Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2022/197 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/538 Esas – 2022/197
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/538 Esas
KARAR NO : 2022/197

HAKİM :…
KATİP …

DAVACI :…
DAVALI …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememize açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili firmanın, davalı tarafın Ankara-Ostim şubesinde TR… IBAN numaralı vadesiz banka hesabı bulunduğunu, müvekkili firmanın bu hesapla bağlantılı olarak kredi kullandığını ve kredi ödemelerini yine bu hesap üzerinden gerçekleştirdiğini, davalının 18.06.2019 – 20.01.2020 tarihleri arasında bu hesaptan krediyle alakalı olan ve olmayan bir çok kesinti yaptığını. krediyle alakalı olan kesintiler ipotek fek/rehin kaldırma masrafı, ipotek/rehin masrafi, Invex ekspertiz ücreti, kredi tahsis komisyonu adı altında yapılmış ve bunların bedeli toplamda 6.300,00 TL olduğunu, krediyle alakalı olmayan kesintiler ise inaktiflik ücreti, kullanım ücreti, hesap işletim ücreti, dönemsel tüzel ekstresi masrafi adı altında yapılmış olup bunların bedeli toplamda 858,80 TL olduğunu, görüldüğü üzere davalı taraf hem kullandırmış olduğu krediyle hem de genel olarak hizmet vermesiyle alakalı olarak müvekkilden bir çok kesinti yaptığını, durum böyle olmasına rağmen tüm bu sayılanlar dışında müvekkilinden ayrıca Periyodik Hizmet Komisyonu adı altında 13.12.2019 ile 07.01.2020 tarihlerinde sırasıyla 5.250,00 TL ve 2.100,00 TL olmak üzere davalı tarafça toplamda 7.350,00 TL kesinti yapıldığını, davalının hem kullandırmış olduğu kredi için hem de genel olarak bankacılık hizmeti verdiği için müvekkilinden zaten 6.300,00 TL’lık ve 858,80 TL’lik ayrı ayrı kesintiler yaptığını, bu kesintiler dışında müvekkilinden ayrıca Periyodik Hizmet Komisyonu adı altında 7.350,00 TL’lık kesinti yapılmasının diğer bankacılık uygulamalarına, emsal işlemlere, makul sınırlara, hukuka ve hakkaniyete aykırılık içerdiğini, davalı tarafın müzakere etmeksizin ve tek taraflı olarak hazırladığı sözleşme sayesinde müvekkilinden Periyodik Hizmet Komisyonu adı altında kesinti yapmasının genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, genel hüküm niteliğindeki TBK’nun 20. maddesinin somut olaya uygulanması gerektiğini, iddia edip, müvekkilinin banka hesabından Periyodik Hizmet Komisyonu adı altında çekilen 7.350,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik yalnızca 100,00 TL’lık kısmının iadesini, hükmedilecek her türlü alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davaya cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin kıyasen dahi uygulanamayacağı çok net olduğunu, davacı şirket ile müvekkili Banka arasında imza edilmiş Genel Kredi Sözleşmesinin 8.1.maddesi içeriğine göre müvekkil Bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisi bulunduğunu. Müvekkili Bankanın bu hükme istinaden davacı firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilemesi ve tahsisine istinaden davacı taraftan komisyon tahsil ettiğini, bankaların Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olması nedeniyle ücret/komisyon alma hakkı bulunmakta olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun Genel İşlem Koşulları denetimi açısından uygulanması mümkün olmadığını, davacı tacir olup imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf durumda olduğunu, nitekim Genel Kredi Sözleşmesinin imza tarihinden önce davacı yana “Sözleşme Öncesi Bilgi Formu” verilmiş ve kendisi tarafından okunarak teslim al periyodik hizmet komisyonu, risk merkezi bildirimleri, sistem kayıtlarının arşivlenmesi, şube ve alternatif dağıtım kanallarından hizmet verilebilmesi ve bunun yanı sıra kredili müşterilerin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi ve oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi portföyündeki risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edilmekte olduğunu, periyodik hizmet komisyonu belirlenirken müşterilere verilen finansal olmayan hizmetlerin yanı sıra, ilgili dönem içerisinde yapılan istisnalar ve özel nitelikli diğer hizmetler dikkate alındığını, periyodik hizmet komisyonu, banka tarafından üçer aylık dönemlerdeki ortalama kredi bakiyesine göre belirlenmekte olduğunu, Türk Ticaret Kanun’unun “Ücret İsteme Hakkına” ilişkin 20. maddesi ile Borçlar Kanunu’nun “Sözleşme Özgürlüğü”ne ilişkin 26. maddesi yasal dayanaklar olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücreti karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
ING B…iban nolu hesabın 28/06/2019-20/01/2020 tarihleri arası hesap hareketleri getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında banka uzmanı bilirkişisinden alınan son bilirkişi raporunda özetle,
Davalı bankaca, davacı şirket hesabından 29.01.2019 — 29.01.2020 tarihleri arasında; dönem inaktif ücreti, hesap işletim ücreti, invex ekspertiz ücreti, periyodik hizmet komisyonu, ipotek rehin kaldırma ve ipotek rehin masrafları adı altında alınan BSMV dahil toplam 13.125,60 TL tutarın, işlem tarihinde geçerli olan mevzuat ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri ile BDDK web sitesinde yer alan davalı banka masraf ve komisyon listesinde belirlenen miktar ve oranlar dahilinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava davacının davalı bankada bulunan hesabından periyodik komisyon adı altında çekilen bedelin iadesine karar verilmesi isteminden ibaret olup davalı bankanın bankacılık mevzuatına aykırı işlemi olup olmadığı, var ise bu işlemler nedeniyle davacıya iadesi gereken bedel doğup doğmadığı, var ise miktarının ne oldauğu hususlarına ilişkin olduğuna ilişkindir.
Uyuşmazlık ticari nitelikteki kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’un kapsamı dışındadır. Sözleşmenin her iki tarafı tacir olup 6102 sayılı TTK’nun 18/2. maddesi uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi zorunludur. 6098 sayılı TBK’nun 20 ila 25. maddeleri arasında düzenlenmiş olan genel işlem koşullarına ilişkin hükümler tacirler yönünden de uygulanabilirse de TTK’nun 18/2. maddesi hükmü karşısında tacirler bakımından genel işlem koşullarının uygulanıp değerlendirilmesinde her somut olayın özelliğine göre daha dikkatli davranılması gerekir.
09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir (Bkz: Yargıtay … HD.nin 15.04.2019 tarih ve 1303/2961 sayılı kararı).
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde taraflar arasında 08.06.2016 tarihli ve 3.150.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği ve davacının sözleşme akdedilmeden önce Genel Kredi Sözleşmesi Ön
Bilgi Formunu da imzaladığı ön bilgi formunu ve ekindeki sözleşmeyi incelemek,
menfaatlerine aykırı olabilecek sözleşme maddelerini öğrenmek amacıyla teslim aldığı anlaşılmıştır. Davacının TT-ST-2207 Ref. No.lu Taksitli Ticari Kredi
ve TT-ST-2207 Ref. No.lu Taksitli Ticari Kredi
kullandığı belirlenmiş davacıdan yapılan tahsilatlar belirlenmiş olup 29.01.2019 — 29.01.2020 tarihleri arasında; dönem inaktif ücreti, hesap işletim ücreti, invex ekspertiz ücreti, periyodik hizmet komisyonu, ipotek rehin kaldırma ve ipotek rehin masrafları adı altında alınan BSMV dahil toplam 13.125,60 TL tahsil edildiği görülmüştür. 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun “ Merkez Bankası, bankaların ödünç para verme işlemleri ve
mevduat kabulünde uygulanacak azamî faiz oranlarını, katılma hesaplarında kâr ve zarara katılma oranlarını,
özel cari hesaplar dâhil her türlü işlemlerinden elde edecekleri ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatlerin
nitelikleri ile azamî miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya
yetkilidir..” Şeklindeki 144. Maddesi hükmüne istinaden;
Resmî Gazete’nin 22 Kasım 2006 tarih ve 26354 sayılı nüshasında yayımlanmış olan
2006/11188 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4. Maddesinin 2. Fıkrası: “… Bankaların kredi işlemlerinde
sağlayacakları faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ile azami miktar ya
da oranları ve bunların kısmen veya tamamen serbest bırakılması Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca
yayımlanacak tebliğlerle düzenlenir.” şeklinde olup,
bu karara dayanılarak TCMB tarafından yayımlanan 2006/1 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz
Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında
Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ’in;
4. maddesi “… Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları
ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe
belirlenir.”
6. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak
kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında
uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde
ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” hükmü gereği,
bankaların; faiz ve faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların
nitelikleri ve sınırlarını serbestçe belirleyebileceklerinin hüküm altına alındığı görülmektedir.

Yukarıdaki mevzuat ışığında bakıldığında; bankaların müşterilerden talep ettikleri ücretlere
ilişkin sınırlama getiren bir düzenleme bulunmadığından, söz konusu ücretlerde, sözleşme hükümlerine
bakılması gerekmektedir.
Sözleşme öncesi imzalanan bilgi formuna bakıldığında; “Ekte yer alan Genel Kredi
Sözleşmesi; Giriş, Ortak Hükümler ve özel Hükümlerden (Ekler) Sözleşmedeki Ortak Hükümler, yararlanmakta
olduğunuz ürün / hizmet ne olursa olsun, tarafınıza uygulanacak olan hükümlerdir ve özellikle aşağıda
listelenen maddeler, Banka yararına tek taraflı hükümler içermektedir. Sözleşmedeki Ortak ve Özel
Hükümleri ve özellikle aşağıda listelenen maddeleri Türk Borçlar Kanununun Genel İşlem Koşullarına
ilişkin hükümleri çerçevesinde dikkatli şekilde incelemeniz, bunların hukuki ve finansal sonuçları
hakkında gerekli görüyorsanız bir uzmandan yardım almanız önerilmektedir.
Akabinde sizinle görüşmeye ve müzakere yapmaya hazır olduğumuzu bildiririz.” denildikten
sonra
Bölüm 1-Ortak Hükümler başlığı altında
“Faiz, Komisyon, Vergi, Fon ve Masraflar – md. 8.2, 8.5, 8.6, 8.8, 8.9” nolu maddelerin Banka
yararına tek taraflı hükümler içermekte olduğu uyarısının yer aldığı görülmektedir.

Genel Kredi Sözleşmesinde, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili maddelere bakıldığında;
Madde 8 – Faiz, Komisyon, Vergi, Fon ve Masraflar başlığı altında
;

8.1. “Banka, bu Sözleşmeye dayanarak açtığı ve/veya açacağı döviz kredisi, teminat mektubu
ve aval-kabul kredisi, dövize endeksli TL kredi dahil her türlü krediye, yetkili merciler tarafından
bildirilen veya ileride bildirilecek en yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda faiz ve
her nevi komisyonları ve Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerine
veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf ve sair giderleri uygulayacak ve
bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte Müşteri’nin cari hesabına borç yazacaktır.”

8.2. “Banka, bu Sözleşme ile açtığı kredi ve hesaplara bu maddeye göre faiz ve komisyon
tahakkuk ettirmekte iken kredi maliyetlerini ve/veya piyasa koşullannı dikkate alarak ve müşteriye de
bildirimde bulunarak faiz ve komisyon oranlarını değiştirmeye ve uygulamaya yetkili olup, müşterinin
kendisine yapılan değişiklik bildirimini kabul etmeyerek 1 ay içinde borcunu ödeyerek kredinin
tasfiyesini talep etme hakkı saklıdır.”

8.5. “Müşteri, hesabına borç yazılan faiz, vergiler ve fonların ve her çeşit ücret, komisyon,
ekspertiz, muhafaza ücretleri ve sair komisyon ve masrafları ve bunların da gider vergilerini, kredi limiti
müsait dahi olsa Bankaya derhal ve nakden ödemekle yükümlüdür. …”

8.8. “Müşteri işbu Sözleşmenin ve bu nedenle verdiği veya vereceği her türlü teminatlar ve
bunlarla ilgili işlemlerin gerektirdiği ve gerektireceği masraflar ile bunlardaki artışların (sigorta prim
ve masrafları dahil) ve halen mevcut veya ileride ihdas olunacak her türlü vergi, resim ve harçlar ve
tarh edilecek cezaların sigorta prim ve masrafların ve bunlarda yapılacak değişikliklerin getireceği
yükümlülüğün kendisine ait olacağını bunları nakden ve defaten ödeyeceğini kabul ve beyan eder.”
şeklinde düzenlemelerin yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirketin, davalı bankanın ticari kredili müşterisi olduğu, imzalanan Genel Kredi
sözleşmesi kapsamında davalı bankadan 20.05.2019 tarihinde 48 ay vadeli 405.000,00 TL ve
20.11.2019 tarihinde ise 42 ay vadeli 1.700.000,00 TL Taksitli Ticari Yapılandırma Kredisi kullanmış
olduğu sabittir. Davalı banka, davacı şirketin hesaplarından, 29.01.2019 – 29.01.2020 tarihleri arasında; dönem
inaktif ücreti, hesap işletim ücreti, invex ekspertiz ücreti, periyodik hizmet komisyonu, ipotek rehin
kaldırma ve ipotek rehin masrafları adı altında toplam 12.500,57 TL ve bu turarın % 5’i oranında
625,03 TL BSMV tahsil etmiş olduğu tespit edilmiştir.
Bankaca yapılan tahsilatları işlem bazında incelediğimizde;
29.11.2019 tarihinde tahsil edilen BSMV dahil 1.575,00 TL İnvex Ekspertiz Ücretinin;
sözleşme kapsamında ve teminat konusu taşınmazların teminat değerlerinin tespiti için
yürütülen ekspertiz faaliyetleri kapsamında tahsil edilen ücret olduğu,
30.12.2019 tarihinde tahsil edilen BSMV dahil 5.250,00 TL Periyodik Hizmet Komisyonunun;
2019 yılı 1., 2. ve 3. dönem, ayrıca 07.01.2020 tarihinde tahsil edilen BSMV dahil 2.100,00
TL Periyodik Hizmet Komisyonunun da; 2019 yılı 4. dönemine ait Kobi ve Mikro Ticari
müşterilere bankacılık hizmetlerinin paket halinde sunulması karşılığı alınan komisyon olduğu,
30.12.2019 ve 09.01.2020 tarihlerinde tahsil edilen BSMV dahil toplam 3.150,00 TL, İpotek
Rehin ve İpotek / Rehin Kaldırma Masraflarının; teminat konusu taşınmazların ipotek tesis
ve fek masrafları olduğu anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki sözleşmede davalı bankanın periyodik hizmet komisyonu adı altında masraf tahsil etmesini haklı gösterecek bir hüküm bulunduğu ve ve davalı bankanın belirleyip ilan ettiği bir oran ya da tutar olduğu anlaşılmış, yapılan tahsilatın hukuki dayanağının bulunduğu görülerek tüm dosya kapsamından davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;

1-Davanın reddine;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022

Katip … Hakim …
¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır *Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.