Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/621 E. 2021/437 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/621 Esas
KARAR NO : 2021/437

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı …’ ın eşi …’ ın, davacı müvekkili … ve kardeşi …’ ün … Otomotiv Rent A Car isimli işyerinden bir buçuk yıllık süre zarfında aylık ücret karşılığında araç kiralamakta olduğunu, … … Otomotiv Rent A Car’ dan kiraladığı araç ile yaptığı kaza sonrası, müvekkili … ve …’ ün zararlarını tazmin edemediği için bu zararlara karşılık ödeme sözü vererek 30.000,00 TL karşılığında senet imzaladığını ve davalı …’ ın o dönem nişanlı olduğu …’ a kefil olduğunu, müvekkili …’ ün talebi doğrultusunda verilen bononun … Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında icraya konulduğunu, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve icra takibinin kesinleştiğini, senet aslının … Müdürlüğü’ ne bırakıldığını, davalıların o dönemde borcu kısmen (7.500,00 TL) ödediklerini, ayrıca borca … Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyada takibe itiraz etmişse de haricen tahsil yoluyla icra takibinin kapatıldığını ve … Hukuk Mahkemesi’ nin konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiğini, alacaklı davacının fazlaya ilişkin hakları ve takip hakkı saklı kalmak üzere 7.500,00 TL alacağı alarak, … Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasından fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak feragat ettiğini, davalı tarafın ve eşinin bakiye borçlarını daha sonra ödeyeceklerini beyan ettiğini, dosyada davalıya ait aracın kayden ve fiilen hacizli bulunmakta olup, otoparka çekildiğini, davalının fazla mağdur olamaması için davacının daha sonra ödemeye kabul ettiğini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla icra takibinden vazgeçtiğini, davalının daha sonra bakiye 22.500,00 TL borcunu ödediğini ve hakkında … Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı ve eşi kendilerinin senet verdiklerini kabul ettiklerini, davalı için arabuluculuğa gidildiğini ve davalının kabul etmediğini, davalı …’ ın senedin geriye kalan kısmını ödememesi üzerine de söz konusu senedin dayanak gösterilerek …’ a karşı … Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bu nedenlerle itirazın iptali ile asıl alacak olan 22.500,00 TL asıl alacak ile senet vade tarihinden itibaren işleyecek reaskont faizi ile birlikte tahsilini, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini, %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, zamanaşımı, husumet, derdestlik, yetki itirazında bulunduklarını, icra dosyasındaki senet aslının bizzat müvekkili tarafından teslim alındığını, aslı taraflarında olan bir senede dayanarak açılan davanın reddine karar verilmesini, nitekim senet aslının taraflarında olmasına rağmen bir alacak talebi olduğunu varsaysalar bile senede karşı icra takibinde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, bahsi geçen senedin ödeme gününün 29/05/2015 tarihi olduğu, davacı tarafın arabuluculuk aslını süresinde sunmadığı gerçekçeli ile davanın usulden reddi gerektiğini, itirazın iptali davasında dava açma süresinin 1 yıl olduğu, icra takibine itirazın üzerinden 1 yıldan daha fazla süre geçmiş olduğundan bu nedenlerle davanın usulden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Araç kiralama sözleşmesi kapsamında alınan senedin, kiralanan aracın kaza yapması sebebiyle uğranılan zararın tahsili için konu edildiği icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK nın 6335 sayılı Kanunla değişik 4.Maddesinde ticari davalar sayılmış, aynı kanunun 6335 sayılı kanunla değişik 5. Maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği, 5/3.Maddesinde ise Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu öngörülmüştür. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın ticari dava olup olmadığının 6102 sayılı TTK nın 4.Maddesine göre belirlemek gerekir. Bu düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1. Maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması gerekir. TTK 4/2. Maddesine göre de tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmıştır .
Somut olaya gelince; taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu takibe konulan senedin ve uyuşmazlığın araç kiralama sözleşmesine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin … tarihli kararında “Somut olayda;dosya kapsamında yer alan 07.06.2015 tarihli araç kiralama sözleşmesi incelendiğinde,kiracıların davacı ile dava dışı eşi … olduğu anlaşılmakla,eldeki uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır.Bu durumda ise eldeki davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu görülmektedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.” denildiği görülmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” sulh hukuk Mahkemesi görevlidir.
Görev hususu 6100 sayılı H.M.K. nun 114/1-c Maddesinde dava şartı olarak sayıldıktan sonra, Usul Kanunun 115/1 Maddesi gereğince, davanın her aşamasında dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın taraflarınca ileri sürülebileceği gibi, Mahkemece de re sen gözetileceği bildirilmiş, 114/2 Maddede ise  Mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ettiğinde davanın usulden reddine karar vereceği öngörülmüş olup taraflar arasındaki ihtilaf kira sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2.-HMK.nın 20.maddesi gereği kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın GÖREVLİ NÖBETÇİ ANKARA SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3.-6100 Sayılı HMK’nın 331/2. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama ücretlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce ayrıca değerlendirilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır