Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/653 E. 2022/186 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/653
KARAR NO : 2022/186
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLLERİ …
Av. …
DAVALILAR : 1- … TC No:…
2- … TC No:…
3- … …
4- … …
5- … …
6- … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı müflis … inş. Tİc. İth. İhr. Turz. Ltd.ŞTi arasında … Halkalı Projesi kapsamında peyzaj kaplama işlerinin imalatının işlerinin yapılması hususunda sözleşmeler imzalandığını sözleşme kapsamına uygun olarak başlanılan işlerin bitirildiğini iş bedelinin işverence ödenmediğini Bakırköy …Asliye Ticaret mahkemesinin 04/12/2013 tarihli 2013/94 d.iş sayılı tespit dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda toplam 3.756.637,14 TL alacak olduğunun belirlendiğini, borçlu şirketin … … Asliye ticaret mahkemesinin 2014/617 esas sayılı dosyasında iflas erteleme başvurusunda bulunduğunu 13/11/2019 tarihinde de şirketin iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin … …icra iflas müdürlüğünün 2019/44 iflas sayılı dosyasında yürütüldüğünden alacak başvurusunun 10/02/2020 tarihinde kabul olunduğunu, davalı şirketler ile müflis şirket arasında fiili, hukuki ve organik bağ bulunduğunu faaliyet adresleri, faaliyet alanları ortakları ve temsilcilerinin aynı olduğu, davalı şahısların diğer davalı şirketler nezdinde sigortalı olarak çalıştığını, müflis şirketin borçlarından kurtulmak amacıyla davalı şirketleri kurduğunu, görünüşte ayrı tüzel kişilik olarak ticari faaliyette bulunan şirketler, gerçekte ise müflis şirketin nam ve hesabına faaliyet gösterdiklerini emsal Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi tüzel kişiler kendilerini oluşturan bağımsız ayrı kişiler olup sınırlı sorumluluk çerçevesi içeresinde hukuki işlemlerde taraf olduklarını kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerinden kurtulmak için tüzel kişiliğin aracı olarak kötüye kullanıldığını, bunun engellenmesi amacıyla perdenin aralanması teorisinin geliştirildiğini, perdenin aralanmasıyla şirket kurucusu gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebileceği gibi aynı şirket arasında yer alan kardeş şirketler arasında sorumluluğunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini ileri sürerek davalı şirketlerin ve diğer davalılar ile müflis şirket arasında organik bağ olduğundan tüzel kişilik perdesinin aralanmasını, dava konusu 3.756.637,14 TL’nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, söz konusu şirketlerin sicil kayıtlarının incelenmesinde müflis şirketin farklı, davalı şirketlerin farklı şirketler olduğu gibi ortaklık yapılarının da farklı olduğunu, mal kaçırma eyleminin olmadığını, farklı adreslerde kurulduğunu, şirketler arasında organik bağ olmadığını, tüzel kişilik perdesinin aralanması ile müvekkil şirket ve şahısların sorumluluğuna gidilemeyeceğini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesinin istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, tüzel kişilik perdesinin aralanmasıyla müflis şirketten olan alacağın davalı şirketler ve şahıslardan faizi ile birlikte tahsiline yöneliktir.
Davacı şirket ile dava dışı müflis … İnş. Tic.İth. İhr. Turz. San. Tic. Ltd.Şti arasında eser sözleşmesi imzalanmış davacı sözleşme imzaladığı dava dışı şirketin iflasına karar verildiği, iflas eden şirketle davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, bu aşamada davacının tahsil talebinde bulunup bulunmayacağı üzerinde toplanmaktadır.
… 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/617 Esas 2014/319 karar sayılı ilamıyla … Ticaret sicil müdürlüğünün 75701 ticaret sicil numarasında kayıtlı … İnş. Tic.İth. İhr. Turz. San. Tic. Ltd.Şti’nin 13/11/2019 tarihinde iflasına karar verildiği, müflis şirkete ait tasfiye işlemlerinin … …Müdürlüğünün 2019/44 iflas sayılı dosyasından yürütüldüğü, iflas kararının kesinleştiği, davacının alacak başvurusunun kabul edildiği, ikinci alacaklar toplantısı için gün verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin alacaklı olduğu müflis şirket tüzel kişi olup kendi malvarlığıyla sorumludur, tüzel kişinin alacaklıları alacağın sebebini oluşturulan hukuki ilişkiye ortaklar veya üyeler veya davalı şirketler taraf olmadığı için sadece borçlu şirketin mal varlığından alacak istenebilir, 3.kişiler muhatap oldukları tüzel kişilik bir perde gibi kullanıldığında, perde arkasındaki üye, ortaklar veya diğer şirketlere ulaşılamamakta bu sebeple tüzel kişilik perdesi aralanması denildiğinde, bir hukuk kişisinin hukuki bağımsız varlığını, bir tarafa itmek, tüzel kişiliği yok saymakla ilgili bir metod kastedilir, tüzel kişilik ve ortakları onun üyeleri arasında yada ortakları arasında birbirini ayıran bir sınır yokmuş varsayılır ve şartların varlığı halinde doğan alacaktan tüzel kişilik perdesi aralanarak söz konusu şirketler ve şahıslar alacaktan sorumlu olurlar, emsal Yargıtay İçtihatları ve bilimsel görüşlerde bu yöndedir.
Davacı, dava dışı şirketi muhatap kabul edip, yaptığı iş bedelinin müflis şirketten istemiş ve hatta kayıt başvurusunda bulunmuş, fakat ikinci alacaklar toplantısı yapılmamıştır, borçlu şirket hakkında verilen iflas kararından sonra müflise ait mallar İİK’nun 208.maddesi ve devamına göre tasfiye edilip İİK’nun 251.maddesine göre alacağının tamamının alamaması halinde alacaklıya aciz vesikası verilir. Henüz bu aşama tamamlanmadan davacı alacaklı şirketin tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle alacağını davalılardan tahsilini talep etmesi mümkün değildir.
Toplanan delillere göre davacı dava dışı müflis şirketten alacağını tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle sorumlu olan davalı şirketlerler ve şahıslardan tahsili amacıyla iş bu alacak davasını açmışsa da müflis şirkete yönelik yapılan alacak başvurusu sonuçlanmadan ve aciz belgesi alınmadan iş bu dava açılamayacağından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 64.160,17 TL’den mahsubu ile arta kalan 64.079,47 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 126.191,37 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4.-Arabulucu ücreti olarak ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 16/03/2022 tarihinde karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …