Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/625 E. 2021/218 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/625 Esas
KARAR NO : 2021/218

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2021

Mahkememize açılan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,müvekkili ile davalı arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesi ile DSİ Yalova Çınarcık Aydere ve Değirmendere Islahı işleri üstlenildiğini, bahse konu işe ilişkin tarafların müşterek imzaları ile düzenlenen İş Ortaklığı Beyannamesi’nin idareye sunulduğunu, müvekkilinin söz konusu anlaşma gereğince pilot ortak olup %51 pay sahibi olduğunu, taraflarca daha sonra üstlenilen işin tamamının müvekkili tarafından yürütüleceği ve tüm operasyon maliyetinin müvekkili tarafından karşılanacağını, elde edilen karın da müvekkiline ait olacağı, işbu hakların müvekkiline devri nedeniyle de müvekkili tarafından davalıya 450.000,00 TL ödeme yapılacağına ilişkin 17.09.2018 tarihli İş Ortaklığı Tadil Sözleşmesi düzenlendiği ve imza altına alındığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirerek bahse konu ödemeyi davalıya yaptığını, söz konusu adi ortaklığın merkezinin Erzurum olması nedeniyle başlangıçta işe ilişkin muhasebenin, davalının bulunduğu Erzurum’da tutulduğunu, Erzurum’da bir mali müşavir yetkilendirilmiş ise de Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi hükmünce Ortaklığın tüm yönetimi müvekkilinde olacağından muhasebenin ve yetkilendirilecek mali müşavirin Ankara’ da bulunmasının işin yönetimi ve denetimi açısından önem arz ettiğini, bu yöndeki taleplerinin de maalesef davalı yanca yerine getirilmediğini, söz konusu eksiklikler ve muhasebenin Erzurum’da olması sebebiyle bahse konu iş için ödenekler alınamadığını, ödenek yokluğu sebebiyle şantiye dahi oluşturulamadığını, işlerin takibi ve tetkiki imkansız hale geldiğini, işin ifasına da bu sebeple başlanamadığını, taraflar arasında oluşturulan adi ortaklık tarafından üstlenilen DSİ YALOVA ÇINARCIK işin de ödenek açıldığı için işe başlandığını ve halen devam etmekte olduğunu, yakın zamanda hak ediş düzenlenerek ödenek alınacağını, ancak ilgili işe ilişkin dava dışı idareye halen bir banka hesabı bildiremediklerini, iş ortaklığı adına açılacak olan banka hesabına çift imzanın iştiraki zorunlu olduğunu davalı tarafın bu yönde yapılan her talebi olumsuz yanıtladığını, idareye karşı üstlenilen edimin ifasını tehlikeye düştüğünü, davalı tarafın devir edip bedelini aldığı işi baltalamak için kötü niyetli, hukuka ve hakkaniyete aykırı eylemlerde bulunduğunu belirterek mahkemenin müdahalesi gerektiğini bu nedenle öncelikle ve ivedilikle, üstlenilen işin ifasına başlanabilmesi, gerekli işlemlerin yapılabilmesi, müvekkilin telafisi zor ya da imkansız zararlara uğramasının engellenmesi ve işin mahiyeti gereği kamu yararı da gözetilerek adi ortaklığa tedbiren yönetim kayyımı atanmasını akabinde ise İş Ortaklığı tadil Sözleşmesi 10. Maddesi hükmünce, müvekkiline, tevkil yetkisine de haiz iş ortaklığı adına bankalarda hesap açma ve kapama, açılan hesaplardan para çekme, vekalete konu Yalova Çınarcık Aydere ve Değirmendere Islahı işi ile ilgili hakediş düzenleme yetkilerinin verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05.04.2021 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini beyan etmiş, vekaletnamesinde davadan feragate yetkileri olduğu belirlenmiştir.
Davalı vekilinin 05.04.2021 tarihli dilekçesinde, davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
6100 Sayılı HMK nın 309/2. Maddesi hükmü uyarınca feragatın hüküm ifade edebilmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir. Aynı yasanın 311. Maddesi hükmü gereğince feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı taraf usulüne uygun olarak davasından feragat ettiğinden, HMK nın 309 ve 311. Maddeleri gereğince kesin hüküm neticesini doğuran feragat nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanununun 22. Maddesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının 1/3’ü olan, 19,77 TL harcın peşin alınan 54,40 TL’den mahsubu ile arta kalan 34,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;
4.-Talep olmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine;
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 06/04/2021 tarihinde karar verildi.

Katip …

Hakim …

¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır