Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/270 E. 2022/447 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/270 Esas – 2022/447
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/270 Esas
KARAR NO : 2022/447

HAKİM …
KATİP…

DAVACI…
DAVALI …
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememize açılan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davalı iş yerinden 02.08.2019 düzenleme tarihli 212676 nolu fatura ile 15.000,00 TL bedelle özel Köşe Koltuk takımı satın aldığını ancak teslimatın 20.09.2020 tarihinde gerçekleştiğini, ürün kullanmaya başlandıktan kısa bir süre sonra ise minderlerinin kaplandığı deri yüzeyinde aşınmalar ve soyulmalar meydana geldiğini ,bunun sonucunca teslim alınan malın gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu durumu davalıya yasal mevzuata uygun olarak tarafa gerekli bildirim ve ihbarları da süresinde yapan müvekkili davalıya durumu açıkça itiraz ettiğini müvekkil kendi imkanları ile kumaş örneklerini kargo vasıtası ile davalıya gönderdiğini, yapılan incelemede davalı tarafından ürünlerde bir hata bulunmadığını, ekstra ücret karşılığında ürünlerde değişim yapabileceklerinin iletildiğini bu durumda dahi ürünler arasında ton farkı olabileceği ,müvekkilinin yasadan kaynaklanan haklarını kullanmak için derhal bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen seçimlik haklarım kullanmaktan yoksun bırakıldığını, ürün onanmı için dahi ücret talep edildiğimin mağduriyetin giderilmesi için davalı şirketin resmi iletişim adresi olan [email protected] adresine 14.01.2021 tarihinde taraflar arasında yapılan sözleşmeden dönüldüğünü, sözü edilen ürünü daha fazla ellerinde muhafaza edemeyeceklerini ve teslimine hazır olduklarını, şayet ürünün alınmaması durumunda yediemine teslim edileceğinin ihtar edildiğini, buna rağmen davalının bedel iadesinde bulunmadığı gibi teslimde almadığını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, davalının ürün üzerindeki yıpranmaların olduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sözleşmeden dönülmüş olmaları sebebi ile ödenen bedelin ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, dava konusu ürünlerin 21.09.2019 tarihinde kusursuz ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, dolayısıyla davacının teslimden 1,5 yıl sonra ortaya atmış olduğu köşe takımının ayıplı olduğu iddiasının yerinde olmadığını,davacının iddia ettiğinin aksine koltuklar 20.09.2020 değil 2019 yılında tesliminin yapıldığını, davacının köşe takımının ayıplı olduğuna ilişkin dosyaya hiçbir delil sunamadığını, davacının gözden geçirme külfetini yerine getirmediğini,tarafların tacir olmaları sebebi ile türk ticaret kanunun hükümlerinin uygulanması gerektiğini,bu bağlamda tacirler arasında ki satışlarda satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün değilse teslim tarihinden sonra 8 gün içerisinde satılanın incelenmesi ve ayıplı olduğunun tespiti halinde ihbar edilmesi gerektiğini,satın alanının süresinde ihbar da bulunmaması halinde satılanı kabul ettiği anlamının ortaya çıktığını,müvekkiline süresinde yapılan ihbar bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu mailin tarihinin 14.01.2021 olduğunu, ihbarın şekil şartlarına uygun yapıldığı kabul dahiledilse 1,5 yıl sonra yapılmış olması sebebi ile süresinde olmadığını, malın ayıplı olduğunun ispat yükünün davacıya düştüğünü beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında mobilya işinden anlar hesap bilirkişisinden talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle,
Somut olayda taraflar arasında yapılan sözleşme 02.08.2019 tarihinde kurulmuş olup davaya konu ürünler 21.09.2019 tarihinde teslim edilmiştir. Davacı tarafından ise davalıya yapılan ilk ihbar bildirimi 14.01.2021 tarihidir. Yapılan bildirimin şekli davalının resmi mail adresine yapılmış olması sebebi ile ihbarın şekil şartı bakımından geçerlidir. Keşif ile yapılan tespitte bu hali ile koltukların sonradan oluşan nedenlerden dolayı ayıplı olduğu aşikar olup, sonradan çıkması ve kullanıma kaynaklı oluşması ve basit muayene le anlaşılamayacak olması sebebi ile gizili ayıptır. Kullanıma bağlı olarak sadece vücudun temas ettiği yüzeylerin yıpranmış olması da üründe kullanılan kumaşın hatalı olmasından değil kalitesinden kaynaklanmaktadır. Üründe çıkan ayıp taraflar arasında kurulan sözleşmede belirtilen 2 yıllık garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış olup alıcı tarafından satıcıya süresinde bildirilmiştir.
Tarafların tacir olarak kabul edilmesi durumunda ise TTK da 8 günlük süre öngörülmekte iken borçlar kanununda TBK m.223/1 ayıbın fark edilmesini müteakip, işin ve halin gerektirdiği normal bir süratle durumun satıcıya bildirilmesi anlaşılmaktadır.
Dava konusu üründe ayıp olduğu hususunda şüphe bulunmamakta olup davacının ihbar ve hemen bildirim yapma yükümlülüğüne uyup uymadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu görüşünü bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Taraflar arasındaki dava satın alınan ürünün ayıplı çıkması nedeniyle ayıba karşı tekkeffül hükümleri çerçevesinde koltuk bedelinin iadesi istemi ile davalı satıcıya karşı açılmıştır. Tacirler arasındaki ayıp iddialarında TTK’nun 23/c maddesi ile TBK’nun ayıba karşı hükümlerinin uygulanarak husumetin belirlenmesi gerekmektedir.
TTK’nun 23/1 maddesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” denildikten sonra 23/1-c Bendinde “c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” denilerek ayıp iddiasında sorumluğun ne şekilde ve kime karşı yöneltilebileceğini düzenlemiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davava konu ürünün talimat mahkemesince yapılan keşif yoluyla incelendiği koltukların sonradan oluşan nedenlerden dolayı ayıplı olduğu , ayıbın sonradan çıkması ve kullanıma kaynaklı oluşması ve basit muayene ile anlaşılamayacak olması sebebi ile gizili ayıp olduğu, kullanıma bağlı olarak sadece vücudun temas ettiği yüzeylerin yıpranmış olması da üründe kullanılan kumaşın hatalı olmasından değil kalitesinden kaynaklandığı, üründe çıkan ayıbın taraflar arasında kurulan sözleşmede belirtilen 2 yıllık garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış olup alıcı tarafından satıcıya süresinde bildirildiği görüşü mahkememize bildirilmiştir. Mahkememizce rapor hüküm kurmaya elverişli görülmüş satılanın “ayıplı mal” olduğu ve ayıbın gizli ayıp olduğu ve süresinde ihbarın yapıldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Satıcının satılandaki ayıplardan 6098 sayılı TBK.’nun 219 ve devamı maddeleri sorumluluğunun şartları düzenlenmiştir. Ayıbın niteliği gereği davacı yanın 6098 sayılı TBK.’nun 223 maddesi düzenlemesine uygun olarak ayıp bildirimini yaptığının kabulü gerekir. Nitekim davacı yan e-posta görüşmesini sunmuştur. Anılan yasanın 227 maddesine göre alıcı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabilecektir.
Buna göre tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının bedel ödeyerek satın aldığı koltuktan tespit edilen ayıp nedeniyle tam olarak fayda sağlanamayacağından davacının satımın feshi ile ödediği bedelin iadesine dair talebinin haklı ve yerinde bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmış, davacı yanca satın alınan ürün için ödenen bedelin iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile taraflar arasındaki 02/08/2019 tarihli Özel Köşe Koltuk satış sözleşmesinin konusu olan 1 adet özel köşe koltuk takımının davacı tarafından davalıya iadesi ile bedeli olan 15.000,00 TL’nin iade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile noksan olan 768,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 256,17 TL peşin harç olmak üzere toplamı 315,47 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.013,10 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti 571,90 TL keşif harcı yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2022

Katip…
¸E-İmzalıdır

Hakim…
¸E-İmzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.