak esas borçlu hakkındaki takip semeresiz kaldığında müvekkile dair takibe geçilebilecekken işbu kurala uymadan haksız olarak müvekkile karşı girişilen icra takibine yapılan itirazın yerinde olduğunu, kefillerin, sözleşmede gayri nakdi alacaktan sorumlu tutulabileceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, bu yönde bir kayıt düşülmediği, kefalet limitinin belirli bir tutar olması kuralı göz önüne alındığında borçluya kullandırılan 470.000 TL’lik teminat mektubundan ve çek karnesinden müvekkillerin sorumlu tutulamayacağı, ayrıca teminat mektubuna dair risk gerçekleşmeyeceğini, genel kredi sözleşmesinde, çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığından 12 adet çek yaprağından kaynaklanan 26.700 TL ile birlikte 470.000 TL’lik teminat mektubundan kaynaklanan toplam 496.700 TL’lik gayri nakdi bedelin depo edilmesinden de müvekkillerin sorumlu tutulamayacağını, davalılar açısından temerrüt kendisine yapılan ihtarda öngörülen ödeme süresinin bitiminden itibaren başlayacağını, dolayısıyla her müvekkil açısından temerrüt tarihlerinin farklı olduğunu, asıl alacak miktarı içine giydirilmiş faizin hem ödeme emrinde gösterilmemiş olduğundan, hem de temerrüt tarihi yanlış olarak hesaplandığından hukuka aykırı takibe itiraz etmek gerektiğini, işbu davaya konu icra takibi dışında davacı yanın, davalılara karşı T.C. … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin 2020/1574 E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmiş olup ne bu takipte ne de davaya konu T.C. … 14. Icra Dairesi’nin 2020/8625 esas sayılı takibinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı geçirmeyerek müvekkillerinin mükerrer ödeme tehdidi altında bıraktığından da hukuka aykırı takibe itiraz etmek gerektiğini, ayrıca davaya konu takipte “takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa işleyecek %19,50 faizi” ibaresinden de asıl alacağın ne kadar olduğu anlaşılmadığı gibi işleyecek faizin türünün ne olduğu, günlük-aylık-yıllık olmak üzere hangi periotlarla işleyeceğinin belirsiz olduğu görüldüğünden ve yine T.C. … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin 2020/1574 E. Sayılı dosyasından istenen faizin günlük %19,5 gibi fahiş bir faiz olduğu gözetildiğinde, 15.604.462,04 TL’lik takipte %1’lik bir hatanın bile fahiş olacağı ve yanlış periotlarla işleyecek faizlerin müvekkillerini haksız ödeme durumunda bırakacağı sabit olduğundan hukuka aykırı takibe itiraz etmek gerektiğini, talep edilen %19,5 ‘luk faizin günlük-aylık-yıllık olmak üzere hangi periotlarla işleyeceğinin belli olmadığı gibi oranının fahiş olduğunu, ayrıca faizin türünün belirsiz olup -ticari temerrüt faizi mi avans faizi mi yasal faiz mi akdi faiz mi gecikme faizi mi olduğu bilinmediğinden, yine ödeme emrinde bulunan “faiz oranlarının artması halinde artan oranın uygulanması talebi” ibaresinin de belirsizlik taşıdığını, hangi faiz türünde artan oranın uygulanacağının belirgin olmadığını, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davacı banka, krediye uyguladığı faiz oranında 10.08.2020 tarihinde tek taraflı olarak güncelleme yaptığı, işbu güncellemeyi de davalılara tebliğ etmediğini, bu sebeple de faizde oluşan artışa itiraz ettiklerini, genel Kredi Sözleşmesi’nin borçlusu … Yazılım Danışmanlık Anonim Şirketi tarafından verilen rehnin, asıl borçlunun borcu dışında kefalet borcunu da teminat altına aldığından dolayı alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesi gerekirken müvekkillere karşı doğrudan ilamsız takibe geçilmiş olmasının da hukuka aykırı takibe itiraz etmeyi gerektirdiği, alacaklının ancak verilen rehnin borcu karşılayamaması durumunda kalan alacağı haciz yoluyla talep edebileceği, borçlunun verdiği rehnin Muğla ili Bodrum İlçesinde bulunan çok kıymetli taşınmazlar olduğunu, alacaklının işbu taşınmazları paraya çevirme imkanı bulunmaktayken müvekkillere karşı takibe geçmiş olmasının kötü niyetli olduğunu, davacı bankanın, davalılar tarafından verilen ipotekleri de paraya çevirmeden ilamsız takibe geçmesinin kötü niyetli olduğunu, hakkın kötüye kullanımının hiçbir hukuk düzeninin himaye etmeyeceğini, davacı bankanın asıl borçlu ve müvekkiller yönünden tesis ettiği ve borca yeter miktarda birçok ipotek ve rehin bulunurken ayrıca ihtiyati haciz kararı ve buna binaen girişilen icra takibinde yapılan hacizlerin de taşkın haciz niteliğinde olduğunu, davacı tarafından asıl borçluya başvurularak takip semeresiz kalırsa davalı kefillerden borcun ifasını talep etmesi gerekirken doğrudan hem asıl borçluya hem de davalı kefillere karşı takibe geçildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin yalnızca ilk sayfasında davalı kefillerin imzası bulunduğunu, bu sayfada da kefalete dair hiçbir hüküm bulunmadığını, 47 sayfalık sözleşmenin ilk sayfası hariç hiçbir sayfasının davalı kefillerce görülmediği, okunmadığı ve imzalanmadığını, dolayısıyla da müvekkilleri tarafından işbu sözleşmede düzenlenmiş, belirsiz ve birçoğu hukuki niteliği bakımından haksız şart içeren hükümlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla sözleşmeyle asıl borçlu hakkında getirilen yükümlülüklerin kefiller tarafından uygulanmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, GKS’nin müvekkillerle müzakere edilmediği haksız şartlarla dolu olduğunu, kefilliğin en önemli hukuki kriterlerinden birinin belirlilik ilkesi olduğunu, yine Genel Kredi Sözleşmesi’nin son sayfası sadece asıl borçlu tarafından imzalanmış olduğundan kefil sıfatıyla müvekkillerin imzası bulunmadığını, sözleşmenin müzakere edildiğine, tüm hükümlerinin karşılıklı olarak kabul edildiğine ve 47 sayfadan oluştuğuna dair kayıt sözleşmenin son sayfasında bulunduğunu, davalı kefillere gönderilen ihtarname içeriğinde sorumlu gösterildikleri 15.974.755,68 TL’lik yüksek borç miktarını ödemeleri için yalnızca 1 (BİR) günlük süre tanındığını, işbu sürenin hukuka ve hakkaniyete uygun bir süre olmadığını, belirtilen meblağın davacı banka tarafından bile bir günlük sürede hazır edilmesinin mümkün olmadığını, davacının gönderdiği ihtarnamenin davalılara 08.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen ödeme süresi gözetildiğinde 09.09.2020’nin ödeme günü olduğunu, 12 ve 13 Eylül tarihlerinin de hafta sonuna denk gelmekle ihtiyati haciz talebinde bulundukları ve aynı gün kararın çıktığı 14.09.2020 tarihinde davaya konu icra takibinin başlatıldığını, davalılara ödeme imkanı tanınmadığını, asıl borçlu … Yazılım Danışmanlık A.Ş. şirketinin devredildiği tarih olan 02.09.2020 tarihine kadar yani kredinin kat edilmesinden 6 gün öncesine kadar da tüm taksitlerin zamanında ödendiğini, asıl borçluya ve bu nedenle kefil olan davalı kefillere diğer davacı banka müşterilerine kıyasla taksitlerini zamanında ödemiş olmasına rağmen bu kadar hızlı bir şekilde icra takibi başlatılmasının, ayrımcılık yapılarak uygulamaların aksine bir tavır sergilenmesi de davacının dürüstlük ilkesine aykırı davrandığını gösterdiğini, yine müvekkillerine gönderilen ihtarnamede, GKS’ne ilişkin kullandırılan kredi ve bu krediye ilişkin ödeme bilgilerinin, vadeleri açıklanmamış olup savunma hakları kısıtlandığını, davalılar tarafından icra takibine itiraz edilmemiş olsaydı belirsiz bir borç kabul edilmiş olacağını, somut olayda salgın hastalık sebebiyle yaşanan mücbir sebebin de değerlendirilmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarıyla da yerleşik olduğu üzere icra inkar tazminatı ödetebilme koşullarından birisinin alacağın likit olması olduğu, istenen alacakların bir kısmının gayri nakdi alacaklar olduğunu, davacının, müvekkillerine gönderdiği ihtarnameler TTK 21/3 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davalılar ile davacı arasındaki ilişkinin GKS sözleşmesinden değil kefalet sözleşmesinden kaynaklandığını, bu sebeple GKS sözleşmesinin içeriğine dair sunulan bilgiler müvekkiller açısından teyit mektubu niteliği taşımadığını, ihtarnamenin içeriği itibariyle temerrüde düşürmek amacı taşımakta olup davalılardan istenen bir teyit bulunmadığını, ihtarnameye cevap verilebilecek süre de verilmeden icra takibine geçildiğini, ihtarnamede” Bankamız ile müşteri … Yazılım Danışmanlık Anonim Şirketi arasında akdedilen kredi sözleşmeleri ile nakdi ve gayri nakdi kredi açılmış ve kullandırılmıştır ” ibaresinden de icra takibine konu kredi alacağının hangi genel kredi sözleşmesinden kullandırıldığının müvekkillerce tespit edilebilmesinin imkanı bulunmadığından ve dava konusu icra takibinden müvekkillere gönderilen ödeme emrindeki borcun sebebi kısmında 14.09.2020 tarihli genel kredi sözleşmesi yazıyor olduğundan, oysa ki bu tarihli bir sözleşmenin bulunmadığı gibi asıl borçlu … Yazılım Danışmanlık A.Ş. ile davacı banka arasında başkaca kredi sözleşmelerinin de bulunduğu gözetildiğinde icra takibine yapılan itirazın yerinde olduğu, hali hazırda dava dilekçesinde de birden çok farklı tarihli kredi sözleşmesinin delil olarak gösterildiğini, kefil olarak sorumluluğun hangi sözleşmeden kaynaklandığının belirsiz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, dava dışı şirketin kullandığı krediler nedeniyle kefil olan davalılar aleyhine başlatılan icra takibine, takibin haksızlığı iddiasıyla açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılardan …, yerleşim yerinin Uşak ili olduğundan HMK’nun 6.maddesi gereğince icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğü olan …’da başlatıldığını, bu nedenle … açısından hem icra müdürlüğünün hem de mahkemenin yetkisiz olduğunu ileri sürmüş ise de; davalılardan … Uşak ilinde ikamet ediyor ise de davalılar birden fazla olup, HMK’nun 7.maddesine göre davalılardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip başlatılabileceği gibi, yine birinin yerleşim yeri mahkemesinde de itirazın iptali davası açılabileceğinden davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yaptığı itiraz yerinde değildir.
İmzalan sözleşmeler uyarınca dava dışı şirkete krediler kullandırıldığı, kredi borcunun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine banka tarafından davalılara karşı … Gayrimenkul İcra Satış Dairesi’nin 2020/1574 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, yargılama esnasında da ipoteğin paraya çevrildiği ve tahsilat yapıldığı çekişme konusu olmayıp, çekişme davalıların kefaletlerinin geçerli olup olmadığı, çek kanunu uyarınca çek yaprakları nedeniyle bankanın ödemesi gereken asgari miktar ve teminat mektubundan kaynaklanan gayrinakdi bedellerin depo talebinin davalı kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı, hangi oranda akdi faiz ve temerrüt faizi istenebileceği, ipotek paraya çevrilmeden genel haciz yolu ile takip yapılıp yapılamayacağı, ihtarda verilen süre sonunda takibe başlanıp başlanmayacağı, salgın hastalık sebebiyle davalılar hakkında takip yapılıp yapılamayacağı, dava dışı şirkete hangi kredi sözleşmelerinden dolayı kredi kullandırıldığı üzerinde toplanmaktadır.
Dosyada mevcut … 14. İcra Müdürlüğünün 2020/8625 esas sayılı icra dosya suretinin incelenmesinde, ödeme emrinde; “15.604.555,24 TL asıl alacak, 755,00 TL ihtiyati dava vekalet ücreti, 151,80 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere 15.605.462,04 TL alacağın yıllık %19,50 faiz, faizin BSMV’si ile birlikte tahsili, meri teminat mektubu 470.000 TL ile 12 adet çek yaprağından kaynaklanan 26.700 TL olmak üzere toplam 496.700 TL gayrinakdi alacağın deposunun istendiği, süresinde tüm borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın ise süresinde açıldığı görülmüştür.
Taraf delilleri toplandıktan sonra banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişi tarafından hazırlanan 03/02/2022 tarihli raporda;
“…Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Yazılım Danışmanlık A.Ş. arasında 9.5.2017 tarihli 500.000,00TL, 24.5.2017 tarihli 1.500.000,00TL, 8.10.2018 tarihli 2.500.000,00, 29.4.2020 tarihli 50.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiği ve müteselsil kefil olarak …’in imzası bulunan kredi sözleşmelerine istinaden, firmaya yedi adet taksitli ticari kredi, bir borçlu cari hesap kullandırıldığı ve lehine bir adet teminat mektubu düzenlendiği ve çek karnesi tahsis edildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı asıl borçlu firmanın kredi geri ödemelerini yapmaması üzerine, hesapları kat edilerek nakdi borçlarının ödenmesi ve teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi, boş çek yapraklarının iade edilmesi veya yasal sorumluluk bedellerinin depo edilmesi talep edilmiştir. Borçlular tarafından talebin yerine getirilmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine huzurdaki İtirazın İptali davası açılmıştır.
Davalılar tarafından ileri sürülen iddia ve itirazların kefalet akdinin geçerliliği, faiz oranları, teminatı ipotek olan kredi alacağının tahsili için rehnin paraya çevrilmesi yolu ile borç karşılanmadan ilamsız takip başlatıldığı, kredi borcunun ödenmiş olduğu hususlarında olduğu tespit edilmiş aşağıda maddeler halinde belirtilerek açıklamalar yapılmıştır.
Eş muvafakatnamesi bulunmayan …’in kefaletinin geçersizliği iddiası.
Davalı vekilinin, Davalı kefil …’in kefaletine dair eşi tarafından davacıya sunulmuş bir yazılı rıza bulunmadığından takip dayanağı kefalet sözleşmesinin onun açısından GEÇERSİZ olduğu, …’in borçtan sorumluluğu bulunmadığı itirazı ile ilgili olarak; TBK.nun 584.maddesinde TBK’unda yapılan değişiklikten sonraki tarihte olması halinde kefillerin evli olması halinde eşlerden diğerinin yazılı rızası ile kefil olabileceği ve istisna durumları belirtilmiştir. İlgili kanın maddesi incelendiğinde;
TBK III. Eşin rızası MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. (Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.
Davalı kefillerin imzası olan dört genel kredi sözleşmesi mevcuttur. Üç sözleşmede davalı kefiller … ve …’in eşlerine ait muvafakatname alınmıştır. 29.4.2020 tarihli 50.000.000,00 TL tutarlı, 55.000.000,00 TL kefalet limitli sözleşmede kefillerden …’in eşi Songül Evren tarafından kefilliğin onayına ilişkin imza alındığı itiraz konusu olan …’in eşinin kefalet onayına ilişkin muvafakati alınmamıştır.
Dava dosyasında dava dışı asıl borçlu firmanın Firmaların Ticaret Sicili kayıtları mevcut olup, 14.2.2020 tarih 10016 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 846. Sayfasında ilan edilen … Yazılım Danışmanlık A.Ş. tek ortaklık bilgisi ile “Şirket tek pay sahibinin … olarak” tescil edildiği görülmüştür.
Bu hale göre, mevcut kredi sözleşmesine kefalet veren kefillerin kefaletinin geçerliliği Borçlar Kanununda belirlenen şartlara tabi olup, TBK’nun 583. maddesine göre müteselsil kefaletinin geçerli olabilmesi için, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olduğunun el yazısı ile yazıldığı ayrıca TBK’nun 584. maddesine göre itiraza konu olan kefil …’in şirket pay sahibi olduğu görülmüş olup kefaletinin geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı bankanın tahsilini talep ettiği alacak kalemlerinin, hesapların kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelmediği itirazı.
Davalıların kefil olarak imzası bulunan kredi sözleşmelerinin Bankanın Hesapları Kesme ve Sözleşmeyi Fesih Hakkı başlıklı 24. maddesinde; “a)Kredi geri ödemeleri için bir vade tarihi veya ödeme planının belirlendiği durumlarda, vade / ödeme tarihinde banka alacakları muaccel hale gelir. Müşteri ve kefil/kefiller, krediye üçer aylık dönem (Mart, Haziran, Eylül, Aralık) sonlarında ve/veya bankaca belirlenecek tarihlerde veya vade tarihinde tahakkuk ettirilecek faiz, komisyon ve yasal kesintilerde diğer masrafların aynı gün tahsil edilememesi, lehine açılan teminat mektubu, aval, kabul, akreditif, kontrgaranti, garanti vb tüm gayri nakdi kredilerin dönemsel komisyon tutarlarının gününde ödenmemesi halinde borcun muaccel hale geleceğini, kredi hesaplarından birisine Bankaca muacceliyet verilmesi halinde, vadesi gelmemiş olsa dahi, muacceliyete sebep veren temerrüt halinin, Bankanın diğer kredilerin, de muaccel hale getireceğini kabul ve taahhüt eder.
Dava dışı asıl borçlu firmanın takibe konu kredilerinin incelenmesinde kredi ödemelerinin yapılmadığı taksitli kredi hesapları bulunduğu görülmüştür.
1108 nolu taksitli kredinin 5.5.2020 tarihinde 3.700.000,00 TL olarak, %9 faiz oranı ile 24 ay vadeli kullandırıldığı, en son 06.07.2020 vadeli 2. taksitinin 30.07.2020 tarihinde ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi itibariyle 1 ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 2 taksiti, 3.417.570,29 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
1102 nolu taksitli kredinin 4.5.2020 tarihinde 5.000.000,00 TL olarak, %9 faiz oranı ile 24 ay vadeli kullandırıldığı, en son 04.08.2020 vadeli 3. taksitinin 31.8.2020 tarihinde kısmen faizinin ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 2 taksiti, 4.618.338,22 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
1099 nolu taksitli kredinin 4.5.2020 tarihinde 3.000.000,00 TL olarak, %7,50 faiz oranı ile Hazine Destekli KGF kefaletli kredi olarak kullandırılmış olduğu, vadeli kullandırıldığı, bankadan temin edilen hesap hareketlerinde 4.9.2020 kat tarihi ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle geri ödeme yapılmamış olduğu kredi anapara bakiyesinin 3.000.000,00 TL olduğu, 4.11.2020 tarihinde banka kredi hesaplarında 99.739,00 TL ödenmemiş faiz bedelinin kapitalize edilerek kredi hesabı kayıtlarında anapara borcunun 3.099.739,00 TL olarak gösterildiği, görülmüştür.
1083 nolu taksitli kredinin Kasım 2017 tarihinde 60.750,00 TL olarak, %14,50 faiz oranı ile 36 ay vadeli kullandırıldığı, en son 20.7.2020 vadeli 32. taksitinin 16.7.2020 tarihinde ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 1 taksiti, 8.292,96 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
1080 nolu taksitli kredinin Kasım 2017 tarihinde 60.750,00 TL olarak, %14,50 faiz oranı ile 36 ay vadeli kullandırıldığı, en son 20.7.2020 vadeli 32. taksitinin 16.7.2020 tarihinde ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 1 taksiti, 8.292,96 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
1077 nolu taksitli kredinin Kasım 2017 tarihinde 68.475,00 TL olarak, %14,50 faiz oranı ile 36 ay vadeli kullandırıldığı, en son 20.7.2020 vadeli 32. taksitinin 16.7.2020 tarihinde ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi ve 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 1 taksiti, 9.347,87 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
1073 nolu taksitli kredinin Mayıs 2017 tarihinde 250.000,00 TL olarak, %11,52 faiz oranı ile 60 ay vadeli kullandırıldığı, en son 9.7.2020 vadeli 38. taksitinin 16.7.2020 tarihinde gecikmeli olarak ödendiği, 4.9.2020 kat tarihi ibariyle ödenmemiş bir taksiti, 14.9.2020 takip tarihi itibariyle ödenmemiş 2 taksiti, 109.475,78 TL anapara kredi borcu bulunduğu görülmüştür.
Bu hükme göre davacı bankanın sözleşme ile sahip olduğu hesapları kat etme ve alacaklarını geri isteme hakkının Medeni Kanun da belirlenen iyi niyet ölçütlerine uygun şekilde kullandığı görüşüne varılmıştır.
Ödeme emrinde belirtilen faizlerin fahiş olduğu ve faizlerin sınırları aştığı iddiası.
Dava konusu kredi ticari kredi, taraflar da ticari işletme (ticari iş) niteliğinde olduğundan uyuşmazlığın çözümünde T. Borçlar Kanunu değil, T. Ticaret Kanunu hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim T. Ticaret Kanunu’nun 3. maddesinde, ‘’Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.’’ hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasında ise; ‘’Ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği’’ hükme bağlanmıştır.
Taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin;
– Faiz, Temerrüt Faizi başlıklı 4.a. maddesinde; Bu sözleşmenin 1.maddesinde limiti belirlenen kredilerde, Kredi Kullandırım Talep Formunda taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça; bankanın aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan kredi faiz oranı akdi faiz olarak uygulanır.
– Faiz, Temerrüt Faizi Temerrüt Faizi başlıklı 4.c. maddesinde; Müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanır. Temerrüt faizi akdi faiz oranına azami %100’ü oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir. Ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise temerrüt faizi hesaplamasında cari faiz oranı esas alınır.
Hükümleri mevcuttur.
İcra Ödeme Emri incelendiğinde, davacı bankanın ticari kredilere temerrüt faizi olarak % 19,5 faiz oranı uyguladığı anlaşılmıştır. Dosyaya kazandırılan, davacı bankanın kurumsal kredi faiz oranları ile ilgili duyurularında, faiz oranının 7.8.2020 tarihinden itibaren % 14 olarak tespit edildiği görüldüğünden, davacı bankanın sözleşme hükmü gereği kredilere uygulanan akdi faiz oranları en yükseği %13 (BCH kredisi) oranında akdi faiz uyguladığı, yüzde yüzünün ilavesiyle bulunan temerrüt faizi uygulaması mümkün iken % 19,5 oranında temerrüt faizi uyguladığı ve bu oranın piyasa şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın itirazlarından “Davacı bankanın krediye uyguladığı faiz oranında 10.08.2020 tarihinde tek taraflı olarak güncelleme yaptığı” ile ilgili, BCH krediye uygulanan faiz oranlarının aşağıda yer aldığı gibi olduğu Bilirkişiliğimizce dosyaya kazandırılan aşağıdaki tabloda olduğu gibi olduğu, kredi kullandırımında %10,5 faiz oranı ile kullandırıldığı, Bilirkişiliğimizce dosyaya kazandırılan Nakit Kredi Kullandırım Formu incelendiğinde 4.000.000,00 TL BCH kredinin %10,5 faiz oranı ile kullandırılacağı bilgisini içerdiği, … Yazılım Danışmanlık A.Ş. tarafından imzalandığı, formun tarih içermediği görülmüştür.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Yazılım Danışmanlık A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalandığı ve müteselsil kefil olarak davalı … … … ’in imzalarının bulunduğu, Müşteriye sekiz adet nakdi ticari kredi kullandırıldığı, lehine bir teminat mektubu düzenlendiği, çek karnesi tahsis edildiği,
Sözleşme hükmü gereğince hesapların kat edilerek nakdi borçlarının ödenmesi ve mer’i teminat mektubu ve çek yasal yükümlülük bedellerinin de depo edilmesinin asıl borçlu şirket ve kefillerden talep edildiği,
Borçlular tarafından talebin yerine getirilmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine huzurdaki İtirazın İptali davası açılmıştır. Takip tarihi 14.9.2020 itibariyle yapılan hesaplamada;
a)Davacı bankanın davalı kefiller… … ’den 15.579.899,99 TL asıl alacağının olduğu, Sayın Mahkemece takibin devamına karar verilmesi halinde, takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 15.579.899,99 TL asıl alacak üzerinden % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği,
22.3.2021 tarihinde tazmin olan 470.000,00 TL teminat mektubu bedeli üzerinden tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği,
Davacı bankanın davalı kefil …’den 15.589.328,62 TL asıl alacağının olduğu, Sayın Mahkemece takibin devamına karar verilmesi halinde, takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 15.589.328,62 TL asıl alacak üzerinden % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği,
22.3.2021 tarihinde tazmin olan 470.000,00 TL teminat mektubu bedeli üzerinden tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği,
b) Davalılar tarafından Ödeme Emrindeki borcun tamamına itiraz edildiği anlaşıldığından, Sayın Mahkemece icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi halinde, tazminata esas oranın uygulanacağı miktarın, davalılar için takip tarihindeki toplam borç tutarı olduğu,
c) Kefillerden çek yasal yükümlülük bedellerinin depo edilmesinin de talep edilebilmesine ilişkin açık hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen Yargıtay ilamı uyarınca davaya konu depo talebinin davalı kefillerden talep edilmesinin mümkün olmadığı,
d) Dava konusu borca ilişkin ipotekli alacağın tahsili yoluyla takip yapılarak … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi 2020/1407 İcra Dosyasının sonuçlanması nedeniyle infazda dikkate alınması gerektiği,” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna taraf itiraz ve beyanları alındıktan sonra alınan 21/06/2022 tarihli ek raporda;
“…Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Yazılım Danışmanlık A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmelerinin imzalandığı ve müteselsil kefil olarak davalı …, Fatma Evren ve …’in imzalarının bulunduğu, firmaya sekiz adet nakdi ticari kredi kullandırıldığı, lehine bir teminat mektubu düzenlendiği, çek karnesi tahsis edildiği,
Sözleşme hükmü gereğince hesapların kat edilerek nakdi borçlarının ödenmesi ve mer’i teminat mektubu ve çek yasal yükümlülük bedellerinin de depo edilmesinin asıl borçlu şirket ve kefillerden talep edildiği,
Borçlular tarafından talebin yerine getirilmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine huzurdaki İtirazın İptali davası açıldığı, 3.2.2022 tarihli Bilirkişi Kök Raporuna Davalı Kefillerin vekilinin itirazının;
Davalıların kefaletinin geçerliliği, ödeme emrinde faiz oranı/türü/periyodu bilgileri ile mevcut genel kredi sözleşmesi bilgilerinin belirtilmediği, faizin hesaplanması, gecikme komisyonu uygulanamayacağı, itirazın iptali davasına konu ilamsız takibin, aynı borca ilişkin açılan rehnin/ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonuçlanmadan açılamayacağı, depo talebinin gereğinin açıklanmadığı ve KGF tazmini ile kredi bedelinin ödenmesi hususlarında olduğu, yapılan itirazlar değerlendirildiğinde, Bilirkişi Kök Raporunda herhangi bir değişiklik yapılmasını gerektirecek itiraz görülememiş olup, Sayın Mahkemenizce Davacı bankanın takip talebi alacak hesaplamasına dahil ettiği gecikme komisyonunun davalı itirazına istinaden tahsil edilemeyeceği kaanatine varılması halinde takip tarihi 14.9.2020 itibariyle yapılan hesaplamada;
Davacı bankanın davalı kefiller … … … ’den 15.175.768,08 TL asıl alacağının olduğu, Sayın Mahkemece takibin devamına karar verilmesi halinde, takip tarihinden tahsil tarihine kadar, 15.175.768,08 TL asıl alacak üzerinden % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği,
22.3.2021 tarihinde tazmin olan 470.000,00 TL teminat mektubu bedeli üzerinden tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar % 19,5 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği…” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında 4 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu genel kredi sözleşmelerini davalıların kefil olarak imzaladıkları, yasa ve sözleşme uyarınca da kefalet limitleri dahilinde davalıların kefaletlerinin geçerli olduğu, davalılar kefaletlerine ilişkin olarak ipotek verildiği yönünde iddiada bulunup, buna ilişkin belge sunulmadığından davacı banka ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı takibin sonucunu beklemeden iş bu davaya konu ilamsız takibi başlatabilir. Bu yönde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davalılar, kredi sözleşmelerinin tüm sayfalarında kefillerin imzasının bulunmadığı yönünde iddiada bulunmuş iseler de; davacı banka ile davalılar arasında imzalanan 2017 tarihli 2 sözleşme, 2018 tarihli 1 sözleşme 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra imzalanmış olup, bu genel kredi sözleşmelerinin 31.maddesindeki “…genel kredi sözleşmesinin her sayfasını paraf etmeye gerek olmadığı, tüm sözleşme hükümleri hakkında geçerli olacağı, sözleşmenin bir nüshasının teslim aldıklarını beyan ve kabul ederler.” hükmü gereği tarafların tacir olması nedeniyle basiretli bir iş insanı gibi davranarak sözleşmeleri gerekli şekilde inceleyerek imzaladıklarının kabul edilmesi gerektiği, genel kredi sözleşmesinin kredinin kullandırılmasında bankanın hakları başlıklı 2.c maddesinde müşteri lehine verilen teminat mektubu tutarının sorumlu olduğu gayrinakdi risk tutarının faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmek suretiyle müşteri ve kefillerce bankaya depo edilmesini talep edebilir hükmü ile yerleşik yargıtay içtihatlarına göre de davacı bankanın çek sorumluluk tutarını gayrinakdi kredi olarak deposunu talep edebilmesi için sözleşmede açık bir hüküm bulunması gerektiği, sözleşmede böyle bir hükmün bulunmaması nedeniyle davalı kefiller hakkında çek sorumluluk tutarının deposu talep edilemez ise de teminat mektubu tutarının deposunu isteyebilir. Davalıların diğer bir iddiası KGF kapsamında kullandırılan kredilerle ilgili olup, davacı banka KGF kapsamında kullanılan kredilerle ilgili takip talebinde bulunabilir. Ödeme miktarı var ise bu gözönünde bulundurulabilir. Bu da bilirkişi raporunda değerlendirilmiştir. Ödeme emri incelendiğinde temerrüt faizi olarak yıllık %19,50 faiz oranı talep edilmiş olup, duyurularda faiz oranının 07/08/2020 tarihinden itibaren yıllık %14 olarak tespit edilmiş, 19/08/2020 tarihli bildirimde ise %15 faiz oranı öngörüldüğünden sözleşme hükmü gereğince yıllık %28 oranında temerrüt faizi uygulanması mümkün iken yıllık %19,50 oranındaki temerrüt faizi piyasa şartlarına uygun olup, davacı banka tarafından çek yasal sorumluluk bedeli ödemesi yapılmış, bu tutara da yıllık %19,50 oranında temerrüt faizi talep edilmiş olup, bu talebin de banka faiz bildirimine uygun olduğu belirlenmiştir.
Davacı tarafından deposu talep edilen teminat mektubu 22/03/2021 tarihinde tazmin edilmiş olup, talep gözönünde bulundurulduğunda tazmin tarihinden itibaren ödenen bu miktardan işleyecek yıllık %19,50 oranında faizinden davalı kefiller sözleşme hükmü gereğince sorumludurlar.
Yargılama esnasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takiple ilgili tahsilatlardan masraflar düşüldükten sonra dosyaya 17.461.938,00 TL yatırılmış ise de; dosya borcu kapanmamış olup, bu tahsilatın infaz aşamasında nazara alınması gerekir.
Davacı banka tarafından iş bu davaya dayanak olan icra dosyasında 14.09.2020 tarihli genel kredi sözleşmeleri ibaresi yanında … 40. Noterliği’nin 04/09/2020 tarih ve 24412 yevmiye nolu ihtarnamesi yazıldığı, fakat bu ihtarnamenin kefil …’in bireysel borcuna ilişkin olduğu, dava konusu takip talebinde yer alan alacakla ilgili ihtarnamenin ise aynı noterliğe ait 24409 yevmiye sayılı ihtarname olduğu, bu durumda da temerrüt tarihinin takip tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından da takip tarihine kadar yasal faiz hesaplanarak borcun belirlendiği görülmüştür. Salgın hastalık takibin yapılmasına engel değildir.
Toplanan delillere göre davacı banka, dava dışı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve kefiller aleyhine hem ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile hem de genel haciz yolu ile takip başlattığı, kefillerin kefaletlerinden dolayı ipotek verildiği ispat olunamadığından davacı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı takip sonuçlanmadan genel haciz yolu ile takip başlatabileceği, yapılan takibin bu yönüyle usulüne olduğu, davalıların genel kredi sözleşmelerinin içeriği gözönünde bulundurulduğunda kefaletlerinin geçerli olduğu, takip tarihinden önce davalıların temerrüdünün oluşmadığı, davalı kefiller hakkında sözleşmede açık hüküm bulunmadığından çek sorumluluk tutarı ile ilgili depo talep edilemeyeceği, davadan sonra nakde çevrilen teminat mektubu tutarından davalı kefillerin sorumlu olduğu, ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacı bankanın talep edebileceği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yargılama esnasında tahsilat yapılmış ise de bunun infaz aşamasında nazara alınması gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın sözleşme ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak nakdi alacak yönünden davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle davalıların bu miktar yönünden icra inkar tazminatı ödemesine, tazmin olunan teminat mektubunun tazmin tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın kısmen kabulüne,
Kullanılan kredilerden kaynaklı 15.175.768,08 TL asıl alacak, 308.537,01 TL faiz, 15.426,86 TL BSMV olmak üzere toplam 15.499.731,95 TL’ye davalıların yapmış oldukları itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen miktarın %20’si oranında hesaplanan 3.099.946,39‬ TL inkar tazminatının davalılardan alınmasına,
22/03/2021 tarihinde tazmin olunan teminat mektubu tutarı 470.000 TL’nin tazmin tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline,
Dava konusu borca ilişkin ipotekli alacağın tahsili yoluyla takip yapılarak … Gayrimenkul İcra Dairesi’nin 2020/1407 esas sayılı dosyasında yapılan tahsilatın infazda nazara alınmasına,

2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.090.892,39 TL nispi karar ve ilam harcı için peşin alınan 188.474,97 TL ile icra dosyasına yatırılan 78.027,31 TL toplamı 266.502,28‬ TL’nin mahsubu ile noksan olan 824.390,11‬ TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Arabulucu ücreti olarak suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.152,54 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 397.697,32 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar yönünden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 188.474,97 TL peşin harç, icra dosyasına yatırılan 78.027,31 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 1.820,00 TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 268.381,58‬ TL yargılama giderinin (her halükarda yapılması gerektiğinden) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
Katip…