Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2022/815 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/214 Esas – 2022/815

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2022/815

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizin 09/10/2018 tarih ve 2017/96 E., 2018/785 K. Sayılı kararı … Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 11/02/2021 tarih ve 2019/34 E., 2021/255 K. İlamı ile KALDIRMA karar verilmiş olup, dosya mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılarak yapılan açık yargılaması sonucunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 26/04/2015 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan 10 F 2915 plakalı araç sürücüsü Tayfun Kuşçu’nun direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda araçta yolcu olarak bulunan Süleyman Kuşçu’nun vefat ettiğini, müvekkilinin ölenin eşi olduğunu ve desteğinden mahrum kaldığını, kazada vefat eden araç işleteni ise de, müvekkilinin üçüncü kişi olması nedeniyle zararlarından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL destek tazminatının davalından tahslini istemiş, 08/01/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 76.986,26 TL olarak belirleyerek, davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkiline davacı tarafından müracaat yapılmış ise de, ölüm ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığından ödeme yapılmadığını, ölenin kaza neticesinde sol skapula ve lumbal 2 vertabra kırığı olduğu ve posterior enstürimasyon uygulandığını, 13/05/2016 tarihinde de vefat ettiğinin anlaşıldığını, ölüm belgesinde ise bir yıl önce trafik kazası geçirdiği ve hemipleji geliştiği bununda ölüme etkisinin olduğunun kayıtlı olduğunu, yaralanmanın Hemipleji gelişmesine yol açacak nitelikte olmadığını, bu nedenle ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Kaldırma kararı öncesi davalı sigorta şirketinden dava konusu araca ilişkin hasar ve poliçe dosyası istenilerek incelenmiş ve dosyaya kazandırılmıştır.
Davacının tedavi görmüş olduğu Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesinden tedavi evrakları istenilerek incelenmiş ve dosyaya kazandırılmıştır.
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/6266 soruşturma sayılı dosyasının bir sureti UYAP sisteminden istenilerek incelenmiş ve dosyaya kazandırılmıştır.
Kaldırma kararı öncesi tüm dosya kapsamında aktüer bilirkişiden alınan 02/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; müteveffanın ölümü ile davaya konu kaza arasında illiyet bağının olduğu Mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde; davacı eş Leyla KUŞÇU’nun destekten yoksun kalma zararı karşılığında davalıdan talep edebileceği tazminat tutarının 76.986,26 TL olduğunu, hesaplanan tazminatın 2015 yılı ZMSS poliçesi teminat limit (290.000,00 TL) tutarları dahilinde olduğunu, davacı taraf; davacı tarafın sigorta şirketine başvuru tebliğinin 8 iş günü sonrasından itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin 09/10/2018 tarihli kararında özetle; Davanın kabulü ile 76.986,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının 02.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın davalı sigorta şirketinin kararı istinaf etmesi üzerine; … Bölge Adliye mahkemesi …Dairesinin 2019/34 esas 2021/255 karar sayılı ilamı ile özetle; mahkemece yeniden yargılama yapılarak söz konusu olay hakkında yaralama suçundan kovuşturma yer olmadığına karar veren savcılıktan, meydana gelen olay neticesinde yaralanan kişinin kaza nedeniyle vefat ettiği iddia ediliği hususu da belirtilerek, taksirle ölüme sebep olmak suçundan, olay nedeniyle soruşturma yürütülüp yürütülmediği hususu sorularak, soruşturma ve/veya kovuşturma mevcut ise ceza mahkemesi tarafında belirlenecek maddi vaka ve illiyet bağının kurulması halinde hukuk hakimini bağlayacağından sonucu da beklenerek, Ayrıca ölenin tedavisine ve yaralanmasına ilişkin tüm deliller toplanarak, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan, desteğin ölümüne etki eden hastalıkları konusunda uzman doktorların da içerisinde yer aldığı heyetten, davacının desteğinin ölümü ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağı olup olmadığı, ölümüne neden olan komplikasyonlarının neden kaynaklandığı, kaza neticesindeki yaralamanın ölümü meydana getirip getirmeyeceği, ölüm yaralanmanın doğal sonucu değil ise ölüme etki eden asıl nedenlerin neler olduğu, trafik kazası geçirmeseydi dahi vefat ettiği tarihte tespit edilen komplikasyonlar ve ölüm sebebi olarak belirtilen durumların gerçekleşmesi ve vefat etmesi ihtimali olup olmadığı, başka bir deyişle kaza ile ölüm arasında illiyet bağını kesen, bir durumun mevcut olup olmadığı hususunda denetime elveşirli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası dosya yeninden esas kaydedilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası nüfus müdürlüğünden mütevaffanın ölümüne ilişkin belgeler istenmiş olup, ölüm sebebinin doğal ölüm olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkere sonucunda Tayfun Kuşçu hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan yürütülen herhangi bir soruşturma kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizce dosya kapsamında İstanbul Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunca alınan 01/09/2022 tarihli adli tıp raporunda özetle; 13/05/2016 tarihinde evinde öldüğü bildirilen Mehmet Ali ve Ümmü oğlu 11/05/1947 doğumlu Süleyman Kuşçu hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin 01/09/2022 tarihinde Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunca yeniden değerlendirilmesinde; kişinin 26/04/2015 tarihinde araç içi trafik kazası sonucu Balıkesir Devlet Hastanesine götürüldüğünü, yapılan muayenesinde bilinç açık, koopere ve oryante olduğunu, kot fraktürleri ve TH12 ve L1-4 fraktürü tespit edildiğini, operasyon amaçlı yatırıldığını, lomber laminektomi, vertebra kırıklarının redüksiyonu ve posterior segmental enstrümentasyon ameliyatının yapıldığını, takip ve tedavisi tamamlanarak 08/05/2015 tarihinde taburcu edildiğini, 23/05/2015 tarihinde yara yerinde akıntı şikayeti ile Balıkesir Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi kliniğine başvurduğunu, takip ve tedavi amacı ile servise yatırıldığını, yara debridmanı yapıldığını, takiplerinde sıkıntı olmaması üzerine 13/07/2015 tarihinde taburcu edildiğini, Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi Evde Sağlık Birimi tarafından hemipleji tanısı ile takip edildiğini, 01/02/2016 tarihinde Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi palyatif bakım servisine boğaz ağrısı ve beslenme bozukluğu nedeniyle yatırıldığını, tedavisi tamamlanarak 04/02/2016 tarihinde taburcu edildiğini, 11/02/2016 tarihinde akut sistit tanısı aldığını, öldüğü tarihe kadar yine evde bakım, palyatif bakım hizmeti aldığı, en son olarak 03/05/2016 tarihinde bu hizmeti aldığını, 13/05/2016 tarihinde evde öldüğü, ölümü doğal ölüm rapor edilerek defin ruhsatı düzenlendiği dikkate alındığında; kişinin ölüm anına ait ölüm sebebi-mekanizmasını açıklayacak herhangi bir tıbbi belge (EKG, laboratuvar sonuçları, radyolojik görüntüleme raporları vb.) bulunmadığını, zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskopik, histopatolojik ve toksikolojik analizler yapılmamış olduğu cihetle mevcut verilerle kişinin kesin ölüm sebebi-mekanizmasının bilinemediğini, mevcut verilerle kişinin kesin ölüm sebebi ve mekanizması bilinmediğinden 26/04/2015 tarihinde maruz kaldığı araç içi trafik kazasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığının tespit edilemediği yönünde rapor düzenlendiği görüldü.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava trafik kazasından dolayı ölenin mirasçısının ZMMS sigorta şirketine karşı açtığı destekten yoksun kalma tazminat davasıdır. ZMMS sigorta şirketinin zarardan sorumlu olması için kaza ile ölüm olayı arasında illiyet bağı olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında BAM kararında belirtildiği üzere tüm uzmanların bulunduğu Adli Tıp 3. Üst kurulunan trafik kazasına bağlı yaralanma ile ölüm olayı arasında illiyet bağı olup olmadığı hususunda rapor alınmıştır, buna göre kişinin ölüm anına ait ölüm sebebini açıklayacak herhangi bir tıbbi belge bulunmadığından kişinin ölüm sebebinin bilinmediği, trafik kazası ile ölüm arasında illiyet bağının olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Meydana gelen trafik kazası ile ölüm arasında illiyet bağı tespit edilemediğinden davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL harç ile 260,00 TL ıslah harcı olmak üzere 291,40 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 210,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 12.317,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.