Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/636 E. 2021/83 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/636
KARAR NO : 2021/83

Av. …
Av. …
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 11/06/2014
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2021

Mahkememize açılan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, müvekkili şirketin enerji ihtiyacının 19.12.2005 tarihli Sistem Kullanım Anlaşması ile davalıdan karşılanmakta olduğunu, bu anlaşmanın halen yürürlükte olduğunu, davalının muhtelif tarihli 25 adet yazı ekinde Mayıs 2012- Mart 2014 dönemlerindeki aylık reaktif ihlalleri ve 2012 ile 2013 yılları için enerji aşımı ihlalleri ilgili olarak toplam 2.929.880,47-TL tutarında 25 adet ceza faturası düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, aralarındaki sözleşme uyarınca …’ın ihlallerle ilgili öncelikle uyarıda bulunması gerektiğini, uyarıda bulunmaması nedeniyle davalının ceza faturası bedellerini talep etme hakkı olmadığını iddia ederek, taraflar arasında imzalanmış 19.12.2005 tarihli anlaşmaya aykırı bir şekilde düzenlenen Mayıs 2012-Mart 2014 dönemlerine ait sistem kullanım ceza fatura tutarları ile 2012 ve 2013 yıllarına ait enerji aşım cezası ücreti ile ilgili 25 adet fatura toplamı olarak ihtirazı kayıt ile ödenen 2.929.880,47- TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, teşekkülleri ile davacı şirket arasında 19/12/2005 tarihinde Sistem Kullanım Anlaşması imzalanarak yürürlüğe girdiğini, daha sonra bu anlaşmanın 19/09/2006 tarihinde revize edildiğini, uygulanan cezaların taraflar arasındaki anlaşmalara ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, davalı şirket tarafından düzenlenen ceza ve enerji aşımı faturaları bedelini ödeyen davacı şirketin ödemelerin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu ihlallerin oluştuğu, maksimum enerji alış kapasitesi aşımı ihlali ile ilgili davalı tarafından davacıya gönderilen ilgili ölçüm dönemine ait aylık sistem işletim faturalarının uyarı niteliğinde olup, ayrıca bir uyarıya gerek bulunmadığından düzenlenen faturaların taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olduğu, reaktif enerji sınır değerlerinin aşımı konusunda ise davacı şirketin öncelikle ihlal nedeniyle uyarılması hususundaki şartın gerçekleşmemiş olduğu ancak 11.363,40 TL bedelli faturanın ödendiği banka dekontunda ihtirazi kayıt bulunmadığı, davadan önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 11/06/2020 tarihli … Esas, … karar sayılı oy çokluğu ile verilen ilama göre;
“….Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı olarak düzenlenen sistem kullanım cezası faturalarından dolayı davacı tarafça ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması 10. maddesine göre kullanıcının sözleşme şartlarını ihlal etmesi ve uyarıya rağmen ihlalin sürdürülmesi halinde ceza uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Davacıya maksimum enerji alış kapasitesi aşımı ihlaline ilişkin gönderilen faturaların uyarı niteliği taşıdığı ve bu maddeye uygun şekilde ihlâlin giderilmesi için süre verilmesi hususlarını kapsadığı ileri sürülemez. Bu durumda mahkemece, maksimum enerji alış kapasitesi aşımı ihlaline ilişkin düzenlenen ve ödenen ceza fatura bedellerinin istirdatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, dava konusu ceza faturalarının, sözleşmenin eki kabul edilen genel şartnamenin 42. maddesinde yazılı ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi halinde talep edilemeyecek faturalar olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü bu faturalar yapılan işin içeriğiyle doğrudan bağlantılı değildir. Bu nedenle sözleşme hükümlerine uymayan bir ödeme yapılmış olması halinde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdatını talep edebilir. Bu açıklamalar ışığında 11.363,40 TL bedelli ceza faturasının istirdatına karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.” gerekçeleri ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamının yeniden incelenmesi talebinin de reddedilmesi üzerine mahkememizce yapılan yargılama esnasında usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacı vekili bozma sonrası davaya bakmaya adli yargının yetkili olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, davalı vekili ise 7257 sayılı yasanın 33.maddesi ile 6446 sayılı kanunun 8.maddesinin ikinci fıkrasına ç bendinden sonra gelmek üzere eklenen hüküm ve aynı kanunun 39.maddesi ile 6446 sayılı kanuna eklenen ek madde 3’e göre 8.maddenin ikinci fıkrasının d bendinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görüleceğinden davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Yargılama esnasında 25/11/2020 kabul tarihli, 02/12/2020 tarihli ve 31322 sayılı resmi gazetede yayınlanan 7252 sayılı yasanın 33.maddesi ile ” 6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiş, beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “tesislerinin sisteme” ibaresi “tesislerinin iletim sistemine” şeklinde değiştirilmiş, ikinci cümlesine “çerçevesinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “iletim sistem kullanım bedelinden mahsup edilmek suretiyle” ibaresi eklenmiş ve üçüncü cümlesinde yer alan “on” ibaresi “beş” şeklinde değiştirilmiştir.”
Yukarıda belirtilen 33.maddeyle 6446 sayılı kanunun 8.maddesinin ikinci fıkrasına ç bendinden sonra gelmek üzere eklenen bentte ise
“d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” hükmü eklenmiştir.
39.maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen madde ile
“EK MADDE 3 – (1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü getirilmiştir.
Davacı, taraflar arasında bağlantı anlaşması ve sistem kullanım anlaşması hükümlerine dayalı düzenlenen sistem kullanım cezalarından dolayı davacı tarafça ödenen cezaların iadesini talep etmiş olup, belirtilen 7257 sayılı kanunla yapılan değişiklik ve eklenen madde ile 6446 sayılı yasanın 8.maddesinin ikinci fıkrasının d bendinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görüleceğine ilişkin hüküm getirilmiş olup, davacının talebinde belirtilen 6446 sayılı yasanın 8.maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Yeni kanunla kabul edilen görev kuralları aksine hüküm yoksa geçmişe de etkilidir. Değişikliğe ilişkin 7257 sayılı yasanın incelenmesinde bu kanunun yayım tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüş, 02 Aralık 2020 tarihli resmi gazetede de yayımlandığından belirtilen hüküm geçmişe de etkili olacağından iş bu davaya bakmaya da idari yargı görevli olduğundan yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın yargı yolu nedeniyle REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 50.035,05 TL’den mahsubu ile arta kalan 49.975,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-a)Davacının davadaki haklılığı, sonradan çıkan yasa ile davaya bakmaya idari yargının görevli kılınması gözönünde bulundurularak davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı, 143,50 TL temyiz yoluna başvuru harcı, 29,20 TL temyiz karar harcı ile 1.187,50 TL Posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.444,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 17/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …