Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/605 E. 2021/780 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/605 Esas – 2021/780

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/605 Esas
KARAR NO : 2021/780

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI :….
DAVALILAR :……..
VEKİLİ : ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/12/2021

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilli tarafından davalı hakkında ilamsız takiplerde genel haciz yoluyla Ankara … Müdürlüğünün 2019/6617 sayılı dosyasında icna takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlu; 18.06.2019 tarihli dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine, alacağın tamamına ve tüm ferilerine itirazda bulunduğunu, davalının yetki, zamanaşımı ve haksız ve dayanaksız tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına ve takdir edilecek icra inkar tazminatının da borçludan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, icra takibinin 2019 yılında yapıldığının davacı vekili tarafından belirtildiğini, ancak bu beyanın icra dosyası ile uyumlu olmadığını, ilk defa icra takibinin 2012 yılında açıldığını, 2012 yılında açılan dosyanın dosya numarasının 2012/3095 E. olduğu, davacı vekili icra takibinde istenen %15 gecikme faizi talebinin yasal olduğunu kanıtlayabilmek için Yargıtay …. H.D nin bir kararını dilekçesine eklediğini, Yargıtay’ın kararı her ne kadar doğru bir karar ise de olaya uygun bir karar olmadığını, davacı vekili davada dilekçesinde bir taraftan bonoda yazılı gecikme faizinin sözleşme ile kararlaştırıldığını, bono nedeniyle ticari iş sayılması gerektiğini belirtirken bir taraftan da sözleşmeden kaynaklanan alacağının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilebileceğinden bahsettiğini, satış sözleşmesine ekli bononun incelendiğinde bononun 15/09/2005 tarihli olduğunu, icra takibinin ise 2012 yılında yapıldığını, 2012 yılından sonra ise tekrar takibin yenilendiğini, 2019 yılına kadar herhangi bir işlem yapılmadığı gözetildiğinde davacı vekilinin mahkemeye delil olarak ileri sürdüğü bono 3 yıllık zamanaşımı süresini tamamladığından zamanaşımına uğradığını, delil olarak sunulan bono zamanaşımına uğramakla kambiyo vasfını kaybettiğini, davacı vekili bonodan kaynaklanan bir alacağı zamanaşımına uğraması halinde bu bono ile ticaret mahkemesinde itirazın iptali talebinde bulunamayacağını, davacı vekili ancak genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) sözleşmeye istinaden alacak davası açabileceğini, zamanaşımı itirazlarımızın kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Dava, davacı ile davalılar arasında düzenlenen hektometre (araz ölçer) satış sözleşmesinin ve sözleşmeye istinaden düzenlenen bonolardan kaynaklı alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır.
Dosya kapsamında davalı tarafların gerçek kişi tacir olup olmadığı araştırılmış, Keskin Mal Müdürlüğü Kırıkkale vergi dairesine yazılan müzekkerelerden davalı …’ın tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Kırıkkale vergi dairesi müzekkere cevabından ise davalı … ‘ün 12/08/2004 ile 26/01/2015 tarihleri arasında biçerdöver işletmeciliği yaptığı, 2005 tarihinden sonra herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Ticari davalar aynı yasanın 6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 5.maddesine göre asliye ticaret mahkemesinde görülerek karara bağlanır. Asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Bu açıklamalara göre davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların her ikisinin de tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı taraflar arasında yapılan hektometre sözleşmesi kapsamında düzenlendiğinde uyuşmazlık olmayan bonolardan dolayı alacağı için başlatılan icra takibine yapılan haksız itirazın iptalini talep etmektedir. İcra takibine konu olan satış sözleşmesinin düzenlenme tarihi 25/05/2004 tarihidir. Takibe konu olan bonoların düzenlenme tarihi de 25/05/2004 tarihidir. Taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinin ve bonoların düzenlendiği tarihte yine dava tarihi itibari ile de davaların tacir olmadığı dosya kapsamında giren müzekkere cevapları ile sabittir.bu durumda davaların tacir olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davalının sözleşme tarihinde mesleki amaçla hektometre cihazını satın aldığı anlaşıldığından mahkememiz görevli olmadığından (Yargıtay …. hukuk Dairesi 2015/15259 E. 2016/808 K.) görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM :
Nedenleri gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip ….
e-imzalıdır.

Hakim
e-imzalıdır.

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.