Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2022/58 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/255 Esas
KARAR NO : 2022/58

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – TCN: … -…
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : …- TCN: … -…
VEKİLİ : Av. ……..

DAVA : Menfi Tespit(İşçi- İşveren ilişkisinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememize açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 13/02/2016 tarihinde … Mah. İnş. San. Oto. Hay. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. ‘de çalışmaya başladığını, makine imalatçısı olan ve ilgili şirketin imalat bandında çalışan müvekkili, uzun süre çalışması ve işten çıkmaması için şirket yetkilileri tarafından korku ve baskı altında boş bir senet imzalatıldığını, şirket tarafından çalışanlara zorla senet imzalatıldığına dair tanıklarla da sabit olunduğunu, müvekkilinin ilgili şirketten 20/04/2017 tarihinde ayrıldığını, işten ayrılan müvekkiline senedin teslim edilmediğini, davaya konu olan icra takibi şirket yetkilisi … tarafından kötü niyetli bir şekilde başlatıldığını, söz konusu takibe karşı Ankara ….. İcra Hukuk Mahkemesinde 2020/739 esas sayılı dosya ile borca itiraz davacı açıldığını, söz konusu davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle 16/03/2021 tarihli duruşmada reddedildiğini, bu nedenle genel mahkemelerde menfi tespit davası açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle Ankara ….. İcra Müdürlüğünün 2020/10050 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçilen dosyada takibe konu senedin müvekkiline korku ve baskı altında imzaladığını ve müvekkili ile işveren arasındaki iş sözleşmesine dayanarak teminat senedi olarak verildiğini, müvekkilin işten ayrıldıktan sonra dahi söz konusu senedi müvekkiline verilmediğini, hatta müvekkilin işten ayrıldıktan 3 sene sonra çok yüksek bir miktar belirlenerek icraya konulmasının haksız olduğu ve teminat senedi kullanıldığının tespitine, davalı/alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yanda bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın iddialarının hakikatten uzak ve reddi gerektiği kanaatinde olduğunu, icra takibine konu edilen senede ilişkin “Teminat Senedidir” ibaresi yazılı herhangi bir delil ile ispat edilememiş olduğu, taraflar arasında ikrar içeren iş başlangıcı itibariyle teminat senedi alındığına dair bir sözleşmenin mevcut olmadığını, senet üzerindeki alacaklı müvekkile bakıldığında iddialardan ari şahıs olduğu, senet üzerinde bedelinin nakden alınmış olduğunun belirtildiği ayrıca sözde itiraza konu senet düzenlenme ve vade tarihine bakıldığında davacı yanca işten ayrılışı ile senedin düzenleme tarihi arasında 1 yıldan fazla bir zamanın olduğu fakat davacı yanca iddia edilen sözde teminat senedinin iade alınması adına veya davalı müvekkilce elinde zorla tutulduğuna dair bu güne kadar hiçbir hukuki ve cezai işlemde bulunulmamış olduğu, Yine HMK’nun 200. Maddesinde de “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” şeklinde hüküm bulunuyor olması, tarafımızca kati olarak kabul edilmemekle birlikte davacı yanca iddia edilen teminat senedine ilişkin icra takibine konu senet üzerinde ibare olmaması ayrıca iddia edilen ancak davacı yanca sunulamayan sözde iş akdinde de teminata ilişkin bir ibarenin bulunmuyor oluşu, dava dilekçelerinde iddia edilenlerin aksine davacı dışında herhangi bir çalışanın sözde teminat senedinin icra takibine konu edilmesi nedeniyle dava yoluna başvurmadığı veya farklı çalışanlardan böyle bir teminat senedi alındığı iddiasında bulunulmadığı gerçeği karşısında itirazını ispat edemeyen davacı yan davasının reddi gerektiği kanaatinde olduğunu, Haklı beyanlarımızın kabulüne, davacı yanca açılan işbu hayatın olağan akışına ters ve kötüniyetli davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Dava İcra Müdürlüğünde takibe konulan senetten dolay borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Davacı … Makine İnşaat… Ltd şirketinde 13/02/2016 tarihinde çalışmaya başladığını, çalıştığı dönemde korku ve baskı altında teminat senedi olarak takibe konu olan senedin imzalatıldığını işten ayrıldıktan sonra da senedin kendisine iade edilmediğini iddia etmektedir.
Davalı ise senedin teminat senedi olmadığını iddia etmektedir.
Dosya kapsamına sunulan SGK kayıtlarının incelenmesinde ve beyanlardan ; davacının 2016-2017 tarihleri arasında dava dışı … Makine İnşaat… Ltd şirketinde çalıştığı, takibe konu olan bonoda lehtar olan …’nun davacının çalıştığı şirketin yetkilisi olduğunun ticaret sicil gazetesi kayıtlarından anlaşıldığı, dava konusu bononun iş ilişkisi kapsamında teminat olarak verildiği iddia edilmekle, bu hususta yargılamaya yapmaya görevli mahkeme iş mahkemesi olduğundan (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6 Hukuk dairesi 2020/2967 esas 2020/3220 karar ) görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya İş Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*