Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2021/731 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/297 Esas
KARAR NO : 2021/731

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …

VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkili şirkette teknik işler sorumlusu olarak çalıştığını, daha sonra ayrıldığını, ayrılırken müvekkilin her türlü ticari sırlarını muhafaza ederek, üçüncü kişilerle paylaşmayacağını, iş akdinizin feshinden sonra 5 yıl süre ile müvekkkil firmanın yoğun olarak faaliyet gösterdiği İç Anadolu Bölgesi’nde müvekkil firma ile rekabet eden başka bir kuruluşta çalışmayacağını, rakip bir kuruluşa ortak olmayacağını ve ortaklıktan başka bir sıfatla dahi rakip bir kuruluşla ilişki kurmayacağını, – kendi adına müvekkil firma ile rekabet edecek bir iş kurmayacağını, yukarıdaki belirtilen şartları ihlal ederek rekabet yasağına uymaması halinde müvekkilden aldığı son brüt maaşının 2 yıllık tutarını tazminat olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak Ankara ilinde şirket kurduğunu belirterek davalının fiilinin haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, şirketin uğradı zararların tespiti ile 100 TL 26/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Ankara…Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, taahhütnamenin müvekkili tarafından imzalanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; rekabet yasağının ihlali nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bir davanın ticaret mahkemesinde görülmesi için her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması veya tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğması veya özel kanunularda davaya Ticaret mahkemesinde bakılacağının belirtilmesi gerekir. Tarafların arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinden kaynaklanmakta olup iş akdinin sona ermesinden sonraki dönemi kapsamaktadır.
İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olup bu durum Türk Ticaret Kanununun 5.maddesinde belirtilen “aksine durum” ibaresi kapsamında kalmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2021/3076 Esas 2021/9789 karar sayılı ilamında ; “İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır.” denilerek uyuşmazlıkta yargılamaya iş mahkemelerinin görevli olduğu vurgulanmıştır. İş mahkemeleri, Ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olmakla , mevcut dosyada uyuşmazlığın kaynağının iş sözleşmesi olduğu, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olduğu, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği birlikte değerlendirildiğinde davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya İş Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*