Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/307 E. 2021/642 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/372
KARAR NO : 2021/654
HAKİM : … …
ÜYE : … …
ÜYE : ……
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememize açılan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı, Ankara/Yenimahalle, Ballıkuyumcu’da bulunan taşınmazlar üzerinde konut, ticaret ve sosyal donatı alanları ile golf sahasının yapılması, pazarlanması, satışı ve alıcılara teslimi hususunda dava dışı şirketler ile Ankara …Noterliği’nde 27.09.2011 günü düzenlenen “Mutabakat Metni” başlıklı sözleşme uyarınca dava dışı yüklenici şirketlerin hak ve yükümlülükleri Ankara …Noterliği’nin 27.04.2015 günlü protokolü ile davacıya devredildiğini,
Ankara …Noterliği’ndeki sözleşmenin 5.maddesi gereği işin tamamlanma süresi kapsamında ilk ruhsatın 05.07.2013 günü alınmasıyla 50 aylık sürenin başladığını, bu süreye uyulmadığında her gün için 6.000,00$ ceza-i şartın ödeneceğinin 17.maddede hüküm altına alındığını, işin teslim süresi dolmadan 15.03.2013/05.07.2013 tarihleri için 1.683.912,60TL; 30.06.2014/30.04.2015 tarihleri için 21.984.441,10TL ceza-i şart tahakkuk ettirildiğini bu miktarın ekonomik mahvına neden olacak derece de fahiş olduğunu, edimler arasında hakkaniyet ilkesine aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, ceza-i şartın tenkis edilerek günlük 600$ olarak belirlenmesini veya mahkemece uygun görülecek bir oranda tenkisini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı, TTK’nın 22.maddesi uyarınca ceza-i şartın tenkisinin istenemeyeceğini, ceza-i şart miktarının fahiş olmadığını, davacının sözleşme ile elde edeceği yarar dikkate alınması gerektiğini, davacının ceza-i şartın tahsili istemiyle başlatılan takibe itirazından feragat ederek ödemede bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

HUKUKİ GEREKÇE
Dava, ceza-i şartın tenkisi istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.02.1971 tarihli ve 1505-85 sayılı kararında belirtildiği üzere ceza-i şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken götürü bir edimdir. Ceza koşulu ile amaçlanan, asıl borcun yerine getirilmesi ihtimalini kuvvetlendirmektir. Böyle olunca, kuşkusuz asıl borç yerine getirilmişse asıl borcun ferisi olan ceza koşulu alacağına başvurulamaz. Eğer ceza “bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi” durumu için kararlaştırılmışsa…” (TBK m.179/1) seçimlik ceza; “borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi” (TBK m.179/2) durumu için kararlaştırmışsa ifaya eklenen ceza söz konusudur. Dönme cezası ise, TBK’nın 179/son maddesinde düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında bir sözleşmenin kurulduğu, bu sözleşme uyarınca ceza-i şartın belirlendiği ve sözleşme gereği davacının ceza-i şart ödemesi gerektiği hususunda bir çekişme bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmede belirlenen ceza-i şart bedelinin fahiş olup olmadığı, ceza-i şart bedelinin davacının ekonomik mahvına neden olacak düzeyde bulunup bulunmadığı ve sözleşme ile elde edilecek yarar ile ceza-i şart bedelinin orantısız olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca cezai şartın belirlendiği ve sözleşme gereği davacının cezai şart ödemesi gerektiği hususunda bir çekişme bulunmadığı, uyuşmazlığın sözleşmede belirlenen cezai şart bedelinin fahiş olup olmadığı, ceza-i şart bedelinin davacının ekonomik mahvına neden olacak düzeyde bulunup bulunmadığı ve sözleşme ile elde edilecek yarar ile ceza-i şart bedelinin orantısız olup olmadığına ilişkindir olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi kurulunun 23/01/2017 tarama günlü raporunda, ceza-i şartın davacının ekonomik mahvına neden olabileceğinden 700,00 $ düşürülmesinin uygun olacağı belirtildiği, rapora itirazlar üzerine yeniden alınan 10.04.2018 günlü bilirkişi kurulu raporunda da, cezai şartın davacının ekonomik mahvına neden olabileceğinden 600,00 $ düşürülmesinin uygun olacağı, davacının da içinde yer aldığı dava dışı şirket ortaklığı ile davalı belediye arasındaki Ankara ….Noterliği’nin 27/09/2011 günlü ve 13595 yevmiyeli “Mutabakat Metni” başlıklı belgede dava dışı şirketlerin elde edeceği hak ve yükleneceği yükümlülükler davacıya devrine ilişkin Ankara ….Noterliği’nin 27.04.2015 günlü protokolü düzenlendiği, bu sözleşmenin dayanağı olan Ankara ….Noterliği’nin 27/09/2011 günlü ve 13595 yevmiyeli “Mutabakat Metni” başlıklı sözleşmesinin 17.maddesinde hangi hallerde ceza-i şart alınacağının öngörüldüğü, Ankara …Noterliği’nin 27/04/2015 günlü protokolünün 6. maddesinde davacının yükümlülükleri gösterildiği, belirtilen bu yükümlülükler uyarınca davacı ceza-i şartı çekincesiz olarak kabul ettiği, dolayısıyla davacının davalı ile düzenlenen tüm sözleşmelerde cezai şartın varlığından haberdar olduğu sonrasında bunun fahiş olduğunu ileri sürmesinin iyiniyet ilkesi ile bağdaşmadığı, bunun yanında, cezai şartın sözleşmelerde yer almasının nedeni sözleşmeye uygun biçimde edimlerin yerine getirilmesini sağlamak olduğu, davacının edimini yerine getirdiği savunması bulunmadığı, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının bu istemi TTK’nın 22. maddesinin amir hükmü gereğince de yerinde görülmediği, davacının davalı ile düzenlediği sözleşmede süresinde edimlerini yerine getirmiş olsaydı sağlayacağı fayda ve davalının edimin süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle uğradığı kayıplar dikkate alındığında edimler arasında bir orantısızlığın da bulunmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf istemi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2020/1172 esas, 2021/545 karar sayılı ilamı ile “…
Taraflar arasında aynı uyuşmazlık ile ilgili devam eden Ankara …. ATM’nin 2015/310 esasına kayıtlı menfi tespit davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu dosyanın getirtilip incelenerek HMK. 166. maddesi uyarınca dosyaların birleştirilmesinin gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmesi gereklidir.
TTK. 22. maddesine göre; tacirler arasında yapılan sözleşmelerde belirlenen cezai şartın tenkisi istenemez. Ancak, Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ile sabit olduğu üzere sözleşmede öngörülen cezai şart bir tarafın ekonomik mahvına sebep olabilecek nitelikte ise tacirler arasında öngörülen cezai şartın indirilmesi de mümkündür. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının her ikisinde de; davacının ticari defter ve kayıtları incelenerek mutabakat metninin 17. maddesinde öngörülen cezai şartın davacının ekonomik mahvına sebep olacağı kanaati bildirilmiştir. Sözleşmede öngörülen cezai şartın bir tarafın mali olarak yıkımına sebebiyet verip vermeyeceği hususu teknik incelemeler gerektiren bir husus olup, mahkemece bilirkişi heyetlerinin davacı ticari defter ve belgeleri, gelir ve gider tabloları, bilançoları üzerinde yaptıkları incelemeler sonucu ulaştıkları kanaatin nazara alınması gereklidir. Diğer yandan, bir şirketin mali tablolarının incelenmesi gereken uyuşmazlıklarda uzmanlığı “işletme” olan bilirkişiye de bilirkişi heyetinde yer verilmesi gereklidir. Mahkemece alınan her iki bilirkişi heyetinde de uzmanlığı “işletme” olan bilirkişiye yer verilmemiştir. Mahkemece bir mali müşavir, bir işletme konusunda uzmanlığı bulunan öğretim üyesi bilirkişi ve bir inşaat mühendisi bilirkişiden oluşturulacak olan heyetten mutabakat metninde belirtilen cezai şartın davacının ekonomik mahvına sebebiyet verip vermeyeceği, verecek ise davacı tarafın talebi de gözetilerek, ne miktarda cezai şartın uygun olacağı hususlarında yeni bir bilirkişi raporu alınması gereklidir.
Diğer yandan Ankara …. Noterliği’nin 27 Nisan 2015 tarihli fesih protokolünün ve Ankara …. Noterliği’nin 13/03/2020 tarih ve 7141 yevmiye numaralı fesih ihbarnamesinin de taraflar arasındaki uyuşmazlığa etkisinin ayrıca incelenip değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Taraflar arasında devam eden Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/362 Esas sayılı dosyasının celpolunan evraklarının incelenmesinde; dava konusunun mahkememiz dava dosyasının konusunu da teşkil eden aynı eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart faturaları nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
HMK’nun 166/1.maddesine göre aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfatlardaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar arasında irtibat olması halinde davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme yapılacağı öngörülmüş olup, iki dosyanın taraflarının aynı ve dava konusunun da aynı sözleşmeden kaynaklı olduğu, bu nedenle mahkememizde açılan iş bu dava ile Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/362 Esas sayılı dosyası arasında belirtilen yasa maddesi gereği irtibat olduğu anlaşıldığından dosyanın Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/362 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Mahkememize ait iş bu dava dosyası ile Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/362 esas sayılı dosyası arasındaki irtibat nedeniyle birleştirilmesine,
Her iki davanın birleştirilen dosya üzerinden yürütülmesine,
2.-Yargılama giderlerinin HMK 331/2.maddesi gereğince birleştirilen dosyada nazara alınmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, birleştirilen dosyada verilecek esas hükümle birlikte Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …