Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/9 E. 2021/12 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/9 Esas – 2021/12
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/9 Esas
KARAR NO : 2021/12

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2015
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2021

Mahkememizden verilen 19/07/2017 tarih ve 2015/427 esas 2017/563 karar sayılı kararı BAM … Hukuk Dairesi’nin 18/11/2019 tarih, … esas … karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına verilmiş, mahkememiz yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmış, ve Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA ;
Davacı şirket vekili, 14.06.2015 tarihinde …. karayolunda davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olan davalı … yönetimindeki … aracın müvekkil şirkete ait … plakalı araca çarpması sonucunda müvekkilin aracında ağır hasara neden olduğu, 2013 Model … … plakalı 4 Matic … marka aracın değerinin yüksek olduğu, bu kaza sonrasında aracının değerinin çok fazla düştüğü davalıların kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen 1.000,00 TL değer kaybının tüm davalılardan müşterek ve müteselsil olarak, 1.000,00 TL kazanç kaybının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’dan alınarak kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını istemiş,
13.06.2017 tarihli dilekçesiyle, dava değerini değer kaybı için 56.548,53 TLye ve mahrumiyet zararını da 4.000,00 TLye yükseltmiş dava dilekçesini harçlandırmıştır.
CEVAP ;
Davalı Şirket vekili cevabında, delillerin kendilerine tebliğ edilmediği, kusur oranlarının tesbiti için Adli tıptan rapor alınması gerektiği, talep edilen miktarın faihiş olduğu, değer kaybının bu kadar olamayacağı, araçta meydana gelen ve davaya konu edilen zararların sigorta poliçesinde öngörülen teminat dışında olduğunu, gerçek zarar dışındaki zararların teminat dışında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, Cevap dilekçesinde öncelikle davada mahkememizi kusurunun bulunmadığı, müvekkilinin olayda kusurunun bulunmadığı, müvekkilinin karayolunda nizami hızda ve seyrederken kazanın oluştuğu, kaza tutanağında yazılanın aksine davacı şirkete ait aracın hareket halinde olmadığı, davacı şirkete ait aracın gidişe göre sağ şerit çizgisini ortalamak suretiyle park halinde olduğu, kaza sonrası çekilen fotolara bakıldığında davacının aracının hareket halinde olması halinde bu şekilde duramayacağı, müvekilin aracının sağ ön kısmı ile davcı şirkete ait aracın sol arka kısmına vurduğu, müvekkilinin tünelden çıktıktan sonra aracı fark ettiği, araca çarpmamak için sol şeride geçmek istemişse de sol şeritte başka bir araç olduğu için sol şeride geçemediği, frene basmak zorunda kaldığı, yolun ıslak olması nedeniyle davacının aracına çarpmak zorunda kaldığı, davacı şirketin aracının sürücüsü nizami park etmiş olsaydı kazanın meydana gelmeyeceği, davacı aracının park etmenini ve duraksamanın yasak olduğu yerde park ettiği ve tedbirleri almadığı için kazanın meydana geldiği, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
DELİLLER ;
Davalı sigorta şirketi davacı tarafa her hangi bir ödeme yapılmadığını bildirmiş, hasar dosyasında bulunan poliçe suretini göndermiştir.
Yargılama devam ederken davalı sigorta şirketi vekilinin 26.07.2017 tarihli dilekçesi ile dava dışı … Sigorta şirketine 29.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığını bildirdiği görüldü.
Türkiye Sigorta Birliğinden davacıya ait … plakalı araca ait tramer kayıtları getirtilmiş, … Sigorta A.Ş. den 8730677 poliçe numaralı hasar dosyası ve bu dosya içinde bulunan tüm belgelerin gönderilmesi istenmiş, … Sigorta … araç için 8730677 numaralı poliçe kapsamında … 29.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığına ilişkin hasar dosyası suretini ve ZMMS poliçesi suretini göndermiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği trafik kaza tutanağı ve krokisi incelendiğinde, 14.06.2015 tarihinde, …’ın yönetimindeki … kamyon ile Trabzon- Gümüşhane istikametine seyir halindeyken, karayolunun 27. Km sine geldiğinde, aracının ön tarafı ile önünden aynı yönde seyreden … yönetimindeki … plakalı araca çarptığı, olayda …’ın KTK nın 52/1-maddesindeki araçların kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmamak kusuru işlediğinden kusurlu olduğu, …’un kusurunun bulunmadığının belirlendiği görülmüştür.
Davacının dilekçesine eklediği … plakalı … … model 2013 model araca ait … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ve imzalanan Genişletilmiş KASKO paket poliçesi ve aynı araç için … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi incelenmiş, … Sigorta tarafından düzenlenen 2289582-1 sayılı hasar dosyasını göndermiş, bu dosya içindeki … plakalı aracın tamirine ilişkin fatura, servis formu ve fotoğraflar incelenmiştir.
Davalının tanık olarak bildirdiği …, Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla, alınan ifadesinde; kaza tesbit tutanağı krokisinin ve tutanağının gerçeği yansıtmadığı, …’ın kullandığı … Kamyon ile arı taşıdıkları , arılarını Karsa götürdükleri geri dönerlerken, olay yerine geldiklerinde park halindeki davacı şirkete ait araca çarptıkları, sol tekerleri yolun içinde kalacak şekilde park etmiş olduğu, kendilerini … Panelvan barka bir aracın solladığı bu nedenle sol şeride geçemediği, hızlarının 80 km civarında olduğu, …’ın alkollü olmadığı, aracıın park yapılmayacak kavşağa park ettiği, davacıya ait aracın lastiğinin bir tanesinin ince kenarlı yedek lastik olduğu, aracın lastiğinin patladığı ve orada değiştirildiğini düşündüğü, bu laştik ile Ankaraya gitmesinin mümkün olmadığını söylemiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas Numaralı dava dosyası getirtilmiş, incelendiğinde, …’ın yönetimindeki … araç ile müşteki … Yönetimindeki … plakalı araca çarparak onun yaralanmasına neden olduğu iddiasıyla T.C:K: nun 89/1 ve 53/6 Madde hükmüne göre cezalandırılması için 25.06.2015 tarihinde kamu davası açıldığı, Yapılan Yargılama sırasında müşteki alınan ifadesinde, olay sırasında seyir halindeyken sanığın kullandığı aracın arkadan kendilerine çarptığını ifade ettiği, Sanık …’ın ise Hazırlık soruşturması sırasında Poliste alınan ifadesinde ve mahkemede alınan ifadesinde yönetimindeki kamyon ile seyir halindeyken yol kenarında duran müştekiye ait aracı görünce durmak istediği ancak hava yağışlı olduğu için duramadığı ve o araca çarptığını ifade ettiği, dosyada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda olayda …’ın asli kusurlu, …’un ise kusursuz olduğunun belirlendiği, yapılan yargılama sonunda sanığın tamamen kusurlu müştekinin ise kusursuz olduğunun belirlendiği gerekçesiyle TCK 89/1 Maddesi gereğince taktiren teşdiden 120 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasından 62/1 Madde hükmüne göre 1/6 oranında indirim yapılmasına TCK 53/1 madde hükmüne göre hak yoksunluğu uygulanmasına yer olmadığına, cezasının adli para cezasına çevrilmesine, ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava dosyası kusur ve zarar uzmanı Makine Mühendisi Bilirkişi …’a verilmiş, BİLİRKİŞİ RAPORUNDA: Davalı … ve tanık beyanına değer vererek ve davacı şirkete ait aracın yolun tamamını terk etmeden yol kenarına park etmesi ve uyarıcı bir işaret yada levha koymaması ve arkadan gelen trafiği tehlikeye atması nedeniyle olayda %75 oranında kusurlu olduğu, davalı …’ın ise seyir halindeyken yola gereken dikkati vermemesi olay yerine kontrolsüz olarak yaklaşması, kaplamada her hangi bir tedbir almadan bırakılan araca, zamanında her hangi bir tedbir alma nedenyile %25 oranında kusurlu olduğunu, bu kaza sonunda davacının aracında parça ve işçilik bedeli olarak toplam 63.663,51 TL hasar olduğunun belirlendiği, davalı …’a ait aracın ZMMS sigortasının 01.06.2015 tarihinden sonraki dönemi kapsadığı, bu halde 14.05.2015 günlü resmi gazetede yayınlanan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Z.M.M.S Genel Şartları ve ekindeki değer kaybı hesaplanmasına ilişkin formüle göre yapılan hesaplamada davcıya ait aracın hasarsız ikinci el değerinin 350.000,00 TL civarında olduğu, araçta değer kaybının toplam 56.548,53 TL olduğu, aracın tamir süresinin 20 gün olacağı günlük 200,00 TL den araç mahrumiyet zararının 4.000,00 TL olacağı, buna göre davacı zararının toplam 60.548,53 TL olacağı, davacı şirkete ait aracın sürücüsünün kusurun %75 olduğu kabul edildiğinde, davacı şirketin davalıdan isteyeceği değer kaybı ve mahrumiyet zararı şeklindeki toplam zararının 15.137,13 Tl olduğu her iki zarar için talebin ayrı yarı 1.000,00 TL şer olduğu bildirilmiştir.
Davalı itirazına ve Asliye Ceza mahkemesinin kararını dayanağı olan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre çelişkileri giderecek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye verildiğinde; ikin ihtimale göre yapılan iki farklı değerlendirmeye göre, tanık beyanına itibar edilmesi ve davacı şirkete ait aracın asvalt kaplamayı terk etmeden yol kenarına park etmiş sayılması halinde davacı şirkete ait aracı kullanan sürücünün %75, davalı …’ın ise %25 kusurlu olduğu, trafik kaza tesbit tutanağına itibar edilmesi halinde davalı …’ın %100 kusurlu olduğu, davacı şirketin aracını kullanan sürücünün ise kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan kusur ve zarar konusunda uzman Makine Mühendisi Bilirkişi …’ün takometre aracının teknik incelenmesine dayalı görüşünde; takometrede tespit edilen davalı … yönetimindeki aracın hızı kazadan sonra olay yerinden elde edilen firen izi ve kaza tesbit tutanağında belirtilen bir kısım maddi hatalar nedeniyle, kaza tespit tutanağı ve krokisine değer verilerek kusur oranlarının belirlenemeyeceğini, kusur oranın tesbitinde tanık ifadeleri ve diğer delillerden yararlanılması gerektiğini, takometre kayıtlarına göre 80 km hızla giden …’ın ferene basması halinde hızını saatte 45 km düşüreceği, bu halde davacı şirket sürücüsünün iddia ettiği gibi 45 km hızla giden bir araca çarpmasının ve bu hızda bir çarpma halinde aracın bu kadar savrulmasının mümkün olmadığı, davacı şirket aracının kazadan sonra durduğu yer, her iki aracın hasar gördükleri yerler, takometre kayıtları ve tanık beyanları dikkate alındığında, kaza sırasında davacı şirkete ait aracın hareket halinde olmadığı, yol kenarında park halinde olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, buna göre aracını asfalt kaplamayı terk etmeden ve tedbir almadan park eden davacı sürücüsünün %75 kusurlu olduğu, davalı …’ın ise %25 kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizden verilen 19/07/2017 tarih ve 2015/427 esas 2017/563 karar sayılı kararı BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2019 tarih, … esas … karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına verilmiş, mahkememiz yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmış, yargılamaya devam olunmuştur.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 14.06.2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı ve kazanç kaybı şeklinde maddi zarar oluşup oluşmadığı, değer kaybı ve kazanç kaybı şeklinde zarar oluşmuşsa bu zarardan kimin sorumlu olduğu, varsa sorumluluk oranlarına, davacı taraf yararına faize hükmedilip edilemeyeceği edilecek ise türü ve başlangıç tarihine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesine göre işletenlerin bu kanunun 85/1 maddesine göre sorumluluklarının karşılanmasının sağlanmak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu kılınmış, aynı yasanın 85/1 maddesinde motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veyahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin sorumlu olacağı, aynı yasanın 85/son maddesinde ise işleten veya araç işleticisi teşebbüs sahibinin, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı öngörülmüştür.
Somut olayda ceza Mahkemesi dosyası ve dosya içinde bulunan hazırlık soruşturması ifadeleri, kaza yeri tesbit tutanağı ve krokisi, adli tıp kurumundan alınan rapor, mahkemizce kusur konusunda alınan bilirkişi raporları ve davalının duruşmanın hitamından önceki sondan ikinci celsede sunduğu makine mühendisinden alarak mahkemeye sunduğu özel bilirkişi görüşü, dosyadaki resimler, takometre cihazı çıktısı, araçların hasar gördüğü noktalar ve dosyadaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirdiğinde, davalı … yönetimindeki davalı … Sigorta tarafından ZMMS ile sigortalanmış olan … kamyonun sağ ön tarafı ile , davcı şirkete ait dava dışı … yönetimindeki aracın sol arka kısmına çarparak bu araçta yedek parça ve işçilik tutarı olarak 47.250,00 +3.500,00 TL, 13.125,00 TL hasar oluştuğu, aracın kaza sırasında 32.198 kM bulunduğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına ekli formüle göre davacı şirketin aracın 56.548,53 TL değer kaybı ve 4.000,00 TL araçtan mahrumiyet zararının oluştuğu belirlenmiştir. Davacı yanın zarar hesabının reel piyasa koşullarına göre yapılması gerektiği yönünde bilirkişi raporuna bir itirazı bulunmamaktadır. Bu nedenle rapordaki hesaplama hükme esas alınmıştır.
Olaydaki kusur durumu değerlendirilecek olursa; davacı taraf şirketine ait aracın kaza sırasında saatte 45-50 km ile yol kenarında seyir halindeyken, arkadan saatte 100,00 Km hızla gelen davalı … Yönetimindeki kamyonun araçlarının sol arkasına vurarak hasara yol açtığını iddia ederken, davalı …, davacı şirkete ait aracın asfalt kaplamayı terk etmeden yol kenarında park halinde durduğunu, takometre cihazına ve çarpma noktalarına göre davacının aracının hareket halinde olmasının mümkün olmadığını, ancak yolun sağında asfalt kaplama üzerinde park halinde olması durumunda çarpma ve hasarın bu şekilde oluşabileceğini, davacı şirket sürücüsünün park ettiği aracı için gerekli tedbirleri almadığından olayda asıl kusurlu olduğunu savunmuş, delil olarak tanık ifadesine ve takometre kayıtlarına dayamıştır.
Olayla ilgili Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda davacı şirket savı kabul edilerek, olayda davalı …’ın %100 kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Kaza tesbit tutanağı ve krokisinde de aynı husus tekrar edilerek kusur konusunda aynı değerlendirme yapılmıştır.
Davalı …, davacı şirkete ait aracı durur vaziyette çarpmadan 50 metre önce gördüğünü, firene basmışsa da havanın yağışlı olması nedeniyle firenin tutmadığını bu sırada kendisini sollayan bir araç nedeniyle yolun soluna tam olarak geçemediğini ve çarpmanın gerçekleştiğini söylemiş, tanık da bunu doğrulamıştır. Ancak olay yeri kaza tesbit krokisi incelendiğinde olay yerinde kavşağın refüj ile bölünmüş yol olduğu, kazanın meydana geldiği Gümüşhane’den Trabzona gidiş bölümünün iki şeritte n oluştuğu ve 7 metre genişliğinde asfalt kaplama olduğu, kavşakta sarı ışıklı uyarı bulunduğu, olayın gündüz ve yağışlı havada meydana geldiği, gözetildiğinde; bir an için davalı … ve ve tanığın beyanının doğru olduğu kabul edilerek, davacı şirket ait aracın Trabzona gidişe göre 7 metre genişliğindeki asfalt kaplamayı tam olarak terk etmediği ve yol kenarında park halinde bulunduğu kabul edilse dahi, davacının aracı 50 metre kala görmesi nedeniyle firen tedbirine başvuracak imkanı halde, yeterli ve etkili firen tedbirine başvuramadığı gibi kamyon ile kavşağa girdiği sırada hızını düşürmediği, gerek firen izi ve gerekse duran aracı 50 metre mesafeden gördüğü halde duramadığı, aracını, refüjün gidişe göre sağında kalan 7 metrelik asfalt kaplamanın sol bölümüne yönlendiremediği (şöyle ki 7 metrelik asfalt kaplamaya iki metre genişliğinde üç adet aracın sığması mümkündür.) kendisinden beklenen dikkat ve özeni gösteremediği anlaşılmaktadır. Davalı … ve tanık bu sırada kendi araçlarını sollayan bir araçtan söz etmişlerse de, bu aracın plakasını almadıkları gibi bu beyanlarını ispatlayan başkacı delil sunamamışlardır. Başka deyişle kavşağa kamyon ile yağışlı havada 80 km hızla giren davalı …’ın her iki ihtimalde de kusursuz olduğu yada tali kusurlu olduğu söylenemeyecektir. Davalı ve tanık beyanına göre aracı en az 50 metre uzaktan gördüğünü söylediğine göre aracın bir an için durduğu kabul edilse ve reflektör konulmadığı kabul edilse bile, davacının aracı yeterli mesafeden gördüğüne göre gerekli tedbirleri alabilme imkanı vardır, reflektör konulsa bile en fazla 50 metre arkaya konulacağından yine kazanın gerçekleşmesi açısından sonucu değiştirmeyecektir. Kaldı ki Ceza Mahkemesindeki kusura ilişkin belirleme taraflar arasında kesinlik kazanmıştır. Açıklanan hususlar gözetildiğinde davalı … ve onunla seyahat eden tanık beyanına değer verilmemiş, kusur konusunda dosyanın incelenmesine dayalı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin belirlemesine değer verilerek, davacı sürücüsünün kusuru bulunmadığı kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, değer kaybı, maddi hasar niteliğinde olup, sigorta limitine göre ZMMS sigorta poliçesi kapsamındadır. Ancak davalı sigorta şirketinin sigorta limiti ara başına 29.000, 00 TL olup, bu bedel 29.11.2015 tarihinde ödendiği, davalı sigorta şirketi açısından davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Davanın konusuz kalması halinde yargılama gideri davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre tayin edilmelidir. Davanın açıldığı tarih itibariyle dosya kapsamından davacı tarafın davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yargılama giderleri yönünden aşağıdaki şeklinde hüküm kurmak gerekmiş olup davacı yararına yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmiştir.

Davacı şirket her iki davalı içinde temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesini istemektedir. Her şeyden önce kazaya neden olan davalı … yönetimindeki araç ticari araç (Kamyon) olduğundan somut olayda avans faizi uygulanmalıdır. İddia haksız fiile dayandırıldığından davalı gerçek kişi yönünden haksız fiil tarihinde temerrüdün oluştuğunun kabulü gerekir.
Davacı tarafın proporsiyon hesabı yapılması yönündeki istemine gelince; davalı sigorta şirketi 29.000,00 TL limitle araç başına maddi hasarı teminat altına almıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından dava sırasında yapılan ödeme sırasında ne kadarının değer kaybı ne kadarının parça yada işçilik ücreti şeklindeki maddi zarara kaşlık geldiğini ayırt etmediği gibi böyle bir zorunluluk bulunmadığından davacının istemi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davalı … Sigorta AŞ’ye (Eski Ünvanı … Sigorta AŞ) yönelik açılan davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı …’a açılan davanın kabulü ile, 56.548,53 TL değer kaybı, 4.000,00 TL gelir kaybı olmak üzere 60.548,53 TL maddi tazminatın, 14/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 8.671,31 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi yönünden 4.350,00 TL vekalet ücreti ile sınırlı sorumlu olmak üzere davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 4.136,07 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 34,16 TL harç ve 1.000,00 TL tamamlama harcı toplamı 1.034,16 TL’nin mahsubu ile noksan olan 3.101,91 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 34,16 TL peşin harç ve 1.000,00 TL tamamlama harcının davalı …’dan alınarak davacı şirkete verilmesine,
6-Davalı Sigorta şirketinin Ödeme tarihi olan 29.11.2015 tarihine kadar davacı şirket tarafından yapılan 115,00 TL (tebligat/müzekkere) yargılama giderinin müşterek ve müteselsil olarak davalıların her ikisinden alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı sigorta şirketinin teminat limitini ödediği 29.11.2015 tarihinden sonra davacı tarafından yapılan 732,00 TL (tebligat/müzekkere/bilirkişi/tanıklık ücreti/başvuru harcı/vekalet ücreti ) yargılama gideri ile karar sonrası yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı toplamı 817,70 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.