Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/131 E. 2021/648 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/131 Esas
KARAR NO : 2021/648

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … – …
VEKİLLERİ : Av. … ….
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıya “sondaj çalışması” hizmeti verdiğini, söz konusu hizmet karşılığında 34.515,00 TL tutarında 31.05.2013 tarih 07758 seri numaralı faturayı düzenlediğini, davalının söz konusu bedeli ödememesi nedeniyle icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep istemiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takibe dayanak yapılan 25/10/2013 tarihli 34.515,00 TL tutarlı faturanın müvekkillerine tebliğ edilmediğini, faturanın müvekkiline tebliğ edildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin üstlendiği kömür sondajlarının yapılması, kırıntılı ve karotlu numune alma işini davacının taşeron alarak üstlendiğini, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığını, sözlü anlaşmaya göre kuyulara ilişkin hakediş bedelleri asıl işverenden tahsil edildiğinde iş bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu hususta tanıkların mevcut olduğunu, davacı yanın taşeron olarak üstlendiği kuyulara ilişkin taraflar arasında çıkan ihtilaf sebebi ile dava dışı şirketin ödeme yapmadığından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/313 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davalının anlaşmaya aykırı davranak takip başlattığının savunarak davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dosyamız arasına alınan Ankara … İcra Müdürlüğünün 2013/15812 sayılı dosyasında özet: Davacı/Alacaklının 25/10/2013 tarih, 34.515,00 TL’lik faturaya dayalı fatura bedeli kadar alacağın işleyecek faizi ile tahsili amacı ile ilamsız takip başlattığı, davalının tüm borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın ise süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz 2014/675E. Sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 10.09.2018 tarihli 2018/711 K. Sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2021/50 E. 2021/163 K. Sayılı 17.02.2021 tarihli kararı ile ” Somut olayda işin yapıldığı çekişmesiz olup, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı tarafta olduğu ve davacı tarafça tarafların ticari defterlerine delil olarak dayanıldığı halde her iki taraf ticari defterleri incelenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken mahkemece, davalı tarafa ait defterler incelenmeksizin, hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle davacıya ait defterlerdeki kayıtlara göre yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına” mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüş, iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama başlanmıştır.
Davalı vekiline defter ve kayıtlarını sunmak ve inceleme esas bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde sunulmaz veya incelemeye esas bulunduğu yer bildirilmez ise defter sunmakta vazgeçmiş sayılacaklarının ve dosya kapsamı ile hüküm kurulacağının 7251 sayılı yasa ile değişik HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca kesin süre de taraflardan birinin ticari defter ve kayıtlarının ibraz etmeyerek bu kayıt ve defterlerin bulunduğu iletişim adres ve bilgilerini mahkemeye bildirmemesi durumunda diğer tarafın ticari defter ve kayıtları içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının ihtarının yapıldığı, davalı tarafın herhangi bir defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekilinin talebi üzerinde …. ‘a yazılan müzekkere cevabında ilgili kişinin 02.01.2014 tarihinde hesap hareketi olmadığı hususunun bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki akdi ilişkinin her iki tarafın kabulünde olduğu, söz konusu işin yapılıp yapılmadığı, takip tarihi itibariyle alacağın muaccel hale gelip gelmediği ve varsa alacak miktarının çekişme konusu olduğu görülmüştür.
…. Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile muhasebeci bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda fatura bedeli kadar alacaktan 02/01/2014 tarihinde bankaya ödenen 19.515,00 TL’nin düşülmesinden sonra davacı alacağının 15.000,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacının asıl işverene karşı açmış olduğu dava dosyasındaki iddialar, mahkeme kararı ve davalının cevap dilekçesindeki kabulü göz önünde bulundurulduğunda söz konusu işin davacı tarafından yapılmış olduğu ve davalının iş bedeline itirazının bulunmadığı görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4) nitekim davacının defterinde kaydı bulunan ödeme sahibi lehine değil sahibi aleyhine delil teşkil ettiği için kanun lafzından da anlaşıldığı üzere diğer tarafın kaydı ile doğrulanmaya muhtaç konumda değildir. Kanun maddesinde birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olabileceği açıkça yazılmıştır.
28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile HMK 222. Madde değiştirilmiş “Diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” cümlesi 3. Fıkraya eklenmiştir. Yasa koyucunun HMK 222. Madde de bahsedilen değişikliği yapmasındaki amacın defter ibrazından kaçınan tarafın aleyhine hüküm oluşturulabilmesi için artık defter ibraz edenin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmasının yeterli sayılması olduğu, usulüne uygun tutulan defter sahibinin ayrıca teslim belgesi ile mal veya hizmeti verdiğini ispatlamasının gerekli olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmasından kastın ise 213 sayılı vergi usul kanunu uyarınca uyarlanmış olan “Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği” ve 19/12/2012 tarih ve 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ticari defterlere ilişkin tebliğ” uygun olmasından ibaret olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve neticede davacının açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yapılmış usulüne uygun tutulmuş defterlerinde görülen tutar kadar alacaklı olduğu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile de sabit olup davacının 19.515,00 TL’lik ödemeyi kendi defter kayıtlarına işleyerek bu miktar bakımından ödenmediği hususundaki ispat yükünü kendi üzerinde aldığı görülmüş, her ne kadar …. ‘a yazılan müzekkere cevabında ilgili kişinin 02.01.2014 tarihinde hesap hareketi olmadığı hususunun bildirildiği görülse de ödeme tarihinin deftere farklı kaydedilmiş olmasının da ihtimal dahilinde olduğu, sadece 02.01.2014 tarihi için bildirilen hesapta hareket olmamasının tek başına ispata yeterli olmadığı görülmüş olup, davacının bakiye 15.000,00 TL alacağının olduğu anlaşılmakla davalının bu miktara yapmış olduğu itirazın iptaline, bu miktar yönünden alacak likit olduğundan inkar tazminatının davalıdan alınmasına, davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de reddedilen miktar yönünden davacının haksız ve kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden reddedilen miktar ile ilgili davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KISMEN KABULÜ İle, davalının dava konusu Ankara … İcra Dairesi’ nin 2013/15812 Esas sayılı dosyasında 15.000,00 TL’ lik kısma ilişkin itirazın iptaline, kabul edilen miktara takip tarihinden itibaren yıllık %9′ u geçmemek üzere faiz uygulanmasına,
Alacak belirli ve likit olduğundan %20 icra inkar tazminatı olan 3.000,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kötü niyet tazminatı talebinin ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 589,45 TL’ nin mahsubu ile noksan olan 435,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından yatırılan 589,45 TL peşin harcın ve 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 145,60 TL dosya/posta/tebligat gideri, 1.520,50 TL talimat/posta/bilirkişi/müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.691,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 735,03 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7.-Davalı tarafından yapılan 64,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 36,53 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır