Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/278 E. 2022/886 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/278 Esas – 2022/886
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/278
KARAR NO : 2022/886

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/02/2017
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, davacı firma ile karşı taraf arasında 22.08.2011 tarihinde …Kütüphane, Araştırma merkezi, Arşiv ve Genel Sekreterlik Hizmet Binası Yapı Kompleksi ile Ziyaretçi Kabul Binası İnşaatının Mekanik Tesisat İşlerinin gerçekleştirilmesi için alt yüklenici sözleşmesinin karşılıklı olarak imzalandığını, bu sözleşme kapsamında taşeron firma olan müvekkil şirket, sözleşmenin yüklediği sorumlulukları yerine getirmesine rağmen bir kısım ödemeyi davalı yandan alamadığı için … 3. Asliye Ticaret Mahkemesine dava açtığını ve 2014/1652E, 2016/792K sayılı dosya ile görülen davada, davalı yanca müvekkil şirkete ödenmeyen bakiye alacağın ödenmesine karar verildiğini, aynı dosya kapsamında alınan 19.06.2015 tarihli bilirkişi raporundaki “Sözleşmenin 20-3 maddesi uyarınca davacının sorumluluğundaki işlerin tümünün idare tarafından geçici kabul onayının yapılmış olması halinde davacı yanın teminat kesintisi tutarı olarak belirtilen 701.186,30 TL’nın da davacıya iadesi gerekeceği açıktır.” ifadesine istinaden davalıya, … 40. Noterliği kanalı ile 09.01.2016 tarih ve 01112 Yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini,19.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen teminat kesintisi tutarının müvekkil şirkete ödenmesinin istendiğini, davalı yanca ödemenin yapılmamasından dolayı … 30.İcra Müdürlüğünün 2017/1369E. sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini, Davalı Borçlu Haşemoğlu İnşaat San. Ltd. Şti’nin … 30.İcra Müdürlüğünün 2017/1369E. sayılı icra dosyasında 703.261,04 TL’ lik takibe yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili ; müvekkil şirket ile davacı arasında …Kütüphane, Araştırma merkezi, Arşiv ve Genel Sekreterlik Hizmet Binası Yapı Kompleksi ile Ziyaretçi Kabul Binası İnşaatının Mekanik Tesisat İşlerinin gerçekleştirilmesi için 22.08.2011 tarihinde alt yüklenici sözleşmesinin imzalandığını, davacı yanın … 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş olan davadaki talebi, sadece eksik ödenen hak ediş bedelinden ibaret olduğunu teminat kesintisi iadesinden bahsedilmediğini ve talep haklarının saklı tutulmadığını, davacı yanın, teminat kesintilerinin hesap içerisinde görüldüğünü bildiğini ve bununla ilgili talepte bulunmadığını, 701.186,30 TL tutarlı bir alacağı olduğunu iddia eden bir tacirin bu alacağına karşılık, bu tutarı değil de 197.167,53 TL’yi (son mahkeme kararına göre 185.856,42 TL) talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava kapsamında alınan 19.06.2015 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ve 14/06/2016 tarihli ek raporda dosya bilirkişileri, hatalarından açıkça dönmek yerine, konunun davanın konusunu teşkil etmediğini belirterek incelenmesine gerek duyulmadığını beyan ettiklerini ve konuyu geçiştirdiklerini, rapor hazırlanırken mali müşavir bilirkişisinin şirket defterlerini yeterince incelemediğini, incelenmiş olsaydı davaya konu edilebilecek bir hususun bulunmadığının kolaylıkla anlaşılabileceğini, davacının davasına dayanak tuttuğu bilirkişi raporunun hukuken ve muhasebesel olarak kabule şayan olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, teminat kesintisinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın haksızlığı iddiasıyla açılan itirazın iptali davasıdır.
Celpedilen … 30.İcra Müdürlüğünün 2017/1369 sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacının 701.186,30 TL teminat kesintisi, 2.074,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 703.261,04 TL’nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, davalının tüm borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın ise süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce; aynı davacı tarafından taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1652 Esas sayılı dosyasında dava açıldığından bu davada verilecek karar mahkememizce verilecek kararı etkileyeceğinden bekletici mesele yapılmış, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacı alacağının 197.167,53 TL olarak belirlenip bu miktarın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2018 tarihli, 2017/239 Esas, 2018/848 Karar sayılı ilamı ile … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 185.856,42 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline temyizi kabil olmak üzere karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; “….Alınan rapor ve ek raporlarda davacının 14.912.159,96 TL tutarında iş yapmasına rağmen davacıya 15.427.471,84 TL ödemenin yapıldığını, 701.168,30 TL teminat kesintisi olarak kesin hak ediş düzenlendiğinde davacıya 515.311,88 TL fazla ödeme yapıldığını, bu durumda da davacının teminat kesintisinden kaynaklı alacağının kalmadığının belirtilmiş olup, alınan rapor ve ek raporlar sunulan delillerin içeriğine uygun, denetime de elverişli olmakla yeterli görülmüş olduğunu,
Toplanan delillere göre davacı teminat kesintilerinin ödenmediği iddiasıyla iş bu davayı açmış ise de; alınan bilirkişi raporu ve ek raporlarda davacıya yapılan ödeme gözönünde bulundurulduğunda teminat kesintisi de dahil fazla ödeme yapıldığını, bu durumda da davacının iş bu talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla açılan davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.”
Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine incelemeyi yapan … Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 02/03/2021 tarih ve 2021/99 esas, 2021/201 karar sayılı ilamı ile
“…Dava, sözleşme ve takip tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı Mülga BK’nın 355. Maddelerinde düzenlenen ve taraflarca 22/08/2011 tarihinde imzalanan ” …Kütüphane Araştırma Merkezi, Arşiv ve Genel Sekreterlik Hizmet Binası Yapı Kompleksi ile Ziyaretçi Kabul Binası İnşaatının Mekanik Tesisat İşlerinin Gerçekleştirilmesi” işine ilişkin eser sözleşmesine dayalı, bu sözleşmenin ifa ile son bulması sebebiyle sözleşmenin 20/3.maddesi uyarınca nakdi teminat kesintisi tutarlarının iadesi amacıyla yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptalin istemine ilişkindir.
Davacı taşeron, davalı yüklenicidir.

Daha önce aynı taraflar arasında aynı sözleşmeden kaynaklı olarak davacı taşeron tarafından davalı yükleniciye karşı açılan ve … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1652 Esas 2016/792 Karar sayılı dosyasında görülmekte olan davada davacı taşeron, bakiye iş bedeli alacağı konusunda fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00TL ‘lik alacak davası açmış ve aldırılan bilirkişi raporlarından sonra ıslah dilekçesiyle bu talebini 203.528,10 TL’ye yükseltmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sözleşme kapsamındaki tüm işin davacı alt taşeron tarafından tamamlandığının kabulü ile davacının bakiye alacak miktarının 197.167,53 TL olduğu kabul edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1652 Esas 2016/792 Karar sayılı 14/12/2016 tarihli bu kararının istinaf edilmesi sonucunda dosyanın gönderildiği … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2018 tarihli 2017/239 Esas 2018/848 Karar sayılı kararı ile;
Taraflar arasında 22/08/2011 tarihli sözleşme ile davacı, davalının yükleniminde bulunan dava dışı TBMM’ye ait hizmet binaları inşaatlarının mekanik tesisat işlerinin yapımını anahtar teslimi olarak bedelle üstlenmiştir.
Davacı taşeron, davalı yüklenicidir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, işin tamamlanıp tamamlanmadığı, davacı taşeronun bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa alacağın miktarı konularında toplanmaktadır.
Mahkememizin 31/01/2018 tarihli duruşmasında ara kararı ile, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamındaki tüm hakedişler ve varsa geçici kabul tutanakları ile sözleşme eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin birer örneğinin sunulması için taraf vekillerine süre verilmiş ve eksikliklerin tamamlanmasından sonra 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş, sözkonusu ara kararı gereği eksik bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması üzerine mahkememizin 02/03/2018 tarihli ara kararı ile dosyanın inşaat mühendisi, mimar ve mali müşavir bilirkişiden oluşan üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdiine, dosyada mevcut olan ve dosyaya sunulması sağlanan tüm hakedişler ve diğer deliller ile ödeme belgeleri nazara alınarak, sözleşme kapsamındaki eksik ve kusurlu imalat kalemlerine ilişkin davacı vekilinin 26/03/2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi de gözetilmek suretiyle işin kesin hesabının çıkartılması için rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 19/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacının cevaba cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu “Mukayeseli keşif” incelendiğinde azalan imalat olarak 2.557.045,96 TL, artan imalat olarak ise 1.475.852,45 TL olduğu ve toplamda 1.081.193,51 TL azalan imalat tutarı hesaplandığını, bu mukayeseli keşifte bulunan artan ve azalan imalatların, davacının sözleşme gereği yapması gereken tüm imalatlar ile yaptığı sözleşme dışı imalatlar ve yapmadığı imalatların birlikte değerlendirilerek hesaplandığını ve bu mukayeseli keşif ile davalı dilekçesinde belirtilen geçici kabul eksiklikleri ve kazan dairesine ait imalatların da dikkate alınarak götürü bedel sözleşme tutarı güncellenmiş olduğunu, davalı tarafından tek taraflı hazırlanmış olan 14 nolu hakedişte de “Hakediş tutarı:(Sözleşme Tutarı + Mukayese Tutarı)=15.500.000 TL – 1.081.193,51 TL” ibaresi ile hakediş miktarının 14.418.806,49 TL olarak hesaplandığını, 14 nolu hakedişte davalının hakedişten şantiye genel giderleri adı altında 100.504,70 TL kesinti yaptığını, daha önceki hakedişlerdeki şantiye giderleri kesintisi incelendiğinde 13 hakediş toplamında 61.179,49 TL şantiye giderleri kesintisi yapılırken, sadece 14 nolu hakedişte 100.504,70 TL kesinti yapıldığını, şantiye genel giderleri adı altında yapılan bu 100.504,70TL nin bundan önce hazırlanmış ve her iki tarafça imzalanmış olan diğer hakedişlerdeki aynı kesintilere göre çok daha fazla olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle yapılan bu kesintilerin imalat tutarına göre oranı bulunarak 14 nolu hakedişte yapılması gereken şantiye giderleri kesintisinin 5.473,58 TL olarak hesaplandığını, 14 nolu hakedişte davalının hakedişten muhtelif kesintiler adı altında 79.277,71 TL kesinti yapmış olduğunu, bu kesintinin nasıl hesaplandığı, ne için kesildiği ile ilgili herhangi bilgi, belge veya tutanağın dosya ekinde bulunmadığından yapılan kesintinin hesaplarda dikkate alınmadığını, diğer bütün kesintilerin ise imzalı 1-13 nolu hakedişler ve tek taraflı hazırlanan 14 nolu hakediş dikkate alınarak hesaplandığını, sonuçta davacı hakedişinin toplam 15.613.328,26 TL olarak hesaplandığı, bu miktardan davalı şirketin ödemeleri toplamı olan 15.427.471,84 TLnın mahsubu ile davacının davalıdan bakiye 185.856,42 TL alacağı bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine alınan 06/07/2018 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle, 14 nolu hakediş imalatları için fatura kesilmemiş olduğu dikkate alındığında kök rapordaki 14 nolu hakediş için belirtilen 71.114,50 TLnın davacıya ödenmemesi gerektiğini, buna göre yapılan hesaplama sonucunda, davacı şirkete ödenmesi gereken net tutar olan 15.542.213,76 TL dan davalı şirketin ödediği toplam 15.427.471,84 TLnın mahsubu ile davacı şirketin davalıdan bakiye 114.741,92 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce alınan 19/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu sonucunda davacı taşeronun davalıdan 185.856,42 TL bakiye iş bedeli alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, davacı alacağının KDV dahil olarak hüküm altına alındığı hususu ve davalı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri birlikte dikkate alındığında, 06/07/2018 havale tarihli ek bilirkişi raporundaki KDV ile ilgili değerlendirmeye mahkememizce itibar edilmemiş ve davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek kök raporda hesaplanan miktar hükme esas alınmıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın 185.856,42 TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki 22/08/2011 Tarihli sözleşme sebebiyle işin kesin hesabının daha önce yapılmış olmadığından kesin tasfiye hesabının çıkarılarak davacı alacağının hüküm altına alındığı, bu kararın davalı iş sahibi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2019 tarihli 2018/5428 Esas 2019/3550 Karar sayılı ilamı ile onanarak aynı tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
Somut davada ise davacı taşeron bu sözleşme kapsamında davalıdan sözleşmenin 20/3.maddesindeki düzenleme uyarınca ve yine taraflar arasındaki … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2014/1652 Esas sayılı dosyadaki 19/06/2015 tarihli bilirkişi raporundaki ” Davacının sorumluluğundaki işlerin sözleşmenin 20-3. Maddesi uyarınca idare tarafından geçici kabul onayının yapılmış olması halinde davacı yanın teminat kesintisi tutarı olarak belirtilen 701.186,30 TL’nin davacıya iadesi gerekeceği açıktır.” belirlemesi sebebiyle hak edişlerinden yapılan nakit kesinti tutarlarının iade edilmesi gerekirken edilmediği gerekçesiyle hak edişlerden yapılan nakit teminat tutarları kesintisinin iadesi talebiyle davalı yüklenici hakkında takip başlatmış ve davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yüklenici cevabında, davacı hak edişlerinden yapılan nakit teminat kesinti tutarlarının davacı taşerona 30/05/2013 – 13/09/2013 tarihleri arasında peyderpey ödendiğini, bu konunun davacı ticari defterlerinde de ” teminat ve avans mahsubu iadesi ” olarak gösterildiğini, alacak davasında davacının teminat mektupları sebebiyle fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece de alınan bilirkişi raporu ve ek raporları ile davacıya yapılan ödemelerle dava konusu nakdi teminat kesintilerinin de davacıya fazlasıyla ödendiği kabul edilerek davanın bu gerekçeyle reddine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2017/239 Esas 2018/848 Karar sayılı dosyasında davadan önce kesin hesabın yapılmadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin tasfiye edilmesi ve tasfiye kesin hesabının çıkarılması konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmış ve bilirkişi kurulunun 19/04/2018 tarihli kök rapor ile 06/07/2018 tarihli ek raporları ile taraflar arasındaki tasfiye kesin hesabının çıkarıldığı, Bölge Adliye Mahkemesi’nce de tasfiye kesin hesabı konusundaki bilirkişi heyetinin kök raporuna itibar edilerek karar verildiği anlaşılmışsa da, tasfiye kesin hesabına dair bilirkişi kurulu raporunda nakit teminat kesintilerinin iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirme yapılıp yapılmadığı, davacı hak edişlerinden yapıldığı anlaşılan nakit teminat kesinti tutarlarının davacıya davalı tarafından yapılan ödemelerle ödenip ödenmediği ve buna göre davacının davalıdan nakit teminat kesintileri sebebiyle alacağı bulunup bulunmadığı dosya içerisindeki evrak ve belgelerden anlaşılamadığından ve ilk derece mahkemesince de taraflar arasındaki aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak davasının kesin hükme bağlanması beklenmeden yargılama yürütülerek sonuçlandırılmış olduğundan mahkemece taraflar arasındaki nakit teminat kesinti tutarlarının iadesinden kaynaklanan bu uyuşmazlıkta kesinleşen dosyadaki tasfiye kesin hesabındaki belirleme ve kabuller dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece … BAM 27. Hukuk Dairesi’nin 2017/239 Esas 2018/848 Karar sayılı dosyasında tasfiye kesin hesabını düzenleyen bilirkişi kurulundan bu dosyaya sunmuş oldukları kök ve ek rapordaki kesinleşmiş kabuller de değerlendirilerek, davacı taşeronun hak edişlerinden yapılan nakit teminat kesintilerinin iadesini koşullarının oluşup oluşmadığı, bu kesintilerin davacı taşerona iadesinin gerekip gerekmediği, bu kesintilerin davalı yüklenici tarafından davacı taşerona ödendiği savunulduğundan, davalı tarafından davacıya teminat kesintilerinden dolayı yapılan ödemeler bulunup bulunmadığı, buna göre davacının hak edişlerinden yapılan teminat kesintilerinden dolayı takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri de değerlendirilmesi suretiyle rapor aldırılması ve alınacak bu rapora göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekir..
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile ve aynı sözleşmeden kaynaklanan davacı taşeronun açmış olduğu alacak davasının kesin hükme bağlanması eldeki dava yönünden bekletici sorun yapılmadan yetersiz bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş olması sebebiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi…” gerekçeleri ile mahkememiz kararı kaldırılarak daire kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama esnasında tüm dosya istinaf mahkemesi kararına uygun olarak nitelikli hesaplama uzmanı, inşaat mühendisi ve mali müşavirden oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek alınan 01/03/2022 tarihli raporda;
“…Taraflar arasındaki yapım işine ilişkin hak edişler yönünden … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2018 tarih ve 2017/239E- 2018/848 K sayılı KARARI ile anılan dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporları sırasında 14 nolu kesin-tasfiye hak edişinin tespit edildiği, mezkur kararın da kesinleştiği,
Mevcut kesinleşen 09.11.2013 tarihli 14 nolu- Kesin hakkedişte 5’lik teminat kesintisi yapılmamış ise de alacak hesabı yapıldığı ve bu durumda tarafların uyarlılık gösteren ticari defterlerine intikal eden ödemeler uyarınca davacının davalıdan 185.856,42 TL tutarında alacaklı hale geldiği,
Ancak 31.12.2013 tarihinde teminatlar ve alınan avanslar açıklaması ile 701.186,30 TL mahsubu yapılmış olduğu,
Her iki taraf ticari defterlerinde 09.11.2013 tarihli 14. hakedişe ilişkin bir kayıt bulunmadığı Davacının 126 Verilen Depozito Ve Teminatlar hesabındaki tutar 701.186,30-TL olup, bu tutarın 440,527,11-TL lik kısmı 2012 yılında iade edilmeyip 2013 yılına devreden, 260.659.19-TL ise 2013 yılında düzenlenen hakkedişlerden (13. Hakedişte dahil ) yapılan%5 lik teminat kesintiler tutarı olduğu,
Davacı şirketin kendi ticari defterlerinde, 126 Verilen Depozito Ve Teminatlar hesabında takip ettiği teminat kesintileri tutarı olan 701.186,29-TI. ile yine alınan sipariş avanslarında yer alan 98.744,97 TL toplamı 799.931,26-TL’sını, 120 nolu Alıcılar hesabındaki davalı şirkete olan borcuna karşılık 30.12.2013 tarihinde virman yapmak suretiyle, bu borcu kapattığı ve bu tarih itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç-alacak tutarının kalmadığı,” yönünde görüş bildirmişler, iş bu rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişilere tevdii edilerek alınan ek raporda tarafların beyan ve itirazları tartışılarak kök rapordaki tespitlerini değiştirmeyi gerektirecek bir hususa rastlanılmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.

Dava, eser sözleşmesine dayalı bu sözleşmenin ifa ile son bulması sebebiyle nakdi teminat kesintisi tutarlarının iadesi amacıyla başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğu iddiasıyla açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin kararında belirtildiği gibi … Bam 27. Hukuk Dairesi’nin 2017/239 esas, 2018/848 karar sayılı dosyasında tasfiye kesin hesabını düzenleyen bilirkişi kurulundan bu dosyaya sunmuş oldukları kök ve ek rapordaki kesinleşmiş kabuller de değerlendirilerek davacı taşeronun hakedişlerinden yapılan nakit teminat kesintilerinin iadesinin oluşup oluşmadığı, bu kesintilerin davacı taşeronu iadesinin gerekip gerekmediği, kesintilerin davalı yüklenici tarafından davacıya ödenip ödenmediği, davacının hakedişlerinden yapılan kesintilerden dolayı takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında sözleşme ve sözleşme eki olan yapım işleri genel şartnamesi hükümleri de değerlendirilerek alınan 01/03/2022 tarihli raporda; “davacı şirketin kendi ticari defterlerinde takibe konu ettiği teminat kesintileri tutarı olan 701.186,29 TL ile yine alınan sipariş avanslarında yer alan 98.744,97 TL toplamı 799.931,26 TL’nı alıcılar hesabındaki davalı şirkete olan borcuna karşılık 30/12/2013 tarihinde virman yapılmak suretiyle bu borcun kapatıldığı ve bu tarih itibariyle taraflar arasında herhangi bir borç alacak tutarının kalmadığı,” yönünde görüş bildirmişler, itiraz üzerine de bilirkişiler bu görüşlerini değiştirmemişlerdir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin daha önce mahkememizce verilen kararın kaldırma gerekçesinde belirtilen şekilde dosya bilirkişilere tevdii edilerek rapor ve ek rapor alındığı, alınan bu raporlarda davacı alacağının bulunmadığı belirlenmekle tüm dosya kapsamına göre açılan davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararından sonra yapılan incelemeler ve dosyaya sunulan delil ve belgelerin yeniden incelenmesi sonucunda davacının takip başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine varılmakla kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
Davalının %20 (140.652,21 TL) kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile davacıdan tahsiline,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 8.493,64 TL ‘den mahsubu ile arta kalan 8.412,94‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 95.358,71 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 50,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 212,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.