Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/630 E. 2021/309 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/630
KARAR NO : 2021/309
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin ortaklarının … ile … olduğunu, her iki ortağın da şirketi münferiden temsile yetkili olduklarını ve ayrıca da dava dışı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ortakları, …’ın şirket yetkilisi aynı zamanda da yönetim kurulu başkanı olduğunu, diğer ortak …’in bu şirketin yetkilisi olmadığını, genel müdürünün dava dışı … olduğunu, şirketin … ile mali müşavirlik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin 20/05/2020 tarihinde fesholunduğunu, bağımsız mali müşavirden alınan raporda …’ın usulsüzlüklerinin tespit edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyada yapılan şikayetle ilgili soruşturmanın devam ettiğini, şirket tarafından görevlendirilen yeni mali müşavirin yetkili diğer ortak tarafından görevine son verildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 08/01/2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, 1-5 nolu hakediş faturasının … A.Ş.’ye kesildiğinden ödemelerin bu şirket tarafından, diğer hakedişler olan 6-17 nolu hakedişlerin davacı şirket tarafından ödendiğini, iş bedelinden 54.443,50 TL borç kaldığını, fakat yapılan işlerin eksik olduğunu, hal böyle iken 6-17 nolu 12 adet hakediş bedellerine yönelik mutabık kalındığı iddia olunarak 516.175,09 TL için takip başlatıldığını ileri sürerek davacı tarafından Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyada takibe konu edilen alacak konusunda davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 08/01/2019 tarihli mekanik işler işçilik sözleşmesi imzalandığını, işin sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, ilk 5 hakediş bedelinin davalı tarafından ödendiğini, davacının dava dilekçesinde gösterdiği diğer ödemelerin alacaktan düşülemeyeceğini, bakiye alacak yönünden diğer hakedişler için takip başlatıldığını, davacı iddialarının yerinde olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesi ile talep edilen tedbir talebi ödeme usulüne uygun yaklaşık olarak ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, red kararının istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin … karar sayılı ilamı ile red kararı kaldırılarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İİK’nun 72/3.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında teminat yatırıldığında icra dosyasına yatırılacak olan paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş, teminat yatırılmadığından tedbir kararının infazı için yazı yazılmamıştır.
Açılan dava taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacak ödendiğinden ve eksik olduğundan talebe konu edilen icra dosyasındaki alacakla ilgili menfi tespit istemine ilişkindir.
7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesinden sonra gelmek üzere eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A-1 maddesinde “Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” olarak belirlenmiş, aynı yasanın 23.maddesine göre 6325 sayılı kanuna 4. maddeden sonra gelmek üzere eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A-2 maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin sürede mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmezse dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. ” hükümlerine göre davacı davadan önce arabulucuya başvurması, arabuluculuk faaliyetleri sonunda anlaşmayı varılmadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklemek zorunda iken açılan davadan önce arabulucuya başvuru yapılmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2020 tarih, 2019/3048 esas, 2020/1093 karar sayılı emsal ilamında “…menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile davalının da alacaklı olup olmadığının tespiti yapılacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup, 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile TTK’nun 5.maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı …” olarak belirtilmiştir.
Açılan dava taşeronluk sözleşmesinden doğduğu iddia olunan ve takibe konulan alacakla ilgili menfi tespit istemine ilişkin olup, emsal Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitinin yapılacağı, yukarıda belirtilen yasa gereğince de menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmakla açılan davanın 7155 sayılı yasanın 22.maddesine göre 6325 sayılı yasaya eklenen 18/A maddesinin 2.bendine göre dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın usulden REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 8.814,99 TL’den mahsubu ile arta kalan 8.755,69 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …